TBB/Yeni Çek Kanunu ve Hukuki Değerlendirmesi Toplantısında Yapılan Sunum/ Prof. Dr. Seza Reisoğlu/29.12.2009
3
çekle ilgili olarak bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır
(Md. 7/9).
Bankalar, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek
düzenlendiğini tespit etmeleri halinde, mevcut delilleriyle birlikte
durumu, tespit tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde C.
Başsavcılığına ve Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmekle
yükümlüdür (Md. 4/3). Ancak bu konuda bu Yasada cezai yaptırım
öngörülmemiştir. TCK na göre – örneğin Md 278 – banka
görevlilerinin savcılığa bildirim yükümlülüğünün bulunup
bulunmadığı ayrıca belirlenecektir.
Ayrıca Bankalar, hamiline çek kullanan hesap sahiplerinin açık
kimliklerini, bu hesaplardan ödeme yapılan
kişileri, ödeme
tutarlarını dönemler itibariyle Gelirler İdaresi Başkanlığına
bildireceklerdir (Md 4/1). Bu konuda bu Yasada cezai yaptırım
bulunmamaktadır.
b)
Tacir tüzel kişiye ait olduğu kabul edilen gerçek kişi adına açılmış çek
hesapları (Md 4/2)
−
Tacir tüzel kişi veya onun faaliyetleri ile ilişkilendirilmek kaydıyla,
tüzel kişinin gerçek kişi ortakları
−
(bu) ortakların ilgili bulunduğu veya tüzel kişinin veya ortaklarının
etkisi altında bulundurduğu gerçek kişiler
−
tüzel kişinin yönetim organında görev alan veya temsilcisi sıfatını
taşıyan gerçek kişiler adına açılmış olan çek hesapları tacir tüzel
kişiye ait kabul edilir. Bunun aksi ispat edilecek bir adi karine mi,
yoksa kesin bir karine mi olduğu konusunda Yasada bir açıklık
yoktur. Çek hesabı sahibi gerçek kişilerin burada aksi ispat
edilecek adi bir karine olduğunu, hesabın tüzel kişiyle bir ilişkisi
bulunmadığını ispat etme haklarının kabul edilmesi gerekir.
Söz konusu ilişkinin varlığına yönelik emarelerin bulunması halinde,
hesabın bulunduğu banka şubesi durumu Gelir İdaresi Başkanlığına
bildirilecektir (Md 4/2). Bildiride bulunulmaması halinde bu Yasada
cezai yaptırım öngörülmemiştir.
İkinci fıkrada yer alan - tüzel kişinin faaliyetleri ile ilişkilendirilmeyen
ortaklar - ile; tüzel kişinin; fiilen veya hukuken faaliyetlerine katılmayan,
sadece ortağı olup örneğin karından pay alan ortaklar kastedilmektedir.
Buna karşılık tüzel kişinin veya ortaklarının etkisi altında olma çok
sübjektif bir kavramdır. Tüzel kişinin organında görev alan veya temsilci
sıfatını taşıyan kişiler adına açılmış olan çek hesaplarının herhangi bir
ayırım yapılmaksızın kesin karine olarak tüzel kişi adına açılmış
olduğunu kabul etmek; bu yöneticilerin veya temsilcilerin kendi adlarına
hiçbir zaman çek hesabı açtıramayacakları anlamına gelecektir.
Gerçek kişilere ait çek hesaplarının tüzel kişiye ait sayılması; Çek
Yasasının amaç maddesinde belirtildiği gibi; kayıt dışı ekonominin
denetim altına alınması açısından bir önlem olarak görülmüş, bu
şekilde vergi kaçakçılığının önlenmesi amaçlanmıştır. Bunun içindir ki
TBB/Yeni Çek Kanunu ve Hukuki Değerlendirmesi Toplantısında Yapılan Sunum/ Prof. Dr. Seza Reisoğlu/29.12.2009
4
söz konusu emarelerin bulunması halinde banka şubesi durumu Gelir
İdaresi Başkanlığına bildirecektir. Bankanın bu emarelerin ortaya
çıkması ve Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmesi ile birlikte gerçek kişi
tarafından bu hesaba çekilen çekler üzerinde bu husus belirtilerek
işlem yapmaması gerekecek, ancak o tarihe kadar çek hesabından
yapılan ödemeler geçerli olacaktır. Banka bildiri tarihinden sonra da
durum açıklığa kavuşuncaya kadar ilgili hesaptan gerçek kişiye ve
hesabın kendisine ait olduğunu iddia eden tüzel kişiye de çek karnesi
vermeyeceği gibi ödeme de yapmayacaktır.
III-
Bankalar tarafından çek hesabı açılması
Çek Yasasının yürürlüğe girdiği 20.12.2009 tarihinden önce açılmış olan
çek hesapları bir süreyle bağlı olmaksızın geçerliliğini koruyacak, bu
hesapların yenilenmesi gerekmeyecektir. Bankalar bu çek hesaplarında
süresiz yeni – ve en geç 1.7.2010 tarihine kadar eski – çek defteri
verebilecek, buna karşılık 20.12.2009 dan sonra mevcut çek hesaplarına
dayanılarak çek defteri istenmesi halinde bankalar her defasında yeni –
veya en geç 1.7.2010 tarihine kadar verilecek eski – çek defteri vermeden
önce gerçek ve tüzel kişilerden yazılı beyan alacaklardır (Md 3/3-4).
Çek hesabı açılırken bankanın arayacağı belgeler arasında yasaklılık
durumuna ilişkin adli sicil kayıtları; fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya
sürücü belgesi örnekleri, yerleşim yeri belgeleri, vergi kimlik numarası, ticari
sicil kayıtları, esnaf ve sanatkarlar sicil kayıtları bulunmaktadır (Md 2/2). Bu
belgeler hesap açılırken aranacak olup, her yeni çek defteri talep edilirken
belgelerin yenilenmesi gerekmeyecektir.
Yerleşim belgesi eski yasadan aktarılırken; 18.02.2009 tarihli Yasa ile
Nüfus Hizmetleri Kanununun 45. Maddesinde yapılan değişiklik gözden
kaçırılmıştır. 45/1. maddeye göre “yerleşim yeri” bilgileri ancak Kurumlar ile
5411 sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde faaliyette bulunan bankaların
paylaşımına açılabilir. Bu durumda bankalar kişilerden yerleşim yeri belgesi
isteyebilecekleri gibi, bu bilgileri Kimlik Paylaşım Sistemi ve Adres
Paylaşımı Sisteminden almaları da yeterli olacaktır.
3167 sayılı Yasada vergi kimlik numarası, çekin geçerlilik unsurları
arasında sayılmış iken; yeni Yasada (Madde 2/9) vergi kimlik numarası –
gerçek kişiler için vatandaşlık numarası geçerlilik koşulu sayılmamıştır.
Çek hesabı açılmada mutlaka hesap sahibinin, vekilinin veya temsilcisinin
imzası alınacaktır.
Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini
isteyen gerçek veya tüzel kişi her defasında tacir veya esnaf ve sanatkar
olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek açma yasağı
bulunmadığı hususunda Bankaya yazılı beyanda bulunacaktır.
Çek hesabı açılmasını talep eden tüzel kişiler ayrıca hesap açılırken ve her
defasında çek defteri talep ederken tüzel kişinin yönetim organında görev
yapan, temsilci olan veya imza yetkilisi olan kişilerin ad ve soyadları