Mart-nisan2011 doc



Yüklə 0,51 Mb.
səhifə2/8
tarix22.07.2018
ölçüsü0,51 Mb.
#58118
1   2   3   4   5   6   7   8

1 olmak

Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nın bu seneki ana teması olarak, “1 Olmak” kavramı seçildi. Bir olmak, birlik olma ruhunun yarattığı sinerjiyi ve yaptığımız her işte birinci olmayı simgeliyor.

Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nın 24.sü “1 Olmak” teması çerçevesinde gerçekleştirildi. Toplantıda Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ve ardından Koç Holding CEO’su Turgay Durak, 2010 yılı değerlendirmelerini, 2011 ve sonrası için topluluk stratejilerini paylaştılar. Toplantının iki de özel konuğu vardı. Konuklardan ilki hem yatırımcılık hem de hava fotoğrafçılığı alanlarında üst düzeyde bir uzman olan Robert B. Haas, diğeri ise ekonomi kuramcısı, düşünür, yazar ve saygın bir ekonomi danışmanı olan Jacques Attali idi.



KOÇ: “1 OLMAK TOPLULUK İÇİ SİNERJİYİ EN ÜST SEVİYEYE GETİRMEYİ SİMGELİYOR”

Toplantının ilk konuşmacısı olan Mustafa V. Koç konuşmasına, “1 olmak” kavramının, Topluluğun faaliyetlerinde her zaman “bir numara” olması ve “birliği”, yani Topluluk içi sinerjiyi en yüksek seviyeye getirebilmeyi simgelediğini ifade ederek başladı. Koç, bu kavramların geçmiş yıllara ve 2011’e bakıldığında ne kadar önemli olduğunun daha da iyi anlaşıldığının altını çizdi. Koç, konuşmasına dünya ve Türkiye’deki ekonomi politikaları, mevcut durum ve gelecek projeksiyonu ile bunlar doğrultusunda belirlenen stratejik hedeflere değinerek devam etti.

2009 yılı sonu ve 2010 yılı başlarında üzerinde en çok tartışılan senaryoların krizden çıkışa ilişkin olduğunu hatırlatan Mustafa V. Koç, gelişmiş ülkelerin, bazı yorumcuların beklediği çift dipli resesyonu 2010 içinde yaşamadığını, ABD’nin ve AB’nin yavaş da olsa büyümeyi başardığını ancak problemli ülkelerin kurtarılmasının maliyeti ve Euro’nun geleceği üzerine yapılan yorumların Avrupa’da kötümser bir havanın dolaşmasına neden olduğuna değindi. Koç, ABD ve AB’nin daha uzunca bir süre yavaş büyüme, yüksek işsizlik ve borç krizi gibi tehditlerin etkisi altında kalmaya devam edecek gibi gözüktüğünü ifade etti.

Her şeyden önce küresel ekonomik büyümeyi sürükleyenin gelişmekte olan ülkeler olduğunu belirten Koç, gelişmekte olan ülkelerin tedbir arayışını hızlandıran bir faktörün de ABD Merkez Bankası’nın ikinci bir parasal genişleme kararı olduğunu ifade etti. Bunun küresel likidite artışına paralel risk iştahının da artması, varlık fiyatlarının yükselmesi, yeni balonların oluşması ihtimaline yol açma değerlendimelerine değindi. Ayrıca düşük maliyetli kredilerin artması, ekonomilerin ısınması, sıcak paranın gelişmekte olan ülkelere akarak bu ülkelerin paralarını güçlendirmesi ve ihracatta rekabet gücünü azaltması gibi konuların birdenbire küresel ekonomi gündeminin üst sıralarına taşındığını belirtti.



KUR SAVAŞLARI VE KENDİ GEMİSİNİ KURTARMA EĞİLİMİ TEHLİKESİ

Avrupa’daki kemer sıkma politikalarının toplumsal tepkilere yol açmasının yanı sıra 2010’un 2011’e bıraktığı en kötü mirasın “kur savaşları” olduğunu belirten Mustafa V. Koç, konuşmasında Çin’e de değindi. Koç, toplumsal yapısı, nüfusu ve geçirdiği değişim nedeniyle sürekli istihdam yaratmak zorunda olan Çin’in bunun için iç tüketimi teşvik etmek yerine ihracat sektörlerini canlı tutmakta ve ulusal parasının değerini baskı altına alarak rekabet gücü kazanmakta ve sürekli büyümekte olduğunu söyledi. Çin yönetiminin de, işsizliğe, bir anda dalga dalga büyüyebilecek bir iç politik kıpırdanmaya tahammülü olmadığından ekonominin aşırı ısınması riskini uzun süre göze aldığını belirtti.

Çin’in kur savaşlarındaki rolünün bir benzerini de Avrupa içinde Almanya’nın oynadığını ve ihracat sektörüne yüklenirken, iç piyasada tasarrufu elden bırakmama ve Euro’nun değerlenmesinden rahatsız olacağını ortaya koyan tutumuna değindi. Avrupa’da yeni ayrışmalar yaşanıp AB’nin sorgulanması noktasına kadar gelinebileceğine dair bilinmezlere de değinen Koç, özetle, küresel politika sahnesinde ekonomiyi olumsuz etkileyebilecek bir “kendi gemisini kurtarma” eğilimi bulunduğunun altını çizerek bu tutumun yansımalarının 2010’un son çeyreğinden itibaren başladığını belirtti.

DİPLOMASİDE AKTİF, EKONOMİDE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE

Mustafa V. Koç, 2011’de Türkiye’nin, gerek komşularıyla olan ilişkilerinde, gerekse AB müzakerelerinde, tıkanan bazı kanalları yeniden açması, bölgede kemikleşmiş bazı sürtüşmelerin ortadan kalkması, Türkiye’nin iki dünyaya da hakim bir oyuncu olması anlamına geleceğinin üzerinde durarak, Türkiye’nin ekonomik performansı ile de tüm dünyada ilgi çekmeye devam edeceğini belirtti.

Büyümenin biraz düşmesi, enflasyonun hafif hızlanmasının beklenebileceğini ifade ederken en azından ilk altı ayda, tüketici güveninin yüksek, iç tüketimin hareketli, yatırımların devamlılık taşıdığı bir ekonomik ortam öngördüğünü belirtti. Bunun da, yüksek cari açığın ve sıcak paranın yaratacağı endişelere rağmen, ülkemizin yüksek büyüme hızını yakalayan ülkeler arasında kalacağı anlamına geldiğini söyledi.

Mustafa V. Koç, diplomaside aktif, ekonomide güçlü bir Türkiye’nin, dünya sahnesindeki yerini gitgide daha fazla kendisinin belirleyebileceğinin altını çizdi.



ENERJİ SEKTÖRÜ HAREKETLENİYOR

Koç, 2010 yılının son Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda 2011 için yapılan yaklaşık 132 milyar dolarlık ihracat hedefi ve yüzde 6.8’i aşacağı tahmin edilen büyümenin 2010’dan devralınan olumlu miras düşünülürse gerçekçi hedefler olduğunu ifade etti. Bununla birlikte Topluluk olarak emtia fiyatlarında ve kurlarda oluşabilecek balon ve dalgalanmalara dikkat edilmesi, özellikle enerji fiyatlarındaki değişimin yakından izlenmesi, maliyet kontrollerinde titiz olunması ve döviz borçlanmalarına da dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Koç, enerji sektörünün altını özellikle ulusal planda çizerek 2010 yılında gerçekleşen birleşme, satın alma, ortaklık ve özelleştirmelerin, 2011’de bu sektörün çok hareketli bir yıl yaşayacağını ortaya koyduğunu ifade etti.

Koç, büyürken verimliliği ihmal etmemek, maliyetleri kontrol altında tutarak daha fazla öz kaynak yaratabilmek, ihracata odaklanırken inovasyonu rekabet gücü hâline getirmek, mevcut pazarların sağladığı avantajları değerlendirirken, alternatif pazar arayışlarını ihmal etmemek gerektiğini konusunda da tavsiyelerde bulundu.

ÜLKEMİZ 2020-2050 ARASINDA 10. BÜYÜK EKONOMİ OLACAK

Bugün dünyanın 16. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin bu büyüme hızıyla 2020-2050 yılları arasında 10. sıraya kadar yükselebileceği yönündeki tahminleri hatırlatarak bunun için mevcut milli gelirin en az ikiye katlanması gerektiğine, alt yapıdan, enerjiye, insan kaynaklarından sermayeye düşünülmesi gereken pek çok şey olduğuna değinen Koç, fırsatlar kadar sorumluluklar da getiren böyle bir ortamda dünyanın ilk 10 ekonomisinden birinin en büyük Topluluğu olmaya devam edebilmek için gereken vizyonu, stratejileri, yatırımları, teknolojileri, yönetim modellerini şimdiden düşünüp planlamak gerektiğini ifade ederek konuşmasını bitirdi.



DURAK: “KRİZİ GÜÇLÜ NAKİT SEVİYESİYLE KARŞILAYARAK AVANTAJ SAĞLADIK”

Koç Holding CEO’su Turgay Durak ise, Koç Topluluğu’nun bugün 11 bin bayi, acente, satış sonrası hizmet servisleri ve 860 banka şubesi ile çok geniş bir dağıtım ağına sahip, çalışanları, bayileri ve tedarikçileriyle birlikte her anlamda gelişim sağlayabilecek, yaptıklarıyla iz bırakabilecek bir büyüklüğe ve itibara sahip olduğunu ifade etti. Durak ayrıca, çok kapsamlı müşteri sadakat programları ve birebir pazarlama faaliyetleri yürüten ve yılda ortalama 60 milyon alışveriş verisinin girildiği, 10 milyon müşteriyi aşan geniş veritabanıyla yaratılan katma değere ve yurt dışında 178 ülkeye ihracat yapıldığına değindi.

Durak, 2010 yılını dünya ve Türkiye ekseninde değerlendirmesinin ardından Topluluğun performansı hakkında bilgiler verdi. Durak, 2008’de uç vermeye başlayan krizden çok önce odaklanma stratejisi başlatılmış ve varlık değerleri en üst seviyedeyken çıkış kararı alınan şirket hisselerinin satılması sayesinde, Topluluğun krizin en sert dönemini, güçlü nakit seviyesi ile karşılayarak, başarıyla atlatabildiğini de sözlerine ekledi.

KOÇ HOLDİNG, PİYASA DEĞERİ EN YÜKSEK HOLDİNG

Durak, sektörler bazında Topluluk şirketlerinin performansını açıkladıktan sonra şöyle devam etti: “Bu yıl toplam 2 milyar TL yatırım yapan ve 5 bin kişiye yeni iş alanı açan Koç Topluluğu’nun sağladığı doğrudan istihdam 73 bin kişiye ulaştı. Ülkemizin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu Koç şirketleri gerçekleştirdi.”

İMKB-100 endeksi dolar bazında yüzde 21 artış gösterirken, Koç Holding’in piyasa değerinin yüzde 65 artışla 12 milyar Dolar seviyesine yükselerek en yüksek piyasa değerine sahip holding olduğuna da değinen Durak, Holding’in piyasa değerinin net aktif değerine göre iskonto oranının, 2010 sonu itibarı ile sıfırlandığını ve bunun da bir holding şirketi için olağanüstü bir durum olduğunu ifade etti. Durak sözlerine şöyle devam etti: “Diğer halka açık şirketlerimizin de çoğunluğunun piyasa değerleri İMKB’nin ve sektörlerinin üzerinde artış gösterdi. Bu performansın neticesinde, Koç Topluluğu şirketlerinin İMKB’deki toplam piyasa değeri içerisindeki payı 2009 sonunda yüzde 13 iken, 2010 sonunda yüzde 15’e yükseldi.”

STRATEJİ BELGESİ YENİ FIRSATLAR VE SORUMLULUKLAR GETİRİYOR

Başarılı iş sonuçlarına ulaşılmasının sağlanmasındaki özverili ve gayretli çalışmalarından dolayı yöneticilere teşekkür eden Durak, konuşmasının devamında IMF’nin dünya ülkelerinin büyüme hedeflerine değindi. IMF’nin yüzde 4.2, AB’de yüzde 1.5, ABD’de yüzde 2.3, Çin’de ise yüzde 9.6 gibi büyüme oranları öngördüğü 2011 yılı hedeflerini hatırlatan Durak öncelikle, 2001 krizinden 2008’e kadar yılda ortalama yüzde 6.8’lik bir oranla kesintisiz büyüyen ülkemizin son krize rağmen büyüme trendinin oturduğunu ve 2011’de de bu eğilimin süreceğine dair işaretler olduğunu söyledi ve uyardı. Küresel piyasalara entegre olan Türkiye ekonomisinin dış konjonktürdeki olumsuz gelişmelerden etkilenmesi olasılığının gözardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Durak, bu unsura özellikle dikkat çekti.

Durak sözlerine şöyle devam etti: “Yılın ilk ayında açıklanan Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nde orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olma hedefiyle belgedeki yedi öncelikli sektörün dördü, Topluluğun faaliyet alanlarında. Bunlar, otomotiv, beyaz eşya, elektronik ve gıda. Ayrıca finansman, enerji ve bilgi teknolojileri konuları da, yatay politika alanlarının kapsamına giriyor. Bu konjonktürde, Türkiye’nin en büyük özel sektör kuruluşu olarak bize hem büyük fırsatlar, hem de önemli görevler düşüyor.”

3 TRİLYON EURO’LUK DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİ

Konuşmasında teknoloji ve yenilikçilik yönetimi üzerinde de duran Durak, AB Komisyonu’nun 2010 yılı Ar-Ge harcamaları raporunda, Koç Holding’in AB dışı ülkeler arasında 118 milyon Euro’luk konsolide harcaması ile 355’inci sırada ve Türkiye’de bu alanda lider olduğu bilgisini verdi. Ayrıca çevre ve sürdürülebilirlik konusunun ön plana çıkmasıyla dünyada yaklaşık 3 Trilyon Euro’luk büyüklüğe ulaşan bir düşük karbon ekonomisi oluştuğunu belirten Durak, ülkemizde de alınması planlanan önlemler ve kısıtlamalar, İMKB’da sürdürülebilirlik endeksi, karbon pazarı oluşturulması konusunda çalışmaların sürdürülmekte olduğu bilgisini vererek karbon emisyonu, sürdürülebilirlik yönetimi, enerji verimliliği çalışmalarını en üst düzeyde gerçekleştirmek için ortak çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. Durak, birçok Topluluk şirketinin 2010 yılında bu alanda geliştirdikleri ürün ve projelerle çeşitli ödüller aldığını da hatırlattı.



MÜŞTERİ, BAYİ VE ÇALIŞAN MEMNUNİYETİNDE 1 OLMAK

Durak, sözlerinin devamında hem mevcut başarı çizgisini sürdürülebilir hâle getirmek, hem de Topluluk vizyonunu hayata geçirmek için önemli bulduğu unsurları hatırlatırken ilk olarak müşteri memnuniyeti üzerinde durdu. 8 yıldır yapılan müşteri memnuniyeti araştırmalarının gelişim adına faydalarını dile getiren Durak, bayi memnuniyetine verilmesi gereken önemin de üzerinde durdu. Ayrıca gerek Topluluk şirketlerinin ve markalarının itibarını, gerekse “Koç” markasının itibarını sürekli yükseltmek yönündeki gayretlerin de sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Durak, “Koç” markasının gücünden, “güven veren lider” algısından mümkün olduğu kadar çok yararlanılması gerektiğinin de altını çizdi.

Bugün hem çalışan profili hem de şirketlerin aradığı yetkinliklerde vizyon, strateji, yaratıcılık ve esnekliğin öncelik kazandığını söyleyen Durak, çalışan memnuniyetine verilen önem kapsamında 2010 yılında, İnsan Kaynaklarında farklı süreçlerin devreye alındığını ve Topluluk bünyesinde tespit edilen hızlı yükselme potansiyeline sahip, 35 yaş altında, üst düzey yönetici adayı olabilecek 57 genç lider adayına yönelik özel gelişim programları hazırlandığını belirtti. Ayrıca çalışanların tüm Topluluk şirketlerindeki açık pozisyonlara başvurabildiği Koç Kariyerim iç ilan sisteminin de 2010’da devreye aldındığı bilgisini veren Durak, Koç Topluluğu öğrenme ve gelişim planlama sistemi Koçakademi’nin baştan aşağıya yenilendiğini ve 2010’da yaklaşık 11 bin beyaz yakalı çalışan için gelişim planlaması yapılıp eğitimler verildiğini ifade etti.

Turgay Durak, 2011 yılında Topluluğun 85. Kuruluş Yıldönümü olduğunu hatırlattı ve Topluluğun kurucusu merhum Vehbi Koç’un inancı ve vizyonuyla başlayan bu yolculukta Türkiye’nin ekonomik ve siyasi açıdan en zorlu dönemlerinde omuz omuza çalıştığı çok değerli mesai arkadaşlarıyla başarıya ulaştığını ifade etti. Durak, birlik ve beraberlik kültürünün de mimarları olan tüm eski yöneticileri minnetle anarak ve herkes adına teşekkürlerini sunarak sözlerini tamamladı.



KUŞBAKIŞIYLA DÜNYAYI GÖRÜNTÜLEYEN FOTOĞRAFÇI: ROBERT HAAS

Turgay Durak’ın ardından kürsüye hem yatırımcılık hem de hava fotoğrafçılığı alanlarında üst düzeyde bir uzman olan ilk konuk konuşmacı Robert B. Haas geldi. 1983-2010 yılları arasında, Dallas’taki Dr. Pepper Company, The Seven-Up Company, Sybron International, Nebraska Book Company, AMN Healthcare gibi bir dizi önemli şirket satınalması operasyonunu yürüten Haas Wheat & Partners’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Haas, Aralık 2010’da, Goldman Sachs ve Haas Wheat & Partners’ın ortaklığı ile kurulmuş bir yatırım şirketi olan New MainStream Capital’in Stratejik Danışma Komitesi başkanlığı görevine getirildi.

Aynı zamanda uluslararası alanda tanınan bir fotoğraf sanatçısı olan ve aralarında National Geographic tarafından basılan beş kitabın da bulunduğu dokuz çalışmalık bir dizinin yazarı ve fotoğrafçısı olan Haas, konuşmasını ağırlıklı olarak fotoğrafçı şapkasıyla yaptı. Hava fotoğraflarıyla dünya çapında birçok önemli sergide ve yayın organında yer alan Haas, daha önce efsanevi diplomat Richard Holbrooke, ünlü gazeteci Fareed Zakaria gibi isimlerin, Avrupa’nın önemli devlet görevlilerinin konuşmacı olarak olarak katıldığı bir konferansta konuk olmanın önemli bir fırsat olduğunu ifade etti ve Mustafa V. Koç ile benzer noktalarına değinerek sözlerine başladı.

Yatırımcılık kariyerinin ardından farklı bir hayalin peşinden giderek fotoğrafçılığa başladığını anlatan Haas, bir zamanlar okumuş olduğu, “Hayallerimizin peşinden gidersek kendimizi değiştiririz, kendimizi değiştirirsek dünyayı değiştiririz”, sözünden feyz aldığını anlattı. Haas, 25 yıldır da yoğun çaba ve inanılmaz bir şansın birleşimiyle iş hayatında pek çok hayalinin düşündüğünden çok daha erken gerçekleştiğine ve ardından fotoğrafçılık kariyerinin peşine düştüğüne ve bugünlere geldiğine değindi.



TEK BİR KARE YAYINLATMA HAYALİNDEN FOTOĞRAF KİTABINA...

İlk fotoğraf makinesini 1994 yılında, 47 yaşındayken alıp Afrika’da bir kaç safariye katıldıktan sonra belki biryerlerde birkaç fotoğrafının yayınlanabileceği hayalleri kuran Haas, National Geographic ile çalışma şansını nasıl yakaladığını anlattı. Tüm fotoğrafçıların tek bir kare fotoğrafının yayınlamasının en büyük hedefi olduğu National Geographic’in 8 yıl önce hava fotoğraflarıyla ilgilenerek kendisiyle görüşmek istemesiyle Afrika’da çektiği fotoğrafları içeren “Tanrıların Gözüyle” kitabının dünya çapında 17 dilde yayınlanmasıyla maceranın başladığını dile getirdi. Bu kitabın ardından Latin Amerika’da çektiği hava fotoğraflarını toplayan ve 17 dile çevrilen Akbabanın Gözüyle kitabının geldiğini ve Kuzey Kutbu, Alaska, Kuzey Kanada, İzlanda, Grönland, Norveç, İsveç, Finlandiya’yı kuşbakışı görüntülediğini anlatırken hayallerinin nasıl gerçekleşebilmiş olduğuna dikkat çekti.

Fotoğrafçılık kariyeri boyunca elde ettiği telif ücretlerini kâr amacı gütmeyen vakıflara ve doğal hayatı koruma amaçlı kurumlara bağışlayan ve 2002 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı ve WILD Vakfı tarafından yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türler ve çevre konularındaki katkıları dolayısıyla ödüllendirilen Haas, konuşmasının devamında iş adamlığı ile fotoğrafçılık kariyerini karşılaştırdı, benzerliklerini ve farklılıklarını anlattı. Çektiği hava fotoğraflarından örnekleri içeren bir slide gösterisi de paylaşan Haas, hava fotoğrafçılığının insana doğanın muhteşemliğini nasıl özümsettiğini ifade etti.

Geçmişte, dünyayı iyiye ya da kötüye doğru değiştiren Gandhi’ler ve Hitler’ler olduğunu, bugünse karşılaştığımız küresel meselelerin bireylerce kontrol edilmenin ötesine geçtiğinie dikkat çeken Haas, farklı kültürlerin farklı milletlerin sınırları aşarak ortak sorunlar konusunda işbirliği yapması gerekliliğine değindi. Hava fotoğrafçılığında kendisinin yapmaya çalıştığı şeyin de dünyayı bir bütün yani “bir” olarak görmek olduğunu ve meselelerinde böyle bakarak aşılacağının altını çizdi. Konuşmasının sonunda bir olma konseptine, Koç Topluluğu, İstanbul ve Türkiye ile ilgili izlenimlerini paylaşan Robert Haas böylece konuşmasını tamamladı.



ÖDÜL TÖRENLERİNDE DUYGULU ANLAR YAŞANDI

Öğleden sonra programı En Başarılı Koç’lular Ödül Töreni’yle başladı. Ardından “Ülkem İçin” Projesi Bayi ve Şirket ödülleri verildi. Program 20. ve 25. Yıl Hizmet Ödülleriyle devam etti. Günün en duygulu anları ise Vehbi Koç Vakfı Ödüllerinin, bağışçı şirketler, Ford Otosan, Tüpraş, Arçelik, Yapı Kredi ve Aygaz’a burslu öğrenciler tarafından takdim edilmesi oldu. Bol ödüllü toplantının son konuşmacısı ise ekonomi kuramcısı, düşünür ve yazar, saygın bir ekonomi danışmanı olan Jacques Attali idi. Kısa süre önce de Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından Fransa’nın Büyümesini Teşvik Komisyonu’nun başkanlığına aday gösterilen Attali’nin, izleyen sayfalarda detaylarını bulacağınız konuşmasının ardından kürsüye gelen Mustafa V. Koç kısa bir değerlendirme konuşması yaptıktan sonra katılımcıları 30 ve üzeri yıllar hizmet ödüllerinin de verileceği akşam yemeğine davet ederek herkese teşekkür etti.



2010’DAN 2011’E KOÇ TOPLULUĞU

2010’da artan hareketliliği en iyi şekilde değerlendiren Koç Topluluğu, 2011’e güvenle bakıyor. CEO Turgay Durak 24. Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda, Topluluğun performansını ve hedeflerini değerlendirdi.



Otomotivde

2010 yılında beklentilerin çok üzerinde bir performans göstererek yüzde 32’lik artış ile rekor büyüklüğe ulaşan Türkiye otomotiv pazarında Ford Otosan yüzde 15.5’lik pazar payı ile sektöründe lider olurken, Tofaş, yüzde 13.8’lik pay ile ikinci sırayı aldı. İhracatta Ford Otosan yüzde 30, Tofaş yüzde 16 artış sağladı. İki şirketin toplam ihracatı 5 milyar doları aştı. Otokar toplu taşıma araçları pazarında yüzde 41’lik pazar payını yakaladı. Türk Traktör 2010’da yüzde 170 büyüyen pazarda yüzde 50’nin üzerindeki payını korudu. Koç Topluluğuna bağlı otomotiv şirketlerinin Türkiye’nin otomotiv ihracatındaki payı yüzde 49, üretimdeki payı ise yüzde 51 oldu.

Ford Otosan’da ilk versiyonu 2012’de üretime geçecek olan yeni Transit için 2011-2014 döneminde 480 milyon Euro yatırım yapılacak. Bunun önemli bir kısmı 2011’de gerçekleştirilecek. Tofaş’ta mevcut modellerin üretimi önümüzdeki dönemde devam edecek. 2011 yılında, Opel için Doblo üretimi dahil, toplam 145 milyon Euro yatırım harcaması bütçelendi.

Dayanıklı Tüketimde

Beyaz eşyada iç pazar yüzde 7 büyürken, Arçelik yüzde 50’nin üzerinde pazar payı sahibi olmaya devam etti. Yüzde 19 büyüyen TV pazarında da liderliğini sürdürdü. Arçelik’in konsolide yurt dışı satışları Euro bazında yüzde 9 artış gösterdi; özellikle Batı Avrupa’da önemli pazar payı artışları elde etti. Batı Avrupa genelindeki payı yüzde 4.8’den 5.3’e yükseldi. İngiltere’de pazar payı yaklaşık 2 puan artışla yüzde 16.4’e yükseldi. Bu ülkede buzdolabında birinci, beyaz eşya genelinde ikinci oyuncu konumuna geldi.

Arçelik’in Türkiye ve yurtdışındaki tesislerinde yeni model ve kapasite artış yatırımları sürüyor. Bu alana, 2010’da olduğu gibi, 2011’de de yaklaşık 160 milyon dolar yatırım yapılacak. Mevcut tesislerde gerçekleştirilecek bu yatırımların yanı sıra, hedef pazarlarda yeni kapasite yatırımı veya şirket alımına yönelik çalışmalara da hız verilecek.

Enerjide

Koç Topluluğu enerji sektöründe 2010 yılını çok önemli bir ortaklıkla tamamladı. Aralık ayı başında Amerika’lı AES ile elektrik üretimi ve dağıtımı alanında birlikte faaliyet göstermek üzere yüzde 50-50 ortaklık anlaşması imzalandı. 2011’de önemli potansiyel yatırım alanlarından biri elektrik üretimi olacak. AES ile birlikte önümüzdeki 4-5 yıllık dönemde 3 bin mw seviyesinde ilave kapasiteye sahip olunması hedefleniyor. 2011’de bunun ilk adımlarını hayata geçirmek üzere yatırım alternatifleri değerlendirilecek. Yeni santraller inşa ederek veya satın alarak, 300 mw’dan 3 bin mw kurulu güce çıkmayı ve pazarın lider oyuncularından biri olmak hedefleniyor.

2010’da Tüpraş, 200 milyon dolarlık yatırım ve 2.7 milyar dolarlık ihracat yaptı, kârlılık hedeflerini yakaladı. Aygaz grubu yüzde 30 düzeyindeki pazar payını korudu. Opet 277 milyon dolar yatırım yaptı ve pazar payı artışını sürdürerek yüzde 17 paya ulaştı. THY-Opet havacılık yakıtları şirketi, 75 milyon dolarlık yatırımla 38 havaalanında, THY başta olmak üzere diğer havayolu firmalarına da hizmet vermeye başladı. Tüpraş’ta ise motorin üretim kapasitesini artırmaya yönelik “residuum upgrading” projesi çalışmaları devam ediyor. İlk siparişlerin 2011 içerisinde verilmesi, projenin 2014 yılında ve yaklaşık 2 milyar dolar maliyetle tamamlanması hedefleniyor.

Finans ve Bankacılıkta

Bankacılık sektöründe Yapı Kredi Bankası, 2010’da bir kez daha sektörün büyüme rakamlarının üzerine çıktı. Mevduatta sektör yüzde 16, Yapı Kredi yüzde 21 büyüdü. Kredilerde sektör ile paralel yüzde 24 büyüme sağladı. Toplam varlık artışında ise sektörün yaklaşık yüzde 15’lik performansına karşılık Yapı Kredi yüzde 20’lik bir performans gösterdi. Öz kaynak kârlılığında yüzde 29.8 ile birinci. Topluluğun kombine vergi öncesi kârının yüzde 40’ını sağladı. Yapı Kredi Bankası, 60 yeni şube açmayı, mevduatta yüzde 21, kredi hacminde yüzde 25 ve toplam varlıklarda yüzde 19 ile sektörün üzerinde büyüme hızları elde etmeyi hedefliyor.



Turizm ve Perakendecilikte

Ev geliştirme perakendeciliği pazarında liderliğini pekiştiren Koçtaş, 2010 yılında toplam mağaza sayısını 26’dan 30’a, toplam satış alanını ise 137 binden 165 bin metrekareye çıkarttı. Gelecek dönemde 50 milyon dolar yatırımla mağaza sayısının 38’e çıkarılması planlanıyor. Turizm alanında ise Divan Elmadağ Oteli, 46 milyon dolar yatırımla bu yıl devreye girecek.



Savunma Sanayiinde

RMK Marine 2008 yılında başladığı ve Türk özel sektör tarihinin en büyük muharip gemi projesi olan SGAK projesi kapsamındaki dört gemiden ikisini takvime uygun şekilde 2010 yılı içinde denize indirdi. 300 milyon Euro’nun üzerindeki projenin ilk gemisi bu yıl, son gemisi ise 2012 sonunda teslim edilecek.



VEHBİ KOÇ VAKFI’NA BAĞIŞTA BULUNAN TOPLULUK ŞİRKETLERİ DE ÖDÜLLENDİRDİ

Vehbi Koç Vakfı’ndan burs alan başarılı öğrenciler Koç Topluluğu şirketlerine ödülleri takdim ettiler.

“Ülkem Varsa Ben de Varım” felsefesiyle ülkemizin sadece ekonomik değil sosyal kalkınmasında da sorumluluk alan Koç Topluluğu, sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları, Avrupa’nın bugün sayılı vakıflarından olan, Türkiye’nin ilk özel vakfı Vehbi Koç Vakfı’nın faaliyetleri ile de destekliyor. Vehbi Koç Vakfı kurulduğu günden bu yana eğitim, sağlık, kültür ve sanat alanlarında ülkemize ve toplumumuza değer katmaya devam ederken, yeni nesillerin başarılı birer birey hâline gelmesi için de var gücüyle çalışıyor.

24. Koç Topluluğu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda gerçekleştirilen ödül törenlerinden birisi de üç ulusal ve dört uluslararası ödül ile başarısını tasdik eden Vehbi Koç Vakfı adına düzenlendi. Vehbi Koç Vakfı’na destek sağlayan şirketlerin ödüllendirildiği tören Koç Topluluğu’nun sahip olduğu sosyal sorumluluk bilincini de bir kez daha gözler önüne serdi.


Yüklə 0,51 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə