Manu kanunnamesi’ne göre hinduiZM



Yüklə 0,79 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/46
tarix22.10.2018
ölçüsü0,79 Mb.
#75422
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   46

     
                                                                                                                                                         53 
 
bir kadın. Bir adam bir kadınla evlenmeye karar verdiği zaman şu on özelliğe sahip 
ailelerden, bu aileler inek, keçi, koyun, mal veya tahıl bakımından zengin olsalar 
bile, kaçınmalıdır: Ayinleri terk eden, erkek evladı olmayan, Veda ilahilerini 
okumayan, fazla tüylü, hemoroit, verem, hazım sorunu olan, epilepsi, beyaz ya da 
siyah cüzamlı kişiler...”
250
 
 
Bir erkeğin evleneceği kadında çok fazla özellik aranmaktadır. İsmi, fiziki 
görünümü, ailesinin durumu gibi birçok konu kadının evlenilirken tercih edilip 
edilmeyeceğini belirlemede etkilidir. 
 
“Bir adam kızıl saçlı, fazladan bir kolu ya da bacağı olan, hastalıklı, vücudu 
fazla tüylü ya da tüysüz, çok konuşan, soluk yüzlü bir kızla evlenmemelidir. Adı bir 
takımyıldızı, ağaç, ırmak adı, ya da daha alt kasta ait bir isim, dağ, kuş, yılan adı 
olan, bir hizmetçi ismi veya korkutucu bir ismi olan bir kadınla evlenilmez.
251
 
 
Elbette evlenilecek kadında aranan en önemli özellik kişinin kendi kastından 
olmasıdır. Kişinin kendi kastı  dışından evlenmesi tasvip edilmezken yine de bunu 
yapacak olursa alt kasttan evleneceği kadın kendi kastındaki karısından sonra ikinci 
karısı olabilir. Manu her kast için evliliğin nasıl olması gerektiğini şöyle açıklamıştır: 
Geleneğe göre hizmetçi sınıfından bir kadın ancak hizmetçi sınıfından bir adamın 
karısı olabilir. Bir hizmetçi ve kendi sınıfından bir kadın, ikisi birlikte halktan birinin 
(vaisyanın) karısı olabilir. Bu ikisi ve kendi sınıfından bir kadın, üçü, yönetici 
sınıfından birinin (kşatriyanın) karıları olabilir. Bu üçü ve kendi sınıfından bir kadın 
daha, dördü bir rahibin karıları olabilirler.”
252
 Yani bir sudra bir rahibin ancak 
dördüncü karısı olabilmektedir. 
 
Hayatın bu safhasında da kişinin evlilik, çocuk gibi dünyevi görevleri olsa da,  
yerine getirmesi gereken dini sorumlulukları da vardır: “Hayatın bu safhasındaki bir 
adam düzenli bir şekilde günlük bireysel Veda çalışmasıyla, ayrıca tanrılara ibadetle 
                                                           
250
 MS, III, 4–7. 
251
 MS, III, 8, 9. 
252
 MS, III, 13. 


     
                                                                                                                                                         54 
 
uğraşmalıdır. Çünkü tanrılara ibadetle meşgul olan kişi bütün evreni, hareket eden 
ve etmeyen her şeyi korur.”
253
 
 
Eserde birkaç defa hayatın bu evresinin diğerlerine göre daha önemli olduğu 
belirtilmektedir. Çünkü bu dönemdeki kişi toplumun verici/üretici kesimini 
oluşturur. Öğrencilik ve dilencilik döneminde kişiler çalışmaz ve ihtiyaçlarını 
dilenerek temin eder. İşte hayatın tek üretim ve çalışma safhasında olan aile reisleri 
tanrılara, atalara, Veda öğrencilerine ve rahiplere bakmakla yükümlüdürler. 
 
 “Bilgeler, atalar, tanrılar, vücutsuz ruhlar ve misafirler aile reisinden bazı 
şeyler umar. Anlayışlı bir ev sahibi bunları yerine getirmelidir. Ev sahibi, bilgeleri 
Veda okuyarak; tanrıları kuralına uygun ateş kurbanı sunarak; ataları cenaze töreni 
yaparak, insanları yiyecek vererek, bedensiz ruhları da tövbe amaçlı adak sunarak 
onurlandırmalıdır.”
254
 
 
Aile reisliği döneminde kişi Veda öğrencileri ve rahipler için elinden gelen 
her türlü maddi yardımı yapmalıdır. Bu özelliğinden dolayı bu dönemde ki birinin 
başkalarının yardımıyla geçinmesi büyük bir suçtur. “Aile reisliği dönemindeki aptal 
biri başkalarının verdiği yemeklerle geçinirse ölümünden sonra ona yemek veren 
kişilerin çiftlik hayvanı olur. Bir misafir kurban veren bir aile reisinin evine gün 
batımında, uygun olan veya olmayan bir zamanda bile gelse asla geri çevrilmez 
(yemek yemeden). Ev sahibi ona ikram etmiyorsa kendi de yememelidir. Misafire 
saygı ve ikram ona zenginlik, ün, uzun ömür ve cenneti kazandırır.”
255
 
 
Aile reisliği dönemindeki kimsenin cimrilik yapması ve hazır yiyen diğer 
guruplara vermemesi Aşrama’nın işlerliğine zarar vereceği için büyük suçtur: 
“Başkalarına vermeden ilk yiyen aptal kimse şunu bilmez ki kendisi akbaba ve 
köpekler tarafından yenilecektir.”
256
 
 
                                                           
253
 MS, III, 75. 
254
 MS, III, 80, 81. 
255
 MS, III, 104–106. 
256
 MS, III, 115. 


     
                                                                                                                                                         55 
 
Aile reisinden insanlara ikram etmesi istenmektedir. Ancak bu kimseler 
sıradan kimseler olmamalıdır. Özellikle rahiplere ve Vedaları iyi bilen kimselere 
ikram etmesi daha faziletlidir. Ev sahibinin ikramda bulunacağı kişinin Vedaları 
bilen biri olmasının önemi Manusmriti’de açıkça ortaya konulmaktadır: “Rig Veda’yı 
bilmeyen binlerce adam orada yemek yese, ona karşı Veda ayetlerini bilen bir kişi 
bile olsa dinen onlardan daha erdemlidir (ona yedirmek daha iyidir).”
257
 
 
Öğrencilik döneminde Vedaları hak etmeyene öğretmemek gerektiği gibi, bu 
dönemde de ikramları hak etmeyene vermek yapılan emeğin boşa gitmesi demektir: 
“Verimsiz toprağa ekilen tohum gibi Veda bilmeyen kimseye yapılan ikram verimsiz 
olur.”
258
 Yani kişilerin dünya nimetlerini hak etmeleri için dinin kaynağı olan Veda 
bilgisine sahip olmaları gerekmektedir. 
  
Hayatının bu döneminde kişiden beklenen en önemli görevlerden biride 
neslin devamını sağlamasıdır. Öğrencilik döneminde tabu olan cinsellik burada yasak 
olmaktan çıkmaktadır. Kişinin hayatın sonraki dönemine geçmesindeki ölçütte 
torunlarını görmesidir. 
 
1.6.3. Münzevi Hayat Dönemi 
 
Dini kurallara uygun bir evlilik yapan, çocukları olan iki kere doğmuş kişiler 
hayatın üçüncü evresine geçerler. Bu dönemdeki kişi insanlardan uzak bir yerde, 
nefsini dizginleyerek, yaşamasına yetecek asgari bazı  eşyalarla yetinerek yaşar. 
Genelde insanlardan uzak olmak için ormanlar tercih edilir.
259
 Kişinin en büyük 
amaçlarından biri tıpkı öğrencilik döneminde olduğu gibi bedensel güçlerini kontrol 
altına almaktır. Hayatın bu evresine yaşlanmaya başlanıp ve torunlar olunca 
geçilmelidir. “ Kırıştığını ve saçlarının beyazlamaya başladığını gören ve torununu 
                                                           
257
 MS, III, 131. 
258
 MS, III, 142. 
259
 Manusmriti bu dönemi ve bu dönemde ki kişileri anlatmak için “ormanda ikamet edenler” (forest 
   dwellwers) ifadesini kullanmıştır. 


Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə