Hazirlayanlar



Yüklə 3,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə116/189
tarix10.12.2017
ölçüsü3,37 Mb.
#15029
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   189

352

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

maat üyeleri tarafından, bir takım karışıklıklar ve haksızlıklar yaratıldığı 

görülmektedir. 

İç yapılarında yaşadıkları sorunlar arasında,  dinî taassubun,  kilise-

lerdeki makam ve mevkileri elde etme ihtiraslarının, mezhep farklılıkları 

nedeniyle bir başka mezhebe yönlendirme baskılarının, diğer  Hıristiyan 

üyelerle yaptıkları alışverişlerin veya ticaretin, ölen yakınlarının terekele-

rine diğer Hıristiyan üyelerce müdahale edilmesinin, Fransızların hami-

liklerine ve manevî  baskılarına karşı oluşan tepkilerin etkileri vardır. 

Dinî taassuptan kaynaklanan sorunlar, esasen Osmanlı toplumunda sa-

dece XVIII. yüzyılda görülen durumlar değildir. Daha önceki asırlarda da 

dinî taasubun yarattığı huzursuzluklara rastlanmaktadır. Bu taasubun bir 

kısmı Müslümanlar, bir kısmı da gayrimüslimler ve Ermeniler tarafından 

yaratılmaktadır. 

Müslümanlar tarafından yaratılan bir taasub örneğine Sultan III. Mu-

rat devrinde XVI. yüzyılın sonlarına doğru Karaman’da, Ermeniler ve di-

ğer Hıristiyanlar tarafından yaratılan taassub örneğine ise XVIII. yüzyılda 

İzmir ve Halep’te rastlanmaktadır.

XVI. yüzyıl Karaman toplumunda Müslüman ahaliden bazıları, dinî 

tahammülsüzlükten veya bağnazlıktan dolayı, aynı  şehirde yaşadıkları 

bazı zımmîleri gizli gizli âyin yaptıkları, Müslümanlara şarap sattıkları id-

diasıyla Karaman mahkemesine gelip şikâyette bulunmuşlardı. Ancak, on-

ların bu iddialarla yaptıkları şikâyetler, zımmîlerin âyin yapmalarına mani 

olmak şeklinde değerlendirildiğinden, Karaman Mahkemesi’nce alınan bir 

kararla 30 Ocak 1592 tarihinde reddedilmiştir

44

.



 

44  Dinî  taasub ve şikâyetler zaman zaman Osmanlı toplumunda meydana gelen sosyal (ileti-

şim-ilişkiler alanındaki) hadiselerdendir. Bu konudaki örneğimiz şöyle: Kazıyye-i hüccet-i 

zımmîyân-ı Larende: Oldur ki, halâ nefs-i Larende’de sâkin zımmîlerden İsa nam zımmî 

yedinden Karaman Beglerbegisi dâme ikbâlehü hazretleri kıbellerinden mektûb-ı serîf vâ-

rid olup mazmûn-ı şerîfi nden münderic olan budur ki, bunların mukaddema olan kenîsaları 

olmamakla içlerinden Keşiş, Teberrük nam kimesnenin bir tâm ki, bir tarafı tarîk-i ‘âmm ve 

bir tarafı tarîk-i hâss ve iki tarafı mezbûr Keşiş’in mülkî ile mahtûd olan Teberrük’ün evini 

merkûm Keşiş iştirâ idüp Keşiş’in mülkî olup ve zımmîyân tâifesi mezbûr Keşiş’in rızası 

ile erkân ve âyin-i bâtılları üzere merkûmun mülk evi içinde ibâdet itmelerine ehl-i şer‘ 

rıza virüp ellerinde olan fetevâ-yı şerîfl eri mûcibince otuzbeş kırk yıl ibâdet idegelüp ehl-i 

İslâm’dan ba‘zı kimesneler “Sizün kadîmden kilisanız yokdur” deyü ibâdetlerine mani‘ 

olmak isteyücek ellerinde olan emr-i serîf ve fetevâ-yı münîf muktezasınca mezbûr zım-

mîlerün men‘ine kâdir olmadıklarına kâdı-ı sâbık dahi ellerine hüccet-i şer’iye virüp âyîn-i 

batılaları üzerine ibâdet idegelüp mezbûr Keşiş fevt olmakla gine ehl-i İslâm’dan ba‘zı 

kimesneler mezbûrlarun mülk-i meşrû‘ı evi içinde ibâdet itmelerine mani‘ olmak isteyücek 

merkûm Keşiş’in oğulları Usta ………. ve Bahtiyar ve Hızır nam kimesneler “Mezbûrûn 



353

Doç. Dr. İbrahim GÜLER

XVI. yüzyıl sonlarında Karaman’da meydana gelen hadisede dikkat 

çeken bir husus, Osmanlı Devleti’nin böyle durumlarda mahkemeleri ka-

nalıyla, tebaasının -Müslüman olsun Hıristiyan olsun veya diğer bir dine 

mensup zümreler olsun- hak ve hukukunu sağlayıp, adaletini ortaya koya-

rak tarafl arı hoşgörülü bir ortama yönlendirmesidir. Toplumdaki, tutucu-

luk ve bağnazcılık sorununu çözüme kavuşturmasıdır. Onların haklarını, 

diğer tarafa karşı koruyup hukuk düzenini ve adalet anlayışını hâkim kıl-

mak için çalışmasıdır. Müslümanlarla Hıristiyanlar veya Ermeniler, Hı-

ristiyanlarla Hıristiyanlar veya Ermeniler ve diğer gayrimüslim bir dine 

mensup insanlar arasında haklı olana hakkını verme ilkesini sürdürmesidir. 

Gayrimüslimler ile bunlar içinde yer alan Ermenilerin gündelik hayatları-

na ve ibadetlerine ilişkin, yine kendi dindaşlarının veya Müslümanların 

bağnazlıklarından kaynaklanan müdahalelerini önleyen ve onları koruyan 

kararlar almasıdır.

Osmanlı Devleti’nin taşradaki mahkemeleri veya merkezdeki yüksek 

mahkemesi olan Divan-ı Hümayun’u, Müslüman ve gayrimüslimler veya 

Ermeniler arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda, adalet ilkesi içinde ha-

reket etmekte, cinsiyet ve din ayırımına bakmamaktadır. Mahkemelerin, 



adalet ilkesi içinde, gerektiğinde Müslüman şikâyetçilerin aleyhine ve 

gayrimüslimler veya onlardan bir zümre olan Ermeniler lehine karar alma-

sı, onlara toplum içinde eskiden olduğu gibi yaşama ve hayatlarını devam 

ettirme hakkını vermesi söz konusu idi. 

Karaman’da Müslümanlarla zımmîler arasında XVI. yüzyıl sonlarında 

meydana gelen hadisenin benzerlerinin, kuşkusuz XVIII. yüzyıl Osmanlı 

toplum yapısında Ermeni ahali üyeleri ile Müslümanlar veya tarafl arının 

her ikisinin de zımmî olduğu üyeler arasında da yaşanmış olması muhte-

meldir.

zımmîyân tâifesi ile mezbûr babam Keşiş, Teberrük nam zımmîden satun alduğı bir bâb 



tam içinde ibâdet ideriz, babam Keşiş zemanından bu ana gelince otuzbeş kırk yıl vardır” 

deyü i‘tirâf eyleyüp “Babam zemanında kimesne mani‘ olmadu gine mani‘ olmasın elimiz-

de olan emr-i şerîf ve fetevâ-yı münîf muktezasınca tâifemizle âyin erkânımız üzere ibâdet 

idek” deyücek bu vesîka-i şârihatü’l-beyân ketb olunup yedlerine def‘ ve vaz‘ olundığı 

imde’l-hâce ihticac idmezler. Cerâ zalike ve hurrire fî evâsıtı Rebî‘ü’l-âhir sene elf. 

 

Şühûd: Hasan Fakıh bin Mustafa, Muslıhıdddin Halife bin Davud Halife, İbrahim Çelebi 



bin Ali Beg, Eş-Şeyh Ferruh Efendi bin Hasan, Süleyman Çelebi bin Ramazan, Eş-Şeyh 

Pir Ahmet bin Abdüllatif, Haydar Beg bin Abdullah, Usta Bekir bin Pir Ahmet, Şeyh Çelebi 

bin Emir Kadı, Emrullah Çavuş bin İlyas, Lütfullah bin Piri, Mehmed Çelebi bin Ahmet 

Çelebi ve İsmail bin Molla Pir ve gayrihim. Güler, H.1000 Tarihli Karaman Şer’iye Sicili, 

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ya-

kınçağ Tarihi, İstanbul 1986, s.99.




Yüklə 3,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə