Maden jeolojiSİ BİLİMİNİn tanimi



Yüklə 0,67 Mb.
səhifə13/15
tarix11.04.2018
ölçüsü0,67 Mb.
#37739
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15

Doğu Kefdağ yatağı Batı Kefdağ yatağına benzemektedir. Ancak farklı doğrultu ve eğime sahiptir.

B- Üç Köprü Kromit Yatağı (Göcek, Muğla) : Muğla İli İçinde mostra veren ofiyolitlere bağlı olarak çok sayıda kromit yatağı bu­lunmaktadır. Üç Köprü kromit yatağı bunlardan sadece biridir, fakat Etibank tarafından işletildiğinden önem taşımaktadır. Kromit az ser­pantinleşmiş harzburjit içinde, katmansı şekildedir. Eğim dike ya­kındır. Uzunluğu yaklaşık 250 m, genişliği yaklaşık 50 ro'dir. Kalın­lık 2-6 m'dir.

Cevher masif bantlı veya benekli bantlı yapıdadır. Ortalama te­nor % 47 Cr2O3'tür.

C- Kopdağ (Erzincan-Erzurum) : Kopdağ'ın batı ve doğusunda Alt Kretase kireçtaşları üzerinde, buraya tektonik olarak yerleşmiş ofi~ yolitik karmaşık bulunmaktadır. Ofiyolitik karmaşığın kısmen serpan­tinleşmiş peridotitleri içinde çok sayıda kromit zuhuru bilinmektedir.

Batı ve Doğu Kop dağı kromitleri Kündikan tipine benzer şekilde her boyutta parçalanmış, yuvarlaklanmış, budinaja uğramış, tektonik yü­zeyli yığınlar veya yumrular halindedir. Ortalama tenor % 50 CrzOa' tür. Kromitle beraber kemererit ve uvarovit minerallerine de rast­lanmaktadır.

8- Türkiye'de Gabro ve Peridotitlere Bağlı Diğer Yatak ve Zuhur­lar : Türkiye'de gabro ve peridotitlere bağlı demir, titan, platin, nikel, elmas zuhuru bilinmektedir. Buna karşılık yurdumuzda çok sa­yıda asbest, olivin ve özellikle manyezit zuhuru bilinmektedir, An­cak bunlar ekonomik bakımdan genellikle fazla önem taşımazlar.

BÖLOH XIII

NEFEL1NLI SİYENİT VE KARBONAT ÎTLERE BAĞLI P!ABEN YATAKLARI ;

I. NEFELÎNLt SÎYENÎT VE KARBONATİT KAVRAMI :

Sınıflamalarda belli sınırlar içinde tanımlanan nefelinli si­yenit ile bu kayaca yakın özellikteki feldispatoidli monzosiyenit, esseksit, teralit, urtit, ijolit, melteijit, vb. gibi kayaçlar do­ğada genellikle beraberce bulunurlar ve bir aile oluştururlar. Bu kayaçların en önemli petrografik özellikleri silisçe fakir olmaları­dır. Silis açığı nedeniyle kuvars yerine feldispatoid cinsi mine­raller teşekkül etmiştir. Ferromagnezyen mineraller sodik piroksenler (eğirin, eğirin ojit) ve sodik amfibollerdir (riebekit, arfvedsonit, barkevisit). Titan çok boldur ve sfen, perovskit, ilmenit, titano-manyetit, rütil gibi minerallerin bileşimine girmiştir. Flu­or ve fosfor da apatitin bileşimindedir.

Nefelinli siyenit ve yakın özellikteki diğer feldispatoidli kayaçlarla birlikte bulunan haçka bir kayaç da karbonatitlerdir. Karbonatitler başlıca iri kalsit veya dolomit minerallerinden oluş­muşlardır. Ayrıca ankerit, siderit ve rodokrozit gibi minera.11^-içerebilirler. Karbonitler birçok bakımdan sokulum kayaçlarına ben­zer. Stok, baca veya dayk şeklinde bulunurlar. Nefelinli siyenit ailesindekikayaçlar karbonatitleri genellikle konsantrik halkalar halinde sararlar (Şekil 108). Karbonatit ve nefelinli siyenit hal­kalarının etrafındaki kayaçlar çok değişik ^aşta ve nitelikted-' -"' Bu kayaçlar genellikle fenitleşme denilen bir değişime uğramışlar­dır.

Fenitleşme nefelinli siyenit ve h.~ r be n ati t karmaşıkları etra­fındaki yan kayaçların metasomatik olarak SiO2bakımından fakirleş­mesi/ buna karşılık alkalen elementler (Na,K) bakımından zenginleşmesi anlamına gelmektedir.

Nefelinli siyenitler ve karbonatitler en fazla birkaç km ge­nişliğinde küçük karmaşık kütleler halinde, kıtasal ortamlarda olmuşlardır. Daima büyük graben zonlarına yakın yerlerde bulunmaları önemli bir özellikleridir.

gayftıar ibateler nedeniyle önemlidirler. Bazı yazarların bu cevher­leşmeler için kullandığı alkalen kayaçlara bağlı cevherleşmeler deyimi oldukça sakıncalıdır. Zira alkalen kayaçlar nefelinli siye­nitler dışında, alkalen element lerce zengin siyenit ve granitleri de kapsamaktadır.

Ilı NEFELfNLÎ S İ YEN î T VE KARBONAT ÎTLERE BA^LI YATAKLARIN KÖKENLİ :

Bu yatakların şekil, cevher ve gang minerallerinin incelenme­siyle aşağıdaki türde cevherleşmelerin var olduğu anlaşılmaktadır.

ortomagmatik (intraplutonik)

pegmatitik

pnSmatolitik - hidrotermal

pirometascmatik (»kontakt metasomatik)

Cevherin ilk kaynağı, daha sonraki derişme ve yerleşme meka­nizması hakkındaki varsayımlar ise oldukça tartışmalıdır. Zira bu cevherleşmelerin bağlı oldukları nefelinli siyenit ve karbonatit-lerin oluşumu da en çok tartışılan konulardandır?

Bazaltik bir magmanın evrimiyle söz konusu kayaç ve cev­herleşmeler meydana gelebilir.

Volkanojenik yataklar içinde masif sülfit yatakları jeolojik ve ekonomik özellikleri bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Bu ne­denle burada ayrı olarak ele alınacaklardır.

l- Masif Sülfit Yatakları : Literatürde volkano-sedimenter, pi-ritik, masif piritik, tabakalı sülfit yatakları gibi deyimlerle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Masif sülfit yataklarının tanımı aşağıdaki özellikler ile belirlenir?

a)sübwarin ortamda oluşmuş volkanojenik yataklardır.

Başlıca mineralleri sülfürlerdir ( = sülfit). Bunlar içinde pirit çoğu kes en önemli yeri kaplar.

Cevher gövdesinin önemli bir kısmı masif niteliktedir. Yani bu kesimde sadece cevher ve gang mineralleri bulunur.

Masif cevher kütlesi katmansı, mercek veya merceksi yığın şeklindedir.

Masif cevher kütlesi arasında yer aldığı kayaçlarla uyumlu­dur (konkordan). Bu nedenle masif sülfit yatakları için stratiform deyimi de kullanılır.

Masif sülfit yataklarının tanımına giren özelliklerinin yanın­da genellikle geçerli olabilecek şu özellikleri de belirtmek gerekirj

a) Başlıca şu elementler için ekonomik önem taşırlar.

Pirit


Cu, pirit

Zn, Cu, pirit

- Pb, Zn, Cu, pirit

Au ve Ag gibi bazı metaller de bu yataklardan itibaren elde edilebilirler.

Masif sülfitli cevher kütlesine çoğu kez damar, stokverk ve saçınımlı cevher eşlik eder. Bu sonuncular genellikle kaba piroklastitler içinde yer almışlardır.

Masif sülfitli cevher kütlesi, damar, stokverk ve saçınım şeklindeki cevher birlikte var olduklarında zonlü bir dağılım gös­terirler. Bu yapısal zonlanma şöyledir (Şekil 120);

Masif cevher en üsttedir.

Storkverk ve damar şeklindeki cevher masif cevherin altındadır .

Saçınımlı cevher stokverk ve damar şeklindeki cevherleşmeyle hem beraber bulunur, hem de bunları alttan ve yandan sarar.

Bazen masif cevher kütlesi volkanik veya volkano-tortul istiflenme içinde birçok kez tekrarlanır. Buna neden aynı bir merkezden itibaren oluşan volkanizma faaliyetlerinin belli zaman aralıklarında tekrarlanması ve her faaliyete ekzalatif ve hidrotermal getirimlerin eşlik etmesidir.

Masif sülfit yataklarında genellikle mineralojik ve jeokim­yasal bir zonlanma mevcuttur. Pb, Zn, Cu ve pirit cevherleşmeleri bir arada bulunduğunda Pb ve Zn en üstte, Cu bunların altında, pi­rit ise en altta bulunur.

Masif sülfit yataklarının hemen üzerine genellikle silis ve demir bakımından çok zengin tortul kayaçlar gelir (Şekil 121, 133,137) .

Bu özelliklere ve diğer bazı niteliklere göre masif sülfit ya­takları tiplere ayrılp.ıçtır. Belli başlı tipler ile bunlara dünya ve Türkiye'den örnekler aşağıda verilmiştir.

A- Kuroko Tipi Masif Sülfit Yataklar : "Kuroko Tipi" deyimi Japonya'dn Kosaka maden bölgesinde bulunan masif sülfit yataklar ile bunlara benzeyen d:.c~r yataklar için kullanılır. Bu yatakların en önemli özelliği Miyosen yaşlı dasitik kalko-alkalen volkanizma-ya bağlı olmalarıdır. Ada yayı niteliğindeki bu bölgede bakır, çin­ko, kurşun ve gümüş cevherleşmesi dasitik kaba piroklastitlerin içinde veya heraen üzerinde bulunur. Daha ender olarak bazı cevher­leşmeler dasitik lav domlarının ayrışmış takke kısımlarında yer al­mışlardır. Hemen hemen her yerde cevherleşmenin üzerinde jaspilit niteliğinde demir ve silisçe zengin tortul kayaçlar izlenir. Kuroko tipi cevherleşmeler düzensiz mercekler veya merceksi yığınlar ha­lindedir. Yatakların uzunluk ve genişlikleri 100-200 m civarındadır. Kalınlık birkaç m ile 50 m arasında değişir. Yataklar içinde mine­ralojik bileşim, yapı ye doku bakımından belirgin bir zonlanma mev­cuttur. Saptanan dört ayrı zon yukarıdan aşağıya doğru şöyledir (Şekil 121);

Baritçe Çok Zengin Cevher : Barit ve onun içinde seyrek olarak bulunan sülfürlü minerallerden ibarettir. Bu zon pek yaygın değildir. Kalınlığı ve sülfürlü mineral içeriği çok değişkendir.

Masif Siyah Cevher : Bu zonda en bol olarak bulunan sfalerit ve galen siyah renkli bir cevheri C =Kuroko) oluşturmakta, böy­lece hem bu zona, hem de bu tip yataklara adını vermektedir. Polimetalik nitelikteki siyah cevher zonunda ayrıca pirit, kalkopirit,tetraedrit, barit gibi mineraller bulunur. Gümüş galejıe bağlı ola­rak mevcuttur. Masif siyah cevherin yataklanma şekli katmansıdır.İnce taneli cevherde bantlı, kolloform (jel), sferolitik yapılara rastlanır.

Masif Sarı Cevher : Başlıca kalkopirit ve piritten oluşan sarı cevher (= oko) yapı ve doku olarak üstteki masif siyah cevhere benzer. Ancak sfalerit, galen, tetraedrit, barit gibi minerallerin oranı son derece azalmıştır.

Saçınımlı Sarı Cevher : Bu zonda pirit ve kalkopirit saçı­nım, stokverk veya damarcık şeklinde bulunur. Kalkopirit oranı aşa­ğıya doğru azalır. Silisleşmenin yoğunluğu nedeniyle bu zona silisli cevher ......... keiko) zonu da denir. Çoğu kez jips veya anhidrit mineralizasyonları silisli cevhere eşlik eder. Saçınımlı sarı cevher zonunda yapı nispeten daha iri tanelidir. Saçınımlı cevher zonu dasitik breşler içinde derine doğru gittikçe zayıflayarak kaybolur,veya alttan dasitik lav domu ile kesin olarak sınırlanır.

Kuroko tipi cevherleşmelerde hidrotermal ayrışmaya ilişkin olarakda yukarıdan aşağıya doğru 4 zon ayırt edilir.

Montmoriyorit - Zeolit Zonu : Cevherden uzakta, tavan kayaç­ları içindedir.

Serisit - Klorit - Pirit Zonu : Cevherin üstündeki tavan kayaçları içindedir.

Kuvars - Serisit - Klorit Zonu : Cevher ile birliktedir.

Kuvvetli Silisleşme Zonu : Tabandaki kayaçlar içindedir.

Cevher dokusuna ve 3ifs/32S oranına ilişkin araştırmalar kuro-ko tipi yataklarda masif cevherin magmatik kökenli olduğunu ve de­niz suyuyla olan reasiyon sonucu çökeldiğini göstermiştir. Bu ba­kımdan yatak volkano-tortul niteliktedir. Silisli cevher ise volka-nojenik hidrotermaldir.

Ortalama tenor yaklaşık olarak şöyledir? Cu % 2, Zn % 5, Pb % 1,7, Ağ 200 g/ton.

B- Doğu Poııtid "Masif" Sülfit Yatakları : Batı'da Samsun'dan Doğu"da Rus hududuna kadar uzanan Doğu Pontid Kuzey zonunda yüzler­ce sülfürlü cevher yatağı veya zuhuru bilinmektedir. Bu yatak veya zuhurların çoğu araştırıcılar tarafından Kuroko tipine benzeyen ma­sif sülfit yatakları olarak kabul edilmektedir. Ancak Doğu Pontid sülfürlü yatakları kendilerine özgü bazı niteliklerle Kuroko tipin­den ayrılırlar. PEJATOVIC (1979) bu yataklar için Pont id tipi deyi­mini kullanmıştır.

Doğu Pontid sülfürlü yataklarının başlıcaları şekil 122'de işa­ret edilmiştir. Bunlar Batı1dan Doğu'ya doğru Akköy, Piraziz, Laha-nos, Köprübaşı, Harköy, israil, Kutlular, Çayeli-Madenköy, Murgul, îrsahan ve Kuvarshan yataklarıdır.

Bu yatakların başlıca özellikleri aşağıda maddeler halinde be­lirtilmiştir.

"Sübmarin ortamda oluşmuş volkanojenik yataklardır.

Başlıca mineralleri pirit, kalkopirit, sfalerit ve galen gibi sülfürlerdir. Ekonomik bakımdan

- Cu, pirit

Zn, Cu, pirit



  • Pb, Zn, Cu, pirit, (Sb) birlikleri için önem taşırlar. Son iki parajönez Doğu Pontidler için daha karakteristiktir. Au ve Ağ daima dikkati çekecek oranda mevcuttur.

Çoğu kez saçınım, stokverk, damarcık ve breş dolgusu şek­lindeki cevherden meydana gelmişlerdir. Masif (som) nitelikteki cev­here genellikle az rastlanır. Bunlar varolduklarında fazla kalın de­ğildirler. Bu özellik masif sülfit yatakları tanımına nispeten aykırı düşmektedir. Ancak diğer bütün özelliklerin masif sülfit yatakları tanımına uyması veya bu tanımı desteklemesi bakımından araştırıcılar Doğu Pontid masif sülfit yatakları deyimini kullanmaktadır. ASLANER (1977) Doğu Pontidlerde saçınım, stokverk, damar şeklinde bulunan cevherleşmelerin ayrı bir tip teşkil ettiğini ancak bunların masif sülfit cevherleşmeleri ile bir arada bulunabileceğini belirtir.

Masif cevher varolduğunda katmansı, mercek veya merceksi yı­ğın şeklindedir. Yataklar bir bütün olarak düzensiz mercekler halindedir.

Cevher kütlesi arasında yer aldığı kayaçlarla her zaman uyumludur (konkordan, stratiform).

üst Kretase (Senoniyen) yaşlı dasitik lav ve özellikle piro klastitlere bağlı olarak oluşmuşlar ve yerleşmişlerdir. Bu cevherli dasitlerin stratigrafik dizinim içindeki yerleri Doğu Pontidler Ku­zey zonunda şöyledir (Şekil 123);

Alt Bazik Seri : Jura-Alt Kretase yaşlı bazik volkanitler/piroklastitler ve mermer seviyeleri

Granit sokulumu : Alt ve üst Kretase sınırına yakın bir za­manda

Cevherli Dasit : üst Kretase (Senoniyen) yaşlı cevherli da­sitler ve piroklastitleri kendilerinden daha yaşlı kayaçlar üzerine Austrik yaşlı bir uyumsuzluk ile gelmektedir. Bazen cevherli dasit tabanında bu uyumsuzluğu daha iyi belirleyen konglomeralar bulunur.

volkano - Tortul seri : üst Kretase (Senoniyen) yaşlı bu seri çok karmaşık olup, değişik kayaç çeşitleri içerir :

Volkano - Tortul (s.str.) Kayaçlar : înce tabakalı kireçtaşı, kumtaşı, Tufit ve Tüf niteliğinde çok iyi istiflenmiş kakaçlardır. Tabanlarına yakın kesimde kılavuz bir seviye olan kırmızı kireçtaşları bulunur. Bazı yerlerde volkano-tortul kayaçların Paleosen'e ge­çiş yaptıkları saptanmıştır.

Bazaltlar - Genellikle kırmızı kireçtaşları ile birlikte, pillov-lavalı olarak görülürler.

Genç Dasitler : Nispeten daha az ayrışmış hornblendli ve­ya biyotitli, bazen iri kuvarslı dasitler ve bunların piroklastik ürünleridir.

Volkano-tortul seri içindeki bu kayaçların varlığı, önemleri, birbirlerine göre olan konumları bir yerden diğerine göre değişir.

üst Bazik seri : Tersiyer yaşlı bazalt ve andezitlerden oluş­muştur. Kalın bir seri oluşturur.

Tersiyer Tortul Sayaçlara - Genellikle kumtaşı ve kireçtaşı niteliğindeki bu kayaçlar yöresel olarak mevcuttur.

Stratigrafik dizi içindeki kayaçların petrografik, jeokim­yasal ve diğer bazı özellikleri, cevherleşmenin oluştuğu üst Kretaze sırasında, Doğu Pontidlerin bir volkanik yay niteliğinde olduğunu işaret eder. Cevherleşme yitim (subduction) zonu üzerindeki kalko-alkalen volkanizma ile ilişkilidir.

Genellikle tavan kayaçları silis ve demirce zengin tortul (kırmızı kireçtaşları} veya volkano-tortul kayaçlardır. Mor renkli genç dasitler de çoğu yerde tavanı veya tektonik olarak yan kayacıteşkil eder.

Mineralojik,jeokimyasal, yapısal ve dokusal zonlanmalar arz ederler. Bu zonlanmalar Kuroko tipi yataklarınkine benzeri Galen ve sfalerit varolduğunda en üsttedir. Çoğu kez barit ve sülfasel mineralleri bunlara eşlik eder. Galen ve sfalerit sonunda cevher çoğu kez stokverk veya damarcıklar halindedir. Masif cevhere daha ender rastlanır. Galen ve sfalerit zonunun altında kalkopirit-pirit zonu bulunur. Kalkopiritin pirite göre olan oranı derine ve yana doğru azalır. Doğu Pontidlerde bazı masif sülfit ya­taklarında kurşun ve çinko mineralleri çok azdır. Bu durumda en üst­teki cevher masif olsun veya olmasın kalkopiritten veya kalkopirit -piritten müteşekkildir.

Mineralojik zonlanmaya uygun olarak Pb ve Zn en üstte, Cu daha aşağıda bulunur, Cu/pirit oranı derine doğru azalır. Ağ, Sb, As, Bi, Cd gibi elementler en üstte Pb ve Zn ile beraber bulunurlar. Au ise Cu ve pirit ile birliktedir. Saçınım, stokverk, damarcık şeklindeki cevherleşmelerde saçınımların, damar aşlarının, damarcıkların yoğunluğu derine ve ya­na doğru tedrici olarak azalır. Net sınırlı cevherleşmeler azdır. Masif cevher varolduğunda üsttedir. Kolloform (jel) yapılara varolduklarında en üst seviyelerde rastlanır. Masif cevher nispeten daha ince tanelidir.

Başlıca hidrotermal ayrışmalar silisleşme, karbonatlaşma, kloritleşme, serisitleşme ve killeşme niteliğindedir. Silisleşme cevherleşmeyle en sıkı ilişkili olanıdır.

Cevherleşmeler bazen volkanik veya volkanojenik istif için­ de tekrarlanarak bulunurlar.

Doğu Pontid masif sülfit.yatakları Kuroko tipi yataklardan özellikle yaşları, siyah cevherin ve sarı,cevherin genellikle masif olmayan yapısı ve tekrarlı olabilmeleri bakımından ayrılırlar.

Doğu Pontidlerdeki masif sülfit yatakların oluşumu için başlı­ca iki görüş ileri sürülmektedir :

Senjenetik ekzalatif-sedimenter cevherleşme

Epijenetik hidrotermal cevherleşme

Aslında bu yataklar polijenetik olarak teşekkül etmişlerdir. Getirimlerin niteliği ve ulaştıkları ortama göre değişik yapıda cev­herleşmeler oluşmuştur. Böylece hidrotermal eriyikler deniz dibine erişemedikleri yerlerde saçınım, stokverk, damarcık, breş dolgusu şeklindeki cevherleşmeleri meydana getirmişlerdir. Araştırmalar bunların mezotermal olduklarını göstermiştir. Dasitik kayaçları aşa­rak deniz dibine varan hidrotermal eriyik ve ekzalasyonlar ise masif ve gerçek anlamda volkano-tortul cevherleşmeleri oluşturmuşlardır.

Doğu Pontidlerdeki masif sülfit yataklarının başlıcaları (Şekil 122) en karakteristik özellikleri ile aşağıda sıralanmıştır.

Bl- Murgul Bakır ve Pirit Yatakları (Artvin-Göktaş) (Şekil 124): Doğu Karadeniz'in halen işletilmekte olan en önemli iki yatağı bura­dadır. Bunlar yân yana duran Anayatak (= damar) ve Çakmakkaya yatak­larıdır. Yörede değişik önemde daha birçok zuhur bulunur. Çok eski devirlerden beri (MÖ. 316) işletilmekte olan Murgul yataklarından Ana­yatak 1000' m uzunluğunda, 700 m genişliğinde düzensiz mercek biçimin­dedir. Ekonomik cevher kalınlığı 70-100 m arasındadır. Çakmakkaya 800 m uzunluğunda, 250 m genişliğinde, 100-150 m kalınlığında yine düzensiz mercek şeklindedir.

Başlıca cevher mineralleri kalkopirit ve piritten ibarettir. Sfalerit, galen ve tetraedrit az miktarda mevcuttur. Gang mineral­leri olarak kuvars, kalsit, ankerit, siderit, kalseduan, ametist, kil mineralleri ve jips izlenir. Jips Anayatak'ta önemli miktarda ve masif halde bulunabilmektedir.

Cevherleşme dasitik tüf ve breşler içindedir. Alt sınır geçiş­lidir. Tavan ise oldukça nettir. Hem Anayatak'ta hem de Çakmakkaya1 da tavanda mor renkli genç dasitler bulunur. Bazen cevher ile mor renkli dasitler arasında ince bir seviye olarak steril, ayrışmış, dasitik vitrik tüfler (pümis tüfler) izlenir. Anayatağın Kuzeybatı­sında durum biraz değişiktir. Burada cevherli dasit ve ince vitrik tüflerin üzerinde volkano-tortul serinin bir üyesi olan bazaltlar bulunur (Şekil 125). Bu bazaltlar güneybatıya doğru kaybolurlar.

Cevherleşme yoğun saçınım, stokverk, breş dolgusu ve damar ha­lindedir. Cevher genelde derine doğru fakirleşmektedir. Ancak yer­sel tektonik özelliklere bağlı olarak derinde de bazı zengin zonlar bulunabilmektedir.

Murgul bakır-pirit yataklarının oluşum yaşı üst Kretase'dir. Cevherleşmeyi hemen takip eden bir aşınma dönemine ait cevher çakıl­ları yörede üst Kretase yaşlı volkano-tortul seri içinde bulunmuştur.

Ortalama bakır tenoru Anayatak'ta % 1,4, Çakmakkaya'da % 1,0 dir. Pirit alt ürün olarak elde edilmektedir. Yatakta bulunan Zn, Pb, Ağ gibi diğer elementler değerlendirilmemektedir.

Yataklar volkanojenik hidrotermal (mezptermal) oluşumlardır o Ancak bazı sferolitik ve kolloform (jel) yapılar cevherleşmenin kıs­men çok düşük ısılarda gerçekleştiğini göstermektedir.

B2- Kuvarshan Bakır Yatağı (Artvin) ; Günümüzde artık işletil-memektedir, ancak tarihte Doğu Karadeniz'in en önemli bakır yatağı olmuştur. Kuvarshan bakır yatağı çok kuvvetle kırılmış ve kıvrılmış bir yerde bulunmaktadır. Tabakalar dike yakın eğimli, hatta bazen ters vaziyettedir (Şekil 126).

Cevher mostrası yoktur, ancak sondaj verilerine göre masif cevher dasitik piroklastitler ile volkano-tortul kayaçlar arasındadır. Saçxnxrolı cevher dasitik piroklastitler içindedir. Cevher ma­sif zonda kalkopirit ve piritten, saçınındı zonda ise piritten mü­teşekkildir. Bu özellikleriyle yatak kısmen ekzalatif-sedimenter, kısmen de hirotermal özelliktedir ve gerçek anlamda bir masif sül-fit yatağıdır.

B3- Irsahan Bakır-Çinko Yatağı (Artvin) : Geniş bir senklina-lin Doğu Kanadı altında, Kuvarshan ile aynı bir tektonik hat üze­rinde bulunmaktadır (Şekil 127) . Önemli bir mostra vermeyen bu ya­takta masif sfalerit cevheri mevcuttur.

B4- Madenköy Bakır-Çinko-Pirit Yatağı (Çayeli-Rize) : Bu ya­takta cevherleşme esas itibariyle yeraltında örtülü olarak bulun­maktadır. 3 türlü yataklarıma saptanmıştır?

a) Mercek şeklinde masif cevher : Yaklaşık 450 m uzunluğunda, 200-300 m genişliğinde, 20-25 ra kalınlığında 3 adet mercek vardır. Bunlar çok büyük açılarla Kuzey-batı'ya doğru eğimlidirler. Mercekler mor rankli türler ve bazaltlar ile ardışıklanmışlardır. Mor tüfler ve bazaltlar Üst Kretase yaşlı volkanotortul serinin üyele­ridir. Nitekim biraz daha üst seviyelerde kırmızı kireçtaşları ve dar anlamdaki diğer volkano-tortul kayaçlar izlenir (Şekil 128).

Mercek şeklindeki masif cevherin başlıca mineralleri sfalerit, kalkopirit ve pirittir» Her bir mercek içinde sfalerit üstte, kal­kopirit ortada, pirit ise altta daha zengin olarak bulunur. Başlıca gang mineralleri kuvars ve barittir.

Bant şeklinde masif cevher : Sahanın güney-batısında, fazla yaygın olmayan, 1-2 m kalınlığında, birkaç ayrı seviyede, bant şek­linde (ince katmanrı/ nnnif cevhere rastlanmıştır. Hepsi ror tüfler içindedir. Başlıca cevher mineralleri sfalerit ve kalkopirittir. Pirit daha az miktardadır.

Saçınım ve stokverk şeklindeki cevher : En alttaki masif cevher merceğinin tabanında, dasitik tüfler içindedir. Yaklaşık 20 m kalınlığındadır. Cevher mineralleri yine sfalerit, kalkopirit ve pirittir. Bunların tenoru derine doğru tedrici olarak azalır. Yanal olarak da saçınım ve stokverk şeklindeki cevher yerini damarcıklara bırakır. Masif cevher marccklori'arasında mor tüfler de yer yer saçınımlı cevher içerirler (Şekil 128).

Sahada hidrotermal ayrışma olarak silisleşme, serisitleşme, kloritleşme, piritleşme, karbonatlaşma görülür. Cevherli kısımlar­dan dışa doğru silisleşme-serisitleşme-kloritleşme şeklinde bir zonlanma saptanmıştır.

Madenköy yatağı gerçek masif cevher içermesi, tekrarlı olması ve ekonomik değeri bakımından önem taşır. Masif cevherde ortalama tenor şöyledir: Cu % 3,6, Zn % 6,4. Volkano-sedimenter yataklara tipik bir örnek teşkil eden masif cevher ekzalatif-sedimenter veya ALTUN'a (1977) göre hidroterraal-sedimenter kökenlidir. Saçınım ve stokverk şeklindeki cevher ise hidrotermal olarak ve kısmen orna-tımla meydana gelmiştir. Yatak eğimli konumunu daha sonra tektonik nedenle kazanmıştır.

B5- Kutlular Bakır-Pirit Yatağı (Sürmene-Trabzon) : Kutlular Sürmene yöresinde çember şeklinde dizilmiş birçok yataktan biridir. Burada dasitik tüfler ile volkano-tortul seriye ait bazaltlar ara­sında mercek şeklinde masif cevher bulunmaktadır (Şekil 129) , Mer­ceğin uzunluğu yaklaşık 150 m, genişliği yaklaşık 80 m'dir. Kalın­lık 40 m1 ye kadar erişir. Masif cevher başlıca pirit ve kalkopirit-ten ibarettir. Ortalama bakır tenoru % 1,5 kadardır. Masif cevher merceği bir diyabaz daykı tarafından katedilmiştir.

Alttaki dasitif tüfler de saçınım ve stokverk halinde pirit mineralizasyonu içerir. Kutlular bakır-pirit yatağının masif cev­heri tipik volkano-tortul niteliktedir. Saçınım ve stokverk halin­deki pirit ise hidrotermaldir. Yatağın oluşumunda Kaldera şeklin­deki bir yapının rol oynadığı sanılmaktadır.

B6- israil Bakır-Pirit Yatağı (Tirebolu-Giresun) : Dasitik tü ve breşler üstünde masif cevher bulunur. Masif cevher başlıca pirit ve az kalkopiritten oluşmuştur. Saçınım, stokverk ve breş dolgusu cevher daha alttadır. Yatak üzerinde önemli bir oksidasyon zonu (demir şapka) gelişmiştir.

B7- Harköy Bakır, Çinko, .Pirit, Yatağı (Tirebolu-Giresun) (Şe­kil 130) : Yörede dasitik piroklastitler ve bunların üzerine gelen volkano-tortul serinin kireçtaşı, kumtaşı, tüf, tüf it gibi kayaçla-rı bulunmaktadır. Dasitik piroklastitler in üzerindeki cevher başlı­ca pirit, kalkopirit ve sfaler itten müteşekkildir. Aynı mineraller

dasitik piroklestitler içinde saçınım ve stokverk halinde de mev­cuttur. Yatak üzerinde önemli bir oksidasyon zonu (demir şapka) ge­lişmiştir.

B8- Harşit Köprübaşı Bakır, Çinko, Kurşun Yatağı (Tirebolu-Gi-resun) (Şekil 131) : Dasitik piroklastitler tîst Kretase yaşlı vol-kano-tortul serinin ince tabakalı tüf, tüfit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları ile örtülmüşlerdir. Masif, stokverk ve saçınım şek­lindeki cevher dasitik piroklastitler içindedir. Masif ve stokverk cevher üst seviyelerde, piritin egemen olduğu saçınım şeklindeki cevher ise yan ve alt seviyelerde bulunmaktadır. Genelde merceğimsi olarak bulunan yatağın uzunluğu 300 m, genişliği 130 m'dir. Ekono­mik cevherin maksimum kalınlığı 80 m'dir. Cevher başlıca pirit, kal-kopirit, sfalerit, galen ve tetraedrit'ten oluşmuştur. Yer yer bur-nonit, antimonit, realgar, bornit gibi minerallere de rastlanır. Gang mineralleri kuvars, kalseduan, barit ve kil'dir. Dasitik pirok­lastitler ile volkano-tortul serinin tabanında yüzeysel ayrışmaya bağlı olarak ayrıca malakit, azürit, kovellin, kalkozin, kalkantit, limonit, jips, kükürt gibi mineraller de mevcuttur.


Yüklə 0,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə