Mart-nisan2011 doc
YILI ÜLKEM İÇİN ELÇİLERİMİZ
Yüklə 0,51 Mb.
|
- Bu səhifədəki naviqasiya:
- İstanbul Ford bayii Altuğ Erkan İstanbul
- Zonguldak Beko bayii Ayşen Orhan “OPET, STANDARTLARI BELİRLİYOR”
- Latif Bey sizi ve Latif Başkal A.Ş.’yi yakından tanıyabilir miyiz
- 11 yıl önce Opet’le bir işbirliğine girdiniz. Bu süreçten biraz bahseder misiniz
- Aradan geçen 11 senede neler değişti
- Opet son 5 yıldır Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi Sonuçları’na göre akaryakıt sektörünün lider markası konumunda. Siz bu standartları kendi istasyonunuzda nasıl sağlıyorsunuz
- Bu bölgeye ve buradaki müşteri yoğunluğuna dair neler söyleyebilirsiniz Nasıl bir müşteri profiliniz var
- EPDK’nın aldığı karara göre 31 Ocak 2011 tarihinden itibaren akaryakıt istasyonlarında promosyonlar kaldırıldı. Siz bu yeni döneme ilişkin neler söyleyebilirsiniz
- Bu sizin kâr oranlarınızda da düşüşe neden olacak gibi.
- Kayseri’deki Ülkem İçin Elçisisiniz… Biraz Ülkem İçin projesi çerçevesinde gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz
- Opet ile olan işbirliğinizin geleceğini nasıl görüyorsunuz
|
2010 YILI ÜLKEM İÇİN ELÇİLERİMİZ
“OPET, STANDARTLARI BELİRLİYOR” Latif Başkal, Kayseri’de bulunan, dededen kalma akaryakıt istasyonunun üçüncü nesilden patronu. Akaryakıt sektörüne çocukluğundan aşina olan Başkal, şimdi de kendi oğlunu bu sektöre hazırlıyor. Latif Bey sizi ve Latif Başkal A.Ş.’yi yakından tanıyabilir miyiz? Şirketimizin kurucusu, dedemiz Latif Başkal, 1960’lı yıllarda başka iş kollarıyla meşgulken bir arkadaşının ısrarıyla akaryakıt sektörüne giriyor. Daha sonra da akaryakıt ana iş kolumuz hâline geliyor. Dedemden sonra işlerin başına babam geçti. 1990 yılına kadar üç istasyonla, daha sonraki yıllarda da iki istasyonla hizmet vermeye devam ettik. Tarihler 2000’i gösterdiğinde ise Opet’le çalışmaya başladık. Bugün biri merkezde diğeri ise şehirlerarası ana yol üzerinde bulunan iki istasyonumuz var. Ben 1981 Kayseri doğumluyum. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Evliyim, üç yaşında bir oğlum var. Zaman zaman onu da istasyonumuza getiriyorum. Opet amblemlerini tanıyor. Opet’ten başka istasyonda tuvalete dahi girmiyor. Damardan bir akaryakıtçı olacak gibi geliyor. Kardeşim Ahmet’le birlikte aktif olarak 2005 yılından beri işin başındayız. Ama öncesinde tüm kademelerde çalıştık, çalıştırıldık. Pompacılık da yaptık, markette de çalıştık, yıkamacılık da yaptık.
Opet’ten önce çalıştığımız kurum bir kamu kuruluşuydu. Biz istasyonumuza yatırım yapılmasını istiyorduk ama onlar bu yatırımı yapamıyorlardı. Biz o dönemde istasyonumuzu yıkmıştık. Yeni bir istasyon yapıyorduk. Çalıştığımız şirketin hantal yapısından ötürü Opet’e yöneldik. Tesadüfler bizi bugünlere getirdi. Bundan da çok mutluyuz. Aradan geçen 11 senede neler değişti? Opet 11 sene önce ufak bir bebekti. Bu bebek büyüdü, onunla beraber biz de büyüdük. Opet öncesinde, 50 seneye yakın hantal bir şirketle çalışmış olmanın etkisiyle biz de hantaldık. Opet’le çalışmaya başlayınca her şey çok hızlı ilerlemeye başladı. Opet bizim hareket kabiliyetimizi artırdı. Bu anlamda iki taraf da birbirine çok şey kattı. Opet son 5 yıldır Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi Sonuçları’na göre akaryakıt sektörünün lider markası konumunda. Siz bu standartları kendi istasyonunuzda nasıl sağlıyorsunuz? Araştırmalarla tespit edilmiş bir şey var: “Müşteri akaryakıt almayı sevmiyor. Görmediği ve havaya giden, ancak çok hayati bir ürüne para veriyor.” Burada müşteriyi memnun etmek için ne yapmamız gerektiği çıkıyor ortaya. Bizim sektörümüzde müşteri hızlı hizmet, kendisine gülümseyecek personel, marketinde her şeyi bulabileceği, tuvaletinin temizliğinden hiç şüphesi olmadan kullanabileceği bir istasyon istiyor. Opet bu konuda standartları belirliyor. Ancak önemli olan bunun sürdürülebilir olması. Bunun için ciddi kaynak aktarıyoruz. İşi, sadece tuvaletlerin temizliği ve çevre düzenlemesi olan kişilere istihdam sağlıyoruz. Personelimize bu işin ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz. Onlardan yapmalarını istediğimiz işin müşteriye karşı sorumluluğumuz olduğunu biliyorlar. Yoksa patron istedi diye bir iş yapılırsa aynı mutluluğu vermez çalışanlara. Bu bölgeye ve buradaki müşteri yoğunluğuna dair neler söyleyebilirsiniz? Nasıl bir müşteri profiliniz var? Buraya birbirinden farklı birçok insan geliyor. Biz en iyi şekilde müşterimize hizmet vermek için çalışmaya devam ediyoruz. Opet’in bu ülkeye aşıladığı bir kültür var. Özellikle müşterinin beklentilerini çekinmeden aktarması noktasında çok önemli yol alınmasını sağladı. Bu da müşterimizle aramızda daha sıcak bir ilişki kurulmasında vesile oldu. Şehir merkezindeki istasyonumuzdan günlük ortalama 1.500 araç benzin alıyor. Her zaman bir önceki seneden daha başarılı bir yıl geçirmeyi hedefliyoruz. EPDK’nın aldığı karara göre 31 Ocak 2011 tarihinden itibaren akaryakıt istasyonlarında promosyonlar kaldırıldı. Siz bu yeni döneme ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Promosyonlar bizim ve müşterilerimiz için çok önemli unsurlardı. Bu saatten sonra yapacağımız şeylerle kanunlar çerçevesinde müşteriyi memnun etmemiz gerekecek. Örneğin yıllardır Anneler Günü’nde çiçek verirdik. Bundan sonraki süreçte bunu yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız bilmiyoruz. Kanunda açıklıklar var. Kanun diyor ki: “Maddi değeri olan, maliyet unsuru olan bütün ürünlerin dağıtılmasını yasaklıyorum!” Bu nedenle biz de bundan sonra olacakları göreceğiz. Şimdi fiyat indirdik, kâr marjımızdan ciddi anlamda fedakarlık ettik. Bir anda bütün Opet istasyonları lokasyona bağlı olarak motorin ürünlerinde 8 kuruşa kadar fiyat indirdi. 2011 bizim sektörümüz için hem birçok şeyin başlangıcı hem de bitişi oldu. Şu anda motorin-dizel ürünlerde bir ürün değişimi söz konusu. AB’ye uyum çerçevesinde 10 ppm kükürt oranını yakalamak zorundayız. Burada bir fiyat farkı var. 2010’un Eylül ayında intifa süreleri 5 yıla indirildi. Şirketler burada çok büyük paralar harcadılar. Opet 250 milyon dolar civarında harcama yaptı. Şu anda önümüzü görüyoruz desek çok doğru söylemiş olmayız. Çünkü gerçekten ne olacağını bilemiyorsunuz. Bir gün fiyat düşüyor, ertesi gün daha fazla artıyor. Bir senedir böyle bir süreç yaşıyoruz. Bu sizin kâr oranlarınızda da düşüşe neden olacak gibi. Son dönemlerde bizim kâr marjlarımıza yönelik çok haber yapıldı. Ancak hepimizin bilançoları ortada. Vergi dairesi gibiyiz. Biz vergi topluyoruz. Bundan kalan zamanlarda para kazanmaya çalışıyoruz. Çünkü sattığımız ürünün yüzde 65-70’i vergi. Sektör 2010’un Ekim ayı itibariyle 55 milyar TL gibi bir büyüklüğe ulaşmış ve bunun 31 milyar TL’si vergi. Yüzde 25 de ham madde maliyeti var. Geriye kalan yüzde 15’lik dilim ise dağıtım firması ve bizim aramızda paylaşılıyor. Matematik ortada. Biz iki istasyonumuzda toplam 40 kişiye istihdam sağlıyoruz. Üç vardiya sekiz saat şeklinde çalışıyorlar. Sigortaları aldıkları net maaş üzerinden yatıyor. Vergilerimizi düzenli ödüyoruz. Bu işin arkasında ciddi bir operasyon ve ciddi maliyetler var. Bu süreçte hizmet veren güvenilir firmalar avantaj sağlayacak. Kayseri’deki Ülkem İçin Elçisisiniz… Biraz Ülkem İçin projesi çerçevesinde gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz? Ülkem İçin projesinin başlangıcında yani 2006 yılında kardeşim Ahmet proje sorumluluğunu üstlendi. İlk projemizde Kayseri’de Gesi bölgesinde bir yatılı ilköğretim okulundaki eksiklikleri gidermeyi amaçladık. Bu okulun en büyük eksiği eskimiş pencere çerçeveleriydi. Çocuklar geceleri üşüyordu, ahşap çerçevelerden içeriye soğuk giriyordu. Koç Holding bu konuda gereken paranın bir kısmını karşıladı, biz ve diğer bayiler de katkı sağladık. Paranın yanı sıra ayni yardımlar da yapıldı. Biz o okulun yatakhanesindeki tüm pencereleri değiştirdik. Kalan parayla birkaç okula daha destek olarak eksiklerini tamamlamaya çalıştık. Bu dönemde kardeşimin askere gitmesiyle projeye ben devam ettim. O esnada TEMA ile gerçekleştirdiğimiz projeye destek sağladık. Buradaki bir vakıf okulunda ağaç dikim seminerleri ve ağaç dikimi yapılmasını sağladık. Ardından da Ülkem İçin Kan Veriyorum kampanyası başlatıldı. Kızılay’la beraber Kayseri’de çeşitli çalışmalar yaptık. Haziran ayında Ali Bey’in katılımı ile istasyonda bir bağış kampanyası yaptık ve toplam 300 ünite civarında kan topladık. Opet ile olan işbirliğinizin geleceğini nasıl görüyorsunuz? İnsanların birbirlerine güvenmesine dayalı bir konu ticaret… Biz firmamıza, firmamız bize güvenmeye devam ettiği sürece bu işbirliği de devam edecektir. Bu olguyu her zaman canlı tutmamız gerekiyor. Biz daha yeni nikah tazeledik ve imzayı atan ilk birkaç bayiden birisi olduk. Burada bir iş ortağı gibiyiz… Her anlamda birbirimizi tamamlıyoruz. İyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Para hiçbir zaman bizim için ölçü olmadı. Güvendiğimiz insanlarla ve güvendiğimiz firmalarla çalışmayı seçtik. Opet’le uzun yıllar çalışacağımıza inanıyoruz. Yüklə 0,51 Mb. Dostları ilə paylaş:
|