316
bölümünü içerir; Buhara-Hiva sınırlarına, İdil-Ural, Ok havzasına, Kuzey Kafkasya ve Kırım
dağlarına kadar uzanır. Litvanya'da, Volın'da ve Doğu Galitsiya'da Karay kolonileri olarak
“küçük adalar” halindeki bölgelerde de yayılmışlardır (Troki, Lutsk, Galiç).
Kuzeybatı grubu dillerinde ve lehçelerinde konuşan çağdaş Türk halklarının çoğunluğu,
kökence Eski Kıpçaklara bağlıdır (başka bir deyişle: Polovetslere veya Kumanlara). Bunların
tümünü, Kıpçak grubu olarak adlandırabiliriz
13
. Korş'un Polovets veya Kuman adlandırmasıyla
doğu grubuna dahil ettiği Kıpçak dilini ise, Bang'ın
14
da tanıtlamalarına rağmen Radloff’u
izleyerek kuzeybatı grubuna ait ediyoruz. Ancak günümüze kadar erişen söz konusu dilin
yazıtlarında hem tau hem de tag-lehçeleri unsurları bulunduğunu da göz ardı etmiyoruz.
Diğer gruplarla karşılaştırılmada, özellikle çok sayılı oluşuyla dikkatleri çeken
Kuzeybatı grubundaki dillerin ve lehçelerin niceliğine göre alt gruplara bölünmesi ihtiyacı
bulunmaktadır. Lehçeler arasında yakınlık belirlenmektedir: Altay, Teleüt, Kara Kırgız (tuu//too-
lehçeleri) arasında; Kumuk, Karaçay, Malkar, Karay
15
ve Tatarca arasında; Kara Kırgız ve
Nogayca arasında. Son alt grubu Moğol sonrası, ilk ikisini ise Moğol öncesi olarak
adlandırılmasını öneriyorum.
VII.
Tau Kıpçak (Polovets, Kuman) dil çeşitliliği belirgin bir biçimde kuzeybatı grubuna
aittir. Oysa tag çeşitliliği, ne kuzeydoğu ne de güneybatı grubuna dahil edilemez. Kuzeybatı
grubunun temel sesbilgisel, dolayısıyla “dilbilimsel” (çevirmenin notu) belirtilerinden biri,
Kıpçakça y sesiyle ayak olarak seslenen biçimbirim (morfem) değil, adak, atak, azak ‘ayak’
biçimlerinde uygun d, t, z sesleriyle kullanılan biçimbirimlerdir. Güneybatı grubunun temel
dilbilimsel belirtilerinden biri, Kıpçakça kalgan olarak seslenen biçimbirim değil, kalan
biçiminde kullanılan biçimbirimdir. Korş'un doğu (bize göre kuzeydoğu) grubu içerisinden
çıkarıp ele aldığımız Çağatay dili de, tarafımızdan kabullenilen sesbilgisel belirtilerin toplamı
nicelikselliğinden dolayı ne kuzeybatı, ne de güneybatı grubuna ait olabilir.
Böylece Türk dilleri ve lehçeleri sınıflandırmasının dördüncü grubu, aşağıda belirtilen
13
Radloff da böyle önermiştir (Mél. Asiat, IX, 2. s. 89). Berezin de Kıpçakça demiştir (s. 27).
14
Osttürkische Dialektstudien. Von W. Bang und I. Marquart (Abhandlungen der K. Gesellschaft der
Wissenschaften zu Göttingcn. Phil.-hist. Klasse. Neue Folge. XIII. N: 1. Berlin, 1914). V. V. Bartold’un eleştirisi.
Rus Tarihi Dergisine atıfta bulunularak (1921 y.), s. 138.
15
Bk. Grzegorzewski. Ein türk-tatarischer Dialekt in Galizien (Sitzungsberichte der K. Ak. der Wiss. İn Wien, 1903)
ve Caraimica (Rocznik Oryentalislyczny I. 2, Kraków. 1916-1918 yy. s. 252).
317
sesbilgisel belirtilerin çeşitli gruplardaki kullanımlarından, dolayısıyla niceliksel bulunuşlarından
dolayı kendiliğinden belirlenmektedir. Şöyle ki; Kuzeybatı ve güneydoğu gruplarında
y
sesbilgisel belirtisi; kuzeydoğu ve kuzeybatı gruplarında bol-ol ve kalgan-kalan sesbilgisel-
biçimbirimsel (morfolojik değişkeler) belirtileri; kuzeydoğu ve kuzeybatı gruplarında tag-tau
belirtisi bulunmaktadır. Bir başka deyişle, belirtilen grup öncekilerin arasında orta bir pozisyonda
yer almaktadır. Söz konusu grup, bazı düzeltmeleriyle Radloff’un sınıflandırmasındaki Orta Asya
grubuyla ve Korş'un sınıflandırmasındaki
16
karışık olarak nitelendirilen a alt grubuyla
örtüşmektedir.
Biz, bu grubu daha net nitelendirmek ve aynı zamanda tag Kıpçak dil çeşitliliğinin söz
konusu gruba, sözgelimi Tarançi lehçesine dahil edilemeyeceğini göstermek için Korş’un seçtiği
sesbilgisel belirtinin uygulanma alanını genişletmeyi öneriyoruz. G sesinin, önceki geniş ünlüyle
hece sonunda (tag-tau) ve son ünsüzle biten sözcük sonunda (kalgan-kalan) bulunuluşları
dışında. Önceki dar ünlüyle g sesinin kullanımı ise, ayrıca ele alınmalıdır. Çünkü g sesinin söz
konusu ses birleşimindeki ‘kaderi’, daha önce belirtilen ses birleşimlerindeki belirlediğimiz g
sesinin kullanımlarıyla örtüşmemektedir. Burada sarık-sarı ‘sarı’, atlıg-atlı ‘atlı’ gibi sözcük ve
biçimbirimlerinde yer alan ıg, ig tiplerindeki ses birleşimi
17
veya biçimbirimi söz konusudur. Ig
biçimbirimindeki
g sesi, kuzeydoğu grubunda yerini muhafaza etmektedir. Kuzeybatı ve
güneybatı gruplarında ise bulunmamaktadır. Söz konusu biçimbiriminde gözlemlenen g sesi,
bizim belirlediğimiz grupta muhafaza edilir veya k sesiyle değiştirilir (sarıg//sarık, serig//şerik;
atlık). Söz konusu belirtiye göre nitelendirilen her iki Kıpçak dil çeşitliliği (tag//tau), Çağatayca
ve onun benzeri dillerle aynı grupta yer alamaz. Dolayısıyla Bang'ın adlandırılmasına göre Doğu
Türkçesi, Radloff’un sistemine göre ise Orta Asya Türkçesi gibi.
Böylece bizim belirlediğimiz dördüncü grupta, tartışılmaz olarak aşağıda belirtilen dil,
lehçe ve ağızlar yer almaktadır: Çağatayca, Çin veya Doğu Türkistan'daki bütün Türk lehçeleri
(Sarı Uygur ve Salarca dışında), Batı Türkistan'da Sart olarak adlandırılan ağızlar (Hiva Sartçası
dışında) ve Fergana, Taşkent, Semerkent bölgelerinin ve Buhara’nın bize belli olan Özbek
ağızları.
16
Berezin'e göre "Çağatayca veya Doğuca" (s. 26). Doğu Avrupa’da bu grupta yer alan diller genellikle "Doğu-
Türkce veya Türkçesi" olarak adlandırılmaktadır.
17
Bk. Katanov, Opıt issledovaniya. s. 88-91. 181-192. ve uygun şemalar: No III, IV.