İTİKÂDÎ MEZHEPLERDE İMAN-İSLAM İLİŞKİSİ
Hilmi KARAAĞAÇ
Özet
İman-islam ilişkisi, itikadi mezheplerin ihtilaf ettiği konulardan birisidir.
İman ve islam kavramlarının eş ya da farklı anlamlı kullanımlarını Kur’an ve
hadislerde görmek mümkündür. Bu farklı kullanım iman ve İslam’ın özdeşliği ve
farklılığı şeklinde iki farklı görüşe kaynaklık etmiştir. Bu çalışmada iman ve islam
kavramlarının özdeşliği ve farklılığını savunanların dayanakları ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: İman, İslam, Mezhep, Tasdik, Amel.
RELATİON BETWEEN FAİTH AND ISLAM İN CREED-BASED
SECTS
Abstract
The relationship between faith and Islam is one of the most controversial
issues in terms of sects. It is possible to see the uses of the concepts of faith and
Islam with the same or different meanings in Qur’an and hadiths. This uses have
led to two opposite views regarding the faith and Islam. One of them stress the
fact that both refer to the same thing. The other regards them as separate concepts.
İn this study, the justifications of these two approaches will be discussed.
Key Words: Faith, Islam, Sect, Attestation, Action.
Giriş
İlk dönemlerden itibaren iman kavramı ve bu kavram etrafında teşekkül
eden meseleler, itikâdî mezhepler arasında tartışılan konuların başında
gelmektedir. Genel anlamda bu meseleler iman, marifet, ikrar ve amel kavramları,
imanın artma ve eksilmesi, imanda istisna, mukallidin imanı ve büyük günah
işleyenin durumu etrafında yoğunlaşmaktadır.
Bu dönemde ele alınan diğer bir konu da, iman ve islam kavramları, bu
kavramların ihtiva ettiği anlamlar ve birbirlerini kapsayıp-kapsamadığı
meselesidir. Özellikle Medine döneminde ve müteakip dönemlerde İslam
toplumlarının güçlenerek zenginleşmesi, topluluklar hâlinde insanların İslam’ı
kabul etmeleri sonucunu doğurmuştur. Bu kabul, bazen tam anlamıyla yeni ilahi
dine teslimiyet şeklinde olduğu gibi; bazen de ölüm korkusu ve emniyette olma
gibi gerekçelerle şeklî bir teslimiyet biçiminde olmuştur. Söz konusu farklı
kabullerin
isimlendirilmesi
anlamında
kullanılan
iman/islam
veya
Yrd. Doç. Dr., Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
(e-posta: hkaraagac@gumushane.edu.tr)
Yrd. Doç. Dr. Hilmi
Karaağaç
Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2012/2, c. 1, sayı: 2
104
mümin/Müslüman kavramları, sebeb-i nuzûl
1
ya da sebeb-i vurûd’a
2
bağlı olarak
farklı içeriklerde kullanılmışlardır. Muhtelif ayet ve hadislerde mezkur kavramlar,
aynı anlamı ifade eden eş anlamlı kelimeler olarak
3
kullanılmakla beraber farklı
anlamlar için de kullanılmıştır.
4
Bu durum, itikâdî mezheplerin konu hakkındaki
görüşlerinde farklı yaklaşımların ortaya çıkmasını doğurmuştur. Zamanla bu
yaklaşımlar ayet ve hadislerle desteklenmiştir. Özellikle hadisler, farklı görüşlere
delil olabilecek nitelikte sayısız rivayeti içerisinde barındırdığından her grup
kendi görüşü doğrultusundaki rivayetleri ön plana çıkarmıştır. Hatta aynı hadisin
farklı rivayetleri, hem iman ve islamın özdeşliği hem de farklılığı için delil olarak
kullanılmıştır. Cibril hadisi
5
bu tür hadislere güzel bir örnektir.
Bu çalışmanın amacı, iman ve islam kavramları etrafında yürütülen
tartışmaları bir bütünlük içerisinde tespit ederek değerlendirmektir. İtikâdî
mezheplerin konuya ilişkin görüşleri incelendiğinde, katî bir sınıflandırma
yapmak mümkün olmamakla birlikte iman ve islam kavramlarının farklı olduğunu
savunanlar ile özdeş olduğunu savunanlar olmak üzere iki farklı yaklaşım
sergilendiği göze çarpmaktadır. Eş‘arîler ve Selefiye’nin çoğunluğu, iman ve
islam kavramlarının birbirinden farklı olduğunu savunurken, Mutezile, Mürcie,
Mâturîdiye ve bazı Selefiler ise mezkûr kavramların aynı anlamı ifade eden farklı
ıstılah olduğu düşüncesine sahiptirler. İman ve islam’ın birbirinden farklı
muhtevaya sahip kavramlar olduğunu düşünenlerin kendi aralarında ihtilaf ettiği
diğer bir konu ise bu iki kavramın birbiriyle ilişkisi ve hangisinin daha kapsamlı
olduğu hususudur.
İman ve islam kelimeleri, lügat yönünden birbirinden farklı anlamlar
taşırlar. İman; inanmak, güvenmek ve kalben tasdik etmek anlamına gelirken
6
islam; tam teslimiyet, kabul ve rıza manalarını taşır.
7
Sözkonusu bu kavramların
sahip oldukları literal anlamlarda mezhepler arasında ihtilaf bulunmaz. İman ve
islam kavramlarının aynı müsemma ve manaya işaret eden tek bir isim olduğunu
1
Sebeb-i Nüzul: Nüzul ortamında meydana gelen bir hâdise veya Hz. Peygambere yöneltilmiş bir
soruya, vuku bulduğu günlerde, bir veya daha fazla ayetin, tazammun etmek, cevap vermek veya
hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden
hadiseye denir. Serinsu, Ahmet Nedim, Kur’an’ın Anlaşılmasında Esbab-ı Nüzul’ün Rolü,
İstanbul, 1994, s. 68.
2
Sebeb-i vurûd: Resulullah’ın herhangi bir sözü söylemesine veya bir işi yapmasına yol açan
sebep, vesile ve durumlardır. Aydınlı, Abdullah,
Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul 2011, s. 71.
3
Zâriyât 51/35-36; Yûnus 10/84; Âl-i İmrân 3/85,102; Hucurât 49/17.
4
Hucurât 49/14.
5
Buhârî, Muhammed b. İsmail, el-Câmiu’s-Sahih, Kitâbu’l- İman, İstanbul 1992, c. 1, s. 18;
Müslim, Müslim b. Haccâc,
Sahih, Kitâbu’l- İman, İstanbul 1992
, c. 1, s. 36,37; Tirmizi, Ebu İsa
Muhammed b. İsa, Sünen, Kitâbu’l- İman, İstanbul 1992, c. 5, s. 6-7; Nesâ’i, Ebu Abdurrahman
Ahmed b. Şuayb b. Ali, Sünen, Kitâbu’l- İman, İstanbul 1992, c. 8, s. 97-103; İbn Mende,
Muhammed b. İshak b. Muhammed b. Yahya, Kitabu’l-İman, thk.: Ali b. Muhammed Nâsır el-
Fâkihi, Beyrut 1987, c. 1, s. 118, 312.
6
İbn Manzûr, Cemaleddin Ebu’l-Fazl el-Ifrîkî, Lisanu’l-Arab, Beyrut, 1997, c. 1, s. 223-225;
Cürcani, Ali b. Muhammed eş-Şerif,
Kitabu’t-Ta’rifât, Beyrut 1985, s. 41, Cevheri, İsmail b.
Hammad, es-Sıhah, Tâcu’l-Lugat ve Sıhahı’l-Arabiyye, thk.: Ahmed Abdulgaffar Attar, Beyrut
1956, c. 5, s. 2071.
7
İbn Manzûr, age, c. 6, s. 345; Cürcani, age, s. 23.