24
kolay olmadığını söylemektedir.
52
Moravcsik, liberal paradigmanın üç temel
varsayımı üzerinde durmaktadır. Birincisi, liberal paradigmada uluslararası ilişkilerin
temel aktörleri yalnız devletler değildir; aynı zamanda bireyler ve sivil toplum
kuruluşlarıdır. kincisi, tüm hükümetler toplumun belli bir kesiminin temsilcisidirler;
hangi kesimin çıkarlarının yansıtıldığı veya temsil edildiği önemlidir. Üçüncüsü,
uluslararası çatışma ve işbirliği ile uluslar aşırı ekonomik etkileşimler devletlerin
davranışlarının yansımaları ve tercihlerinin sonuçlarıdır.
53
Liberal paradigma,
uluslararası çatışma ve işbirliğini ve uluslararası politikayı birim düzeyinde analiz
etmektedir. Dolayısıyla liberal uluslararası ilişkiler teorisi birim (aktör) düzeyindeki
nedenlerden yola çıkarak sistem düzeyindeki sonuçlara ulaşmaktadır.
54
Uluslararası çatışmalar analiz edilirken ve nedenleri araştırılırken, bunun ülke
içindeki toplumsal gruplar arasındaki çatışmalardan da kaynaklanabileceği üzerinde
durulmaktadır.
55
Bu noktada liberal paradigmaya göre devletin temel özelliği
çeşitli sınıf ya da gruplar karşısında tarafsız olmasıdır. Devlet, sınıf ya da
grupların herhangi birisinin aracı olmayıp, onlar arasında uzlaştırıcı ve hakem
işlevi görür. Devlet, toplumun her kesimine yayılmakla birlikte baskıcı değildir
ve demokratik bir nitelik taşımaktadır. Bunun yanında, devletin klasik bazı
işlevleri de vardır. Örneğin, kapitalizmin işleyiş koşullarının sağlanması için
gerekli altyapının oluşturulması bunların başında gelmektedir. Ancak, bunu
sermaye sınıfının yararına değil, genel çıkara uygun olduğu için yapar.
52
Baskın Oran, Türk Dış Politikası, letişim Yayınları, 8. Baskı, stanbul, 2003. s. 34.
53
Alec Stone, “What Is a Supranational Constitution? An Essay in International Relatins Theory”, The
Review of Politics Vol. 56 No. 3, 1994, s. 460. Akt: Tayyar Arı, Uluslararası lişkiler Teorileri, Alfa
Yayınları, 4. Baskı, stanbul, 2004, s. 367.
54
A.g.e., s. 367.
55
A.g.e., s. 368.
25
Dolayısıyla, liberal düşüncede ulusal çıkar ile kapitalizmin çıkarı
özdeşleşmektedir ve bu sınıf için iyi olanın toplumun diğer kesimleri için de iyi
olacağı öngörülmektedir. Bu durumda ulusal çıkarın bir meşrulaştırma aracı
olmadığı ve belli bir gerçekliği ifade ettiği varsayılmaktadır.
56
Liberalizmin devlet
sınıf ilişkilerine bakış açısının bir diğer özelliği, devletin sınıflar üstü bir nitelik
taşımasıdır. Bu, çeşitli grup ya da sınıfların devletin aldığı kararlara etki etmediği
anlamına gelmemekle birlikte, bu etkileme süreci yalnızca belli sınıflar lehine
işlememektedir. Devletin karar verme mekanizması güçlü sermaye kesimine
olduğu kadar işçi ve diğer kesimlerin etkisine de açıktır. Aradaki fark yalnızca
derece farkıdır.
57
Liberalizme göre, devletin genel ya da ortak çıkarı temsil etmesinin
en belirgin göstergesi, halkın seçimler yoluyla yöneticilerini seçmesi ve böylece hem
var olan sistemi onaylaması hem de siyasal iktidarın izlediği politikaların çıkarına
uygunluğunu denetleyebilmesidir.
58
Klasik liberal anlayış uluslararası ilişkileri, tıpkı iç politikada olduğu gibi karşılıklı
çıkarların ortak çıkara hizmet ettiği bir alan olarak görmektedir. Diğer bir deyişle,
devletler arasında bir çıkar uyumu vardır. Serbest ticaretin sağlayacağı avantajlar
tüm ülkelerin çıkarına olacağı için savaşa gerek olmayacaktır. nsanların çıkarı
savaşta değil, barıştadır. Başka toprakları ele geçirmek gereksizdir ve daha
masraflıdır. Bundan sağlanacak ekonomik çıkar, serbest ticaret politikasıyla
fazlasıyla elde edilebilir.
59
Liberal düşünceye göre, demokratikleşme ve özgürlüklerin
genişletilmesi bireylerin zenginleşmesini teşvik eder. Ticaret, insanlığın birbirine
56
lhan Uzgel, Ulusal Çıkar ve Dış Politika, mge Kitabevi, 1.Baskı, Ankara, Mayıs 2004, s. 78.
57
A.g.e., s. 81.
58
A.g.e., s. 81.
59
A.g.e., s. 82.
26
bağımlı hale gelmesiyle savaş ve çatışmanın maliyetinin artmasına yol açtığı gibi
barış, refah ve adaletin sağlanmasına yönelik uluslararası işbirliğinin ortaya çıkmasını
da kolaylaştırır.
60
Liberalizmin temelini oluşturan özgürlüğün geliştirilmesi de
uluslararası işbirliğini gerektirmektedir. şbirliği, uluslararası etkileşimin ve karşılıklı
bağımlılığın doğuracağı olası zararları azaltmak ve kazançları artırmak için gerekli
olduğu gibi barış, refah ve adaletin sağlanması için de zorunludur.
61
Liberal
uluslararası paradigmanın öncü düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Immanuel
Kant'ın (1724–1804) “Ebedi Barış”ı (1795) onun toplumsal ve politik felsefesini
açıkça ortaya koymaktadır. Kant, bir devletler federasyonunun, federatif bir özgür
devletler cumhuriyetinin kurulmasını savunmuştur. Ulusal politik örgütlere
üyeliklerine bakılmaksızın, tüm bireyler kozmopolitan hak ve ayrıcalıkları olan
yurttaşlar olarak devletler federasyonuna katılacaklardı. Kant'a göre çeşitli devletler
arasındaki ilişkileri yönetmek için hazırlanacak bir uluslararası yasanın şu ön
maddeleri kapsaması gerekmektedir:
1- çinde gizlenmiş yeni bir harp vesilesi bulunan hiçbir andlaşma bir barış
andlaşması sayılamaz. Bir barış andlaşması, ileride doğması muhtemel
bütün harp sebeplerini ortadan kaldırır. 2- ster küçük olsun ister büyük
olsun, hiçbir bağımsız devlet, diğer herhangi bir devletin hâkimiyeti altına
tevarüs, müdahale, alım-satım veya hibe yollarıyla asla geçmemelidir. 3-
Daimi ordular zamanla ortadan tamamıyla kalkmalıdır. Daimi ordular her an
harekete hazır görünerek, diğer devletlerin durmadan gözünü korkutur ve
onları, askerlerinin sayısını arttırmakta birbirlerini geçmeğe teşvik eder.
Sınır tanımayan bu rekabet, barışı kısa bir harpten daha külfetli yapan bir
gider kaynağıdır; aynı zamanda, bu ağır yükten kurtulmak için devletleri
harbe sürükler. 4-Devlet, dış menfaatlerini desteklemek için borçlanmalara
60
Tayyar Arı, Uluslararası lişkiler Teorileri, Alfa Yayınları, 4. Baskı, stanbul, 2004, s. 362.
61
A.g.e. s. 365.
Dostları ilə paylaş: |