64
düşünürde de kabul edildiği görülecektir. Bu anlamda sonsuzluk ve kendi kendisiyle
aynı kalma özellikleri Whitehead için Platonik bir tanımlama olmaktadır.
432
dealar ve ezeli objelerin ortak kabul edilebilecek başka bir özelliği ise,
onların “örnekler” olmalarıdır. Platon'a göre idealar “ideal standartlar” veya
“örneklerdir”.
433
Bu durumun Whitehead'in ezeli objeleri açısından karşılığı ‘ideal
standartlar’ olmasa bile ‘örnekler’ olarak kabul edilebilir görünmektedir. Whitehead
örnekler betimlemesini kullanmamakla birlikte, buna yakın bir anlamda “kesinliğin
formları” ibaresini kullanır. Çünkü ona göre ezeli objeler, aktüel dünyada kesinliği
oluşturmakta ve varlık alanına ‘şekil veren’ anlamında çıkarak sahip oldukları genel
prensipleri ortaya koymaktadırlar. Eğer Whitehead'in ezeli objeler için kullandığı
“kesinliğin formları” ibaresini “örnekler” anlamında kabul edersek, Platon'un ideaları
ile ezeli objelerin örtüştüğü kabul edilebilir.
434
deaların ve ezeli objelerin içinde yaşadığımız dünyadaki varlıklara şekil
kazandırma özelliği onların bir başka ortak özelliği olan şey’lerin sebepleri
olmalarıyla ilgili bir durumdur. Daha önce de ifade edildiği gibi ideaların ve ezeli
objelerin başka bir özelliği de varlıklara şekil verme ve onlara potansiyel imkânlar
sunmaktır. Böylece idealar ve ezeli objeler içinde yaşadığımız dünyanın varlıklarının
bir şekle sahip olmasında “nedenler” olmalarıyla benzerlik taşımaktadırlar.
435
deaların ve ezeli objelerin bir diğer ortak özelliği ise her iki varlığın da
bireysel özlere sahip olmasıdır. Platon'a göre idealar bireysel özlere sahiptir.
436
Aynı
ş
ekilde Whitehead de ezeli objelerin bireysel özlerinin varlığını kabul eder. Ezeli
objelerin
varlığa
giriş
ş
ekillerindeki
belirsizliğin
kendi
özlerinden
kaynaklanmamasına bağlı olarak dile getirilen bireysel özler, aynı zamanda onların
kesinliğin formları olmalarıyla da ilgilidir. Whitehead'e göre ezeli objeler bireyseldir
ve kendi özlerinde neyse o’durlar.
437
Whitehead'e göre ezeli objeler bireysel özlerinin yanında ilişkisel özlere de
sahiptirler. Ona göre ezeli objeler sahip oldukları ilişkisel özleri nedeniyle içsel
olarak diğer ezeli objelerle ilişki içerisindedir. Ezeli objeler, sahip oldukları bu
432
Timaios 48e.
433
Phaidon 74e-75a.
434
Bkz.
PR, s. 44, 174, 295.
435
PR, s. 226. Krş.
Devlet 517c;
Kratylos 401c;
Phaidon 100c-d, 102b, 106a;
Sofist 250b, 251e,
256a-e, 259a.
436
Phaidon 103b.
437
PR, s. 44; SMW, s. 160.
65
ilişkisellik nedeniyle diğer ezeli objelerle olan ilişkilerinden ayrılamazlar.
438
Aynı
ilişkisellik Platon'un ideaları için de geçerli bir durumdur. Şey’lerin sahip oldukları
özellikleri onların kendi doğalarına bağlayan Platon
439
, şey’lerin kendi aralarındaki
ilişkilerini de formları arasındaki ilişkilere bağlar.
440
Zira ona göre tikeller arasında
var olan ilişki formla form arasında ezeli ve ebedi olarak vardır. Bu nedenle Platon,
ş
ey’lerin birbirleriyle sabit ilişkiler içerisinde olmalarının, tikel varlıkların
‘birbirleriyle ilişki içerisinde olan idealar dünyasından’ pay alışlarıyla anlamlı hale
geldiğini ifade eder.
441
deaların ve ezeli objelerin ‘birbirleriyle ilişki içerisinde olmaları’ özelliği,
onların bir başka ortak özelliği olan hiyerarşiyi ortaya çıkarmaktadır. Whitehead'e
göre ezeli objeler arasında belli aşamalar dizisi vardır. Bu aşamalar dizisini
Whitehead basit ve kompleks şeklinde ikiye ayırır.
442
Ancak buradaki
derecelendirmede ezeli objeler ile idealar arasıda bir takım farklılıklar vardır.
Örneğin bu hiyerarşide Platon daha sübjektif ve öznel nitelikli derecelendirmeler
yaparken Whitehead objektif, daha nesnel ve somut karakterli bir derecelendirme
yolunu izler. Başka bir ifadeyle Platon'da idealar arası hiyerarşi ideaların önemi ve
değeriyle oluşturulurken Whitehead'in ezeli objeleri, ezeli objelerin sahip oldukları
yapıya göre derecelendirilmiştir.
443
dealar ve ezeli objeler arasındaki başka bir önemli ortak özellik ise her iki
varlığın da ‘Tanrısal’ olmakla birlikte Tanrı tarafından yaratılmamış olmalarıdır.
Platon'a göre idealar Tanrısal bir yöne sahiptir.
444
Bununla birlikte idealar, Tanrı
tarafından yaratılamayan şey’lerdir.
445
Aynı durum Whitehead'in ezeli objeleri için
de geçerlidir. Ona göre Tanrısal olan ezeli objelerin Tanrı tarafından yaratılması söz
konusu değildir.
446
Whitehead'in ezeli objeler için özellikle vurguladığı bu özellik
beraberinde varlık alanına yeni bir ezeli objenin çıkmaması sonucunu da
doğurmuştur.
447
Bu konuda Platon ve Whitehead arasında iki fark vardır. Bunlardan
438
PR, s. 439; SMW, s. 159, 160; ROOT, a.g.e., s.196–197; LANGO, a.g.e., s. 33.
439
Phaidon 101a-c.
440
Devlet 516d.
441
DEMOS, a.g.e., s. 119.
442
SMW, s. 167, 168; PR, s. 174.
443
ROOT, a.g.e., s.199.
444
Devlet Adamı 309c; Devlet 596c-e; Phaidon 83d; Sofist 254b.
445
Devlet 596c-e.
446
PR, s. 392.
447
PR, s. 33.