Jurnalımızın növbəti buraxılışı səhiyyə



Yüklə 0,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/22
tarix22.03.2018
ölçüsü0,6 Mb.
#33063
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   22

mütəxəssis rəyi

rılması  yatmaktadır.  M.  Porter’a  göre  re-

kabetçiliğin iki temel unsuru olduğu ileri 

sürülmektedir.  Bunlar,  verimlilik  ve  ino-

vasyon’dur. Kümelenme yöntemi uluslara-

rası rekabetçiliği elde etmek için kullanıl-

makta, rekabetçiliğin altında ise verimlilik 

ve inovasyon yatmaktadır.

M. Porter’a göre kümelenmeler, sektör-

ler ve şirketler üzerinde 4 şekilde etkide 

bulunur. Bunlar: 

1.  Kümelenme  şirketlerinin  verimlilik 

düzeyinde dengeli bir artış, 

2.  erimliliğin yoğun bir şekilde artması 

için ön şartları yaratma, 

3.  Kümelenme  ile  şirketlerinin  inovas-

yon  kabiliyetleri  ve  girişimcilik  dü-

zeylerinde artış, 

4.  Yeni  iş  kollarının,  hizmetlerin,  şir-

ketlerin ve özellikle de bunların ino-

vasyon potansiyellerinin oluşması ve 

gelişmesinde teşviktir. 

Kümelenme  yaklaşımı  verimlilik  ve 

inovasyon ile birlikte küme içindeki eko-

nomik  oyuncuların  işlem  maliyetlerini 

(transaction cost) de düşürmektedir.

 

REKABETÇİLİK KAVRAMI:

Rekabet ve rekabet avantajı kavramları 

günümüzde oldukça sık kullanılan ancak 

tanımları  ve  kaynakları  üzerinde  henüz 

tam  bir  fikir  birliğinin  olmadığı,  değişik 

ortamlarda  farklı  anlamların  yüklendiği 

kavramlar olarak ortaya çıkmaktadır.

Rekabet gücü kavramı üzerine yapılan 

en basit ve en anlaşılır tanımlamaların fir-

ma  düzeyinde  yapıldığı  görülür.  Rekabet 

gücüne sahip bir firma, homojen ürünleri 

rakiplerine nazaran daha düşük maliyetle 

ve daha yüksek kalitede üretebilen, dola-

yısıyla büyüyebilme ve kar elde edebilme 

kapasitesi  olan  firmadır.  Bu  doğrultu-

da,  rekabetçi  endüstri  de  bölgesel  ya  da 

uluslararası  düzeyde  rekabetçi  firmalara 

sahip endüstri olarak tanımlanabilir. Do-

layısıyla, bir endüstrinin rekabet gücü, o 

endüstrinin bünyesinde bulunan rekabet 

gücüne sahip firmaların rekabet güçleri-

nin toplamı seklinde değerlendirilebilir.

Rekabetçilik ise, en basit şekliyle, reka-

bet edebilme yeteneği olarak ifade edile-

bilir.

Porter,  güçlü  ekonomilere  sahip  ülke-



lerin rekabetçi sektörlere sahip olduğunu 

ve bunu kümelenme yaklaşımı ile gerçek-

leştirdiğini belirtmektedir. 

Ancak  rekabet  gücü  kavramına  ulus 

seviyesinde bakıldığında literatürde üze-

rinde hemfikir olunan bir tanım oluşma-

mıştır.  Bunun  çeşitli  sebepleri  olmakla 

birlikte, öne çıkan en önemli sebeplerden 

biri  ulusal  rekabet  gücü  kavramının  bir-

den fazla kuramsal temele dayanmasıdır. 

Ulusal rekabet gücü kavramının şekillen-

dirilmesinde hem dış ticaret, hem iktisat 

hem de işletme  iktisadı  kuramları kulla-

nılmaktadır.  Dolayısıyla,  ulusal  rekabet 

gücü kavramı bu araştırma disiplinlerinin 

çalışma alanı kapsamında yer almaktadır. 

Bu  araştırma  disiplinlerinden  her  biri 

ulusal rekabet gücü kavramını farklı bakış 

acılarıyla  tanımlamaktadırlar.  Örneğin, 

Dünya  Ekonomi  Forumu,  ulusal  rekabet 

gücünü,  bir  ülkenin  verimlilik  seviyesini 

belirleyen faktörlerin, politikaların ve ku-

rumların  bir  karması  olarak  ele  alırken; 

Yönetim Geliştirme Enstitüsü ise bu gücü 

devletin,  ülkedeki  işletmelere  daha  fazla 

değer  yaratabilmelerini  sağlayacak,  hal-

kına ise yüksek refaha ulaşmalarını müm-

kün kılacak bir ortam sunabilme yetene-

ği  olarak  tanımlamaktadır.    Öte  yandan 

Porter  bir  lokasyonun  refah  seviyesinin 

en önemli belirleyicisinin verimlilik oldu-

ğunu öne sürerek rekabet gücünü verim-

lilikle  eşdeğer  tutmaktadır.  Porter’in  bu 

görüşüne alternatif olarak, ulusal rekabet 

gücünü uluslararası piyasalarda satış ya-

pabilme yeteneği ile ülkenin ticaret den-

gesine bağlayan akademisyenler ve reka-

bet gücünü refah yaratabilme gücü olarak 

tanımlayan  yazar  ve  akademisyenler  de 

vardır.


Günümüzde ülkeler arasındaki ticaret, 

ölçeğe göre sabit getiri varsayımına daya-

nan  standart  dış  ticaret  teorilerinde  ön-

görülenin aksine aynı endüstri dalındaki 

ürünlerin  farklılaştırılması  ile  meydana 

gelmektedir.  Karşılaştırmalı  üstünlükle-

rin zamanla ülkeler arasındaki teknoloji, 

sermaye  ve  yetenekli  işgücü  düzeyinin 

homojenleşmesi neticesinde yerini ölçek 

ekonomilerine  bıraktığı  Monopolistik 

Rekabet  Modeline  göre  endüstri-içi  ger-

çekleşen  yeni  ticaret  şekli  ülkelerin,  uz-

manlaştığı  ürünlerde  pazar  birleşiminin 

etkisine ve maliyet avantajına bağlı olarak 

rekabet gücü edinmesini sağlar.  Bu tica-

ret şekli, ürün farklılaştırılması ile farklı 

tüketici  zevklerini  tatmin  etmek,  coğrafi 

yakınlık ile taşıma maliyetlerini minimu-

ma  indirmek,  yaparak  öğrenme  olarak 

da  adlandırılan  dinamik  ölçek  ekonomi-

lerinden  faydalanmak  ve  ülke  içindeki 

farklı gelir gruplarının ihtiyaçlarını gider-

mek  gibi  sebeplerden  ötürü  yapılabilir. 

Dolayısıyla bu ticaretin bahse konu ülke 

vatandaşlarının  refahının  yükselmesine 

de katkıda bulunduğu söylenebilir. Birkaç 

ürün üreterek bir ülke daha büyük ölçek-

te,  daha  düşük  maliyette  ve  yüksek  ve-

rimlikle üretim yapabilir.  Böylece bahse 

konu ülke bu ürünlerde yüksek verimlilik 

ve düşük maliyet avantajına dayalı reka-

bet gücüne sahip olabilir.

Diğer bir ölçek ekonomisi çeşidi olan 

dışsal ölçek ekonomisi aynı endüstrideki 

firmaların  bir  bölgede  yoğunlaşması  ile 

ortaya çıkmaktadır.

Marshall’a  göre  bu  yoğunlaşma  teda-

rikçilerin  ve  işgücünün  uzmanlaşmasına 

ve endüstri içinde Ar-Ge faaliyetleri, ter-

sine mühendislik, aynı endüstri dalındaki 

49

say 25 | 



EcoVision


Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə