xii
ix
bağlamında hazırlıklara girişilmesi, ayrıca Kıbrıs Türkleri tarafından Kızılay’a
yapılan yardım talepleri, Kızılay İkmal Merkezi kurulması ve son olarak Kızılay Kan
Merkezi’nin Lefkoşa’da hizmete girmesi arşiv belgeleri paralelinde incelenmiştir.
Çalışmanın Üçüncü Bölümü savaşın başlamasının ardından Kıbrıs’ta
yaşanılanlara ışık tutacak bilgilerle donatılmış, ayrıca Kıbrıs’a yönelik olarak Kızılay
yardımlarının başlaması, hemen ardından harekâta katılan Türk askerlerine ve Kıbrıs
Türk mücahitlerine yönelik hizmet verecek olan sahra savaş hastanelerinin Mersin’de
kurulması, özellikle Kızılay İlk Yardım Hastanesi tarafından savaş döneminde
Lefkoşa’da yapılan faaliyetler, savaşın kaçınılmaz sonucu olarak ortaya çıkan savaş
esirleri sorunu konusunda yapılanlar ve bu sorunla ilgili olarak Kızılay2ın tarif
edilemez sorumlulukları, savaşın bir başka acı ve dramatik yüzü olan kayıplar ve
evlerinden olmuş insanlarla ilgili olarak yapılan gayretler, savaşın başlamasının
hemen ardından buradaki kadrolarını güçlendiren Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve
Kıbrıs’taki girişimleri mercek altına alınmıştır. Bu bölümde ayrıca canlarını
kurtarabilmek için İngiliz üslerine sığınan Kıbrıs Türklerinin yaşadıkları ve adeta
esaret haline dönüşen günleri, kuzeye geçmeye çalışan Kıbrıs Türkleri ve savaşın son
döneminde yapılan nüfus mübadelesi konusu, bu dönemde Kıbrıs Türklerine yardım
amaçlı olarak başlatılan pek çok yardım ve bağış kampanyası arşiv belgelerine bağlı
olarak ortaya konmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın Dördüncü ve son bölümü ise özellikle İkinci Barış Harekatı
dönemini irdelemekle birlikte Kızılay tarafından Kıbrıs Türklerine yönelik olarak
yapılan ve yapılacak muazzam yardım faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı raporları, bu
dönemde bütün dünyaya insanlık dersi veren Türk askerinin olağanüstü davranışları,
ayrıca savaşın ardından adada Kızılay ve Kızılhaç işbirliği içerisinde başlatılan posta
haberleşmesi konusu, Türkiye’de açılan ve Rum esirlere yönelik hizmet veren
kamplarda tutulan esirlerin mübadelesi sorunu, ayrıca Cenevre Konvansiyonlarına
aykırı olarak Rumlar tarafından esir alınan Türk gazeteciler konusu ve savaşın hemen
ardından başlatılan hayatı normalleştirme çabaları içerisinde adanın farklı yerlerinde
xiii
x
yaşamaya başlayan Rumlara ve Kıbrıs Türklerine yönelik gerek Kızılhaç ve gerekse
Kızılay tarafından devam ettirilen insani yardım girişimleri mercek altına alınmıştır.
Bu çalışmada yukarıda bahsedilen ilk Kıbrıs çalışmasında da olduğu üzere 10
yılı aşkın bir süreyi kapsayan araştırma, derleme ve bilimsel bir çalışma ortaya koyma
sürecinde binlerce Kızılay arşiv belgesi kaynak olarak kullanılmış, bu bağlamda
doğrudan kişilere ait ifadeler ele alındığında mümkün olduğunca müdahalede
bulunulmamıştır. Dolayısıyla çalışmanın farklı noktalarında özellikle vatandaşların
Kızılay’a yönelik yaptıkları yazılı müracaatlarda cümle bozuklukları, cümle
düşüklükleri veya “kıprıs, kıbrız” gibi ifadelerle karşılaşılırsa bunlar özellikle
orijinalinde olduğu için bu şekilde bırakılmıştır. Ayrıca belgelerle ilgili kaynak
belirtilirken özellikle dipnotlarda Kızılay için zaman zaman genel müdürlük, genel
başkanlık, yönetim kurulu gibi farklı hitap şekilleri de görülecektir. Bunlar da
belgenin aslına sadık kalındığından değiştirilmemiştir.
Ayrıca gerek Kızılay tarafından ve gerekse Kızılhaç gibi farklı uluslararası
yardım kuruluşları tarafından yapılan yazılı müracaatlarda görülen bazı yanlışlıklar
ve/veya bazı belgelerde ICRC olarak belirtilen kısaltmanın bir başkasında BMMYK
olarak kullanılması gibi orijinal kullanımlar bütünü bozmamak maksadıyla aynı
şekilde kullanılmıştır. Dipnotlarla ilgili son bir not ise dikkatli okuyucuların hemen
fark edeceği gibi bazı resmi belgelerde ve yazışmalarda belgenin sayı ve numarası
verilirken ayrıca parantez içinde de bir sayı veya numara verilmiş olmasıdır. Parantez
içindeki sayı Kızılay tarafından belgenin alınmasının ardından verilen kayıt numarası,
parantez dışındaki ise belgeyi gönderen kurumun verdiği kayıt numarası olarak
değerlendirilmelidir.
Bu çalışma Kızılay Genel Müdürlüğü tarafından özellikle 15 Temmuz 1974
tarihinde Nikos Sampson tarafından Makarios’a karşı girişilen ve Kıbrıs Türklerinin
de sonunu hazırlayacak darbenin ardından 20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan Kıbrıs
Barış Harekatı sürecinde yapılan Kıbrıs’a yönelik yardım girişimlerini bütün
ayrıntılarıyla ortaya koyabilmek amacıyla ve binlerce resmi arşiv belgesinden istifade
edilmek suretiyle kaleme alınmıştır. Kızılay Genel Müdürlüğü’nün son dönemde son
xiv
xi
derece isabetli, yerinde ve akıllıca bir karar alarak muazzam ve inanılmaz arşiv
kaynaklarını araştırmacıların hizmetine açması, Ankara Etimesgut’ta bulunan Arşiv
Müdürlüğü’nün buradan istifade etmek isteyen veya isteyecek olan araştırmacılara ve
bilim insanlarına her türlü kolaylık ve altyapıyı sağlaması, belki de en önemlisi
arşivde görev yapan Kızılay personelinin son derece olumlu ve yapıcı yaklaşımları bu
arşivde çalışma yapmayı teşvik eden ana unsurlar arasındadır. Bu araştırma
kapsamında Kızılay arşivinde Kıbrıs Barış Harekatı ve 1974 dönemiyle ilgili binlerce
dosya taranmış, konuyla ilgili bütün belgeler incelenmiş ve çalışma tamamen Kızılay
arşiv belgelerine dayanılarak ortaya çıkmıştır.
Bu noktada Kızılay’ın köklü devlet geleneğine sahip bir kuruluş olarak, Kızılay
personelinin de ulvi bir görev yapmanın bilinciyle ne kadar özenli, hassas ve duyarlı
davrandıkları, çalışmalarında millet ve devlet menfaatini nasıl gözettikleri ve
korudukları, devletin ve Türk milletinin kendilerine verdiği bu şerefli görevi yerine
getirirken sorumluluklarının ne derece ağır ve bir o kadar da gurur verici olduğunun
her daim farkında olarak çalıştıklarını görmek bu milletin bir ferdi olarak doğrusunu
söylemek gerekirse beni de son derece mutlu etmiş ve gururlandırmıştır. Bu
çalışmanın hazırlık ve yazım aşamasında itiraf etmeliyim ki kendimle baş başa
kaldığım sıkıntılı anlarda Kızılay faaliyetleriyle ilgili olarak vatandaşların içten, yalın
ve sade duygularını dile getirdikleri mektuplarını okurken, Kızılay yetkililerinin
görevin hassasiyetine bağlı olarak ne kadar duyarlı davrandıklarını görmek bir ayağı
Toroslarda, bir ayağı Beşparmak Dağlarında bir Türk insanı olarak beni hem
duygulandırmış hem de mutlu etmiştir. Bu vesileyle bütün bu yardım faaliyetlerinde
hizmeti geçeni, emek harcayan, ter akıtan, yeri geldiğinde kanını akıtmaktan da
çekinmeyen bütün Kızılay mensuplarına içten ve gönülden şükranlarımı iletmek
istiyorum.
Kızılay Genel Müdürlüğü tarafından başta Türkiye tarihi olmak üzere araştırma
yapmak isteyen Türk ve yabancı akademisyenler ve bilim insanlarının hizmetine
sunulan bu son derece zengin arşivlerin açılmasının hemen ardından neredeyse 10 yıl
boyunca ve doğrusunu söylemek gerekirse ciddi bir mesai harcayarak çalışma, ilgi ve
Dostları ilə paylaş: |