Microsoft Word dr. Abdulkadir turgut tez doc



Yüklə 0,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/27
tarix23.09.2017
ölçüsü0,6 Mb.
#1235
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27

 

70

Aynı  şekilde Philippe ve ark.nın yaptığı benzer bir çalışmada bu özelliklerle 



postpartum komplikasyonlar arasında çalışmamıza benzer bir şekilde her hangi 

bir ilişki saptamamışlardır(84) . Diabetin (71), kronik hipertansiyonun(72), önceki 

gebeliğinde ağır preeklampsi ve eklampsi öyküsünün(73,74) preeklampsi riskini 

arttırdığını gösteren çalışmalar olsa da bu özelliklerin Ağır preeklamptik ve Hellp 

Sendromlu hastalarda postpartum komplikasyon riski ile ilişkisini  gösteren 

henüz yeterli çalışma yoktur. 

  

          Çalışmamızın Ağır preeklampsi ile  Hellp Sendromlu kadınlarda 

patoloji, klinik bulgular, doğum eylemi ve doğumun postpartum 

komplikasyonlarla ilişkisini karşılaştırdığımız kısmında

 

yalnız Ağır 

preeklampsili hastalarda postpartum komplikasyon gelişimini diğerlerine oranla 

%10 daha az saptadık. Hellp Sendromu ve Ağır preeklampsinin aynı anda 

bulunmasının postpartum komplikasyon gelişimini 8,4 kat arttırdığını ancak 

yalnız Hellp Sendromu olan hastalar ile postpartum komplikasyon gelişimi  

arasında bir ilişki olmadığını gördük. Philippe ve ark.nın yaptığı benzer bir 

çalışmada yalnız Ağır preeklampsi ve yalnız Hellp Sendromunun postpartum 

komplikasyon gelişimi ile ilişkili olmadığını ancak çalışmamızda olduğu gibi Ağır 

preeklampsi ile Hellp Sendromunun aynı anda bulunmasının postpartum 

komplikasyon gelişimini 1,74 kat arttırdığını belirtmişlerdir. (84). Bir çok 

çalışmada Hellp Sendromunda belirgin olmak üzere Ağır preeklampsinin 

maternal komplikasyonları arttırdığı belirtilmiştir(75,77,80,87). Ancak 

taramalarımızda üç grubun (yalnız Ağır preeklampsi,yalnız Hellp Sendromu ve 

Ağır preeklampsiyle beraber Hellp Sendromu) kendi aralarında postpartum 

komplikasyon gelişimine etkilerini inceleyen Phillipe ve ark.nın yaptığı çalışma 

dışında literatür bulamadık. 

 

          Çalışmamızda batında asit varlığı  postpartum komplikasyon gelişimini 



2,9 kat arttırırken asit miktarı ile anlamlı bir ilişki saptayamadık. Aynı  şekilde 

Oligüri   postpartum komplikasyon gelişimini 1,7 kat arttırmıştır. Philippe ve 

ark.nın yaptığı çalışmada postpartum komplikasyon gelişimini batında asit 2.8 

ve oligüri 2.26 kat arttırdığı belirtilmiş ve çalışmamızı desteklemiştir(84). Hem 

hipovolemiye neden olan hem de Ağır preeklampsinin şiddetini belirlemede 



 

71

kullandığımız protein kaybı sonucu meydana gelen  batında asit varlığını 



sadece C/S olan hastalarda tespit etmemiz, aynı zamanda ABY ‘nin %90’nın 

C/S sonrası meydana gelmesi her iki durumun postpartum komplikasyon ile 

ilişkisinde C/S ‘nin de rolünün olduğunu söyleyebiliriz. 

 

          Doğum 



şeklinin postpartum komplikasyon gelişimine etkisini 

incelediğimizde  C/S olanlarda en az bir postpartum komplikasyonu olan hasta 

oranın %85,2 olduğunu tespit ettik. Philippe ve ark.nın çalışmasıda bizi 

desteklemektedir

(84). 

Postpartum komplikasyonlara  her iki çalışmada da hem 



C/S ‘nin kendisi hem de C/S yapmamıza neden olan durum(trombositopeni,kan 

transfüzyonu ihtiyacı,renal bozukluklar vb.) neden olmaktadır. Çalışmamızda 

yara yeri enfeksiyonun tümü (14 kişi), kan transfüzyonu 148/168 ( %88),ABY 

18/20 (%90)  C/S sonrası gelişmiştir. Yine tüm hematomlar (5kişi) C/S sonrası 

gelişmiş ancak sayı azlığı nedeniyle istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. 

 

         Yatışından doğuma kadar geçen sürenin kısalığı ile  postpartum 



komplikasyon gelişimi arasında anlamlı ilişki saptadık. Bunu Ağır preeklampsi 

ve Hellp Sendromunun aynı anda bulunmasının fetal ve maternal risk 

oluşturması, gebeliğin acil sonlandırma ihtiyacına ve bunlarda postpartum 

komplikasyon riskinin fazla olmasına bağladık. 

 

           Çalışmamızda Sistolik kan basıncı≥160 mmHg olması, diastolik kan 



basıncı≥110mmHg olması, baş ağrısı, görme bulanıklığı, epigastrik hassasiyet, 

bulantı-kusma, baş dönmesi, doğum sırasında gestasyonel yaş<32 hafta 

olması, C/S’nin doğum eylemi olmadan veya doğum eylemi sonrası olması, 

postpartum hastanede kalış süresi(gün), eklampsi, EMR, koriamnionit ve 

abruptio plasenta ile postpartum komplikasyon gelişimi arasında istatistiksel 

olarak anlamlı bir ilişki saptamadık(p>0,05). Philippe ve ark.nın yaptığı 

çalışmada çalışmamızdan farklı olarak postpartum komplikasyon gelişimini  

sistolik kan basıncı≥160 mmHg olması 2.55 kat , özellikle doğum eylemi 

gerçekleşmeden yapılan C/S 2.11 kat, gestayonel yaş<32 hafta olması 2.05 kat 



 

72

arttırdığı belirtilmiştir(84). Yine farklı çalışmalarda eklampsinin maternal 



mortaliteyi arttırdığı söylenmiştir(26,90).  

 

 



         Çalışmamızın Ağır preeklampsi ile Hellp Sendromlu kadınlarda 

laboratuvar bulgularının postpartum komplikasyonlarla ilişkisini 

incelediğimiz kısmında AST≥70 U/L olmasının postpartum komplikasyon 

gelişimini 6 kat arttırdığını, Trombosit sayımı <100.000/mm³ olmasının  

postpartum komplikasyon gelişimini 7,7 kat arttırdığını ve Serum 

kreatinin≥1,36mg/dl olanların tümünde  postpartum komplikasyon geliştiğini 

gördük. ABY için kreatinin sınırının 1.36 mg/dl olduğunu ve beraberinde oligüri 

olduğunu düşünürsek kreatinin değerinin  postpartum komplikasyonla ilişkisi 

daha iyi açıklanabilir. LDH≥600 U/L, Serum Ürik asit≥5.5mg/dl  ve  Dipstik ≥+2 

proteinüri olması ile postpartum komplikasyon gelişimi arasında istatistiksel 

olarak anlamlı bir ilişki saptamadık(p>0,05). Philippe ve ark.nın  yaptığı 

çalışmada çalışmamıza benzer şekilde trombosit <100.000/mm³ olması, Serum 

kreatinin≥1,36mg/dl olması, Serum Ürik asit≥5.5mg/dl  olması postpartum 

komplikasyon gelişimi ile ilişkili bulunmuşken bizden farklı olarak  LDH≥600 U/L 

olmasını anlamlı bulmuş ve AST≥75 U/L olması ile ilişkili bulmamışlardır

(

84). Bir 



başka çalışmada AST, ALT, LDH yüksekliği ve trombositopenin maternal 

komplikasyonlarla ilişkili olduğu belirtilmiştir(96). Haddad ve ark.nın yaptığı 

çalışmada ise trombositopeninin maternal komplikasyonları arttırdığı ancak 

yüksek AST ve LDH değerleri ile maternal komplikasyonlar arasında bir ilişki 

bulunmadığı belirtilmekle birlikte (93)  başka bir çalışmada AST ve LDH nın 

yüksek değerleri ile kötü maternal sonuçlar arasında ilişki olduğu 

belirtilmiştir(97). Martin ve ark. AST, ALT, LDH, ürik asit, kreatinin, proteinürinin 

yüksek değerlerinin trombositopeniyle beraber ağır preeklamptik hastalarda 

maternal morbiditeyi arttırdığını göstermişlerdir(98).  

 

         Görüldüğü üzere maternal morbiditeyle ilişkili laboratuvar değerleri bir çok 



çalışmada farklıdır. Bunu referans alınan laboratuvar değerlerinin farklı 

olmasına, çalışılan kanın alınma sıklığının farklı olmasına ve çalışma yapılan 

hastanelerin  şartlarının farklı olmasına( tersiyer merkezlerin şartlarının daha 



Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə