110
durumda A HM, 5. Madde 4. Paragraf
hükümlerinin ihlâl edildi ini tespit etmi tir.
165
Ilijkov-Bulgaristan davasında A HM,
alıkoymanın temyiz talebinin incelendi i
davaların “nizalı ve taraflar, yani savcı ve
alıkonulan ki i arasında ‘silâhların e itli i’
ilkesinin gözetildi i” davalar olması gerekti ini
hatırlatmı tır.
Savcılık
makamı
Temyiz
Mahkemesinde ba vuru sahibine iletilmeyen
mütalaaları hâkimlere iletme ayrıcalı ına sahip
oldu u için, bu davada nizalı dava imkânı
tanınmadı ı ve 5. Madde 4. Paragraf
hükümlerinin ihlâl edildi i tespit edilmi tir.
166
4. Yasallı ın tespiti
165
4 Temmuz 2000. Benzer tespitler 11 Temmuz 2000
tarihli Trzaska-Polonya ve 9 Ocak 2001 tarihli Kawka-
Polonya davalarında da söz konusudur.
166
26 Temmuz 2001.
Sözle menin 5. Madde 4. Paragraf
hükümlerinin yerine getirilip getirilmedi inin
tespitinde, yasallık kavramı her zaman Sözle me
standartlarına uygunluk anlamı ta ımaktadır.
Alıkonulan ki inin, kendisinin alıkoyulmasının
ulusal kanunlara ve Sözle meye uygun olup
olmadı ını, dolayısıyla keyfî olup olmadı ını
sorgulama hakkı olmalıdır. Örne in bir ki i suç
oldu u öne sürülen bir ifadede bulunmaktan
ötürü alıkonuluyorsa, bu tür bir suç Sözle me
tarafından sa lanan ifade özgürlü ü hakkına
aykırı olaca ı için, bu suçla ilgili takibat
öncesinde
ki inin
alıkoyulmasının
haklı
olmayaca ı do rultusundaki mütalaaları
dikkate
almaya açık olunması gerekir. Bu mütalaa, böyle
bir durumda alıkoyma yetkisi bulunmadı ını ya
da yetkinin uygun olmayan bir
ekilde
kullanıldı ını öne sürmenin de ötesine ta ınabilir.
Ayrıca bu usulün, alıkonulan ki iye, bir suç
i ledi ine dair hakkındaki üphelerin makul
oldu una itiraz etme imkânı sa laması da esastır.
J ius-Litvanya
davasında A HM, 5.
Madde 4. Paragraf hükümlerinde:
111
yakalanan ve alıkonulan ki ilerin,
özgürlüklerinden mahrum edilmelerinin,
Sözle me
açısından
“hukuka
uygunlu un” temel unsurları olan usule
ve
esasa
ili kin
ko ulun
yargı
incelemesine
tâbi
olması
hakkı
bulunmaktadır. Bunun anlamı, yetkili
mahkemenin yalnızca usule ili kin artlar
bakımından ulusal kanunlara uygunlu u
de il,
aynı
zamanda
ki inin
yakalanmasını destekleyen
üphenin
makul olup olmadı ını ve ki inin
yakalanması
ve
sonrasında
da
alıkonulmasında gözetilen amacın
me ruiyetini de incelemesi gerekti idir.
eklinde görü belirtmi tir.
Bu davada A HM, ba vuru sahibinin
gözaltında
tutulmasına
yetki
veren
mahkemelerin,
ba vuru
sahibinin
alıkoyulmasının
hukuka
aykırı
oldu u
do rultusundaki
ikâyetlerini hiç dikkate
almadı ını tespit etmi tir. A HM ayrıca, her ne
kadar ba vuru sahibinin alıkoyulmasının hukuka
uygunlu u konusunun sorgulanabilece ine i aret
etmi olsalar da yüksek mahkemelerin, ba vuru
sahibinin ikayetlerini o tarihte yürürlükte olan
kanunî engeller çerçevesinde incelemediklerini
belirlemi tir.
Yakın
tarihte
incelenen
Ilijkov-
Bulgaristan davasında ise A HM, 5. Madde 4.
Paragraf hükümlerinin, hâkimlerin alıkoyma
uygulamasının hukuka uygunlu unu incelerken
ba vuru sahibinin her tür mütalaasını dikkate
alma zorunlulu u getirmedi ine, ancak yine de
alıkonulan ki i tarafından öne sürülen ve
Sözle me çerçevesinde alıkoymanın “hukuka
uygunlu u” için gerekli artlarda bir üphe
uyanmasına yol açacak somut gerçeklerin hâkim
tarafından göz ardı edilmesinin ya da bu
gerçeklere
hâkim
tarafından
itibar
edilmemesinin, ki iyi 5. Madde 4. Paragrafta dile
getirilen haktan mahrum etme anlamına
gelece ine
i aret
etmi tir.
Bu
davada
mahkemeler, bu meselelere itibar edilecek olursa
davanın esası hakkında pe in hüküm verecekleri
112
ve dolayısıyla taraflı olacaklarını öne sürerek,
ba vuru sahibinin mütalaalarını ve hakkında
makul bir üphenin devamına ili kin olarak bu
mütalaaları destekler kanıtları dikkate almayı
reddetmi tir. Bulgaristan kanunlarına göre,
suçlanan ki inin alıkoyulmasına ili kin kararı
verecek hâkim, davayı inceleyen aynı asliye
mahkemesi hâkimidir. Bu davada A HM u
karara varmı tır:
Bir asliye mahkemesi hâkiminin ki inin
tutuklu olarak alıkoyulmasına karar
vermi olması, kendi ba ına, bu hâkimin
tarafsız olmadı ına ili kin endi eleri
haklı çıkarmaz. Normal artlarda, ki inin
tutuklu olarak alıkonulması kararını
verirken bir hâkimin cevaplandırması
gereken sorular ve nihaî hüküm verirken
cevaplandırılması gereken sorular aynı
de ildir.
Ki inin
tutuklu
olarak
alıkoyulması kararı ve yargılama öncesi
buna benzer kararlar verirken, hâkim,
özetle, ki i hakkında yürütülen takibatın
söz konusu üphe açısından ilk bakı ta
haklı olup olmadı ına ili kin mevcut
bulguları de erlendirir; davanın sonunda
dava hakkında bir hüküm verirken de
ibraz edilen ve mahkemede ele alınan
kanıtların
suçlanan
ki inin
suçlu
bulunmasına
yetip
yetmedi ini
de erlendirmelidir.
Bu
mütalaadan
hareketle
A HM,
yetkililerin
tarafsızlık
ilkesini
kollama
endi elerinin ba vuru sahibinin bu madde
uyarınca sahip oldu u haktan mahrum edilmesini
haklı kılmaması sebebiyle, bu davada 5. Madde
4. Paragraf hükümlerinin ihlâl edildi ini tespit
etmi tir.
5. Kararların süratle alınması
gerekir
113
Daha önce inceledi imiz özgürlükten
mahrumiyete kar ı karîneye göre, 5. Madde 4.
Paragraf hükümlerinin, alıkoyma uygulamasının
hukuka uygun olup olmadı ının tespitinin de
“süratle”
gerçekle tirilmesini
gerektirmesi
a ırtıcı de ildir. Bu gerek, ku kusuz, 5. Madde
3. Paragrafta dile getirilen “en kısa süre” ifadesi
gibi bir art olarak dü ünülmemi tir. Bu da
a ırtıcı de ildir, zira 5. Madde 4. Paragraf
hükümlerine müracaat edilen hukukî meseleler
daha karma ık olabilir. Dolayısıyla, ba vuru
tarihinden itibaren ba vuru sonuçlandırılıncaya
kadar geçen sürenin bir ilâ iki hafta olması,
genellikle pek çok davada kabul edilebilir olarak
de erlendirilmektedir.
Ancak,
alıkoyma
uygulamasının ba ladı ı anda bu uygulamanın
yasallı ına itiraz söz konusu olmu ve 5. Madde
3. Paragraf hükümleri uyarınca en kısa süre artı
da yerine getirilmemi se, bu sürenin uzunlu u
özellikle dikkate alınır.
Her ne kadar ilk alıkoyulma ve yargı
gözetimi arasında 5. Madde 4. Paragraf uyarınca
kabul edilebilir süre daha uzun olabilse de, pek
çok davada da görüldü ü üzere – özel olarak
karı ık bir davada daha uzun sürelere izin
verilebilmesine ra men – bu sürenin birkaç
haftadan daha uzun olmaması gerekir. Bezicheri-
talya ve Sanchez-Reisse- sviçre gibi pek çok
davada bir aydan uzun süreler kesinlikle kabul
edilmemi tir. Hâkimin izinde olması ya da i
yükünün fazlalı ından kaynaklanan gecikmeler
kabul edilmez. Öte yandan, alıkonulan ki iden
kaynaklanan gecikmeler de dikkate alınmaz: bu
duruma örnek olarak, ba vuru sahibinin temyiz
ba vurusunda
bulunmak
için
oyalandı ı
Navarra-Fransa davası ve alıkonulan ki inin
fiilen ortadan kayboldu u Luberti- talya davası
gösterilebilir. Hukukî yardım temin edilecek
alıkonulan ki iye yasal yardım sa lanması
hakkında bir karar alınması gerekirse, bu kararın
da süratle alınması gerekir; Zamir-Birle ik
Krallık davasında bu sürenin yedi hafta olması,
do al olarak çok uzun bulunmu tur.
Sözle menin 5. Madde 4. Paragrafı
uyarınca bu süre, alıkoyma uygulamasının
hukuka uygunlu una itiraz ba vurusunda
114
bulunulduktan sonra ba lar ve alıkoyma haliyle
ilgili nihaî kararın verilmesiyle sona erer. Ancak,
alıkonulan
ki inin
itiraz
ba vurusunda
bulununcaya kadar bir süre beklemesinin
gerekti i hallerde de 5. Madde 4. Paragraf
hükümleri ihlâl edilmi olabilir.
Daha önce açıklandı ı ekilde, i lemlerin
süratle gerçekle tirilmesi kararı, davaya özgü
ko ullara ba lıdır. Ilowiecki-Polonya davasında
A HM,
alıkoyma
uygulamasının
hukuka
uygunlu unun tespitine ili kin tıbbî ya da di er
türden unsurların karma ık olmasının, dikkate
alınması gereken hususlar olabilece i kanaatine
varmı tır. A HM bu davada ayrıca unları
söylemi tir:
Ancak bunun anlamı, bir dosyanın
karma ıklık derecesi – istisnaî de olsa –
ulusal
mercilerin
bu
hüküm
çerçevesindeki aslî sorumluluklarını
ortadan kaldırmaz.
Bu
davada
A HM,
alıkoyma
uygulamasının
hukuka
uygunlu unun
de erlendirilmesi için takibat esnasında tıbbî
kanıtların temin edilmesi gere i a ikâr olsa bile,
bu gere in ba vuru sahibinin her bir tahliye
talebini takiben üç ilâ yedi ay gibi uzun bir süre
geçmi
olmasını
açıklayamadı ını
tespit
etmi tir.
167
Alıkoyma halinin devam etmesine ili kin
kararda tıbbî meselelerin karma ıklı ından
hareket edilmesi durumu, Baranowski-Polonya
davasında da görülmü tür. A HM, bu durumun
süratli hareket edilip edilmedi ine ili kin
verilecek kararda dikkate alınacak bir faktör
olabilece ine i aret etmekle birlikte, ulusal
mahkemelere kardiyolog raporunun altı haftada
iletilebildi ini, ayrıca mahkemelerin bir ay daha
nöroloji ve psikiyatri raporunu beklediklerini,
di er bazı kanıtların kendilerine ula tırılmasının
da ilâveten bir ay daha bir süre gerektirdi ini
tespit etmi tir. A HM’nin görü üne göre, bu uzun
süreler, takibatın sürdürülmesinde gözetilmesi
gereken “özel titizlik” ile ba da mamakta ve bu
167
4 Ekim 2001.
115
durumda 5. Madde 4. Paragraf ihlâl edilmi
olmaktadır.
168
Jablonski-Polonya davasında karma ıklık
bir sebep de ildir. Bu davada A HM, alıkoyulma
halinin hukuka uygun olup olmadı ının tespit
edilmesinin kırk üç gün sürmü olmasının,
davanın özel ko ulları çerçevesinde, süratle karar
verilmesi artına aykırı oldu unu belirlemi tir.
Polonya Devletinin, Yüksek Mahkemenin (dava
hakkında karar vermesi için ba vurulan) i
yükünün çok yo un oldu unu ileri sürmesi
A HM tarafından bir gerekçe olarak kabul
edilmemi tir.
169
Ayrıca,
Rehbock-Slovenya
davasında A HM, alıkonulan ki inin iki kez
tahliye talebinde bulunmasını takiben geçen
yirmi üçer günlük iki sürenin süratle karar
verilmesi artını ihlâl etti ini tespit etmi tir.
170
168
28 Mart 2000.
169
21 Aralık 2000.
170
28 Kasım 2000.
6. Sözle menin 5. Madde 3.
Paragrafıyla Ba lantı
Daha önce de gördü ümüz gibi, 5. Madde
4. Paragrafta dile getirilen artlar, özellikle yasal
temsil ve nizalı dava imkânı itibarıyla, 5. Madde
3. Paragraf hükümlerinden daha kesindir. Ancak
Devletin kendi tasarrufu için temin etti i yargı
gözetiminin bu artları yerine getirmesi halinde,
o zaman bu gözetimin en azından o tarihte 5.
Madde 4. Paragraf çerçevesindeki yükümlülü ü
yerine
getirdi i
dü ünülür.
Bu
hususa
de iniyoruz, zira bir ki inin alıkoyulmasının
hukuka uygunlu una itiraz edebilmek bir defaya
mahsus bir imkân de ildir; ko ullar de i ti i
gibi, alıkoyma uygulaması için daha önce geçerli
olan yasal gerekçe artık geçerli olmayabilir.
Dolayısıyla, ki inin alıkoyulma hali devam etti i
sürece itiraz ba vurusunda bulunma hakkının
olması gerekir. Ancak bu durum, alıkonulan ki i
herhangi bir anda ve her zaman itiraz
ba vurusunda bulunabilir anlamına gelmez;
116
böyle bir ey ceza hukuku sistemini felç edebilir.
Bu sebeple A HM, itiraz hakkının makul
aralıklarla
tanınması
gerekti i
sonucuna
varmı tır. Bu da kendi içinde de i ebilir;
örne in, aklî dengesi yerinde olmayan bir ki inin
alıkoyulma hali için, bir yıla varan aralıklarla
itiraz
hakkı
tanınması
kabul
edilebilir
bulunmu tur. Ancak, yargılanması devam
ederken bir ki inin alıkoyulmasında bu da bir
kural
addedilmemelidir.
çtihatlara
göre,
yargılanması
devam
eden
ki ilerin
alıkoyulmalarına itiraz edebilmeleri için çok daha
kısa süreler uygun olacaktır. Örne in, Bezicheri
davasında bir aylık bir süre kabul edilebilir
bulunmu tur. Bu süreden daha kısa süreler de
elbette kabul edilebilecektir. Önemli olan,
mahkeme
ki inin
alıkoyulmasına
ili kin
gerekçenin haklı olup olmadı ını incelerken, söz
konusu ki inin de alıkoyulmasının do ru
olmadı ını öne sürecek gerekçeleri olması ve ki i
hüküm giymeden önce haftalar geçtikçe de
alıkoyulmanın
haklı
olmama
ihtimalinin
artmasıdır.
Bu iki tür yargı gözetimi, birbirini
tamamlar özellikte olup her ikisi de Sözle me
çerçevesinde
sa lanan
ki isel
özgürlük
teminatının temel artlarıdır. Bu denetimler
olmazsa suiistimal ihtimali artacaktır. Bu
denetimler etkin bir ceza hukuku sistemiyle tezat
te kil etmez, zira ceza hukuku, her zaman,
hukukun üstünlü ü ilkesi gözetildikçe en iyi
ekilde i leyecektir.
117
VII. Bölüm: Tazminat
Sözle menin 5. Madde 5. Paragrafında,
bu
madde
hükümlerine
aykırı
olarak
gerçekle tirilmi bir yakalama veya alıkoyma
i leminin ma duru olan herkesin tazminat
istemeye hakkı oldu u belirtilmi tir. Bu tür bir
hakkın tanınmamı olması durumunda Avrupa
nsan Hakları Mahkemesi nezdinde dava açma
hakkı do ar. 5. Madde 4. Paragraf gibi bu
paragraf da, Sözle menin 13. Maddesinde
belirtilen, Sözle me tarafından teminat altına
alınmı hak ve özgürlüklerin ihlâli halinde
ki inin etkili ba vurma hakkına ili kin daha genel
bir yükümlülü ün net bir tezahürüdür.
Sözle menin 5. Madde 5. Paragrafı
Devlete, tazminat talebinde bulunulacak merci
konusunda bir takdir hakkı tanımamaktadır. 5.
Madde 5. Paragrafa göre, tazminat talebiyle
mahkemeye ba vurulması gerekir; bu da
tazminatın yasal olarak ba layıcı özelli i olan bir
karara ba lanması gerekti i anlamına gelir.
Tazminat hakkının ne tür bir hukukî usul
çerçevesinde aranabilece ine ili kin olarak ulusal
mercilerin yeterli serbestisi bulunmaktadır. Di er
merciler tarafından ödenen (ombudsman gibi) ya
da devletin yasal bir yükümlülük olmadan, lütuf
mahiyetinde temin etti i türden tazminatlar 5.
Madde 5. Paragraf hükümleri çerçevesinde
yeterli de ildir.
Uygulamada, tazminat normal ko ullarda
malî bir tazminat
eklindedir. Ödenecek
tazminatın miktarının belirlenmesine ili kin
ulusal bazda farklılıklar olabilse de bu tür bir
tazminat belirlenirken net kaybın dikkate
alınması konusunda farklılık olmamalıdır.
Tazminat miktarını belirlemeden önce, ulusal
mercilerin 5. Madde hükümlerinin ihlâlinden
kaynaklanan zararlara ili kin kanıta ihtiyacı
olabilir. A HM, ki i 5. Madde hükümlerinin
ihlâli sebebiyle ma dur olmu sa da “tazmin
edilecek herhangi bir maddî ya da gayri-maddî
118
zararının olmaması halinde bir ‘tazminat’
do mayaca ı” kanaatine varmı tır.
171
Sözle menin 5. Madde 5. Paragrafı
uyarınca bir tazminat ba vurusunda bulunma
hakkı yalnızca, ma dur oldu unu ileri süren
ki inin 5. Madde 1-4 Paragraf hükümlerinden
herhangi birine aykırı bir ekilde yakalandı ı ve
alıkonuldu u hallerde geçerlidir. Ulusal kanunlar
ya da Sözle me çerçevesinde 5. Madde
hükümlerine aykırılık bulundu una dair bir karar
olmaksızın tek ba ına 5. Madde 5. Paragraf
hükümleri çerçevesinde bir tazminat talebinde
bulunulması istisnaî bir durumdur. A HM
genellikle, 5. Madde 5. Paragraf hükümleri
çerçevesinde bir tazminat talebini yalnızca 5.
Maddenin di er paragraf hükümlerinin ihlâl
edildi ini tespit etti i hallerde dikkate
alacaktır.
172
Ayrıca, bu ekilde hareket ederek
A HM, ma durların ulusal mercilerden bu tür bir
tazminat temin edebilmeleri için iç hukuk
171
Wassink-Hollanda davası.
172
Ciulla- talya davası.
yollarını
tüketmi
olması
artını
da
aramamaktadır. Ancak, bir Devletin “belli bir
kesinlik düzeyiyle” ma dura 5. Madde 5.
Paragraf hükümleri çerçevesinde bir tazminat
temin edilebilece ini göstermesi halinde A HM,
bu paragraf hükümlerinin ihlâl edilmedi ini
tespit edecektir.
173
Rehbock-Slovenya davasında,
ulusal kanunlara göre tazminat hakkı yalnızca
özgürlükten mahrumiyetin hukuka aykırı oldu u
ya da bir yanlı lıktan kaynaklandı ı hallerle
sınırlandırılmı tı. A HM bu davada 5. Madde 5.
Paragraf hükümlerinin ihlâl edildi ini tespit
etmi tir, zira 5. Madde 4. Paragraf hükümlerinin
– alıkonulan ki inin mahkemeye ba vurarak
alıkoyulmasının hukuka uygunlu una itiraz
etmesi hakkı; mahkemenin bu tür bir ba vuru
hakkında süratle karar vermesi ve alıkoyma
i leminin hukuka aykırı oldu u tespit edilirse de
söz konusu ki iyi salıvermesi gerekir – ihlâli
sebebiyle ba vuru sahibinin tazminat hakkı
173
Aynı dava.
119
do mu ve yeterli bir kesinlik düzeyiyle bir
tazminat temin edilmemi tir.
174
Sözle menin ulusal hukukun bir parçası
haline geldi i ülkelerde, mahkemelerin 5. Madde
hükümleri ihlâli tespit ettikleri durumlarda bu tür
bir tazminat kararı verme yetkisine haiz ve bu
yetkiyi kullanmaya hazır olması gerekir. Ulusal
mahkemelerin bu yetkiyi kullanmamaları,
yalnızca, ortaya çıkan 5. Madde ihlâlinin daha da
katmerle mesine yol açacaktır.
174
28 Kasım 2000.
120
Directorate General of Human Rights
Council of Europe
F-67075 Strasbourg Cedex
http://www.humanrights.coe.int
Bu insan hakları kitapçıkları, Avrupa nsan Hakları Sözle mesinin bazı maddelerinin
Strazburg’da bulunan Avrupa nsan Hakları Mahkemesi tarafından ne ekilde
uygulandı ı ve yorumlandı ına ili kin son derece pratik birer kılavuz olu turmak
amacıyla hazırlanmı tır. Bu kitapçıklar özellikle hâkimler ve hukukçulara yönelik
olarak hazırlanmı olmakla beraber, ilgilenen herkes tarafından kullanılabilir.
Dostları ilə paylaş: |