174
3.8. Eski Rusça’dan geçen bazı deyimler
Без зазрения совести
Türkçe anlamı = utanıp sıkılmadan;
Türkçe karşılığı = utanmadan,vicdanı sızmadan;
Aslı = Eski Rusça.
Bu ifade Eski Rusça’dan gelmektedir. fade, arkaik “совесть зазрила”
(sovest’ zazrila) – utanmak, vicdanı sızlamak deyiminden türetilmiştir.
233
Örnek tümceler;
a)
Найдя письмо, адресованное кому-нибудь из своих, Дмитрюк вскрывал
его и без зазрения совести прочитывал. (В.Попов)
234
Dmitruk arkadaşlarından birine gelen mektubu bulup, utanmadan açıp
okurdu.
b)
Андрей Андреевич протягивал руку без зазрения совести уже к
седьмой рюмке. (Григорович)
235
Andrey Andreyeviç utanıp sıkılmadan artık yedinci kadehe elini uzatıyordu.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde genelde hareket belirteci niteliyeni (örnek a, b) görevini
üstlenmektedir. Arkaik “зазрение” (zazreniye) sözcüğü çağdaş Rusça’da sadece bu
deyim içerisinde kullanılmaktadır.
Deyim her zaman tekil haldedir.
233
N.M.Şanskiy, 1987, s. 15
234
R. .Yarantsev, 1981, s. 112
235
A. .Molotkov, 1978, s. 164
175
Без царя в голове
Türkçe anlamı = hakimsiz kafa;
Türkçe karşılığı = aklı kıt, gabi, kalın kafalı, saf;
Aslı = Eski Rusça.
Bu deyim “Свой ум – царь в голове” (Svoy um – tsar’ v golove) - akıl
baştan üstündür
atasözünün kısaltılmasıyla oluşmuştur. XIX. yüzyılda akıllı insanlar
için “с царём в голове” (s tsar’om v golove) - aklına hakim denirdi. Zamanla
deyim olumsuz şekliyle daha çok kullanılmaya başlamış ve çağdaş dile de aynı
şekilde geçmiştir.
236
Örnek tümceler;
a)
Хлестаков, молодой человек лет двадцати трёх, тоненький, худенький,
несколько глуповат и как говорят, без царя в голове. (Гоголь)
237
Hlestakov 23 yaşlarında, ince, sıska, biraz safça, hani nasıl derler, aklı kıt bir
gençti.
b)
Он ошибается, если смотрит на меня только как на талант, который
настолько малодушен и без царя в голове, что поддаётся каждому
влиянию. (М.Антокольский)
238
Eğer bana sadece yetenekli fakat iradesiz ve herkesin etkisi altında
kalabilen, kalın kafalı biri olarak bakıyorsa, hata yapıyor.
236
V.M.Mokiyenko, 2005, s.738-739
237
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 4
238
A. .Molotkov, 1978, s. 513
176
c)
Хотя ты и младшая, но я на тебя больше надеюсь; ты знаешь, что у
Лидии нет царя в голове. (В.Одоевский)
239
Sana, küçük olmana rağmen, daha çok güveniyorum, Lidiya’nın aklı kıt
olduğunu sen de biliyorsun.
d)
А вы не без царя в голове.
Siz aklı kıt biri de değilsiniz.
Deyim edebi ve konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde ad kökenli yüklem (ornek a, b, c, d) olarak kullanılmaktadır.
Deyim tekil halde kullanılmaktadır.
Водить за нос
Türkçe anlamı = burnundan tutup gezdirmek;
Türkçe karşılığı = oyalamak, aldatmak; ağzına bir parmak bal çalmak;
parmağında oynatmak, şaşırtmak, yanlış yönlendirmek;
Aslı = Eski Rusça.
Bu deyim, çingenelerin ayıları ya da öküzleri, atları vb. burunlarına takılı
halkalardan tutup oynatmalarına benzetilerek türetilmiştir.
240
239
A. .Molotkov, 1978, s. 513
240
N.M.Şanskiy, 1987, s. 29
177
Örnek tümceler;
a)
Студенты все влюблялись в неё... Она всех водила за нос и про любовь
одного рассказывала другому и смеялась над первым, потом с первым
над вторым. (Гончаров)
241
Bütün erkek öğrenciler ona aşıktı… Herkesi parmağında oynatıyor, birisinin
kendisine olan aşkını diğerine anlatıyor,birisiyle diğerini, diğeriyle
birincisini alaya alıyordu.
b)
Она тебя за нос водит, а ты ничего не замечаешь.
O seni parmağında oynatıyor, sen ise farkında değilsin.
c)
Я чувствую, что он меня обманывает, водит за нос, и не верю ему.
Beni kandırdığını, parmağında oynattığını hissediyorum ve ona
güvenmiyorum.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde genelde yüklem (örnek a, b, c) görevini üstlenmektedir. Fiil
şimdiki ve geçmiş zamanda olabilmekte ve yanında kimi kandırdığını gösteren
nesne ile birlikte kullalılmaktadır. Deyimdeki vurgu за нос sözcük öbeğinde за
edatı üzerinde olmalıdır.
Deyim hem tekil halde, hem de çoğul halde kullanılmaktadır.
241
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 36
Dostları ilə paylaş: |