Manu kanunnamesi’ne göre hinduiZM



Yüklə 0,79 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/46
tarix22.10.2018
ölçüsü0,79 Mb.
#75422
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   46

     
                                                                                                                                                         71 
 
Bu yönüyle kastlar esnaf teşkilatlarına benzemektedir. Ancak şehirlerin 
oluşumu esnasında özellikle Batı’da çok fazla yaygınlaşan bu örgütlenmelerle kast 
arasında fark vardır ve kast sistemi Hindistan’da bu mesleki teşkilatlara  göre çok 
daha kapsamlı ve etkilidir. M. Weber’e göre diğer tüm oluşumlar ve esnaf teşkilatları 
da kasttan doğmuştur. Hatta kast sistemi onları yaralayarak önemli konuma 
gelmelerini engellemiştir. Kast sisteminin ruhu onlardan tamamen farklıdır.
301
 
 
Manusmriti’de her konuda olduğu gibi meslek seçme konusunda da rahipler 
diğer insanlardan daha imtiyazlıdırlar. Dinin onlardan beklediği en önemli iş 
Vedaları öğrenmek ve öğretmektir; ancak rahipler bazı durumlarda başka kastlara ait 
işleri de yapabilirler.
302
 Tabi diğer kastlar için rahiplerin işini yapmak söz konusu 
değildir.  
 
Kişiler mensubu oldukları kast için uygun olan işleri yapmalıdır. Daha üstün 
kastlardan birine ait bir işi yapmaya çalışmak yanlıştır ve Manu yönetici kimse eliyle 
bunun engellenmesini mümkün kılmıştır.  “En alt kasttan olan bir adam hırs yoluyla 
kendisinden daha üstün kişilere ait (onların doğuştan özelliklerine uygun olan) bir iş 
yapıyorsa kral derhal onu kovmalı ve malına el koymalıdır.”
303
 Bu ifadeler 
sudraların ya da paryaların mal güvenliğini neredeyse imkânsız kılmakta ve mal 
ediniminde sosyal eşitsizliğin önünü açmaktadır. 
 
Tanrı nasıl her kast mensubu için farklı doğuştan özellikler yarattıysa kişinin 
yapacağı mesleği de bu fıtri özelliklerine uygun olarak seçmesi öğütlenmektedir. 
Birinin nitelikli olmasa bile kendi işi (kötü bir iş olsa da, ya da kişi o işi iyi 
yapamasa da şeklinde iki farklı anlama gelebilir) başkasına ait olan iyi bitmiş bir 
işten daha iyidir. Başkasına ait bir işi yapan kişi derhal kendi kastından düşer.”
304
 
   
 
 Ancak 
artık kast mensuplarının aynı işi yapma oranı eskiye oranla daha azdır. 
Özellikle sanayi devrimi öncesinde meslek grupları  sınırlı sayıdaydı ve insanların 
farklı mesleklerden haberi yoktu. Herkes daha ziyade babası’nın işini 
                                                           
301
 Weber, s. 33–34. 
302
 Bkz. MS, X, 81–83. 
303
 MS, X, 96. 
304
 MS, X, 97. 


     
                                                                                                                                                         72 
 
sürdürmekteydi. Bu yüzden kastlar aynı  işi yapan insanların yoğun olduğu sosyal 
sınıflardı. Kişilerin bağlı bulundukları kasta aykırı bir işi yapmaları çok rastlanan bir 
durum değildi. Oysa sanayi devrimi ile birlikte mesleklerin çoğalması, iletişimin 
artması, insanların farklı  iş sahalarına yönelmeleri toplumdaki yatay ve dikey 
hareketliliği artırdı.  İnsanların babalarınınkinden farklı meslekleri icra etmeleri 
birçok toplumda ciddi bir sorun olmayabilir. Ancak Hindistan gibi sosyal hayatın 
kutsal otoriteyle sınıflandırıldığı bir toplumda bu, sadece dünyevi değil dini bir sorun 
teşkil etmekteydi. Çünkü kast Hinduizm’in en karakteristik ve ayırt edici 
özelliklerinden biridir. Ayrıca sadece geleneksel bir uygulama olmayıp kutsal 
metinde de üzerinde önemle durulan bir konudur. Dolayısıyla, meslek seçimlerinin 
farklılaşması ve insanların farklı mesleklere yönelmesi hem din için, hem de kutsal 
kitabın kendisine söylediklerinin dışına çıkarak farklı arayışlara giren Hindu için 
ciddi bir sorundur. Manusmriti, kişinin mensubu bulunduğu kastın gereklerini 
mutlaka yerine getirmesini söylüyor, bunu yapmaması halinde ise kişiye hem kast 
dışına itilmek, hem de sonraki hayatında daha aşağı bir kastta doğmak gibi ağır 
yaptırımlar koyuyordu.  
 
Kast mensupları aynı  işi yapmak zorunda oldukları gibi kendi sınıfından 
kişilerle yemek yerler. Kişinin farklı kastlardan birileriyle yemek yemesini din hoş 
karşılamaz. Bu özellikle kendinden daha aşağı kasttan biriyle yemek yiyen üst kast 
mensubu için daha da kötüdür. Çünkü alt kast mensuplarının kendilerini 
kirleteceğine inanılır. Yasak olan sadece aşağı kasttan biriyle birlikte yemek değil, 
aynı zamanda bu kişinin hazırladığı yemeği yemektir. Çünkü kişi kastı nedeniyle o 
yemeği kirletmiştir ve üst kasttaki onu yerse kirlilik yemekten ona bulaşır. 
 
 
 
Bu husus sadece bir uygunsuzluk değil, aynı zamanda tanrıya karşı işlenmiş 
ciddi bir suç olarak görülür. Ancak bu konuda yemeğin sulu veya kuru oluşuna göre 
ciddi farklar vardır. Sulu yemekleri, içinde kaynamamış pirinç ve Ghi olmayan 
yemekleri tüm kastlar diğerlerinden ayrı olarak kendi aralarında yerler. Yemeden 
önce ellerini, ayaklarını ve kıyafetlerinin bir bölümünü yıkarlar. Ancak içinde 
yasaklanmamış her tür kuru gıdanın olacağı yiyecekler, meyveler, şekerlemeler ve 


     
                                                                                                                                                         73 
 
Ghi ile pişirilen  şeyleri diğer kast mensuplarıyla beraber, ellerini ya da ayaklarını 
yıkamadan da yiyebilirler.
305
 
 
Sistemin böyle bir ayırım yapmasının nedenini Hinduların ruh ve madde 
arasında kurduğu ilişkide aramak gerekir. Hindu filozofları maddenin aldatıcılığı ve 
izafiliğini, ruh olmadan gerçek bir varlığının olmadığını kabul etmişlerdir. Çünkü ruh 
gerçek olan tek varlıktır. Hindular cansız bir varlığın güçlü bir ruhi etki ile 
canlanabileceğini ve böyle bir gücün kendileri üzerinde daha iyi olmalarını 
sağlayacak gizemli bir etkisi olacağına inanırlar. Bu yüzden yedikleri yemeklerin ve 
suyun dinen ve kimyasal olarak temiz olması çok önemlidir. Ortodoks her Hindu 
kirli sudan özenle kaçınır. Çünkü dışarıdan ve içerinden -onunla yıkanırsa ya da 
kanarak içerse-bunun ruhunu kirleteceğine inanır. Alt kasttan birinin verdiği su temiz 
olsa da kirlilik taşır. Temiz dahi olsa alt kasttan ya da Avrupalı birinin dokunduğu bir 
yemek kirlenmiş kabul edilir ve kişi bunu yediğinde üst kasttan gelen kanın temizliği 
kirlenir. Karakteri bundan olumsuz etkilenir. Bu yemek onu hem bu dünyada hem de 
sonraki hayatında etkileyecektir. Hatta alt kasttan kişinin yemeğe yanaşması, 
hazırlandığı esnada gölgesinin yemeğin üzerine düşmesi bile yemeğin tamamını 
uygunsuz ve yenilmez hale getirir.
306
 İşte yedikleri şeyin ruhlarını ve karakterlerini 
etkileyip kirleteceğini düşünen Hindular alt kastlarla yemek yemekten kaçınırlar. 
Onlara pis hatta murdar varlıklar muamelesi yaparlar. Hindular dinlerinin gereği 
olduğu düşüncesiyle bu uygulamayı hala sürdürmektedirler. 
 
Kastlar sosyal hayatın her alanında birbirlerinden sterilize edilmeye 
çalışılmıştır. Durum böyle iken kastları birbirinden ayıracak en önemli faktör olan 
sınıf içi evlilik elbette çok önemlidir. Kastların karışmasına neden olan en önemli 
neden aslında farklı kasttan kişilerle evliliktir. Manusmriti’ye göre din bunu yasaklar. 
Kişilerin kendi kastından kişilerle evlenmesi ısrarla vurgulanır. Çünkü kastlar arası 
evlilik sınıfların karışmasına, karma sınıfların doğmasına ve toplumsal düzenin 
bozulmasına neden olur. Üstelik kişinin farklı bir sınıftan evlenmesi kötü 
duygularının ve bedensel arzularına karşı olan zayıflığının göstergesidir ve hiçbir 
                                                           
305
 Williams, s. 156, 157. 
306
 Age, s. 157, 158. 


Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə