67
gereken her çabanın sarf edilmi oldu unu
gösterebilmek arttır. Bu tür bir takip uygulaması
ve i lemlerin hızlandırılmasının te viki, tahliye
talebi söz konusu oldu unda mahkemenin
özellikle yerine getirmesi gereken bir sorumluluk
olacaktır.
A HM, üpheli bir ki inin herhangi bir
ekilde yargıyla i birli i yapma yükümlülü ü
bulundu unu dü ünmez. Ancak üphelinin bu
ekilde davranmaması, genel anlamda soru turma
sürecinin ilerlemesini yava latan bir unsur telâkki
edilir.
birli i yapılmaması ve soru turma
sürecinin fiilen engellenmesi de yargılama öncesi
toplam alıkoyma süresinin a ırı uzun olup
olmadı ının tespitinde dikkate alınacaktır.
109
Hiçbir
durumda,
soru turma
sürecinin
engellenmi oldu u iddiası, zaten makul olma
sınırlarını a mı bir yargılama öncesi alıkoyma
süresinin uzunlu unda mazeret olarak öne
109
W.- sviçre davası. Bu davada ba vuru sahibi, altmı
irketin yönetimini ilgilendiren bir dolandırıcılık suçunu
ara tıran yetkililere ifade vermeyi reddetmi tir.
sürülemez.
110
Jablonski-Polonya davasında,
111
ulusal mahkemeler, ba vuru sahibinin alıkoyma
süresinin, ki i daha önce kendisine zarar verdi i
ve
dolayısıyla
yargı
sürecini
tıkadı ı
gerekçesiyle,
kanunen
öngörülen
süre
sınırlamasını (üç yıl) a ması do rultusunda karar
vermi tir. Avrupa nsan Hakları Mahkemesi,
ulusal mahkemelerin ba vuru sahibinin –
yargılama sürecinin aksamadan yürütülebilmesini
sa lamak için – alıkoyulması halinin devamı
do rultusunda verdikleri kararda, kefalet ya da
polis gözetimi gibi alternatif bir “önleyici tedbir”
dikkate almamı olmaları sebebiyle, 5. Madde 3.
Paragraf hükümlerinin ihlâl edilmi oldu u
kararına varmı tır.
3. Hüküm giymi suçlular
110
Stögmuller-Avusturya davası.
111
21 Aralık 2000.
68
Sözle menin 5. Madde 1. Paragraf (a)
fıkrasında, “yetkili mahkeme tarafından mahkûm
edilmesi üzerine bir kimsenin usulüne (hukuka)
uygun
olarak
hapsedilmesi”
hükmü
bulunmaktadır. Bu hüküm çerçevesinde, “hüküm
giymek”, i lenen suç neticesinde suçlu
bulunmaktır. Hüküm giymek tabii ki yargılama
öncesi alıkoyulma ve di er önleyici tedbirleri
kapsamaz. Bir suçtan hüküm giydikten sonra
hapis cezası çekme eklindeki tipik durumla
birlikte, 5. Madde 1. Paragraf (a) fıkrası ayrıca,
ruhsal durumunda bozukluk olan ve bir suçtan
hüküm giymi bir ki inin tedavi amacıyla bir akıl
hastanesine kapatılmasını da kapsar. Mahkûmiyet
kararı, cezaî takibat ya da disiplin soru turması
sonrasında suçun sabit olması neticesinde verilir.
Sözle mede kastedildi i ekilde mahkûmiyet,
asliye mahkemesi (birinci derece mahkeme)
tarafından verilen karar olup temyiz öncesi
alıkoyma hali de bu madde hükümleri
kapsamında de erlendirilir. Wemhoff davasında
A HM u kararı vermi tir:
Birinci derece mahkemede hüküm giyen
bir ki i, o ana kadar alıkonulmu olsun
olmasın,
“mahkûmiyet
sonrası”
özgürlükten mahrumiyete yetki verilen 5.
Madde
1.
Paragraf
(a)
fıkrası
kapsamında
de erlendirilir.
“Mahkûmiyet sonrası” ifadesi, nihaî
mahkûmiyetle
sınırlı
olarak
yorumlanamaz.
Ayrıca, B.-Avusturya davasında A HM u
karara varmı tır:
Temyiz
ya
da
davanın
yeniden
incelenmesi
a amasında
alıkonulan
ki inin, Sözle menin 6. Maddesinde
belirtilen artlara uygun olarak görülen
davasında hüküm giydi ini göz ardı
etmemek gerekir.
Burada
birinci
derece
mahkeme
tarafından yargılanmaktan bahsedilmektedir.
Mahkûmiyet kararının “yetkili mahkeme”
tarafından verilmi olması gerekir. Yani, davaya
69
bakma yetkisi olan, ayrıca, idareden ve
taraflardan ba ımsız ve yeterli hukukî teminatlar
sa layabilecek bir kurum – her ne kadar
üyelerinin hukukçu olması gerekmese de.
112
Polisin, savcının, askerî bir kumandan ya da idarî
bir merci tarafından verilen kararlar bu artları
yerine getirmez. Mahkûmiyet kararı, Sözle meye
taraf olan ya da olmayan bir ülkede, yabancı bir
mahkeme tarafından da verilmi olabilir. 5.
Madde 1. Paragraf (a) fıkrası hükümlerinin
uygulanabilmesi için önemli olan, hüküm giyen
ki inin cezasını Sözle meye taraf olan bir ülkede
çekmesidir.
113
Mahkûmiyet kararının yabancı
mahkemeler tarafından verildi i davalarda
“yeterli hukukî teminat” meselesi, Drozd ve
Janousek-Fransa ve spanya davasında gündeme
gelmi tir. Bu davada A HM, Sözle meye taraf
olmayan bir ülkenin mahkemeleri tarafından
112
X.-Avusturya davası (1968 ve 1969); De Wilde, Ooms ve
Versyp-Belçika davası; Engel-Hollanda davası; Eggs-
sviçre davası; Neumeister-Avusturya davası.
113
X.-Federal Almanya Cumhuriyeti davası; 26 Haziran
1992 tarihli Drozd ve Janousek-Fransa ve spanya davası.
verilen bir mahkûmiyet kararı “açık bir ekilde
mahkemenin dava hakkında karar vermekten
imtina etmesi” neticesinde verilmedi i sürece, bu
mahkûmiyetin yerine getirilmesinin, 5. Madde 1.
Paragraf
(a)
fıkrası
kapsamında
de erlendirilece i kararına varmı tır.
114
Alıkoyma
uygulamasının
“hukuka
uygunlu u” artı, verilen mahkûmiyet kararının
de il, yalnızca alıkoymanın hukuka uygun
olmasını
gerektirir.
Yani,
alıkoyma
uygulamasının ulusal hukuka ve Sözle meye
uygun olması gerekir. Hukuka uygunluk artı,
“yetkili
mahkeme”
tarafından
verilen
mahkûmiyet kararında belli bir hapis cezasının
gerekçesinin bulunması ve cezanın verilmesine
yol açan durumun da suç i lendi i tarihte ulusal
hukuka göre hapis cezası vermeyi gerektirecek
bir suç te kil etmesi gerekti i anlamına gelir.
Sözle menin 5. Madde 1. Paragraf (a) fıkrası
114
Bu davada ba vuru sahipleri, Andorra’daki
mahkemelerin verdi i cezayı Fransa’da çekmi tir. Ayrıca
bkz. 24 Ekim 1995 tarihli Perez Fransa davası.
Dostları ilə paylaş: |