Microsoft Word fuattez doc



Yüklə 31,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/108
tarix08.09.2018
ölçüsü31,53 Mb.
#67800
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   108

 
91 
solunda geyik sağında ise aslan karşı karşıya durmaktadır. Öne doğru eğilmiş olan geyik 
figürünün sadece başı ve boynuzundan bir parçası korunmuştur. Açık olan ağzından dil 
dışarı doğru sarkmıştır. Boynuzları siyah başı kırmızı dil ise beyazdır. Aslan figürünün 
korunan başı  ve ayakları  bej  renktir.  Üçgen  gözde  göz  bebeği  siyah  bir  nokta halinde 
gösterilmiştir. Beyaz zeminli olan sahnenin yüksekliği 60 cm.dir. Bu frizin tüm duvar 
yüzeyinde en üstte yer aldığı düşünülmektedir. Bu sahne ile paralel olarak yine ağaçlar 
arasında bir mücadele sahnesine ait parçalar bulunmuştur. Aslanın gövdesinin önündeki 
ağacın gövdesi görülmektedir. Burada aslan yakaladığı olasılıkla yavru olan geyiği ağzı 
ile  taşımaktadır.  Sırtından  yakalanmış  olan  geyiğin  başı  ve  ayakları  aşağı  doğru 
sarkmaktadır.  Geyiğin  derisine  saplanmış  olan  aslanın  dişleri  görülmektedir.  Geyiğin 
tam  yuvarlak  yapılmış  gözünde  göz  bebeği  siyah  nokta  şeklindedir.  Geyiğin  üzerinde 
vücut kıllarını gösteren küçük çizgicikler vardır. Sağrısı üzerinde ise çift hatlı bir üçgen 
motif yer almaktadır. Bu parçaların dışında yine aynı konuyu işleyen aslan başı, pençe 
ve kuyruk resimleri bulunan parçalar da ele geçmiştir. Figürler olabildiğince natüralist 
yapılmaya  çalışılmıştır.  Hayvan  sahneleri  Urartu  sanatındaki  Asur  etkilerini 
göstermektedir.  Ancak  yerli  unsurlar  da  buna  katılmıştır.  Basamaklı  piramit,  baklava 
dilimi motifleri Asur’da yoktur. Apadana kapısının tam yeri ile tahtın nerede durduğu 
bilinebilmektedir.  Bu  nedenle  resimlerin  düzenlenişi  tahmin  etmek  zordur.  Ele  geçen 
parçalar  bunu  belirlemek  için  yeterli  değildir.  Aslan  ve  geyik  resimleri  parçalarının 
hepsi olasılıkla bu frize aittir. I. Tabakada yer alan tapınağın iki odasında duvar resmi 
parçaları  tespit  edilmiştir.  Sütunlu  büyük  odada  bulunan  resimlerden  geriye  çok  az  iz 
kalmıştır.  Bu  odadan  ele  geçen  kerpiç  parça  üzerinde  birbirine  simetrik  yapılmış  iki 
tomurcuk  dizisi  korunmuştur.  Arin-berd’de  olduğu  gibi  tomurcukların  sapları  mavi 
renge boyalıdır. Tomurcuklar ise mavi ya da kırmızı boyalıdır. Konturlar siyah zemin 
ise bejdir. Avlunun yanındaki odanın resimleri ise biraz daha iyi durumdadır. Buradan 
ele geçen kerpiç parçalarında mavi, kırmızı, siyah ve bej renler görülmektedir. Buradan 
ele  geçen  parça  üzerinde  Apadana’da  gördüğümüz  kutsal  ağacı  dölleme  sahnesi 
canlandırıldığı  anlaşılmaktadır.  nsan  figürünün  alt  kısmı  korunmuştur.  Mavi  zemin 
üzerine siyah boya ile çizilmiş olan figürün ayak bileğine kadar inen mantosu kırmızı, 
saçakları  bej  ve  siyah  renklerdedir.  Bir  eli  aşağıda  diğer  eli  dirsekten  bükük  olarak 
yukarıda  olduğu  anlaşılmaktadır.  Bu  figürün  hemen  altında  rozet  dizinden  oluşan  bir 


 
92 
bordür  yer  almaktadır.  Bordür  iki  yandan  siyah  ve  mavi  renkte  yapılmış  iki  çizgi  ile 
sınırlandırılmıştır.  Rozetler  kırmızı zemin  üzerine  siyah  boya  ile  çizilmiştir.  Bordürün 
hemen altında ise üsteki çizgiye bağlı olarak tomurcuk ya da nar dizisine ait olabilecek 
kalıntılar  vardır.  Bu  odada  ele  geçen  parçalar  üzerindeki  bezemeler  ve  figürler 
Apadana’daki benzerlerinden daha küçüktür. Resimlerin yapıldığı odanın büyüklüğüyle 
bağlantılı olarak resimler daha küçük yapılmış olmalıdır.  
Kötü  korunmuş  olmasına  karşın  bu  odadan  hayvan  figürleri  olduğu  anlaşılan  bazı 
parçalar da ele geçmiştir. Aslan ve geyik figürleri arasında pergel ile çizilmiş daireler 
dikkati 
çekmektedir. 
Hayvanların 
hangi 
kompozisyon 
içinde 
oldukları 
anlaşılmamaktadır. Bu parçalar üzerinde aynı zamanda daha önce farklı bir palmet türü 
kullanılmıştır. Kısa sapın üzerindeki ay şeklinde çizgiye birleşen dokuz palmet yaprağı 
görülmektedir.  Yapraklar  mavi  zemin  üzerine  kırmızı  ve  bej,  gövde  ise  kırmızı 
yapılmıştır. Başka bir kerpiç parçası üzerinde ise bu sefer iki küçük bir büyük üç palmet 
görülmektedir. Bu odadaki resimler Apadana’dan çok Arin-berd resimleri ile daha çok 
benzerlik  göstermektedir.  Bina  ve  resimler  III.  Sarduri  dönemine  (M.Ö.  765–753)  ait 
olmalıdır.
157
 
Urartu  kentlerinden  ele  geçmiş  duvar  resmi  buluntuları  şaşırtıcı  bir  şekilde  ortak 
özellikler  göstermektedir.  Aksiyal  simetri,  rozetler,  palmetler,  demonlar,  kalkanlar, 
narlar  ve  bunların  sıralanması  her  yerde  aynı  şekilde  görülebilmektedir.Altıntepe’de 
kerpiç  duvar  üzerine önce  ince bir  balçık  sıva  sürülmüş,  daha sonra  beyaz  ve  kısmen 
mavi  badana  uygulanmıştır.  Bunun  üzerine  fırça  ve  pergel  yardımıyla  motiflerin 
konturları  belirlenmiştir.  Dört  duvarın  da  aynı  şekilde  boyanmış  olması  aksiyal 
simetrinin yaratılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bezemeler, tabandan 1.50–1.60 
m yüksekte başlamaktadır. Frizlerin yüksekliği ve planlaması önceden belirlenmektedir. 
Resimlerin  sıva  tabakası  kuruduktan  sonra  yani  “al  secco”  tekniğinde  boyandığı 
anlaşılmaktadır. Renkler beyaz, siyah, mavi, kırmızı, bej ve az da olsa yeşildir.
158
  
                                                 
157
 Özgüç 1966, 27–35. 
158
 Bingöl 1997, 32. 


 
93 
3. ANT K KAYNAKLARDA HELLEN RES M SANATI 
Plinius,  Mısırlıların  resmin  kendileri  tarafından  icat  edildiğini  ve  6000  yıl  sonra 
onlardan Hellenlere geçtiğini; Hellenlerin bazılarının bu sanatın Sikyonlular, bazılarının 
ise  Korinthliler  tarafından  yaratıldığını  iddia  ettiğini  bildirmektedir.  Hellen  resim 
sanatının  yaratıcıları  konusunda  çeşitli  bilgiler  olsa  da  Plinius,  başlangıçta  insan 
figürünün sadece gölge şeklinde verildiği konusundaki ortak fikre katılmaktadır
159
. Bu 
anlatım  geometrik  ve  M.Ö.  7.  yüzyıl  vazolarındaki  figürlü  resimlerle  örtüşmektedir. 
Yazar  ayrıca,  monokrom  olarak  adlandırılan  tek  renk  tekniğinden  bahsettikten  sonra 
resimde çizgilerin kullanımını Mısırlı Philokles veya Korinthli Kleanthes’in bulduğunu, 
ilk  uygulayıcıların  ise  Korinthli  Aridikes  ve  Sikyonlu  Telephanes  olduğunu 
belirtmektedir. Korinthli Ekphantos’un figürlerin konturlarını boyayan ilk kişi olduğunu 
söyler. Ayrıca kadın bedenini beyaza boyayan ilk ressamın Atinalı Eumares olduğunu, 
bunu M.Ö. 6. yüzyılın ortalarında gerçekleştirdiğini söylemektedir.
160
 Kleonailı Kimon, 
“Katagrapha”nın  mucidi  olarak  verilmekte  ve  farklı  pozisyonlara  sahip  insan  başları 
çizdiği,  eklem  yerlerini  ve  giysi  kıvrımlarını  belirttiği  söylenmektedir.
161
  Anlatılan 
özellikler  M.Ö.  6.  yüzyıl  son  çeyreğine  ait  erken  kırmızı  figürlü  resimlerle  uygunluk 
göstermektedir. 
M.Ö.  5.  yüzyılda,  Pers  Savaşlarından  sonra  çalışmış  olan  Thasoslu  Polygnotos’un 
ismini  antik  kaynaklardan  öğrenmekteyiz.  Delphoi’daki  Knidos  toplantı  yapısının 
(lesche)  Polygnotos’a  ait  duvar  resimlerinden  Iliupersis  (Troia’nın  düşüşü)  ve  Nekyia 
(Odysseus’un yeraltına gidişi) konulu iki tanesi, Pausanias tarafından M. S. 2. yüzyılda 
görülmüş  ve  ayrıntılı  olarak  tanıtılmıştır.
162
  Aristoteles  de,  Polygnotos  ile  M.Ö.  5. 
yüzyıl  sonlarında  yaşamış  olan  Zeuxis’i  karşılaştırmakta,  Polygnotos’un  hüznü 
yansıtmadaki  başarısını  vurgulamaktadır.
163
  Çok  renkli  kompozisyonlar  ve  kadın 
                                                 
159
 Nat. Hist. XXXV, 15. 
160
 Nat. Hist. XXXV, 16. 
161
 Nat. Hist. XXXV, 56. 
162
 Hellados Periegesis X, 25, 31. 
163
 Poetika, 6. 


Yüklə 31,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   108




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə