İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE DUALARIN KABULÜ



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə45/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   56

158- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE DUALARIN KABULÜ


835- Câbir b. Abdullâh-i Ensârî, Ebûzer'den şöyle nakletmiştir:

"Mescitte, Peygamber'in (s.a.a) yanında oturuyordum; o sırada Ali (a.s) çıkageldi. Resulullah (s.a.a), onun geldiğini görünce, 'Ey Ebâzer, kimdir bu gelen?' diye sordu. Ben 'Ali'dir, ya Resulallah' dedim. Yine sordu: 'Ey Ebâzer, onu seviyor musun?' 'Evet ya Resulallah dedim, vallahi onu seviyorum; onu seveni de seviyorum.' Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ey Ebâzer, Ali'yi sev, onu seveni de sev; zira, hiç şüphesiz, kul ile Allah-u Teâlâ'nın arasındaki (nur) hicabı, Ali b. Ebî Tâlib'in sevgisidir. Ey Ebâzer, ihlas ve samimiyetle Ali'yi sev; çünkü kim Ali'yi ihlasla sever ve Allah-u Teâlâ'dan bir şey isterse, ona istediğini verir ve Allah'ı çağırdığında ona icabet eder.' Dedim ki, 'Ya Re-sulallah, ben Ali b. Ebî Tâlib'in sevgisini, yüreğimde soğuk bir suyun serinliğinin veya arı balının veya okuduğum bir Kur'ân âyetinin (lezzeti) gibi buluyorum; hatta bu, baldan daha lezzetlidir benim yanımda.' Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Şecere-i Tayyibe (temiz ağaç) biziz; ürvetü'l-vüskâ (Allah'ın sağlam kulpu) biziz; bizim sevenlerimiz ise o ağacın yapraklarıdır. O hâlde kim cennete gitmek isterse, o ağacın dallarından birisine tutunsun."915[915]

836- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki, kim Ali'yi severse, melekler onunla müsafaha eder; Peygamberler onu ziyaret eder ve Allah onun her hacetini yerine getirir."916[916]

159- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE AZRÂÎL'İN MERHAMETİ


837- Abdullah b. Mes'ûd, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Gök ehlinden, Ali b. Ebî Tâlib'i ilk kardeş edinen kimse, İsrâfil'dir; sonra Mîkâîl ve sonra da Cebrâîl. Gök ehlinden onu ilk sevenler ise Arş'ı taşıyanlar, sonra cennet meleği Rıdvan, sonra da ölüm meleği (Azrâîl). Hiç şüphesiz, ölüm meleği, Ali b. Ebî Tâlib'in sevenine peygamberlere merhamet ettiği gibi, merhamet eder."917[917]

838- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki, kim Ali'yi severse, Allah, ölüm meleğini peygamberlere gönderdiği gibi ona gönderir; Münker ve Nekîr'in dehşetini ondan uzaklaştırır; yüzünü ak eder ve Seyyidü'ş-Şühedâ Hz. Hamza ile birlikte olur."918[918]

839- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki, kim Ali'yi severse, Allah, ölüm meleğini müdara ve şefkatle ona gönderir; Mün-ker ve Nekîr'in dehşetini ondan uzaklaştırır; kabrini nur-landırır ve yüzünü ak eder."919[919]


160- İMÂM ALİ'nin (A.S), ÖLÜM ANINDA SEVENLERİNİN YANINDA HAZIR OLMASI


840- Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben:

"Ya Ali, hiç şüphesiz, seni sevenler üç yerde sevineceklerdir: Can verdiklerinde; çünkü sen onların yanında hazır olacaksın; kabirlerinde sorgulandıklarında; çünkü sen, onlara (verecekleri cevabı) telkin edeceksin ve Allah'ın huzuruna sunulduklarında; çünkü sen onları tanıtacaksın."920[920]

841- Senetli bir hadiste ise, Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ya Ali, senin kardeşlerin dört yerde sevineceklerdir: Can verdiklerinde; ben ve sen onların şahidi olacağız; mezarlarında sorgulandıklarında; (Allah'a) sunulduklarında ve Sırât'ın yanında."921[921]

842- İmâm Rızâ'nın (a.s), babaları kanalıyla, Hz. Ali'den (a.s) şöyle naklettiği rivâyet edilmiştir:

"Kim beni severse, ölüm anında beni sevdiği gibi bulur; kim de bana düşmanlık beslerse, ölüm anında beni sevmediği şekilde bulur."922[922]

843- Hâris-i A'ver, Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakletmiştir:

"Beni seven her mümin, ölüm anında mutlaka beni, sevdiği gibi görür ve bana düşmanlık besleyen her kul, mutlaka beni, sevmediği şekilde görür…"923[923]

844- Hâris-i Hemedânî diyor ki, Emirü'l-Müminin Ali b. Ebî Tâlib'in (a.s) huzuruna vardım. İmâm (a.s) bana 'Seni getiren neydi?' diye sorunca, 'Sana olan sevgim ya Emire'l-Müminin' dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Ey Hâris, beni seviyor musun?' Dedim ki 'Evet, vallahi seviyorum ya Emire'l-Müminin!' İmâm (a.s) şöyle devam etti: 'Şunu bil ki (can verirken) ruhun boğazına ulaştığında, beni sevdiğin şekilde göreceksin! Yine (Kevser havuzu başında, bazı) kişileri havuzdan yabancı deveyi sürüden uzaklaştırır gibi uzaklaştırdığımda, beni istediğin gibi göreceksin. Aynı şekilde beni Sırât üzerinden elimde 'Hamd Sancağı'nı tuttuğum hâlde, Resulullah (s.a.a) ile birlikte geçtiğimi gördüğünde, sevdiğin gibi beni göreceksin!"924[924]

845- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ali'nin dostu, üç yerde onu, kendisini sevindirecek şekilde görecektir: Ölüm sırasında, Sırât'tan geçerken ve (Kevser) havuzu başında."925[925]

161- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE ÖLÜM ANINDAKİ ZORLUKLAR


846- Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste şöyle geçmektedir:

"…Bilin ki kim Ali'yi severse, Allah ona, ölüm zorluklarını kolaylaştırır ve kabrini cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürür!"926[926]


162- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE AMEL DEFteRİNİN SAĞ ELE VERİLMESİ


847- Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste şöyle geçmektedir:

"…Bilin ki kim Ali'yi severse, Allah, onun amel defterini sağ eline verir ve onu peygamberleri sorguladığı gibi sorgular."927[927]


163- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ VE SIRÂT'TAN GEÇİŞ


848- Resulullah (s.a.a): "Sırât'tan ancak, Ali'nin kendisi için geçiş izni yazdığı kimse geçecektir."928[928]

849- Ebû Saîd-i Hudrî'den Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Allah-u Teâlâ, Meâd'ın hesabını sona erdirdikten sonra, iki meleğe, Sırât üzerinde durmalarını emredecektir. Böylece Ali'den velâyet beratı olmayan (Sırât'tan) geçemeyecektir. Kimin elinde bu berat olmazsa, Allah onu yüzüstü (cehennem) ateşine atacaktır!"929[929]

850- Resulullah (s.a.a): "Kıyâmet günü olduğu ve mizanın cehennemin yanı başında kurulduğu sırada, oradan ancak, yanında Ali b. Ebî Tâlib'in velâyet yazısı bulunan kimse geçecektir."930[930]

851- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki kim Ali'yi severse, Sırât'tan göz alıcı şimşek gibi geçecektir!"931[931]

852- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki kim Ali'yi severse, Sırât'tan göz alıcı şimşek gibi geçer ve hiçbir zorluk gör-mez."932[932]

853- Resulullah (s.a.a): "Sizden, kim Ali'yi daha çok severse, Sırât üzerinde ayakları en sağlam basan, o olacaktır."933[933]

854- Resulullah (s.a.a): "Şunu bilin ki kim Ali'yi severse, onun için (cehennem) ateşinden kurtuluş, Sırât'tan geçiş izni, azaptan emânda kalma yazılır ve onun için bir (sorgulama) divanı açılmaz ve terazi kurulmaz ve ona şöyle hitap edilir: "Gir cennete sorgusuz!"934[934]

855- İmâm Muhammed Bâkır'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Eğer Allah, bir kimsenin kalbinde Ali b. Ebî Tâlib'in sevgisini sabit kılarsa, bir ayağı sürçerse, Allah onun diğer ayağını sabit kılar."935[935]

856- İmâm Muhammed Bâkır (a.s), babaları kanalıyla, Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Eğer senin sevgin, bir müminin kalbinde sabitleşirse, onun Sırât üzerinde bir ayağı kayarsa, diğer ayağı sabit kalır ve bilahare de Allah onu seni sevmekle cennete götürür."936[936]

857- Abdullah b. Müsennâ b. Temâme b. Abdullah b. Enes b. Mâlik, babasından o da dedesinden Resulullah (s.a.a)- 'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

"Kıyâmet günü olup da Sırât, cehennem üzerine kurulduğunda, onun üzerinden ancak Ali b. Ebî Tâlib'in velâyetinin yazılı olduğu bir geçiş iznine sahip olan kimse geçecektir. Kur'ân'da geçen 'Durdurun onları; onlar sorgula-nacaklardır'937[937] âyetinde de sorulacak şey, Ali b. Ebî Tâ-lib'in velâyetidir." 938[938]

858- Mâlik b. Enes, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da babaları kanalıyla Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Kıyâmet günü olduğunda, ve Sırât cehennemin kenarına kurulduğunda, ondan ancak yanında Ali b. Ebî Tâ-lib'in velâyetiyle kurtuluş beratı bulunan kimse geçebilecektir."939[939]

859- Yine senetli bir hadiste, İmâm Muhammed b. Bâkır (a.s) babalarından, onlar da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmişlerdir:

"Kim Sırât'ın üzerinden süratli bir rüzgar gibi geçmeyi ve cennete sorgulanmadan girmeyi istiyorsa, benim dostum, vasîm, arkadaşım ve ailem ve ümmetime halifem olan Ali b. Ebî Tâlib'in velâyetini kabul etsin; kim de cehenneme girmek istiyorsa, onun velâyetini reddetsin; Rabb'imin izzet ve celaline andolsun ki, o (Ali), Allah'ın girilmesi gereken kapısıdır; o, Sırât-ı müstakimdir; o, Kıyâmet günü, velâyetinden insanların sorgulanacağı birisidir."940[940]

860- İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) nakledilen bir hadis de şöyledir; Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:

"Ya Ali, Kıyâmet günü olduğunda, ben, sen ve Cebrâîl, Sırât'ın üzerinde oturacağız. Böylece senin velâyetinle kurtuluş beratı yanında olmayan hiçbir kimse, oradan geçemeyecektir."941[941]

861- Resulullah (s.a.a): "Kıyâmet günü olduğunda, Allah iki meleğe emredip Sırât üzerinde oturtacak; böylece Ali b. Ebî Tâlib'den beratı olmayan kimse oradan geçemeyecektir; kimin de yanında beratı olmazsa, Allah onu yüz üstü cehenneme atacaktır. Allah-u Teâlâ da "Durdurun onları; onlar sorgulanacaklardır" âyetinde bunu kastetmiştir."942[942]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   41   42   43   44   45   46   47   48   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə