BEDRİ RUHSELMAN
293
öğrenmiş bulunacaklardır. Hulâsa, dünya mektebi, her inkişaf
devresi sonunda, yetiştirmiş olduğu mezunlarını yüksek mües-
seselere tevdi etmek üzere, kapılarını onların arkasından kapa-
yacak, gidenlerin boşalan yerlerine de yetiştirilmek üzere, yeni
geleceklere kapılarını açacak ve bu suretle devrî olan namüte-
nahi fonksiyonlarından bir tanesini daha yapmış bulunacaktır.
Bu yalnız dünyanın değil, bütün dünyaların, bütün âlemlerin ve
kâinatın kaderidir.
*
* *
Burada şunu tekrar tebarüz ettirmek isteriz ki ne kadar gürül-
tülü ve korkunç görünürse görünsünler bu durumlardaki, yâni
büyük dünya inkılâplarının görünüşlerindeki korkunçluk hâli
zâhirîdir. Burada, ne korkulacak, ne ürkülecek, ne kaçınılacak,
ne de endişeye kapılacak hiçbir şey yoktur. Zira bu korkunç man-
zaralar, ancak dünya maddelerinin tâbi bulunduğu realitelere
aittir. Ve onlarla beraber dünyada kalacaktır. Öbür tarafa, yük-
sek plânlara bunların bir zerresinin zerresi dahi geçemeyecektir.
Ölüm ise esasen, hiçbir ıstırap ve acı vermeyen bir an meselesi-
dir. Ölüme sebep olan hâdiselerin manzaraları haddizatında, öz
varlığa ait şeyler değildir. Bedene ve dünyaya ait durumlardır.
Ölenler o an içinde bunların hepsini terk etmiş ve hâtıralarını
bile unutmuş bulunacaklardır. Binaenaleyh, volkan ağızlarının
kızgın ateşleri, su kütlelerinin azgın saldırışları, yer sallantıla-
rının şiddetli hareketleri, yıldırımların gürültüsü; buradan git-
mesi tekarrür etmiş olanlar için ancak birer oyuncaktan ibaret
kalan ölüm vâsıtalarıdır. Çünkü dünyada kopan bu kıyametin
insanlardan tek alabileceği şey, onların zaten burada bırakmayı
seve seve kabullenmiş oldukları kaba bedenleri olacaktır. Buna
da insanlar çoktan razıdırlar. Zira insanların belki o anda bile,
sezmeye başlayacakları yüksek, mesut âlemlerin saadetli atmos-
ferine bir an evvel kavuşabilmeleri, bedenlerini terk edecekleri
ölüm saniyesinin gelişine bağlıdır ve onlar idrak edebildikleri
nisbette, bu saniyenin bir an evvel gelmesini bekleyeceklerdir.
Bu, bir saadet, sevinç ve kurtuluş anıdır. Bu, binlerce senelik ıstı-
raplı bir
mazisi olan dünya mektebinin, ağır şartlar altında geçi-