rası pek çok ödüle hak kazandık.
Yeşil yerleş-
ke olma yolundaki adımlarımız ise, bundan
yaklaşık 15 yıl önce atıldı. Bu tarihte, üniversi-
tenin enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kay-
naklarıyla nasıl karşılanabileceği ön planday-
dı. Zamanla gerçekleşen yatırımlar ve gelen
çok sayıda fikir arasından olgunlaşanlar, yük-
sek enerji verimliliği hedefiyle devreye alınma-
ya başlandı ve yüzde 60’a varan bir tasarrufa
ulaşıldı. Ulaştığımız başarıda, Avrupa
Birliği’nden aldığımız desteğin de önemli bir
katkısı bulunuyor. Bununla birlikte, ilk kez
2003 yılında “Civic Trust Green Flag Award
(Civic Trust Yeşil Bayrak Ödülü)” ödülünü
alan tek üniversite yerleşkesi olmamızın da bu
paralelde altını çizmem gerekiyor.
Üniversitemizin Çin’de bulunan yerleşkenin
ise bambaşka bir yapısı bulunuyor. Bu yerleş-
kemiz, en başından itibaren tasarlanırken çev-
reci özelliklerle donatılması için planlandı. Sıfır
karbon salımına sahip bir bina hedefiyle yola
bazında ele alıyor, kullanılabilecek yalıtım mal-
zemeleri ve teknolojiler üzerine Ar-Ge faaliyet-
lerinde bulunuyoruz. En kapsamlı projelerden
biri, Katar’da 20 milyar dolar maliyetle inşa
edilen Masdar şehri. Bu şehrin inşasının te-
melinde yatan fikir, sıfır enerji tüketimine ulaşı-
labilmesidir. Elbette, başta soğutma için kulla-
nılan klimalar ciddi bir enerji tüketimine ne-
den oluyor. Hedef, yenilenebilir enerji kaynak-
larıyla oluşan karbon miktarını azaltmak ve sı-
fırlamak. Bu bağlamda, bölümümüzde geliştir-
diğimiz fikir ve teknolojileri Masdar yönetimine
sunuyoruz.
Bölümünüz bünyesindeki Çevre Eğitim
Merkezi’nde yürüttüğünüz çalışmalarla
ilgili bilgi verir misiniz?
Yoğunlukla ulusal bazda çalışmalar sürdürsek
de, pek çok ülkeden gelen kişilere eğitim veri-
yoruz. Brezilya, Meksika ve İran gibi farklı ülke-
lerden gruplara, yetkinlik alanlarımız dahilinde
eğitimler veriyor, ayrıca yine çok sayıda ülkede
düzenlenen etkinliklere katılarak birikimlerimizi
paylaşıyoruz. Özellikle eski bina stoğunun yo-
ğun olduğu ülkeler, daha ön planda bulunu-
yor. Gerek merkezimizde eğitim alanlar, gerek-
se ziyaret ettiğimiz ülkelerdeki isimler, binalar-
da sağlanabilecek enerji tasarrufu ve bu bilin-
cin yaygınlaşmasında önemli rol oynuyorlar.
Üniversitenizin yerleşkesi yeşil bina olarak
tasarlanmış. Binanın özelliklerinden söz
eder misiniz?
Üniversitemiz, dünyanın en çevre dostu yer-
leşkelerinin sahibi olarak haklı bir üne sahip.
Bugüne kadar gerek ulusal, gerekse uluslara-
çıktı ve bunu başardık. Yerleşkemizde tasar-
ruf oranı yüzde 60’ı bulan çevre dostu bir bi-
namız bulunuyor. Sürdürülebilir enerji merkezi
olarak da çalışmalarını sürdüren bu binamız-
da kullanılan rüzgâr ve fotovoltaik gibi çevre
dostu yenilenebilir enerji kaynakları, Çin’de in-
şa edilen yeni şehirlerin tasarımında da be-
nimsenmiş durumda. Bu kapsamda, bölümü-
müzün yalnızca merkezimizin bulunduğu
İngiltere’de değil, dünyanın en kalabalık nüfu-
sa sahip ülkesi Çin’de de oldukça aktif oldu-
ğunu söyleyebiliriz.
Dünyada yeşil binaların gelişimini ve bu tür
binaların yaygınlaştırılmasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Yeşil binalar ve binalarda enerji verimliliğiyle il-
gili her gün artan bir bilincin olduğunu söyle-
mek mümkün. Avrupa özelinde baktığımızda,
özellikle Almanya’nın diğer ülkelerden önde ol-
duğunu görüyoruz. İngiltere ve Almanya, şu an
en yaygın kullanımın olduğu iki ülkeyi temsil
ediyor. Bu başarının arkasında ise özellikle
uzun vadeli hazırlanmış, detaylı bir planlama
bulunuyor. Özellikle Almanya, yenilenebilir
enerji yatırımlarına verilen teşviklerden yalıtım
alanındaki yönlendirici uygulamalara kadar ol-
dukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi.
Dünyada karbon salımında üst sıralarda bulu-
nan Çin’de de benzer bir çalışmanın olduğunu
görebiliyoruz. Bu alanda aktif olmak isteyen ül-
kelerin de, benzer bir şekilde hareket etmeleri
gerekiyor.
HERB Projesi ve hedefleriyle ilgili neler
söylemek istersiniz?
HERB Projesi, Avrupa Birliği tarafından destek-
lenen önemli projelerden biri. Avrupa Komisyo-
nu tarafından fonlanan bu proje, AB genelinde
11 ülkeden 17 iş ortağını kapsıyor. Bu ülkeler
arasında farklı iklim koşullarına sahip olan Por-
tekiz, İsviçre, İngiltere ve İtalya gibi ülkeler de
bulunuyor. HERB Projesi, özellikle eski yapıla-
rın günümüz teknolojileriyle yenilenmesi ve
enerji tasarruflu hale gelmelerinin yolunu açan
bir çalışma. Gerçekleştirilen örnekler arasında
enerji tasarrufunda yüzde 80 gibi ciddi oranla-
ra ulaşanlar var. Yalnızca son 15-20 yıla ait
olanlar değil, 1800’lü yılların sonlarında yapılan
binalar da HERB Projesi’nin odaklandığı konu-
lar arasında yer alıyor. Projenin, 11 ülkedeki
milyonlarca insanı ve binayı etkilediğini düşü-
nürseniz, enerji verimliliğinde sağlanabilecek
faydaya ait resmi daha net görebilirsiniz.
AB 7. Çerçeve Programı HERB Projesi Başlanıç Toplantısı Nottingham Üniversitesi'nde gerçekleştirildi
Masdar City Projesi
10
Röportaj
10
Yunanistan’da faaliyet göste-
ren Green Evolution şirketi,
çevre ve enerji odaklı faali-
yetler yürütüyor. Kurumlara
çevre dostu teknik çözümler
sunan şirket, aynı zamanda
karbon salım oranlarını dü-
şürmek isteyen kurumlara
da hizmet veriyor. Ayrıca Yu-
nanistan hükümetine enerji
ve karbon finansmanı alanın-
da danışmanlık hizmeti veri-
yor. Green Evolution CEO’su
Dr. Ioannis Pappas, karbon
finansmanı ve enerji piyasa-
ları alanında kıdemli bir da-
nışman. 20 yıldan uzun sü-
redir ulusal ve AB araştırma
projelerinin yöneticiliğini ya-
pıyor. HERB projesi kapsa-
mında gerçekleştirilen semi-
nerde röportaj yaptığımız Dr.
Pappas, İzocam gibi HERB
projesinin ortaklarından ol-
duklarını, çok sayıda ülke-
den kurumun projede yer al-
masının, enerji verimliliğine
sahip binaların yaygınlaştırıl-
masını da beraberinde geti-
receğini dile getiriyor.
Green Evolution’ın kuruluş
amacı nedir?
Faaliyetlerinizden söz
eder misiniz?
Green Evolution, 2009 yılın-
da kuruldu. Ana faaliyet alanı
olarak, enerji ve çevre odak-
lı, mali ve hukuki konularda
danışmanlık hizmetleri veri-
yoruz. Enerji verimliliği uygulamalarının yaygın-
laştırılması adına, çevre dostu teknik çözümler
konusunda kurumlara destek oluyoruz. Bu-
nunla birlikte, karbon piyasası özelinde hizmet-
lerimiz de bulunuyor. Çalışmalarımız kapsamın-
da, salım oranlarını düşürmek isteyen kurumla-
ra, bu hedeflerine ulaşmaları konusunda yar-
dımcı oluyor, üretime yeni başlayacak tesisle-
rin, gerek uluslararası standartlara uyma, ge-
rekse rekabette avantaj sağlama yolunda uy-
gulaması gereken çözümleri şekillendirerek
devreye almalarını sağlıyoruz. Geniş bir portfö-
ye sahibiz. Kyoto Protokolü’nde alınan kararla-
ra uyum için gerekli mekanizmanın üretilmesi,
karbon pazarına uygun finansal pazarlama
enstrümanları, kurumların karbon ayak izlerini
düşürmelerini sağlayan çözümler, raporlama
“Sıfır karbon salımlı binalar hedefliyoruz”
Green Evolution CEO’su Dr. Ioannis Pappas, yalıtımın binalarda enerji verimliliğini sağlamada en yaygın
ve etkin kullanılan alanlardan birisi olduğunu söylüyor: “İleride yalıtılmış binaların sayısının artmasının
sonuçlarını daha net görebileceğiz. Gelişen yalıtım teknikleri, verimlilik artışını da sağlayacaktır” diyor.
altyapısı, hem kamu hem de özel sektör için
yeşil enerji uygulamaları, portföyümüzün önde
gelen başlıkları olarak sıralanıyor.
Sera gazı yönetimi alanındaki
faaliyetlerinizden söz eder misiniz? Kimler
hizmet alıyor?
Bu alanda pek çok sektörden söz etmek
mümkün. Uygulamalarımız arasında özellikle
perakende ve gıda sektörlerinin daha fazla ön
plana çıktığını düşünüyorum. Elbette, farklı sek-
törler için de o sektöre özel uygulama ve çö-
zümler üretmek mümkün. Kyoto, bu kapsam-
da önemli standartları içeriyor. Yeşil ekonomi
ve karbon ayak izi azaltımına yönelik çalışmalar
büyüyen bir pazarı oluşturuyor. Yalnızca kamu
değil, özel sektör için de önemli bir büyüme
potansiyeli söz konusu. İklim
değişikliğinin oluşturacağı
etki konusunda artan bilinç-
lenmeyle birlikte, bizim gibi
danışmanlık hizmeti veren
firmaların öneminin daha da
artacağına inanıyoruz.
Karbon ayak izini
hesaplamaya ve
azaltmaya yönelik ne tür
çalışmalar yapıyorsunuz?
Bu alanda çeşitli hizmetleri-
miz bulunuyor. Özellikle yeni
şirketler, yatırımları sırasında
gerek Avrupa Birliği’nin, ge-
rekse uluslararası kurumların
standartlarına uyumlu hare-
ket etmek durumunda. Bu-
nun için de izlemeleri gere-
ken bir yol ve kurallar zinciri
bulunuyor. Biz, bu alanda
gerek yeni şirketlere, gerek-
se karbon ayak izlerini dü-
şürmek isteyen mevcut ku-
rumlara nasıl bir yol izlemele-
ri gerektiği konusunda yar-
dımcı oluyoruz. Bir kurumun,
karbon ayak izini azaltma ko-
nusunda iyileştirebileceği
pek çok nokta bulunuyor.
Bu başlıkların, uluslararası
hukuk kuralları çerçevesin-
de, doğru bir yolda sorun-
suzca izlenmesi için çeşitli
analizler gerçekleştiriyoruz.
Hizmet verdiğimiz kurumun
yöneticileriyle bir araya gele-
rek izlenmesi gereken strate-
jinin hedeflerini belirliyor ve
bunun raporlamasını gerçekleştiriyoruz.
Yunanistan hükümetine enerji ve karbon
finansmanı alanında verdiğiniz danışmanlık
hizmetinden söz eder misiniz?
Kamu kurumları, çevreci uygulamaların yaygın-
laştırılmasında önemli bir role sahip. Yunanistan
hükümeti de bu doğrultuda enerji verimliliği ve
daha yeşil bir dünya için üzerine düşen sorum-
lulukları yerine getirmeyi amaçlıyor. Bu doğrul-
tuda; bir kamu binasında uygulanabilecek
enerji verimliliği uygulamalarından, yenilenebilir
enerji kaynaklarıyla, örneğin bir binanın çatısına
yerleştirilecek güneş panelleriyle enerji üretimi-
ne kadar çok çeşitli alternatifler mevcut. Verdi-
ğimiz hizmetlerle kamu binalarının çevre odaklı
dönüşümüne destek olduk. Yaptığımız model-
Green Evolution CEO’su
Dr. Ioannis Pappas