Microsoft Word Brown, Dan Da Vinci Sifresi doc



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə68/116
tarix10.11.2017
ölçüsü5,01 Kb.
#9412
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   116

Aniden Teabing'in kitaplarından birinin sırtını  işaret eden Sophie, "Beş yapraklı gül," 
dedi. Gül ağacı kutunun üstündeki kabartmayla aynı desen. 
Langdon'a göz atan Teabing sırıttı. "Gözünden hiçbir şey kaçmıyor. Yeniden Sophie'ye 
döndü. "Bu tarikatın Kâse sembolüdür. Magdalalı Meryem. İsmi kilise tarafından 
yasaklandığı için onu pek çok gizli takma isimle andılar Kadeh, Kutsal Kâse ve Gül." Durdu. 
"Gülün, Venüs'ü' beş köşeli yıldızı ve kılavuz Pusula Gülü'yle bağları vardır. Bu arada 
kelimesi İngilizce, Fransızca, Almanca ve diğer pek çok dilde birbirine benzer." 
Langdon, "Gül," diye ilave etti. "Aynı zamanda Eros'un anagramıdır, yunan cinsel aşk 
tanrısı.' 
Teabing konuşmaya devam ederken, Sophie, Langdon'a hayretle baktı. 
"Gül, daima dişi cinselliğinin en önemli sembolü olmuştur.  İlkel tanrıça mezheplerinde 
beş yaprak, dişi hayatının beş evresini temsil ederdi... Doğum, âdet, annelik, menopoz ve 
ölüm. Modern çağlarda çiçek açan gülün, kadınlıkla olan bağlarının çok daha görsel olduğu 
kabul edildi." Robert'a bir göz attı. "Belki bunu simgebilimcimiz açıklayabilir." 
Robert tereddüt ediyordu. Fazlasıyla uzun sürmüştü. 
Teabing, "Ah, Tanrım," diye yakındı. "Siz Amerikalılar fazlasıyla erdemlik 
taslıyorsunuz." Yeniden Sophie'ye baktı. "Robert'ın gevelediği  şey, açmakta olan çiçeğin 
kadın cinsellik organına benzediği, insanoğlunun dünyaya adım attığı yüce çiçek. Georgia 
O'Keeffe'nin resimlerini görmüşsen, ne demek istediğimi anlarsın." 
Yeniden kitap rafını  işaret eden Langdon, "Burada asıl konu," dedi. Tüm bu kitapların 
aynı tarihi iddiayı ispatladığı." 
"İsa bir babaydı." Sophie hâlâ emin olamıyordu. 
Teabing, "Evet," dedi. "Ve Magdalalı Meryem, onun asil soyunu taşıyan rahimdi. Sion 
Tarikatı günümüze kadar Magdalalı Meryem'e Tanrıça, Kutsal Kâse, Gül ve İlahi Anne olarak 
tapmıştır." 
Sophie'nin aklına yeniden bodrum katında gördüğü ayin gelmişti. 
Teabing, 'Tarikata göre," diyerek devam etti. "Çarmıh olayı sırasında 
Magdalalı Meryem hamileydi. İsa'nın doğmamış çocuğunun güvenliği için Kutsal 
Topraklar'dan
*
 kaçmaktan başka çaresi yoktu. Mesih'in güvendiği amcası Arimatea'lı Yusuf 
un yardımıyla Magdalalı Meryem, o zamanlar gizlice Gaul olarak bilinen Fransa'ya gelmişti. 
Oradaki Yahudiler arasında kendine sığınacak güvenli bir yer buldu. Kızına doğum yaptığı 
yer orası, yani Fransa'ydı. İsmi Sarah idi." 
Sophie başını kaldırıp baktı. "Çocuğun ismini gerçekten biliyorlar mı?" 
“Bundan çok daha fazlası biliniyor. Yahudi koruyucular Magdalalı ile Sarah'nın 
hayatlarını dikkatle inceleyip kaleme almışlardı. Magdalalının çocuğunun Yahudi kralları  -
Davut ve Süleyman- soyundan geldiğini unutmamak gerekir. Bu yüzden Fransa'daki 
Yahudiler Magdalalılın kutsal asaleti olduğunu kabul ettiler ve ona soylu kralların atası olarak 
gösterdiler. O dönemde sayısız alim Magdalalı Meryem'in Fransa'da geçirdiği günleri
Sarah'nın doğumu ve gelecek kuşakların aile ağacı dahil olmak üzere, tarihsel bir dille 
yazmıştı." 
Sophie şaşkına dönmüştü. "İsa Mesih'in soyağacı mı var?" 
"Doğru. Ayrıca Sangreal Belgeleri'nin köşe taşlarından biri olduğu düşünülüyor.  İsa'nın 
ilk torunlarının tam şeceresi." 
Sophie, "Ama İsa'nın torunlarını yazan bir şecere varsa ne olacak yani?" diye sordu. "Bu 
hiçbir şeyi kanıtlamaz. Tarihçiler doğruluğunu ispatlayamazlar." 
Teabing kendi kendine güldü. "İncil'in gerçekliğini ispatlayamayacakları gibi." 
"Yani?" 
                                                 
*
 Filistin. 


"Yani tarih daima kazananlar tarafından yazılır. İki kültür çarpıştığında, kaybeden silinir 
ve tarih kitaplarını kazanan taraf yazar... kendi davalarını yücelten ve kaybeden düşmanı 
küçük düşüren bir tarih. Napolyon bir zamanlar, 'Tarih, üzerinde anlaşmaya varılan bir 
masaldan başka nedir ki?' demişti." Gülümsedi. "Tarih, yapısı itibariyle daima tek taraflı bir 
tutanaktır." 
Sophie hiç böyle düşünmemişti. 
"Sangreal Belgeleri, İsa hikâyesinin diğer yüzünü anlatır. Sonunda hikâyenin hangi 
tarafına inanacağın imanına ve kişisel takdirine bağlıdır, ama en azından bilgiler günümüze 
kadar gelmiştir. Sangreal Belgeleri, on bin sayfalık bilgi içerir. Sangreal hazinesinin görgü 
tanıkları, dört dev kasada taşındıklarını söylemişlerdir. Bu kasalarda Purist Belgeleri'nin 
olduğu sanılmaktadır...  İsa'nın ilk inanları tarafından yazılan, Constantine öncesi 
değiştirilmemiş binlerce sayfalık belge. İsa'dan tamamıyla insan bir öğretmen ve peygamber 
diye bahsediyorlardı. Ayrıca hazinenin bir kısmının efsanevi 'Q' Belgeleri'nden -Vatikan'ın 
bile var olduğuna inandığını itiraf ettiği el yazmaları- oluştuğu söylentiler arasındadır  İddia 
edildiğine göre, kendi el yazısıyla yazılmış İsa öğretileri." 
"İsa'nın kendi el yazısı mı?" 
Teabing, "Elbette," dedi. "Mesih kendi papazlığının tarihini neden tutmasın? O günlerde 
pek çok kişi bunu yapardı. Hazinenin içinde inanılan bir başka belge de Magdalalı Günlüğü 
diye bilinen el yazmaları. Magdalalı Meryem'in İsa ile olan ilişkisini, çarmıha gerilişini 
Fransa'da geçirdiği günleri anlatan kendi yazıları." 
Sophie bir süre sessiz kaldı. "Bu dört sandık belge, Tapınak  Şövalye'nin Süleyman 
Mabedi'nin altında bulduğu hazine mi?" 
"Kesinlikle.  Şövalyeleri bu denli güçlü kılan belgeler. Tarih boyunca sayısız Kâse 
araştırmasına konu olan belgeler." 
"Ama Kutsal Kâse'nin Magdalalı Meryem olduğunu söylemiştiniz. eğer insanlar belgeleri 
arıyorlarsa, neden Kutsal Kâse'yi aradıklarını söylüyorsunuz?" 
Teabing göz ucuyla ona bakarken, ifadesi yumuşuyordu. "Çünkü Kutsal Kâse'nin 
saklandığı yerde bir lahit var." 
Dışarıda rüzgâr ağaçlar arasında uğulduyordu. 
Teabing artık daha alçak sesle konuşuyordu. "Kutsal Kâse arayışı, aslında Magdalalı 
Meryem'in kemikleri önünde diz çökme arayışıdır. Dışlanan birinin, kayıp kutsal dişinin 
ayakları dibinde dua etmek için çıkılan bir yolculuk." 
Sophie birden meraklanmıştı. "Kutsal Kâse'nin saklandığı yer... bir mezar mı?" 
Teabing'in ela gözleri buğulanmıştı. "Öyle. Magdalalı Meryem'in cesedinin ve onun 
gerçek hayat hikâyesi yazan belgelerin bulunduğu bir mezar. Kutsal Kâse arayışı, her zaman 
için Magdalalı arayışı olmuştur. Suçlanan Kraliçe, ailesinin haklı iktidar talebinin kanıtıyla 
birlikte gömüldü." 
Teabing kendini toparlarken, Sophie biraz düşündü. Büyükbabası hakkındaki bunca şey 
hâlâ bir anlam ifade etmiyordu. Sophie sonunda, "Tarikat üyeleri," dedi. "Bu kadar yıl 
süresince, Sangreal Belgeleri'yle Magdalalı Meryem'in mezarını korumak görevini mi yerine 
getirdi?" 
“Evet, ama kardeşliğin daha önemli bir görevi daha vardı...  nesli korumak. İsa'nın soyu 
sürekli tehlike altındaydı. Eski kilise, onun neslinin artmasından, Mesih ile Magdalalı sırrının 
açığa çıkmasından ve temel öğretilerine meydan okumasından korkuyordu... kadınlarla 
arkadaşlık etmeyen ve cinsel ilişki kurmayan ilahi bir Mesih." Duraksadı. “Her şeye karşın 
İsa'nın nesli, on beşinci yüzyıldaki cesur bir harekete kadar Fransa’da gizlice çoğaldı. Fransız 
asillerinden biriyle evlenildi ve Merovingian Hanedanı diye bilinen bir soy oluştu." 
Bu haber Sophie'yi şaşırtmıştı. Fransa'daki her öğrenciye Merovingia terimi öğretilirdi. 
"Merovingianlar Paris'i kurdular." 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   64   65   66   67   68   69   70   71   ...   116




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə