“Kur’an Ve Tarihselcilik”
Üzerine Bir Değerlendirme
187
yetinin bir meyvesi, fıkıh-içtihad faaliyetinin felsefî birikiminin bir özeti
olan Şâtıbî’ nin el- Muvafakat isimli eserinin Kitâbu’l Makasıd kısmı
üzerinden yaptığı tesbitlerle ortaya koyan Kotan (s.231), “Allah tara-
fından belirlenen hükümlerin tarihsel-geçici görülüp modern zaman-
ların tarihselliğinde yapılmakta olan paradigmatik bir yorumun evren-
sel olarak görülmesine dikkat çeker. (241)
Tıpkı Fazlur Rahman gibi “Kur’an’dan çağdaş tarihsellikte
savu-
nulabilir
ve
yaşanabilir bir hayat modeli çıkarmanın çabası” içinde
olan ve Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Muhammed İkbal ve Şeyh ibn
Bâdis gibi “Klasik Modernist”lere yakın bir duruş sergileyen Roger Ga-
raudy, Kur’an’ın “öz”üne ve Kur’an’ın çağın ihtiyaçlarına cevap vere-
bilmesinin “mümkün” yöntemine odaklanır. Bunun yolunun Kur’an’ın
tarihsel okunuşundan geçtiğine inanan Garaudy’e göre vahiy, Hz.
Peygamber’in ümmeti için ortaya koyduğu bir soruya somut bir cevap
ve Allah’ın tarihe müdahalelerinden biridir. Ancak bu durum ne ilahî
karakterine ne de evrensel ve ebedî değerine manidir. Kutsal kitap-
ların, tarihin o anındaki insanların diliyle ve anlayış seviyesiyle ifa-
de edildiğini söyleyen ve tarihselci söylemini temellendirirken Fazlur
Rahman ile benzer örnek ve argümanları kullanan Garaudy, Kur’an’ın
bütün olarak kavranması ve analojik akıl yürütme ile, ayetlerde göze-
tilen “gaye”, “büyük ilâhî niyet” ve “derin anlam”a ulaşılacağını, içti-
had ve yorumun bunun üzerinden yapılarak Kur’an’dan her daim bu
esesa göre bir hayat modeli çıkarılacağına inanır. El kesme gibi, “Hz.
Peygamber dönemi Arapların tarihsel temayül ve şartlarına göre şekil-
lenmiş” cezaları, her devir ve şartta uygulamaya kalkışmayı entegrist
ve anakronik bir tutum olarak değerlendiren Garaudy’ye göre Kur’an,
“ dini ve ahlakî bir çağrı”dır. (s.250) Nitekim Kotan, ona dair notlarını
eserinde “
Kanuna ve Hukuka Karşı Aşk ve Ahlâk:Roger Garaudy” baş-
lığı altında vermiştir.
“
Teolojiden Antropolojiye: Hasan Hanefi’nin Radikal Tarihselciliği”
başlığı altında ele alınan ve tarihselcilik söylemini Fazlur Rahman ve
Garaudy’ye kıyasla en radikal biçimde uygulayan, din ile ilgili düşün-
celeri, sol-devrimci özellikler taşıyan Hasan Hanefî, İslam toplumu ve
düşüncesi için öngördüğü tecdid programını et-Türâs ve’t- Tecdid adlı
eserinde incelemiştir. 1991’de tamamladığı Min el-Aqîde ile’s-Sevre adlı
eseri, İslam düşüncesinin “dogmatik bir düşünce biçiminden daha di-
namik ve devrimci bir yönteme geçiş projesi” dir ki, İslamî ilimleri şekil-
lendirme yönündeki en önemli çalışmasıdır. (s.255) Teolojinin nesnesi-
nin ve yönteminin olmadığını dolayısıyla bir bilim olamaycağını, Allah’ın
nesne haline getirilip araştırılamayacağını söyleyen Hasan Hanefî, insa-
nın Allah’a atfettiği özelliklerin aslında insânî, “ pozitif hayat tarafından
formüle edilen” ve “gerçekleri gösteren değil arzuları bildiren” önerme-
ler olduğunu söyler. Hasan Hanefî’nin 1972’de yayınlanan “Teoloji mi