Mart-nisan2011 doc


VKV, VEHBİ KOÇ’UN VİZYONUYLA DEĞER YARATIYOR



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə3/8
tarix22.07.2018
ölçüsü0,51 Mb.
#58118
1   2   3   4   5   6   7   8

VKV, VEHBİ KOÇ’UN VİZYONUYLA DEĞER YARATIYOR

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, yaptığı konuşmada merhum Vehbi Koç’un adına kurduğu vakfın Resmi Senedi’nin tanzim ve tasdiki esnasında, Vehbi Koç Vakfı’nı Türk Milleti’ne bir bağış olarak gördüğünü belirtmiş olduğunu hatırlattı ve kendi deyişiyle: “Ebedi müddet olarak kurmak için vakfı günün icaplarına daha seyyaliyetle uyabilecek bir varlık” ile ilişkilendirmek istemiş olduğunu belirtti. Mustafa V. Koç, bu sözleri şöyle açıkladı: “Farklı sektörlerdeki farklı ölçeklerdeki şirketlerimizin yaratacağı sinerji ve bertaraf edeceği riski göz önünde bulundurarak vakfımızı holding hisseleri ile kurmuştur. Onun bu vizyoner öngörüsüyle yapılandırdığı vakfımız yıllar içinde şirketlerimizin omuzlarında yükselmeye devam etmiştir.”

Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım ise önce Vehbi Koç Vakfı tarafından Cumhuriyet’in 75. yılı vesilesiyle 8 yıllık eğitime destek vermek amacıyla Türkiye’nin değişik bölgelerinde inşa ettirilen ve “Yap, Devret, Sahip Çık” ilkesi benimsenerek sonradan Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen Koç İlköğretim Okullarına dikkat çekti. Yıldırım, 2006’da İstanbul Beyazıt Ford Otosan İlköğretim Okulu, 2007’de Kocaeli Ford Otosan İlköğretim Okulu, 2008’de Diyarbakır Bağlar İlköğretim Okulu Restorasyonu ve Diyarbakır Kayapınarı İlköğretim Okulu ile okul sayısının 17’ye çıkarıldığına değindi.

BAĞIŞÇI İLK 5 ŞİRKETE ÖDÜL VERİLDİ

Tamamen Koç Topluluğu şirketlerinin yaptığı bağışlarla 20 milyon dolara ulaşan bütçenin yarısına yakınının kullanıldığı bilgisini de veren Yıldırım, kalanının da önümüzdeki yıllarda harcanacağını bildirdi ve 8 bin bursiyer arkadaşları adına en çok bağış yapan Ford Otosan, Arçelik, Tüpraş, Yapı Kredi ve Aygaz’a ödüllerini takdim etmek üzere Vehbi Koç Vakfı bursiyerlerinden üç öğrenci temsilcisini sahneye davet etti. Aygaz ve Yapı ve Kredi Bankası’nın ödülünü İstanbul Remzi Bayraktar Ticaret Meslek Lisesi Bilişim Teknolojileri bölümünde 12. sınıfta okuyan Fatma Nimet Yıldırım, Tüpraş ve Arçelik’in ödüllerini ise Koç Özel Lisesi son sınıf öğrencisi olan Erdal Yulu verdi.

Vehbi Koç Vakfı adına Vakfa en çok bağış yapan Ford Otosan’ın ödülünü de Türkiye’de üstün zekâlılara eğitim veren ilk ve tek okul olan Ford Otosan İlköğretim Okulu’nda birinci sınıfta özel bir eğitim gören Nil Arıca verdi.

EN BAŞARILI KOÇLULAR

En Başarılı Koçlular Ödülü’ne bu yıl 6 proje layık görüldü. Tüpraş - Tiyatro Kulübü de En Başarılı Koçlular Özel Ödülünü almaya hak kazandı.

ÖZEL ÖDÜL

Mavi Yaka

Tüpraş


Proje Adı:

Tiyatro Kulübü

Proje Katılımcıları:

Akif Ak, Aykut Baştürk, Dilek Yılmaz, Erdinç Gönülalan, Gökhan Boztepe, Göksel Gökçe, Hörüşen Karabıyık, Oğuz Bülent Özcan, Onur Keskin,Saadet Soyulmaz, Veysel Leblebicioğlu, Zeynep Biçer Öztür



YARATICI YENİLİKÇİLER

Beyaz Yaka

Tüpraş


Proje Adı:

Dizel Kükürt Giderme Ünitesi - Verim Artırma Projesi

Proje Katılımcıları:

Bünyamin Kılınç, Erhan Yağar, Ersen Ertaş, Özgürcan Karadağ, Selen Peker, Tuncer Gök, Ufuk Kantar, Yeşim Köprülü



Mavi Yaka

Arçelik


Proje Adı:

Buzdolabında Poliüretan Boşluklarını Gideren File Çalışması

Proje Katılımcıları:

Ali Civancık



İŞBİRLİĞİ GELİŞTİRENLER

Beyaz Yaka

Tüpraş


Proje Adı:

Ell (Enerji Yoğunluğu Endeks) Değerinin Düşürülmesi Projesi

Proje Katılımcıları:

Ahmet Alkın, Ahmet Hazım Yiğit, Arda Yıldırım, Arif Cumcu, Bünyamin Kılınç, Çağrı Savaşan, Erhan Oğuş, Erhan Yağar, Erkan Modoğlu, İhsan Yılmaz, İlksen Önbilgin, İlyas Çelik, Murat Kolbaşı, Mustafa Tavukçuoğlu, Pınar Çağdaş Duran, Semih Memişoğlu, Sertan Cansu, Sinan Girgin, Teoman Selimoğlu, Volkan Demirtaş.



Mavi Yaka

Aygaz


Proje Adı:

Hurda ve Tamir Tüpü Hazırlama Makinesi

Proje Katılımcıları:

Ali Kemal Eker, Erdal Fuat Tüzün, Murat Döğer, Özgür Erdem



MÜŞTERİ MUTLULUĞU YAKALAYANLAR

Beyaz Yaka

Opet


Proje Adı:

Opet’in Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi 2010 Yılı Verilerine Göre Akaryakıt İstasyonları Kategorisinde Sektör Ortalamasının Üzerinde Puan Alarak Üst Üste 5. Kez Birinci Olmasındaki Çalışmalar

Proje Katılımcıları:

Ayşenur Aydın, Burçin Sözütok, Duygu Günel, Gülbin Barlas, Gül Aslantepe, Hande Deniz, Mehmet Alpinanç, Miray Şahbaz, Orçun Yamak, Şennur Öztür



Mavi Yaka

Tofaş


Proje Adı:

Y Doblo Kalite İyileştirme Projesi

Proje Katılımcıları:

Ahmet Çıbık, Aytaç Arslantaş, Bünyamin Sönmez, Hasan Pehlivan, İsmail Özcan, Kamil Korkmaz, Kerim Terim, Mustafa Bekil, Sadullah Aydın, Süleyman Aydoğdu



BAŞARIMIZIN İTİCİ GÜCÜ OLAN YÖNETİCİLERİMİZE TEŞEKKÜRLERİMİZLE...

24. Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda, Topluluğa uzun yıllar emek vermiş yöneticilere hizmet ödülleri takdim edildi.

“1 Olmak” temalı 24. Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda, Koç Topluluğu’nda 20, 25, 30, 35 ve 40 yılını dolduran değerli Topluluk yöneticileri de ödül adılar. Hizmet ödül törenlerinin gerçekleştirildiği toplantıda Koç Holding CEO’su Turgay Durak, varlıklarıyla, öngörüleriyle, bilgi ve tecrübeleriyle başarımızın itici gücü olan yöneticilerine Koç Topluluğu adına teşekkür etti ve şöyle devam etti: “85 yılda, çok değerli yöneticilerimizin omuzlarında yükselen Koç Topluluğu, Türkiye ekonomisi için, toplumumuz için, paydaşları ve çalışanları için daima “BİR” olmuş ve olmaya da devam edecektir. Öte yandan farklı sektörlerdeki tüm şirketlerimizin “BİRLİK” olma ruhu ile yarattığı sinerji, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bize güç verecektir.” Koç Holding CEO’su Turgay Durak daha sonra, Koç Topluluğu’nda çalışan yöneticilerin 20. ve 25. Yıl Hizmet Ödüllerini takdim etti. 30 ve üzeri Yıllar Hizmet Ödülleri ise akşam programı sırasında Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç tarafından takdim edildi.



40.YIL

EMİNE ALANGOYA

Koç Holding A.Ş., Muhasebe Direktörü

35.YIL

EMRE GÖRGÜN

Koç Holding A.Ş., Endüstri İlişkileri Koordinatörü

CENGİZ KABATEPE

Ford Otosan A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Satınalma

KUDRET ÖNEN

Koç Holding A.Ş., Savunma Sanayi, Diğer Otomotiv ve Bilgi Grubu Başkanı

OLGUN ALTUNTAŞ

Entek Elektrik Üretimi A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, İşletmeler ve Teknik

RECEP TUNCAY SELÇUK

Ford Otosan A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı, Finansman

30.YIL

ADNAN TÜFEKÇİ

Arçelik A.Ş., Ürün Direktörü, Pişirici Cihazlar

AHMET ŞATIROĞLU

Ford Otosan A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Toplam Kalite

ERNUR MUTLU

Ford Otosan A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Ürün Geliştirme

İSMAİL HAKKI SAĞIR

Arçelik A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Üretim ve Teknoloji

25.YIL

ALİ KEMAL METE

Zer Merkezi Hizmetler ve Ticaret A.Ş.,Mali İşler Direktörü

ALİ ÖZKAN

Düzey A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Mali İşler

İHSAN ÇATMANER

Arçelik-LG Klima A.Ş., Üretim ve Lojistik Direktörü

MUSTAFA BAKIRCI

Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Tank ve Zırhlı Taktik Araçlar

TÜLİN BETİR

Setur A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Turizm

20.YIL

AHMET İHSAN CEYLAN

Arçelik A.Ş., Tedarik Zinciri Direktörü

DENİZ KÖSEOĞLU

Tüpraş Genel Müdürlük, Finansal Raporlama Müdürü

FERDA ERGİNOĞLU

Koç Holding A.Ş., Finans Koordinatörü

GÜVEN ÖZYURT

Ford Otosan A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Malzeme Planlama ve Lojistik

HASAN BASRİ AKGÜL

Otokar Otomotiv ve Savunma San. A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı,

Pazarlama ve Satış

HAYDAR YENİGÜN

Ford Otosan A.Ş., Fabrika Müdürü

MURAT BÜYÜKERK

Arçelik A.Ş., Satış Direktörü, Afrika, Ortadoğu, Türki Cum.

TAMER SOYUPAK

Tat Konserve Sanayii A.Ş., Genel Müdür Yardımcısı, Mali İşler

TURGUT KARABULUT

Arçelik A.Ş., Arçelik Satış Direktörü

TURHAN ÇELTİKÇİOĞLU

Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş., Satış Sonrası ve Yedek Parça Direktörü

ZEKİ ERDAL ŞİMŞEK

Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş., Kalite Direktörü



DENGELER DEĞİŞİRKEN BİRLİK SAĞLAMAK ÖNEM KAZANIYOR”

Ekonomi kuramcısı, düşünür ve yazar Jacques Attali, 24. Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nın konuk konuşmacılarından biriydi.

Politik ve ekonomik olarak bir çok patlamanın yaşandığı, dengelerin bozulduğu, yer değiştirdiği, hatta kalktığı bir dünyada, Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nın bu seneki teması olan “Bir Olmak” kavramının önemine değinen Jacques Attali, birlik tesis edilmesi gereken yedi alan ve bu alanlarda birlik sağlamak için yol tariflerinde bulundu ve Bizden Haberler Dergisi’nin sorularını yanıtladı.



KÜRESEL DÜNYA HÜKÜMETİ İHTİYACI

24. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda yaptığı konuşmada tehdit altında ve geri dönülmez şekilde değişen ve dolayısıyla birliğin şart olduğu alanlardan ilkinin dünyamız olduğuna ve bencillik, bireysellik ve miyopluk nedeniyle küresel iklim değişikliği felaketinin gözardı edildiğine dikkat çeken Attali, ekoloji meselesi için ciddi bir küresel hükümet ihtiyacına değindi. G20’nin kesinlikle bir hükümet olarak addedilemeyeceğini ve ihtiyaç duyulan küresel hükümetin şimdi kurulmazsa felaket bir krizden sonra kurulmak zorunda kalınacağını ifade eden Attali sözlerine şöyle devam etti: “İnsanoğlunun devasa şekilde büyümesi politik sistemlerde büyük bir gelişim ve değişim yaratacak. Büyüme dengeli ve düzenli olmalı. Şu an yoksulluk sınırının altında yaşayan 2 milyar insan var. Dünya Bankası’nın tahminlerine göre 30 sene sonra dünya nüfusu 7 milyardan 9 milyara tırmanacak. 9 milyarlık dünya nüfusunun ise 4 milyarı yoksulluk seviyesinin altında yaşıyor olacak. Bu tür uçurum ve eşitsizlikler varken birlik olarak yaşamamız mümkün değil.”



İNSANLIK BİR OLARAK ALGILANMALI

Attali, birlik sağlanması gereken ikinci alanla ilgili olarak, her insanın, her erkek ve kadının eşit olduğunu, bu nedenle yaşayan her insana karşı eşit davranmamız gerektiğine değinerek bütün insanlığın bir olarak algılanması gerektiğinin altını çizdi.



AVRUPA MESELESİ

Üçüncü mesele olarak ise ulusal borca değindi. Attali sözlerine şöyle devam etti: “Ulusal borç çok önemli bir sorun. Yunanistan ve İrlanda’dan sonra şimdi İspanya da hedef oldu. Avrupa bu birlik içinde yeterli gelişimleri sağlamıyor. Federal bütçeye geçiş, tek para biriminden öte tek bütçe. Amerika’da olduğu gibi Avrupa hazine bonoları gibi sistemlere, gerçek bir politik varlığa sahip olmazsa Avrupa yıkılır ve eski dünya düzenine döneriz. İşte bu yüzden Avrupa’yı bu ülkeleri de kapsamak üzere büyütmeli ve ilerletmeliyiz.”



ULUSAL BİRLİK SAĞLANMALI

Latin Amerika, Afrika, Avrupa ve dünyanın her yerinde, bazen demokrasi talepleriyle bazense zengin kesimin fakir kesimin sorumluluğunu üstlenmek istememesinden ötürü ulusal sistemlerin parçalanmasının risklerine değinen Attali, dördüncü önemli meselenin ulusal birlik olduğunu ifade etti. Attali yüzyıl içinde kurumsal düzeni olmayan, Avrupa’sı olmayan 1000 milletin varlığının yaratacağı kaosu öngörerek sosyal dokunun geliştirilmesi için hak, sosyal eşitlik ve sosyal hareketlilik sağlanarak her vatandaşın, her ulusta aynı haklara sahip olmasının sağlanmasının gerektiğine dikkat çekti ve aksi halde çok büyük bir tehdit doğacağının altını çizdi.



KÜRESEL BENCİLLİK

Aşılması gereken beşinci mesele olarak bireysel özgürlüğün değer olarak yükselmesinin, ekonomi dünyasında herkesi bencil ve sadakatsiz olmaya ittiğini ifade eden Attali, bir kurumda sadakat yaratmak için neden olması gerektiğine değindi ve şöyle devam etti: “İleride bütün kurumlar öyle bireyselleşecekler ki her kişi, her ekonomik kişi, her işçi kendi işvereni ve işçisi olacak, herkes kendi kendine bir kurum olacak ve diğerleriyle sadece belli işlemler için geçici birlikler kuracak ve uzun süreli ilişkiler yaratılamayacak. Yeni teknolojiler ve internet dünyasında olay budur. Bence bireysel yeteneklerin geçici olarak buluşmalarıyla oluşan ve hissedarların sadakatini yaratamayan bir kurum yaşayamaz. İşte önümüzdeki zorluklardan biri de herkesin sadece kendini düşündüğü küresel bir bencillik.”



BİREYLERİN BİRLİĞİ

Birçok ülkede kadın erkek eşitliğinin tesis edilemediğine ve bunun üzerinde durulması gereken altıncı mesele olduğuna dikkat çeken Attali, birlik tesis edilmesi gereken en önemli, en derin, anlaması ve yüzleşmesi en önemli olan yedinci meselenin ise bireylerin birliği olduğuna şu sözlerle dikkat çekti: “Bu dünyadaki kimliklerimize baktığımızda vatandaşız, işçiyiz, tüketiciyiz, birikimciyiz, sevgiliyiz, ebeveyniz, ayrıca rüyalarımız var. Ekonomik değerlere bakarsak tüketici olarak ucuz ürünleri seçiyoruz ve bu seçim aslında üreticinin ve işçinin gereksinimlerini öldürüyor. Çünkü tüketici olarak bizim için en mantıklısı ithal malları almak. Ayrıca en önemli değerin bireysel özgürlük olduğu bu dünyada bir işverene, bir ürüne, hatta bir kişisel ilişkiye sadakat göstermemiz için bir neden yok. Hepimiz birbirimizle çelişen, değişen kişisel isteklerden oluşan gruplaşmalar içindeyiz. Oysa yoksulluk ve ızdırap o kadar çok ki... Hepimiz birbirimizi kurtarmalıyız. Bu yapboz içinde birliğimizi sağlamalıyız ve bu kolay değil.”



BİRLİK SAĞLAMAK İÇİN YOL TARİFLERİ

Attali konuşmasının devamında bütün bu problemlerin çözümü için gerekli 7 tarif üzerinde durdu. Attali, geri kazanılması ve korunması gereken ilk prensip olan özsaygı olmadan ulusal, kurumsal veya bireysel birlik hissi yaratılamayacağını da dile getirdi. İkinci boyut olarak geçmişte kim olduğumuzu anlamanın önemine değinerek tarihini bilmeyen bir ulusun birlik içinde olmasının mümkün olmadığını, bir kurum olarak bütünlüğü sağlamak için de kurumun geçmişini bilmenin şart olduğunu vurguladı.Zamanla olan bu ilişkinin ikinci etabının ise vizyon olduğunu söyleyen Attali, ülke, kurum veya birey olarak birlik için geçmiş ve gelecekle ilgili uzun vadeli bir vizyona ihtiyaç olduğuna değindi.

Birlik için üçüncü önemli tarif olarak empatinin ve diğerlerini anlamaya çalışarak işbirliğine yönlendirmenin gerektiğini ifade eden Attali, diplomaside derin güvenlik denen kavramın potansiyel rakip ve müttefiklerin davranışlarını anlamaya çalışmak olduğunu, rekabet ortamında diğer kurumların stratejilerini anlamanın birlik için önemini anlattı.

Tehditlere karşı direnç gösterecek yeterli güce sahip olmak için sigortanın, özellikle de nakit sigortasının önemine değinen Attali, ekonomik krizde birçok kurumun likit sıkıntısından battığını hatırlatarak dördüncü boyutun ilk olarak nakit sigorta edilmek üzere dirençlilik olduğunun altını çizdi. Attali, direnç ve sigortanın yeterli gelmediği noktada ise inovasyona ihtiyaç olduğuna değindi. Attali, bu konuda 18. yy’ın sonunda, yeni gemilerin yapılamaması, endüstrinin duraklaması ve krallığın ölümü anlamına gelen odun kıtlığı tehdidinin buharlı makine ve kömüre geçilmesiyle endüstriyel devrimi başlattığını ve böylece odun yetmezliğinden yok olmak üzere olan Birleşik Krallık’ın şimdiki muhteşem vaziyetine kavuşmuş olduğu örneğini verdi.

Kurumun sürdürülebilirliğini altıncı prensip olarak ifade eden ve üretiminin çağdışı kalması durumunda başka bir üretime geçebilme cesaretinin gösterilmesi gerekliliğine değinen Attali, yedinci ve son boyutun ulusal boyutlarda devrim diye nitelendirilebilecek bir takım adımların değerlendirilmesi gerekliliği olduğunu söyledi. Attali, “Bu 7 prensipten hareket etmek birlik için çok önemli. Ben her gün bu kavramlar üzerine düşünüyorum ve benim için bile dile getirmesi çok zor. Ama eğer bunlar gerçekleşirse çok daha iyi bir dünya yaratacağız.”

AVRUPA, ORTAK MALİ UYGULAMALARA GEÇMELİ”



Jacques Attali, 24. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı sırasında Bizden Haberler Dergisi’nin sorularını yanıtladı.

1992’de yayınlanan, Binyıl; Yeni Düzende Kazananlar ve Kaybedenler adlı kitabınızdan bu yana geçen 19 yılda görüşlerinizde bir değişiklik oldu mu? Bugün kazananlar ve kaybedenler kim?

O kitapta yer alan, Amerika Birleşik Devletleri’nin nispi düşüşü, ağırlık merkezinin Atlantik’ten Pasifik Okyanusu’na kayışı, nomadizmin gelişmesi, cep telefonlarının yaygınlaşması vb. gibi en önemli öngörülerin bugünün bir gerçeği olduğunu söyleyebilirim. Tek hatam ise Japonya’nın sınırlarını yabancılara açmayı başaramayarak liderliğini kaybedeceğini göremeyişimdir. Ama Japonya’nın yine de çok parlak bir geleceği olacaktır.



Portekiz, İspanya, İtalya ve hatta İngiltere ekonomik açıdan iyi durumda değil. Krizden önceki son 10 yılın yıldızı İrlanda’da da işler yolunda değil. Bugün bu ülkelerin ekonomik kriz karşısındaki duruşu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Birçoklarına göre Avrupa dünyanın en zayıf bölgesi. Ben bu saptamayla hiç aynı fikirde değilim. Avrupa Birliği üyelerinin birçoğundaki yüksek bütçe açıkları, GSYİH’e olan ortalama yüzde 79’luk büyük borç oranları, Avrupalı iş gücünün neredeyse yüzde 15’ini kapsayan yüksek işsizlik oranı ve çok zayıf büyüme oranlarına bakarsak Avrupa’nın önemli meseleleri olduğu doğru. Ancak, dünyadaki diğer bölgeler de daha iyi durumda değil. Mesela Japonya, borç konusunda çok zor durumda. Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzde 17 gibi çok ciddi bir işsizlik sorunu var. Bir bütün olarak bakıldığında Avrupa hãlã dünyanın en zengin ve insanların daha iyi yaşam olanaklarına sahip olduğu bölgesi.



Yunanistan en kötü durumda olan ülke gibi görünüyor. Yunanistan’ı krizden kurtarma yönünde atılan adımların geç kaldığını söylemiştiniz. Bu adımların sonuçları neler oldu? Güçlü ülkeler ihtiyacı olanlara yardım etmeli mi?

Avrupa Birliği, Avrupalı liderlerin bölgenin Amerika Birleşik Devletleri’nin işbirliğine izin vermemek için çok küçük olduğunu anlamasıyla kuruldu. Güçlü ülkelerin zayıf olanları desteklemeleri kendi yararlarınadır. Eğer Yunanistan, Portekiz veya İspanya, Euro bölgesini terkederlerse Almanların şu anda bu bölgeye yüzde 60 olan ihracatı sıfıra iner.

Yunanistan AB ve IMF’den bir çözüm planı alabildi. Bu iyi bir acil çıkışı ama Yunanis-tan’daki borç meselesini uzun vadede çözmeye yetmez. 2011’de kısmen eurobono’lara dayalı bir yeni plana ihtiyaç var.

Yaşanan krizde ülkelerin yaptığı en önemli yanlışlar neler oldu? Kriz yönetimini en başarılı şekilde uygulayan ve göreceli olarak başarıyla sıyrılan ülkeler hangileri? Türkiye’nin krizle sınavını nasıl değerlendiriyorsunuz?

2008’in son ve 2009’un ilk çeyreğinde hükümetler bankaları kurtarırken finansal piyasalara güçlü bir regülasyon sağlayamadılar. Lehman Brothers’ı iflasa götüren de bu oldu. Yeni bir küresel krizle karşılaşmamız ihtimali var bugün. Borç yüküyle ezilmiş bir ABD bunu bir sene daha öteleyemez.

Türkiye’nin ekonomik performansı ise oldukça etkileyici. Bütçe açığının GSYİH’e olan yüzde 3.6’lık oranı beklenenden daha iyi ve yüzde 43 olan borç- GSYH oranı, yüzde 79 AB ortalamasının neredeyse yarısı kadar düşük. GSYİH’nin yüzde 15’i olan hane halkı borçlanması da makul seviyelerdeki iç tüketimi destekleyecek olumlu bir trend. Ancak iş gücünün yüzde 27’si hãlen tarım alanında çalışıyor. Türkiye’nin dijital ekonomi dahil, yeni sektörlere kayması, yeni iş sahaları yaratacak olanakları beslemesi ve yıllık GSYİH’nin yüzde 1’i kadar olan Ar-Ge yatırımlarını artırması gerekir.

Euro’nun korunması ve ortak para birimi olarak varlığını sürdürmesi zor gibi görünüyor. Daha önceki demeçlerinizde Euro’nun yok olacağını söylemiştiniz. Şu anki tabloda Euro’nun geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğuşundan 15 yıl sonra Euro tehlikede. Tek bir para birimi normalde iki şeye ihtiyaç duyar: ya işçiler tarafından bir ülkeden diğerine kolayca taşınabilecek ya da verimlilik farklarını kapatacak federal bir bütçe. Avrupa’da bunların hiç biri yok. Almanya ile Portekiz aynı para birimini paylaşırken ekonomilerinin birbiriyle alakası yok. O yüzden, AB’de mali birlik olmadığı sürece Euro şüpheli kalacak ve mali piyasalar tarafından hücuma uğrayacaktır.

İlk adımlardan biri borcun Avrupa seviyesine çekilmesi olacaktır. Bugün AB, dünyanın borçsuz tek ekonomik gücüdür. Avrupa ülkelerinin en çok kullanılan borç enstrümanlarından olan Eurobonolar, Euro’yu kurtarabilir. Uzun vadede Avrupa ortak mali uygulamalara geçmeli ve bir Avrupa Hazine Ofisi kurulmalıdır. Bu ancak mali federasyon yoluyla olur.

İşte burası Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girişinin bir yandan zorunluyken diğer yandan zorlaştığı nokta. Zorunlu, çünkü AB, Avrupa’nın en gelecek vaadeden, yükselen ekonomisine sahip ülkesini dışarıda tutmayı daha fazla sürdüremez. Ama bir yandan da zor çünkü aynı Avrupa, en azından Euro bölgesi üyelerinin gerçek anlamda mali federalizmin paylaşılan bir gerçeğe dönüşmesine ihtiyaç duyuyor.



Müziğin ekonomi politiği üzerine de bir kitap yazdınız. Müziğin ve popüler kültürün ekonomi politik üzerinde ne kadar etkisi var? Yoksa tersi mi geçerli?

“Gürültü” adlı o kitap hãlã geçerli. Müziğin ekonomi politiğin geleceğini tahmin etmek için en iyi yol olduğunu gösteriyorum orada. Bugün müzik, küreselleşen bir dünyaya, kozmopolit bir demokrasiye girdiğimizi gösteriyor. Afrika daha da önemli bir rol oynayacak. Dijital ekonomi kritik önem kazanacak. Hizmetler zorunlu olacak. Eğlence, eğitimden alışverişe her yere girecek.



Koç Topluluğu, 24. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı için İstanbul’a geldiniz. Koç Topluluğu hakkında neler düşünüyorsunuz. Topluluğun faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Koç Topluluğu heyecan verici bir başarı hikayesi. Bir aile şirketi bir çok farklı sektörde Avrupa’nın en önemli gruplarından biri hãline geldi. Bildiğim kadarıyla topluluğun değerleri güçlü bir etik yapıya ve mükemmelik hedefine dayanıyor. Türk ekonomisindeki değişikliklere çarpıcı bir örnek teşkil ediyor. Avrupa iş dünyasının geri kalanı için de bir örnek.Kimlik, dayanışma, sosyal eşitlik, itibar, özgürlük sağlayabilecek ve bu sayede daha iyi bir dünya yaratacağız.



GELECEĞE IŞIK TUTAN EKONOMİST

Jacques Attali, kısa süre önce Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından Fransa’nın Büyümesini Teşvik Komisyo-nu’nun başkanlığına da aday gösterildi.

1981- 1991 yılları arasında François Mitterand’ın özel danışmanlığını yapan, 1990 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın ilk başkanı olan Attali, halen uluslararası bir danışmanlık firması olan A&A’in yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Aynı zamanda mikrofinansman sektörüne odaklanarak yoksullukla mücadele için internetten yararlanan ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan PlaNet Finance’in de kurucusu ve başkanı olan Jacques Attali, 1984 yılında yeni teknolojilere ilişkin Avrupa’nın temel programı olan Eureka’yı kurmuştu. Jacques Attali, son dönemde Paris’te Conseiller d’Etat (Danıştay üyeliği) görevinde bulundu ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne nükleer silahlanma konusunda danışmanlık yaptı. 1989’da Bangladeş’teki büyük çaplı sellerle mücadele amacıyla bir uluslararası eylem programı da başlatan Attali, bir danışman ve akademisyen olarak küreselleşmenin etkileri, değişen dünya düzeni, jeopolitik meseleler ve Avrupa’nın geleceği konularına önemli yorumlar getiriyor.

JACQUES ATTALI ’NİN ÖNEMLİ REFERANS KİTAPLARI VAR

2008 Kriz ve Sonrası? (The Crisis, and After?)

2006 Geleceğin Kısa Tarihi (A Brief History of the Future)

2005 Karl Marx / Evrensel Zihin (Karl Marx on the Thought of the World)

1992 Binyıl; Yeni Düzende Kazananlar ve Kaybedenler (Millenium; Winners and Losers in the Coming Order)

1985 Gürültü: Müziğin Ekonomi-Politiği Üzerine (Noise: The Political Economy of Music)



VEHBİ KOÇ’UN MİRASI DEĞER KATMAYA DEVAM EDİYOR

Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə