98
edilmesi; kimlik tespiti için ki inin sorgulanması,
ilk üphelerin geçerli olup olmadı ına bakılması
ve yok edilme riski olan kanıtların yerinin tespiti;
alıkonulacak
di er
üphelilerin
-
uyarılarak
kaçmalarının önlenmesi; ve ki inin karakoldan
alınarak mahkemeye çıkarılmasıdır. Her ne kadar
bu tür ilk i lemlerin (takibatın tamamına kıyasla)
tam süresi davadan davaya de i ebilse de tüm
davaların genel akı ı içinde en fazla bir ilâ iki
gün içinde tamamlanmaları gerekir. Zaten bu tür
bir sürenin kullanımı, ceza muhakemeleri usulü
kanununa
ve
Avrupa
nsan
Hakları
Komisyonunun alıkonulan bir ki inin bu süre
zarfında mahkeme huzuruna çıkarılmasının sorun
yaratmayaca ı do rultusundaki görü üne de
yansımı tır.
156
Bir davada alıkoyulma ve yargı gözetimi
arasında bu süreden daha uzun bir süre geçmi
olması otomatikman uluslararası standardın ihlâl
edildi i anlamına gelmez. Ancak, geçen bu
fazladan sürenin kabul edilebilir addedilmesi
156
X.-Birle ik Krallık davası ve X.-Belçika davası.
için, davanın ko ulları çerçevesinde gerekli
oldu unun gösterilmesi lâzımdır. Bu tür bir
durum, alıkonulan yer ile en yakın polis karakolu
arasında bir günden fazla bir mesafenin oldu u
hallerde,
157
pek çok üphelinin karı tı ı karma ık
bir yakalama operasyonunun bulundu u hallerde,
üpheliden hayatî önem ta ıyan kanıtların temin
edilmesinin önemli ölçüde zaman aldı ı (örne in,
kanıtların üpheli tarafından yutuldu u) hallerde,
sanı ın hastanede yatmasını gerektirecek bir
hastalı ının olması ve bu sebeple hâkim
huzuruna çıkarılmasının gecikti i hallerde
158
söz
konusu olabilir. Yine de A HM’nin kabul etti i
ivedilik hali, ki inin mahkeme huzuruna
çıkarılmasının kırk sekiz saati birkaç saatten
fazla sürelerde a tı ı görülen pek çok davada
geçerli olmayacaktır. Birkaç saatlik süre de,
esneklik gösterme ihtiyacı olup olmadı ına karar
vermede dikkate alınacak norm olmalıdır.
157
Bkz. Rigopoulos- spanya davası.
158
X.-Belçika davası.
99
Bir
davanın
takibatında
gereken
i lemlerin, do ru planlama ve organizasyonla
a ılabilecekken kurumsal ya da usule ili kin
engeller sebebiyle uzamasının haklı bir gerekçe
olarak kabul edilmeyece i hatırda tutulmalıdır.
Örne in, Koster-Hollanda davasında, her ne
kadar askerî harekâtların alıkonulan ki inin be
gün boyunca askerî mahkeme huzuruna
çıkarılmasını engellemi oldu u iddia edilse de 5.
Madde 3. Paragraf hükümlerinin ihlâl edildi i
tespit edilmi tir. A HM söz konusu harekâtların
beklenmeyen harekâtlar olmadı ını,
belli
aralıklarla
gerçekle tirildi ini,
dolayısıyla öngörülebilir olduklarını ve
hiçbir
ekilde
askerî
makamların
Sözle me artları uyarınca, gerekirse
Cumartesi ya da Pazar günü bile bir
Askerî
Mahkeme
toplanmasını
sa lamalarını engellemedi ini
belirlemi tir.
Aynı yanıt, geçici bir süre bir hastalık
sebebiyle (bir grip salgını gibi) olmadı ı sürece,
hâkim sayısının yetersiz olması bir mazeret
olarak ileri sürüldü ünde de ku kusuz geçerli
olacaktır. Ayrıca, resmî tatiller de alıkonulan
ki inin mahkeme huzuruna çıkarılmasının
geciktirilmesinde
bir
mazeret
olarak
kullanılamaz. A HM’nin duru maların hafta
sonları da yapılmasına ili kin görü leri gayet açık
bir biçimde, Devletin, mahkemelerin kapalı
oldu u dönemde de bir hâkimin alıkoyma
uygulamasını
denetlemesini
sa lama
sorumlulu u oldu unu ortaya koymaktadır. Bu
durum, alıkoyma uygulamasının zamanlaması
için
de
geçerlidir;
alıkoyma
süresinin
mahkemelerin normal mesai saatinin bitiminden
sonra ba lamı olması, söz konusu ki inin
mahkeme huzuruna çıkarılmasının bir sonraki i
gününe ertelenmesi için tek ba ına haklı bir
gerekçe olamaz. Böyle bir durumda, alıkonulan
ki inin ak am saatlerinde ya da gece nöbetçi
mahkeme
huzuruna
çıkarılması
gerekir.
Alıkonulan
ki inin
mahkeme
huzuruna
çıkarılmamasında malî sebeplerden ötürü yeterli
100
sayıda hâkim bulunmayı ı da herhangi bir
mazeret te kil etmez.
4. Acil Durumlar
Brogan davasında ki inin alıkoyulmasına
yol açan sebep, önceden bildirilmemi bir acil
durumdur. Dolayısıyla, 5. Madde 3. Paragraf
hükümlerinin
yerine
getirilmemesinde
Sözle menin 15. Maddesinde bulunan ve
ola anüstü
hallerde
Sözle menin
askıya
alınmasına ili kin hükme itibar edilemez. Ancak,
Brogan davasında A HM’nin verdi i karar,
Birle ik Krallık’ı bu tür bir askıya almaya
ba vurmaya yöneltmi ve bu tür bir askıya
almanın geçerli olup olmadı ı da Brannigan ve
McBride-Birle ik Krallık davasında
159
Avrupa
nsan
Hakları
Mahkemesi
tarafından
incelenmi tir. Alıkoyulma ve yargı huzuruna
159
26 Mayıs 1993.
çıkarılma arasındaki süre bu davada dört gün altı
saat yirmi be dakika ilâ altı gün on dört buçuk
saattir. A HM, hem gerçekten acil bir durum
oldu unu
hem
de
mahkeme
huzuruna
çıkartılıncaya dek yedi güne kadar bir sürenin
geçmesinin bu tür bir askıya almanın kabul
edilebilir sınırları dahilinde olabilece ini kabul
etmi tir. Bu kararında A HM, alıkoyma
uygulamasının yargı gözetimine tâbi olması
halinde açıklanması gerekebilecek hassas bilgiler
bulunması ve alıkoyma süresinin uzatılmasına
yargının dahil olmasının, hiçbir ekilde sayısal
olarak dü ük seviyede olması ve terör
saldırılarına kar ı hassasiyet ta ıması sebebinden
kaynaklanmamakla
birlikte,
kamuoyunda
yargının
ba ımsızlı ına
olan
itimadı
sarsabilece ine
dair
Birle ik
Krallı ın
endi elerini özellikle dikkate almı tır. Bu davada
habeas corpus’un her zaman mevcut olmasıyla
(habeas corpus’un, ki inin hangi gerekçeyle
alıkonuldu una ili kin bilgilerin açıklanmasını
gerektirmeyecek olması sebebiyle) ve kırk sekiz
saat alıkonulduktan sonra ki inin bir avukatla
Dostları ilə paylaş: |