İ zo ca m m a n to



Yüklə 0,49 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/19
tarix18.06.2018
ölçüsü0,49 Mb.
#49337
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19

6

Röportaj

6

Yenilikçi yaklaşımlar, her sektörde olduğu gibi 

yalıtım sektöründe de son derece önemli. Her 

geçen gün büyüyen ve gelişen yalıtım sektö-

ründe yapılan Ar-Ge çalışmalarının daha fazla 

artması gerekiyor. Bu noktada yalıtımın lider fir-

ması İzocam, piyasaya sunduğu yeni ürünlerle 

farklılık yaratmaya devam ediyor. İzocam Genel 

Müdürü A. Nuri Bulut, yalıtım sektöründe kon-

vansiyonel ürünlerin pek değişmediğini ve bu-

luş sayısının çok az olduğunu, bu nedenle yeni 

bir şeyler yapmak için farklı uygulama alanları 

yaratmak gerektiğini söylüyor. “Yaptığımız kü-

çük değişikliklerle bile, hem bir ürünün özelliği-

ni arttırıyor hem de maliyet avantajı sağlayabili-

yoruz” diyen Bulut, hem Türkiye’de hem de 

dünyada neler olup bittiğini takip ettiklerini dile 

getiriyor.

Bulut, Avrupa’da olan, ancak Türkiye’de olma-

yan yeni sistemler ortaya koyduklarını belirtiyor. 

5 kişilik bir Ar-Ge ekiplerinin olduğunu ifade 

eden Bulut, ürün geliştirme, Ar-Ge ve teknoloji 

konusunda çalışmalar yaptıklarını vurguluyor. 

Bir AB projesi olan HERB kapsamında, İTÜ ve 

TTMD ile birlikte gerçekleştirilen seminer sıra-

sında röportaj yaptığımız Bulut, bu tür faaliyetle-

re devam edeceklerinin, üniversiteler ve dernek-

lerle işbirliklerine açık olduklarının altını çiziyor. 



İzocam’ın yenilik ve Ar-Ge kültürüyle ilgili 

neler söyleyebilirsiniz?

İzocam için Ar-Ge kültürü aslında eski bir olgu. 

Yıllardır piyasaya yeni ürünler sunmayı, geliştir-

meyi ve bu ürünlerle farklılık yaratmayı hedefli-

yoruz. Her yıl mutlaka 2-3 yeni ürün üretmeye 

ve bu ürünleri piyasaya sunmaya, bunu yapar-

ken de rakiplerden farklı bir şeyler ortaya koy-

maya gayret ediyoruz. Bu konuda çalışan bir 

ekibimiz de var. Özellikle teknik ürünlerde ol-

dukça başarılıyız. Rutin işlerden sıyrılıp biraz da-

ha farklılık yaratacak ürünler sunabiliyoruz. Yalı-

tım sektörü, elektronik gibi, çok hızlı hareket 

eden bir sektör değil. Bu nedenle sektörde, ye-

ni bir şeyler yapabilmek için farklı uygulama 

alanları yaratmak, ürünün katma değerini arttı-

ran bir şeyler ortaya koyabilmek önemli hale ge-

liyor. Yaptığımız küçük değişikliklerle bile, hem 

bir ürünün özelliğini artırıyor hem de maliyet 

avantajı sağlayabiliyoruz. Bunlara odaklanmak, 

rekabetçi olanın ön koşuludur. 

Aslında yaptığımız çalışmalar bunlardan ibaret. 

Seminerde yaptığım açılış konuşmasında da 

söylediğim gibi, biz sadece kendi ülkemizi değil, 

dünyada neler olup bittiğini, teknolojik yenilikleri, 

geliştirilen ürünleri ve trendlerin ne yönde oldu-

“Yalıtım sektöründe buluş sayısı çok az”

İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut, İzocam için Ar-Ge kültürünün eski bir olgu olduğunu söylüyor: “Yıllardır 

piyasaya yeni ürünler sunmayı, geliştirmeyi ve bu ürünlerle farklılık yaratmayı hedefliyoruz.” Her yıl mutlaka 

2-3 yeni ürün üretmeye gayret ettiklerini belirten Bulut, rakiplerinden farklı ürünleri piyasaya sunduklarını 

dile getiriyor. 

ğunu izlemeye çalışıyoruz. Bunları takip etmek 

zorundasınız. Çünkü, bir ürünün yerine başka 

bir ürün gelebilir ve yaptığınız bütün yatırım ve 

Ar-Ge boşa gidebilir. Bu nedenle de dünyayı ya-

kından takip etmek zorundayız. İnovasyona yö-

nelik yatırımlar, gördüğümüz kadarıyla birkaç yıl-

da kendini ödüyor. Böyle bir fırsatı gördüğümüz 

zaman da Yönetim Kurulu’ndan onay bile alma-

dan, gerekirse karar alıp bu yatırımları uyguluyo-

ruz. Çünkü biliyoruz ki, bu yatırım kendisini çok 

hızlı ödeyecek ve ürünler piyasada yer alacak. 

Bu konuda da proaktif olmayı sürdürüyoruz. 

İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut




ler nedeniyle piyasada çok yanıltıcı rakamların 

deklare edildiğini, hatta belgeler alınırken bile 

yanlış deklarasyonun yapıldığını görüyoruz. 

Bizim de şirket olarak görevimiz, dernekler ka-

nalıyla bu tür haksız rekabetlerle mücadele et-

mek. Uzun vadede yalıtım sektörünün önü çok 

açık. Ancak yalıtım sektöründe yalıtım ürünü 

üretmemesine rağmen, yol alan trene atlayabil-

mek ve sektörden nemalanmak için hamleler 

yapan firmalar var. Bunların içinde yalıtımla ilgisi 

olmayan boya ve sıva firmaları da, merdiven altı 

diye tabir ettiğimiz, bir anda ortaya çıkan firmalar 

da olabiliyor. Kullanılan katı bir ürün ya da bir sı-

va olsa ve bunlar yalıtım ürünü kadar ısı geçiş 

kat sayısına ve lambda değerine sahip olsa da-

hi, yalıtım özelliği taşımasına imkan yoktur. Çün-

kü Türkiye’de beklenen yalıtım kalınlığı 6 

cm’den başlıyor, çatıda ise 14 cm olması gere-

kiyor. Ürünlerde cm’lerden söz ederken, milim 

seviyesindeki sıvanın ve boyanın yalıtım yaptığı 

iddia ediliyor. Maalesef halkımız da yanıltılıyor ve 

haksız rekabete neden oluyor. Bunlara dikkat 

edilmesi gerekiyor. Zaten bu sektörün önü açık, 

sektör büyümeye namzet. 62 milyar dolar enerji 

ithalatı olan bu ülkede, bugünkü yetersiz stan-

dartlarla 12 milyar dolarlık tasarruftan söz ediyo-

ruz. Bunun 15-20 milyar dolara çıkmaması için 

hiçbir sebep yok. Enerji ithalatımızı 10-15 milyar 

dolara indirdiğimiz zaman, yalıtımın ne kadar 

önemli bir etkisi olduğunu görürüz. 



Yaptığınız yenilikçi uygulamaların, destek 

olduğunuz programlar ve seminerlerin ne 

gibi katkıları olacağını düşünüyorsunuz? 

İleriye yönelik ne gibi planlarınız var?

Bu tür faaliyetlere devam edeceğiz. Bunun bir-

çok ayağı var. Dünya piyasalarıyla bir olmak, on-

ları izleyebilir olmak, oradaki yenilikleri ve üniver-

sitelerde yapılan araştırmaları izlemek ve onları 

Türkiye’ye getirerek, en azından bir sosyal so-

rumluluğumuzu yerine getirmek zorundayız. Bu 

faaliyetleri gerçekleştirirken, şirketin satışını arttır-

mak gibi bir amacımız yok. Bu, tamamen sosyal 

bir faaliyetten ibaret. Bu seminerde mühendis-

ler, TTMD ve İTÜ ile birlikte çalışıyoruz. Ortak bir 

proje yapabiliriz. İleride de bu tür platformlarda 

rol almak bizim görevimiz olacaktır. Şirket-üni-

versite ya da şirket-dernek işbirliklerine açığız. 



İzocam’ın Ar-Ge birimi kaç yıldır faaliyet 

gösteriyor ve ekipte kaç kişi görev yapıyor? 

Ar-Ge birimimizde 5 kişi var. Ar-Ge, 10-15 yıldır 

var olan bir birim. 

Bu konuda Türkiye’deki ilklerdensiniz 

diyebiliriz… 

Arkadaşlarımız, ürün geliştirme, Ar-Ge ve tekno-

loji konusunda çalışıyorlar. Farklı çalışma grup-

larıyla iletişim halindeler. AB projesi ya da sos-

yal sorumluluk olarak gördüğümüz projelerde 

yer alarak, dünyadaki uygulamaları öğrenmiş 

oluyoruz. "Buradan aldığımız bilgileri, kendi 

bünyemizde nasıl uygularız?, bunlar bizim faali-

yetlerimizde artı değer olarak kullanılabilir mi?" 

gibi sorulara yanıtlar arayarak değerlendiriyo-

ruz. Böylece piyasayı takip etmeye çalışıyoruz. 

“Yalıtım sektörü çok fazla değişmiyor” 

dediniz. Peki sektörde yenilikler nasıl 

yapılıyor? 

Açıkçası yalıtım sektöründe konvansiyonel 

ürünler pek değişmiyor ve buluş sayısı çok az. 

Ama farklı ürün ve uygulama noktaları ortaya 

koyabiliyorsunuz ya da bir ürünün kendisi de-

ğişmese bile içindeki özelliklerini değiştirebiliyor-

sunuz. Örneğin, ürünün elyaf yapısını, bağlayıcı-

sını, mekanik özelliklerini iyileştirebiliyorsunuz. 

Böylece standardın dışına çıkmış oluyorsunuz. 

Bu, dediğim gibi, her yıl iki seri çıkartan, bilgisa-

yar gibi gelişen bir ürün değil. İnşaat sektörün-

de de ürün çok sık değişmiyor. Ama biz yalıtım 

sektöründe, kendi içinde ürünün özelliklerini de-

ğiştirerek ya da yeni ürünler sunarak bunu farklı-

laştırmaya çalışıyoruz. Yeni sistemler ortaya ko-

yuyoruz, bu sistemler Avrupa’da var, ama 

Türkiye’de yok. Ara bölme duvarını, bütün sertifi-

kası ve belgeleriyle bir sistem olarak pazara 

sunmak bizim için yeni oluyor. Ama bunun ya-

nında, çatıda bir endüstriyel uygulamada taşyü-

nü üzerine membranı monte etmek ya da onu 

yerinde uygulamaya hazır hale getirmek, yeni 

bir paket yapıp onu satmak da yeni ürün gibi al-

gılanabiliyor. Bunu yaparken de farklı alternatif-

ler sunabiliyoruz. 

Yalıtım sektörü açısından atılması gereken 

adımlar neler? Türkiye bu alanda kendisini 

nasıl geliştirmeli?

Türkiye açısından bakacak olursak, yalıtım sek-

törü çok rekabetçi bir sektör. Öncelikle herkesin 

doğruları yapması lazım. Ürünün ve detayın 

doğru olması, uygulamanın doğru yapılması ge-

rekiyor ki, yalıtımdan sonuç alınabilsin. Aksi hal-

de kesinlikle sonuca ulaşmayan ürünler ve uy-

gulamalar ortaya çıkar. Kısa vadede uygulama 

standartlarının sıkı bir şekilde yerine getirilmesi 

ve uygulanıp uygulanmadığının takip edilmesi 

gerekiyor. Bunun ötesinde standartlara uymak, 

doğru beyanlar ve rakamlar vermek, sektörü-

müz için son derece önemli. Bunun yanında ısı 

geçiş katsayısından söz ediyoruz. Laboratuarda 

ilk bulduğumuz sonuçları değil, teknik olarak 

emin olduğumuz değerleri telaffuz ediyoruz. Bu 

değer de hesapta kullanılacak gerekli toleransı 

içeren bir değer olmalı ki, bunu hesaplarda kul-

lanacak mimar ve mühendisler, ürünün ısı geçiş 

katsayısından emin olsun. Maalesef ticari tehdit-



Bir üniversiteyle ortak bir Ar-Ge laboratuarı 

kurma çalışmalarınız var mı?

Yok. Derneğimiz bünyesinde zaten bir test la-

boratuarımız var. Orada çalışmalarımız devam 

ediyor, testlerimizi yaptırıyoruz. O laboratuara 

emek verdik. Yıllardır oranın kurucu üyelerin-

deniz, 2 yıllık başkanlık dönemim de oldu. Şu 

anda İZODER’in Başkanlar Kurulu Üyesiyim. 

Faaliyetlerimiz aktif olarak devam ediyor. Arka-

daşlarım yönetimde, komisyonlarda görev alı-

yorlar ve sektörün büyümesi için çaba sarf edi-

yorlar. Devlet birimleriyle ve organizasyonlarla 

ilişkilerimiz sürüyor. Hem ülkenin refah seviye-

sinin artması hem de ülkemizde enerji giderle-

rinin düşmesi için çalışmalar yapıyoruz. Yalıtım, 

ilk önce bir maliyet gibi görünse de, kendini 

2,2-5 yılda geri ödeyen bir yatırım. Aslında böy-

le bir yatırımın başka bir örneği yok. Örneğin, 

ev alıyorsunuz, ev kendini 40 yılda geri ödüyor. 

Ama yalıtım, enerjinin yüzde 60’ını tasarruf etti-

ği için çok kısa sürede kendini geri ödeme 

özelliğine sahip. 

Yalıtım, standartlarla zorunlu kılındı. Bunun bir 

an önce takibinin yapılması gerekiyor. Enerji Ve-

rimliliği Kanunu, arkasından da Binalarda Enerji 

Performansı Yönetmeliği çıkarıldı. Bunların unu-

tulmaması ve binaların bir an önce Enerji Kimlik 

Belgesi’ni alması gerekiyor. Bunun süresi Mayıs 

2017’ye kadar uzatıldı. Bu süre dolduktan son-

ra da şartların zorlanması gerekiyor. Bu, ille de 

kentsel dönüşümle olacak bir şey değil. Eski bi-

naların da renove edilerek, bunun içinde yalıtım 

ve tesisat olarak daha verimli sistemlerin kullanıl-

ması da yer alıyor, ülkemize ve tüketicilere bir 

şeyler kazandırılması gerekiyor. 



Sizin de dahil olduğunuz HERB, AB 

üzerinden yürütülen bir proje. Bu 

doğrultuda başka ne gibi projeleriniz var? 

Bu yöndeki planlarınız neler? 

Bu projeler devam edecek. Geçtiğimiz yıl içinde 

enerji üzerine bir projeyi tamamladık. İnovasyon 

üzerine bir çalışmamız devam ediyor. Arkadaş-

larımız zaman zaman yurtdışına giderek orada 

da ortak çalışmalarda bulunuyorlar. Yine ana 

konumuz, enerji verimliliği olmak üzere, buna 

benzer çalışmalarımız devam edecek. Bu konu-

daki faaliyetlerimizi sürdürmeyi hedefliyoruz.

HERB Projesi'nin 2. toplantısı 

İstanbul'da İzocam'ın ev sahipliğinde 

gerçekleştirildi




Yüklə 0,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə