12
Röportaj
12
Son yıllarda bina tasarımlarında pek çok yeni-
lik yaşanıyor. Dünyada enerji verimliliği yüksek
olan yeşil binaların sayısı artıyor. LEED ve
Green gibi uluslararası geçerliliği olan sertifika-
lara rağbet artıyor. TTMD Yönetim Kurulu Baş-
kanı Bahri Türkmen, bina tasarımındaki ve ha-
valandırma alanındaki yenilikleri takip ettiklerini
ve bu konuda çalışmalar yaptıklarını söylüyor.
AB fonları tarafından desteklenen projelerde
yer aldıklarını belirten Türkmen, sivil toplum ku-
ruluşlarıyla ve Bakanlıklarla da işbirliği yaptıkla-
rını ifade ediyor. Türkmen, AB’nin 7. Çerçeve
Programı kapsamında yaptıkları projelerde
ürün geliştirme üzerine odaklandıklarını söylü-
yor: “Bunun dışında, sektörde çalışan mühen-
dislerin kapasitesinin artırılmasından tutun da,
öğrencilerin, hatta halkın enerji verimliliği konu-
sunda bilinçlendirilmesine yönelik çeşitli çalış-
malar yapıyoruz.”
TTMD'nin bina tasarımı ve iklimlendirme
alanında yenilik konusuna yaklaşımı nasıl?
Bina tasarımları, eskiden mimarların tasarım ve
mühendislerin bunun üzerinde yaptığı çalışma-
lardan ibaret olurdu. Verim düşüklüğü söz ko-
nusuydu. Şu anda geldiğimiz noktada bina ta-
sarımları, “bütünleşik tasarım” dediğimiz, başın-
dan itibaren mimar, makina mühendisi, statikçi
ve elektrik mühendislerinin bir arada olduğu
çalışmayla ortaya çıkıyor. Özellikle son zaman-
larda mekanik tesisat tasarımlarında simülas-
yon programları kullanılıyor, böylece bazı pasif
soğutma ve ısıtma sistemleri daha baştan gö-
rülebiliyor. Böylece enerji performansı yüksek
olan bina tasarımı yapılabiliyor. Bu konuda
TTMD İstanbul Temsilciliği’nde Süleyman
Akım’ın başkanlığında komisyon kuruldu ve bu
komisyon hem İstanbul hem de İzmir’de çalış-
taylar düzenledi. Dolayısıyla üyelerimizin, bina
tasarımındaki ve havalandırma alanındaki yeni-
liklerin hepsinin uygulanmakta olduğunu bili-
yoruz ve bu konuda elimizden gelen her türlü
çalışmayı yapıyoruz. TTMD olarak, AB fonları
tarafından desteklenen ve sivil toplum kuruluş-
larının içinde yer aldığı birçok projeye destek
veriyoruz.
Yürüttüğünüz projelerin sektöre ne gibi
katkıları olduğunu düşünüyorsunuz?
Yürütülen projelerin en önemli katkısı,
Türkiye’de bir enerji bilincinin yerleştirilmesi,
bunun geniş kitlelere aktarılması ve bu konuda
herkesin üzerine düşeni fazlasıyla yapmasıdır.
TTMD olarak bunun liderliğini yaptığımız için
bu konuları çok önemsiyoruz. AB fonlarına ve
İngiliz Birleşik Krallığı Refah Fonu’na aktarılan
“Yeniliklere ayak uydurmamız gerekiyor”
TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Türkmen, dünyadaki binalarda enerji performansı sınıflandırılmasında
yalıtımın çok önemli olduğunu ve bu konudaki yeniliklere ayak uydurmamız gerektiğini söylüyor. Türkmen
ayrıca, İzocam ve sektördeki diğer firmaların, bu yenilikleri özellikle tasarımcılara teknik olarak aktarması
gerektiğini dile getiriyor.
imkânlarla çalışmalarımızı sürdüre-
biliyoruz. Bunun dışında, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı ile Koordina-
törümüz Hakkı Buyruk’un liderliğin-
de çok yakın işbirliği yapıyoruz. Bu
iki Bakanlıkla birlikte, Türkiye’deki yapılarda
enerji performansının artırılmasıyla ilgili her tür-
lü çalışmaya katılıyoruz. Bu konuda görüş bildi-
riyoruz ve elimizden gelen tüm desteği onlara
sağlıyoruz. Yürüttüğümüz projeler, çok farklı
hedef kitlelere yönelik oluyor. Her bir projemi-
zin farklı bir hedef kitlesi olabiliyor. Özellikle
AB’nin 7. Çerçeve Programı kapsamında yaptı-
ğımız projeler, ürün geliştirme üzerine odakla-
nıyor. Bunun dışında, sektörde çalışan mühen-
dislerin kapasitesinin artırılmasından tutun da,
öğrencilerin, hatta halkın enerji verimliliği konu-
sunda bilinçlendirilmesine yönelik çeşitli çalış-
malar yapıyoruz. Yeni bir projemiz
daha var, proje, teknik öğretmenle-
rin altyapısının geliştirilmesi de dahil
geniş bir kitleye hitap ediyor. Enerji
konusunda çalışan mühendis ve
tekniker arkadaşlarımızın, ileri dü-
zeyde eğitilmesi de, Türkiye’nin enerji tüketimi-
ni azaltıyor ve doğru enerji kullanımını destekli-
yor. Bu nedenle biz AB 7. Çerçeve projelerin-
den bunlarla ilgili olanlara önem veriyoruz.
İzocam’ın yalıtım sektöründe yenilik
konusuna katkılarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İzocam, çok eski ve köklü bir firma. Uzun yıllar-
dır aynı gelenek ve görenekleri devam ettirdiği-
ni düşünüyorum. Sektörde özellikle üretici ve
lider firmaların işleri zor. Çünkü bu firmaların
her türlü yeniliklerini ve çalışmalarını sektöre
anlatmaları gerekiyor. Bunların başında tasarım
mühendisleri, imalatçılar ve son kullanıcılar ge-
liyor. İzocam’ın bu konuda bir atağa geçtiğini
düşünüyorum. İzocam’ın sektöre katkılarını gö-
rüyor ve izliyoruz. Bundan sonra da İzocam’ın
yeniliklerini, özellikle tasarımcılara teknik des-
teklerini fazlasıyla bekliyoruz.
Son yıllarda yalıtım alanında yapılan yenilik
çalışmalarıyla ilgili görüşleriniz ve bu
çalışmaların sektörün gelişimine yönelik
önerileriniz neler?
Bildiğiniz gibi, enerji performansı yüksek bina-
ların sınıflandırılmasında bir takım sertifika sis-
temleri geliştirildi. Bunlardan birisi LEED, diğe-
ri Green isimli, uluslararası kabul gören sertifi-
kalardır. Herkes enerji performansı yüksek bi-
na, yani yeşil bina yaptığını söylüyor, ama bu
sertifikalara müracaat edildiğinde alınan dere-
ceyle, binanın gerçekten hangi seviyede oldu-
ğu görülüyor. Bir binanın, LEED sertifikasyo-
nunda artı puan alması için yalıtım uygulama-
larının, olması gerekenden en az yüzde 30 da-
ha fazla özelliğe sahip olması gerekiyor. Bu
da, enerji performansı sınıflandırılmasında yalı-
tımın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Bu bakımdan Türkiye’de de bu yeniliklere
ayak uydurmamız gerekiyor. Yalıtım özelliği
yüzde 30 fazla olacak, ama maliyet aşağıya
çekilecek. Bu açıdan İzocam ve sektördeki di-
ğer firmaların, bu yenilikleri özellikle tasarımcı-
lara teknik olarak aktarması ve kullanım alanla-
rında detaylar geliştirmesi gerekiyor. Tasarım-
cılardan kastım, hem mimarlar hem mekanik
hem de tesisat mühendisleridir. Bu yapıldığı
takdirde, sektör canlı kalacaktır ve sektörün
gelişmesine ön ayak olunacaktır.