47
olarak bilmeyen bir rahiple ölene kadar kalmamalıdır.”
230
Ayrıca
buradan bir kişinin
ölene kadar bir Veda talebesi olarak gurusuyla birlikte yaşayabileceği anlamı
çıkmaktadır ki bu Manusmriti’nin genel yaklaşımına aykırıdır. Çünkü eserde istenen
kişinin hayatın her dönemini yaşamasıdır.
Guru öğrenciye dinî bazı kuralları ve en önemlisi Vedaları öğrettiği için çok
önemlidir ve öğrencinin ona çok büyük bir saygı göstermesi gerekir. Guru kişinin öz
babasından bile daha önemlidir. “
Kişiye hayat veren babası ile ona Veda’yı veren
arasında “Veda’yı veren daha önemlidir.”
231
Sadece guruya değil gurunun eşine, oğluna,
gurusuna ve akrabalarına da çok büyük saygı göstermelidir.
Kişinin gurusunun yanında nasıl davranması gerektiği şöyle açıklanmaktadır:
“Gurusu tarafından emredildiğinde hatta emir olmasa bile bir rahip daima bütün
enerjisini Veda’yı öğrenmek ve öğretmeni için iyi olanı yapmak için harcamalıdır.
Daima eli çıplak
232
davranışları erdemli, vücudu iyi örtülmüş olmalı, oturması
söylendiği zaman yüzü gurusuna dönük olarak oturmalıdır. Gurusundan
yanındayken daima ondan daha kötü yiyeceğe, elbiseye ve eşyaya sahip olmalıdır.
Ondan daha geç yatmalı, daha erken kalkmalıdır. Gurusuyla konuşurken veya onu
dinlerken, yatakta yatıyor, oturuyor, yemek yiyor ya da yüzü başka bir yöne dönük
olmalıdır. Guru otururken onu ayakta dinlemeli, gurusu ayaktaysa ona doğru
yürümeli, yolda karşılaşacakları zaman ona doğru gitmeli, gurusu koşarsa oda
arkasından koşmalıdır. Gurusunun yüzü başka yöne dönük olsa da öğrenci ona
dönerek durmalı, guru uzakta dursa da o onun yanına gitmeli, guru yatakta
uzanırken veya alçak bir yerde otururken o eğilmelidir. Her zaman gurusundan
alçak yerde oturmalıdır. Keyfine göre onun göz hizasında oturmamalıdır.”
233
Kişi gurusuna sadece yanındayken değil yokken dahi saygı göstermelidir:
“
Gurusu yokken bile onun adını tek başına anmamalıdır. Onun yürüyüşünü,
konuşmasını ya da hareketlerini taklit etmemelidir. İnsanlar gurusu hakkında kötü
230
MS, II, 242.
231
MS, II, 146.
232
Çevirmenler Doniger
ve Smith ilgili dipnotta, bunun sağ eli ve sağ kolu kıyafetin dışında bırakacak
şekilde giyinmek olduğunu belirtmişlerdir
.
233
MS, II, 191–198.
48
konuşurlarsa kulaklarını tıkamalı ya da oradan uzaklaşmalıdır. Eğer gurusu
hakkında kötü konuşursa eşek, onu kınarsa köpek, iyi bir yiyeceği ona vermeyip
kendi yerse kurtçuk, ona karşı kin beslerse böcek olur. Gurusu kızgınken ya da
yanında bir kadın varken onun yanına gitmemelidir. Arabada ya da bir yerde
otururken gurusunu görürse olduğu yerden kalkıp gurusuna selam vermelidir.”
234
Kişinin gurusuna saygısı o kadar abartılıdır ki onun yanında otururken
rüzgârın geldiği yöne dahi dikkat etmesi gerekmektedir.
“Gurusunun rüzgârının
olduğu tarafta ya da rüzgârın ona doğru gittiği tarafta oturmamalı, gurusunun
duyamayacağı bir şey söylememelidir. Gurusunun gurusuna da saygı göstermelidir.
Gurusunun izni olmadan kendi ailesinden saygıdeğer kişileri selamlamamalıdır.
Gurusu gibi öğretmen olan oğluna ve akrabalarına da elinden gelen en iyi şekilde
davranmalıdır. Gurunun Veda’yı öğreten oğlu çocukta olsa guru gibi saygı
görmelidir. Gurunun aynı sınıftan olan eşleri guru gibi saygı görmeli, aynı sınıftan
olmayanlara ise sadece ayağa kalkılarak saygı gösterilmelidir. Bir öğrenci tam 20
yaşına bastığında ve bu dünyadaki erdem ve ayıpları anladığında gurusunun genç
eşinin ayaklarına dokunmadan onu selamlamalıdır. ”
235
görüldüğü üzre kişinin
guruya ve ailesine çok saygı göstermesi gerekir. Kişi küçükken gurusunun karısını
ayaklarını öperek selamlar. Ancak Manu kişinin belli bir yaşa geldikten sonra artık
bu selamlamayı ayaklarını öpmeden yapmasını istemektedir. Çünkü gurunun karısı
bir kimse için en büyük tabudur. En kötü ilişki çeşidi de gurunun karısıyla olandır.
Buna mahal vermemek için kişilerin belirli bir yaşa gelince gurusunun karısıyla
arasına mesafe koyması istenmektedir.
Sadece gurunun değil öğrencinin de bazı niteliklere sahip olması gerekir.
Vedaları, öğrenmeyi hak etmeyen birine öğretmemek gerekir. Bu konuda gerekli
şartların neler olduğunu Manu şöyle açıklamıştır: “
Tıpkı iyi bir tohumun tuzlu
toprağa ekilmemesi gerektiği gibi öğrenmede dinin ya da kazancın ya da en azından
yeterli itaatin olmadığı yerde yapılmamalıdır.”
236
Tohum ne kadar kaliteli ve değerli
olsa da ekildiği toprak tuzlu olunca verim sağlanamayacaktır. Gurunun, öğrettikleri
234
MS, II, 199–202.
235
MS, II, 203–212’den derlenme.
236
MS, II, 112.
49
ne
kadar değerli olsa da, bunu hak etmeyen ya da yeterince idrak edemeyecek birine
verdiğinde fayda sağlayamayacaktır.
Kişinin böyle bir kimseyi eğitmesindense hiç eğitmemesi daha iyidir.
“Veda’yı yorumlayan biri için en kötü şartlar altında dahi olsa kıraç toprağa ekin
ekmektense bilgisi ile yalnız ölmesi daha iyidir. ‘Öğrenme’ bir rahibe gidip dedi ki:
Ben senin hazine sandığınım. Beni, benden yüz çevirene verme. Böylece ben en yiğit
bir güce ulaşayım. Beni kirlenmemiş, kendini dizginleyebilmiş, iffetli olan, dikkatsiz
olmayan ve bu hazineyi en iyi şekilde koruyacağını bildiğin rahibe anlat.”
237
Öğrencilik dönemindeki biri Vedaları okur, az uyur, sabah ve akşam
alacakaranlığında gerekli ibadetlerini yapar ve nefsi isteklerini dizginlemeye çalışır.
Özellikle az uyumak ve güneş doğup batarken uyanık kalmak çok önemlidir. Bir
öğrencinin bu vakitlerde yapması gereken ibadetlerini yapmayıp uyuması durumunda
bunun kefaretini ödemesi gerekir:
“Eğer o uyurken istemeden de olsa güneş onun
üzerine doğar ya da batarsa bir gün oruç tutup güneş için olan Veda mısralarını
usulünce okumalıdır.”
238
Öğrencilik döneminde kişinin öğreneceği ve yapacağı en önemli şey bedensel
arzularına karşı koymayı ve onları dizginlemeyi başarmasıdır. Bunları kontrol altına
almadaki ölçüt şöyle anlatılmıştır:
“Duyduğu, dokunduğu, gördüğü, tattığı veya
kokladığı şeyler karşısında ürpermeyen ve heyecanlanmayan bir adam duyusal
güçlerini kontrol altına almış biri olarak bilinmelidir. Bu duyusal güçlerin birinde
bile zaaf gösteren bir kişinin fikirleri su torbasından akan su gibi akıp gider. Zihin ve
kalple birlikte bütün bu duyusal güçleri kontrol altında tutan kişi bedenini
yıpratmadan tüm amaçlarına ulaşabilir. Sabah alacakaranlıkta ayakta durup güneşi
görene, akşam alacakaranlığında da oturarak yıldızları rahatça görene kadar güneş
tanrısı için Veda ilahilerini söylemelidir.”
239
237
MS, II, 113–115.
238
MS, II, 220.
239
MS, II, 98–101.