Microsoft Word dr. Abdulkadir turgut tez doc



Yüklə 0,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə23/27
tarix23.09.2017
ölçüsü0,6 Mb.
#1235
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27

 

73

uygun olduğu bilinmektedir) bağlayabiliriz. Bununla birlikte genel kanı özellikle 



trombositopeni başta olmak üzere karaciğer fonksiyon testlerinin bozukluğu

ürik asit yüksekliği ve proteinürinin şiddeti ile maternal komplikasyonlar arasında 

sıkı bir ilişki olması ve bu tabloya sahip olanlarda postpartum komplikasyon 

açısından daha dikkatli olunması gerektiğidir. 

 

          Ayrıca Ağır preeklampsi ile Hellp Sendromlu hastalarda   trombosit 



sayımı açısından postpartum komplikasyonları tek tek  incelediğimizde 

tombosit sayımı<100.000 /mm³ olanlarda postpartum eklampsi, kan ürünleri 

transfüzyonu, ABY ve hematomun daha sık gözlendiğini ancak diğer 

komplikasyonlarla anlamlı bir ilişkisinin olmadığını gördük.

 

Doğumdan önce 



veya postpartum dönemde  trombositopeni maternal, fetal ve neonatal 

komplikasyonların en iyi göstergelerinden biridir(91-93). Trombosit sayımını 

arttırmak için trombosit transfüzyonu ve maternal dexametazon kullanımının 

maternal komplikasyonları ve perinatal ölümü azalltığını gösteren çalışmalar 

mevcuttur(94,95). Yine aynı  şekilde başka bir çalışmada trombositopeninin 

organ sistemlerinde kötüleşmeye ve kötü maternal sonuçlara neden olduğunu 

belirtmişlerdir. Mikroanjiopatik hemolitik anemi veya immün bozukluk olmadan 

sadece gestasyonel trombositopenisi olan hastalarda maternal ve perinatal 

riske neden olmadığı gösterilmekle beraber bunların Hellp Sendromlu 

gruplardan ayırtedilmeleri gerekmektedir(75).  

 

         Yara yeri enfeksiyonu, DIK, pulmoner ödem, maternal ölüm, boom küretaj, 



atoni, PPKMP, retina dekolmanı, görme azlığı, oksipital enfarktüs ve görme 

problemi, hemodiyaliz, kranial hemoraji, beyin ödemi ve abruptio plasenta 

açısından karşılaştırdığımızda Trombosit <100.000/mm³ olan hastalar ve 

Trombosit  ≥100.000 /mm³ olan hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı 

farklılık bulamadık(p>0,05). Bazı  çalışmalarda trombositopenin DIK’i (84,93)  

arttırdığı ancak çalışmamızda olduğu gibi abruptio plasenta ile ilişkili 

olmadığı(93) belirtilmiştir. Sadece trombositopeni değilde onu da içeren Hellp 

Sendromu açısından düşünüldüğünde hem DIK hem de abruptio plasentayı 

arttırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur(75,80). Sonuç olarak trombositopenisi 

olan hastalar dikkatli değerlendirilmeli, Hellp Sendromu ve gestasyonel 




 

74

trombositopeni grupları ayırtedilmeli ve özellikle Hellp Sendromlu hastalar 



mümkünse  tersiyer merkezlere gönderilmeli ve bunlarda postpartum 

kompikasyonlara hazırlıklı olunmalıdır. 

 

         Çalışmamızın Ağır preeklampsi ile Hellp Sendromunun neonatal 

sonuçlar ile ilişkisini incelediğimiz kısmında

 

Hellp Sendromunda doğumdaki 



gestasyonel haftanın( 34,3±3,3 hafta) dolayısıyla da doğum 

ağırlığının(1971,2±735,5 gr) Ağır preeklampsiye(35,3±4,2 hafta, 2282,6±868,1 

gr)  göre anlamlı derecede düşük olduğunu tespit ettik. Hellp Sendromunda bu 

bebeklerde apgar 1.dk ve apgar 5.dk  skorlarının Ağır preeklampsiye göre 

düşük olduğu, NEK ‘inde yine Hellp Sendromlularda daha fazla oluştuğunu 

gördük. Aynı  şekilde Hellp Sendromunda  bebeklerin yoğun bakım 

ihtiyacı(%69,5), mekanik ventilasyon ihtiyacı(31,4) ve yoğun bakımda kalma 

sürelerinin(13,1±18,5 gün) Ağır preeklamptik anne bebeklerine(sırasıyla 

%53.2;%14 ve 5,2±14,3 gün) göre daha fazla olduklarını belirledik. Tüm 

bunların sonucunda neonatal ölüm oranını da Hellp Sendromunda(%14,3) Ağır 

preeklampsiye(%5,3) göre anlamlı derecede yüksek bulduk. Abramovici ve 

ark.nın neonatal sonuçlarla Ağır preeklampsi ve Hellp sendromunu 

karşılaştırdığı  çalışmasında doğumdaki gestasyonel hafta ve doğum ağırlığı 

çalışmamıza benzer şekilde Hellp Sendromunda daha küçük olduğu, bununla 

birlikte IUGK, maternal ölüm, RDS, IVH, NEK, BPD  ve mekanik ventilasyon 

ihtiyacında her iki grup arasında anlamlı    farklılık görülmediği belirtilmiştir(50). 

Başka bir çalışmada Kumru ve ark. intrauterin fetal ölümün Hellp Sendromunda 

daha fazla olduğunu ancak bunun dışında her iki grup arasında anlamlı bir fark 

olmadığını belirtmişlerdir(77) . Martin ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Ağır 

preeklampsiye göre Hellp Sendromunda doğum ağırlığının daha düşük, 

intrauterin fetal ölümün ise  arttığı ancak neonatal ölüm oranının farkının anlamlı 

olmadığı belirtilmiştir.  

 

         Perinatal  ölüm  oranının Hellp Sendromlu gebelerde %7,7 ila %60 



arasında değiştiği rapor edilmiştir(78,86,102, 103). Çalışmamızda bu oranı 

%14,3 olarak bulduk. Bu oranın nispeten düşük olmasını tersiyer bir merkez 

olmamız ve yoğun bakım şartlarımızın uygun olmasına bağladık.  



 

75

         Çalışmamızda yenidoğanın cinsiyeti,  IUGK(doğum ağırlığı<5 nci 



persentil) ,5.dk apgar skoru≤6, RDS, IVH, BPD, hipoglisemi, hiperbiluribinemi, 

TTN, polisitemi, exchange transfüzyon, sepsis, ROP, ABO uygunsuzluğu, 

hiperglisemi, perinatal asfiksi, pulmoner hemoraji, pnömotoraks, pnömoni-

atelektazi, GİS kanaması ve intrauterin ölüm   açısından karşılaştırıldıklarında 

Ağır preeklampsi ve Hellp grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık 

saptamadık(p>0,05). Çalışmamızdan farklı olarak Abramovici ve ark nın yaptığı 

çalışmada 5.dk apgar skoru≤6 Hellp Sendromunda Ağır preeklamsiye göre 

oldukça yüksek çıkmıştır (50). 

 

         Yine  çalışmamızda Ağır preeklampsili hastalarda fetal akciğer 



maturasyonu için glukokortikoid tedavisi<34 hafta oranı %43,9 ve Hellp 

Sendromu olan hastalarda ise %58,6 dır ve ve bu farkı  Hellp grubu lehine  

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulduk (p=0,005). Abromovici ve 

ark.nın çalışmasında ise glukokortikoid tedavisi<34 hafta açısından  her iki grup 

arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (50). Hellp Sendromlu grupta bebeklerin 

gestasyonel yaşının nispeten küçük olması bunlarda glukokortikoid tedavi  

oranın  fazla olmasını açıklamaktadır.  

 

          Ağır preeklamsi ve Hellp Sendromunun perinatal morbiditeyi ve 



mortaliteyi arttırdığını gösteren bir çok çalışma mevcuttur( 47,99-101). Ayrıca 

özellikle Hellp Sendromlu gebelerden doğan prematür bebeklerin diğer 

hipertansif gebelere göre morbiditelerinin daha fazla olduğunu gösteren 

çalışmalar da mevcuttur (78, 81, 104) . Bununla birlikte  noanatal sonuçların 

önemine maternal hastalığın  şiddetine göre gestasyonel yaşın daha etkili 

olduğunu gösteren bir kaç çalışma vardır( 102, 105-108). İki farklı çalışmada 

aynı gebelik haftaları açısından gruplandırıldıklarında neonatal ölüm açısından 

Ağır preeklampsi ve Hellp Sendromu arasında fark olmadığını 

bildirmişlerdir(50,76).  Sonuç olarak  perinatal  morbidite ve mortalitenin  

hastalığın şiddetiyle mi ilgili olduğu yoksa doğumdaki gestasyonel yaşın küçük 

olmasıyla mı ilgili olduğu hala netleşmemiştir(50).  Bizim de çalışmamızda 

neonatal morbidite ve mortalitenin gerek  gestasyonel  yaşın küçük olmasıyla 

açıklanabilmesi gerekse de  Hellp Sendromunda gestasyonel yaşın Ağır 



Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə