340
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
A) Ermenilerin XVIII. Yüzyıl Osmanlı Toplumu İçindeki
Durumu
XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumunda Ermeniler konusunu, birkaç baş-
lık altında toplayarak incelemek mümkündür. Bunlar, XVIII. yüzyılda Er-
menilerin Osmanlı Devleti’ndeki yerleşim alanları, Ermenilerin Osmanlı
toplumu içinde sahip oldukları imkânlar, Ermenilerin XVIII. yüzyıldaki
yaşam biçimleri ve Ermenilerin Toplumun diğer üyeleri gibi karşılaştıkları
sorunlar şeklinde belirlenmiştir.
Unutmamalıdır ki burada, XVIII. yüzyılda Ermeniler konusuyla ilgili
olarak incelemelerde ortaya çıkan durumlar, sadece Ermenilere özgü olan-
lar değildir. Ermenilerin XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumunda sahip olduğu
durumların benzerlerine, toplumun diğer üyeleri de sahiptirler.
Osmanlı Devleti’nin, tebaasının veya ülkesinde yaşayan bütün insan-
ların sorunlardan uzak huzurlu bir şekilde yaşaması ortamını hazırlamak
için, hoşgörü ve adalet ilkelerini hâkim kılmaya çalışması söz konusudur.
Bu ilkeler doğrultusunda toplum üyelerini yönlendirerek, sorunların çözü-
mü için siyasetler geliştirmiştir
12
. Osmanlı Devleti’nin toplum yaşamında
ve dünya siyasetinde nizam-ı âlem ilkesini hâkim kılmayı hedefl ediği, ger-
çek anlamda onu inceleyenler tarafından çok iyi bilinmektedir. Tebaanın
veya reayanın himayet ve sıyanetleri, Osmanlı Devleti’nin önde gelen top-
lum siyasetlerinden biridir. Ancak bu ilkelerin ve uğrunda geliştirilen siya-
setlerin, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan çöküşüne kadar nasıl cerayan
ettiği araştırılması gereken bir konudur. Devletin yapısında zamanla mey-
dana gelen gelişmeler, söz konusu bu ilkelerin XX. yüzyıl başına kadar
toplum üzerinde hâkim kılınamadığı gerçeğini de ortaya koymaktadır.
12 İbrahim Güler, “Une Mosaïque Culture Dans Les Odjaks De l’Ouest En Afrique Du
Nord À L’époque De l’Empire Ottomane XVIIIe Siècle: Exemple de la Tunisie (Osmanlı
Devleti’nin XVIII. Yüzyılda Kuzey Afrika’da Garb Ocaklarındaki Kültür Mozaiği: Tunus
Örneği)”, La Sublime Porta e l’egemonia del Mediterraneo tra Stati e Imperi (Devletlerle
İmparatorluklar Arasında Bab-ı ‘Ali’nin Akdeniz’de Egemenliği), 10th International Cong-
ress of Economic and Social History of Turkey (10. Uluslararası Türkiye Ekonomik ve Sos-
yal Tarihi Kongresi), IOSEH (International Association of Otoman Social and Economic
History), 28 Settembre-01 Ottobre 2005, Università Ca’ Foscari Venezia Dipartimento di
Studi Eurasiatici, Venizia, Ca’ Dolfi n-Auditorium Santa Margherita, Venice/Italie.
341
Doç. Dr. İbrahim GÜLER
1-Ermenilerin XVIII. Yüzyıldaki Yerleşim Alanları
XVIII. yüzyıla ait tespit ettiğimiz belgelerden anlaşıldığına göre Er-
meniler, Osmanlı toplumu içinde ülke topraklarının farklı bölgelerinde
farklı işlerle uğraşarak, hatta antlaşma gereği Osmanlı Devleti’nin impa-
ratorluk topraklarında ticaret yapma imtiyazını elde etmiş başka ülke veya
devletlerin insanları ile alış-verişler yapıp sair ilişkilere girerek, hayatlarını
sürdürmüşlerdir. Onların, devletin birbirinden farklı özelliklere sahip Ha-
lep, Tokat, İzmir, Samsun gibi çeşitli şehirlerinde veya bölgelerinde, ya-
şamlarını sürdürdüklerine şahit olunmaktadır
13
.
Bu önemli yerleşim birimlerinden başka, Ermenilerin XVIII. yüzyılda
yaşadığı yerler arasında, Manisa, Tekirdağ, Eğin de bulunmaktadır. Belirti-
len bu yerler bize Ermenilerin Osmanlı Devleti’nin Anadolu coğrafyasında
sadece bir bölgede ikamet etmediklerini, Osmanlı toplumu içinde bulunan
diğer, ırk ve dine mensup insanlar gibi ülkenin doğusuyla, batısıyla, ku-
zeyiyle ve güneyiyle bütün bölgelerde yaşamlarını sürdürdüklerini ortaya
koymaktadır.
Ermeniler, Osmanlı toplumunda bu yerleşim birimlerinde sadece tek
tük üyelerden ibaret bir şekilde yaşamlarını sürdürmemişlerdir. Osmanlı
Devleti’nin genel toplum yapısı içinde bir cemaat veya bir topluluk ha-
linde kendilerine özgü mahallelerinde gelenek ve görenekleriyle birlikte
varlıklarını devam ettirmişlerdir.
Bu anlamda XVIII. yüzyılda Ermenilerin yaşadığı şehirlerden biri
olan Manisa’da, toplam 53 mahalleden 2’si Ermeni mahallesi idi. Geri ka-
lan 49’u Müslüman, 1’i Yahudi, 1’i de Rum mahallesiydi
14
. Tekirdağ’da da
bu yüzyılın ilk yarısında Ermeni ve Rum mahalleleri bulunuyordu. Erdel
Kralzadelerinden olan Rakoçi Ferenç’in gelişen siyasî hadiseler dolayı-
13 Bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Mühimme Defteri, Defter No: 115, s.98, Hüküm:
406, belge tarihi: Fî evâsıt-ı Ca sene <1>118 (25 Ağustos 1706); Defter No: 115, s.98, Hü-
küm: 1486, belge tarihi: Fî evâsıt-ı Z sene 1119 (8 Mart 1708); Düvel-i Ecnebiyye Defteri,
Defter No: 26/1, s.120, Hüküm: 317, belge tarihi: Fî evâili Zi’l-hicce sene <11>72 (25
Temmuz 1759); Defter No: 34-2/11, s.251, Hüküm: 1558, belge tarihi: Fî evâili Za sene
<1>179(10 Nisan 1766 ).
14 Manisa’da muhtelif tarihlerde yaşayan Ermeni nüfus ve hane sayısı hakkında bazı tespitler
yapmış olan Yugo Nagata’nın verdiği Ermeni nüfusuyla ilgili rakamlar için bkz. Yugo Na-
gata, Tarihte Âyânlar: Karaosmanoğulları Üzerine Bir İnceleme, TTK Basımevi, Ankara
1997, s.16, 20–21.
342
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
sıyla Tekirdağ’daki Rum ve Ermeni mahallelerindeki münasip konaklarda
ikâmet ettirilmeleri konusunda hüküm emri çıkarılmıştı
15
.
Daha önceki yüzyıllarda da Ermenilerin Osmanlı Devleti’nin Anadolu
coğrafyasında sadece bir bölgede ikamet etmediklerini, kendilerine özgü
mahallelerinde gelenek ve görenekleriyle yaşamlarını sürdürdüklerini gös-
teren göstergeler vardı. Bir tesbite göre Malatya’da, 1530’larda Ermeniler
şehirdeki 4 mahallede meskûn bulunuyorlardı. Bu mahallelerde aynı za-
manda Müslümanlar da yaşıyorlardı. Yani, Osmanlı toplumunda Ermeni-
ler ve diğer cemaatler, kendilerine özgü mahalleleri bulunmakla birlikte,
bu mahallelerde Müslümanlarla birlikte yaşamlarını sürdürmekteydiler.
Bu mahallelerde yaşayanlar arasında Müslüman şahıs isimlerinin bulun-
ması bu gerçeği kanıtlamaktadır
16
. Osmanlı Devleti tahrir defterlerine bağ-
lı olarak yapılan bir başka tespitte de, XVI. yüzyılda (1518–1566) Elazığ
(Harput) sancağının genel nüfusu içinde, cinsiyetlere göre oranlar belirtil-
mektedir. Buna göre, sancakta nüfusun % 56-62’sini Müslümanlar, % 40-
45’ini Ermeni, Süryanî ve Rumlar teşkil etmekteydi
17
. H. Andreasyan’ın
Polonyalı Simeon’un gözlemlerine bağlı olarak verdiği bilgiye göre, XVII.
yüzyıl başlarında bu sancağın merkezi olan Harput (Elazığ) şehrinde 100
hane Ermeni bulunmaktaydı
18
.
Anadolu’da XVIII. yüzyılda Ermeni Pazarı gibi yer isminin bulun-
ması, bu dönemde Ermenilerin, Osmanlı ülkesinde muhtelif bölgelerde
yaşamlarını sürdürmelerinden başka, Osmanlı toplumu içinde onlara özgü
gelenekçi bir anlayışın da mevcut olduğunu ve korunduğunu ortaya koy-
maktadır. Bu yer ismi, Ermenilerin imalât ve üretimlerini pazarlama iş-
lerini ve toplumla kaynaşmalarını ortaya koyması bakımından da dikkat
çekicidir. Ermeni Pazarı yer ve yerleşim adı, Ermenilerin Osmanlı toplu-
munun bir öğesi olarak, o toplum içinde özgün bir yapı veya durumları ile
yaşamlarını sürdürdüğünü de kanıtlamaktadır
19
.
15 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV. Cilt (XVIII. Yüzyıl), 2. Kısım, 2. Baskı,
Ankara 1983, s.123–124.
16 Bkz. Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516–1560), Malatya Belediyesi
Kültür Yayınları, No: 6, Malatya 2002, s.86–87.
17 Bkz. Mehmet Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Harput Sancağı (1518–1566), Ankara 1989, s.228.
18 Bkz. Ünal, a.g.e., s.71.
19 Bu Ermeni Pazarı adlı yer hakkında bkz. Özkaya, Osmanlı İmparatorluğu’nda Âyânlık,
Anakara Üniversitesi Basımevi, Ankara 1977, s.36, 136. Ermeni Pazarı adı, ilk dönem
Osmanlı Tarihi kaynaklarında da geçmektedir. Bu yer adının, aynı zamanda Ermeni Beli,
Ermeni Derbendi, Pazarköy şeklinde de anıldığı, Osman Bey’in fetih yerleri arasında bura-
nın da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bkz. İbn Kemal, Tevârih-i Âl-i Osman, I. Defter, Yayına
Hazırlayan Şerafettin Turan, Ankara 1970, s.83, 88.
1>11>1>
Dostları ilə paylaş: |