74
Sarmat atlıları “yerleşik” komşularının hayal bile edemeyeceği hızlarla
uçsuz bucaksız mesafeleri katederdi. Ammianus’a
308
göre “binici başına bir
yada bazen iki yedek at düşüyordu. Atlara dönüşümlü olarak binerek
hayvanları yormuyorlardı. Böylece sırayla dinlenen atın gücü tazelenmiş
oluyordu.”
Strabon’un
309
kaydettiği gibi çoğu Sarmat atı iğdiş edilmiştir; “Atların
yönetmeyi kolaylaştırmak için hadım edilmesi skit ve Sarmat soyunun bir
özelliğidir, çünkü atlar küçük olmasına rağmen son derece hızlıydı ve kontrol
etmesi zordu.” Ammianus da
310
Sarmat atlarının iğdiş edildiğini
söylemektedir; “Atların çoğu dişilerini görünce heyecanlanıp dört nala
koşmasın diye hem de pusuya yattıklarında zapt edilmeyip kişnemeleriyle
binicilerini ele vermesinler diye iğdiş edilir.”
Sarmat atları 130 – 140 cm. idi.Atların güçlü olması için büyük
olmasına gerek yoktur. Kısa boy, gürbüz yapı, iyi şekil almış bacaklar Sarmat
ağır süvarilerini taşımak için yeterlidir.
311
Romalı yazarlar Sarmat atlarının
büyüklüğünden çok hızını ve gücünü vurgulamışlardır. Hızlı ve güçül Sarmat
atları Romalılar tarafından çok değer görmüştür. mparator Hadrianus’un
“Borysthenes” isminde çok sevdiği Sarmat cinsi bir av atı vardı. Fransa’daki
Nimes yakınındaki mezarında bu at için bir od yazılmıştır. Burada
Hodrianus’un buna nasıl bindiği yazılıdır; “Tuscany tümsekleri üzerinden
........ rüzgar gibi........”
Sarmatların “Turani” cinsi atı da kullanmış olmaları mümkündür. Bu at
Transoxania bölgesi orjinli bir at cinsiydi. Boyu 150 cm.’i buluyordu. Mızraklı
bir süvarinin ihtiyacını karşılamak için uygun bir cins gibi görünüyor.
Sondianlarla temasları aracılığıyla Aorsların daha sonra da Alanların bu cinse
ulaşması kesinlikle mümkündür.
312
308
Ammianus Marcellinus,XVII,12.3
309
Strabon,VII.4.8
310
Ammianus Marcellinus,XVII,12.2
311
Brezezinski ,Mielczarek, A.g.e., s.36
312
.Brezezinski , Mielczarek, A.g.e., s.36
75
Sarmat süvarileri eyer kullanıyordu. Eyer hem biniciye sabitlik
sağlıyordu hem de ayaklara kan akışını hızlandırarak bacakların yorulmasını
önlüyordu.
Üzengilerin mızrakla donanmış süvarilerin ön koşulu olduğu ve
Sarmatların çok eski dönemlerden itibaren üzengi kullandığı bilinmektedir.
Sarmatlar madeni üzengiyi icat etmiştir. Ağır süvari birlikleri ve madeni
üzengiyi kullanmaları onlara skitlere göre daha fazla avantaj sağlamıştı.
Sarmatlar atın sürati ve demirin vurucu gücünden faydalanmalarının yanında
çok iyi donanımlı süvari birlikleriyle bozkır savaş taktiğini çok iyi
uygulayabiliyorlardı. Böylece Romalılar başta olmak üzere dönemlerinin
güçlü yerleşik toplumlarıyla çok etkin bir şekilde mücadele edebilmişlerdir.
313
Askeri tarih yazarı Vegetius Renatus
314
Sarmatların ve Hunların atlılarını
bütün soyların üstünde tutmuştur, onların Romalılar tarafından taklit edilen
ideal bir soy olduğunu belirtmiştir. Gerçekten de Sarmatlar Romalılar için en
zorlu ve en dirençli düşmanlardan biri idi. Süratli bozkır taktikleri ve atlı
mızraklıların agresif kullanılışı Romalıları çok rahatsız etmiştir ve bir süre
Romalılar Danubenin arkasına saklanmak dışında hiçbir şekilde Sarmatlarla
savaşamamıştır.
315
Roma süvarilerinin yapısı Sarmat süvarilerini taklit ederek
oluşturulmuştur. Arrianos’un
316
söylediği gibi Romalılar Sarmat mızraklı
süvrilerini kopya etmeden çok daha önceleri Roma atlılarının ana grubu
“contus taşıyanlar ve Sarmat tarzında savaşanlar”dı.
2. Ok ve Yay
Yay ve ok Sarmat silahlarının ana kısmını oluşturuyordu
.
Sarmatlar da
öncülleri skitler gibi çok iyi atlı okçulardı. Dört nala giden at üzerinde her
yöne ok atabilmekteydiler. Atın zamanının en etkili silahı okla birlikte
313
Durmuş, A.g.e. , s.96
314
Vegetius Renatus,Epitome De Re Militari, III.26
315
Brezezinski ,Mielczarek, A.g.e., s.40
316
Arrianos,Tekhne Taktike, 4
76
kullanılması bozkır insanın hız ve manevra kabiliyetinin yıkıcı etkisini iki kat
artırmıştır.
317
At ve yayın etkin bir şekilde kullanılmasına dayanan bozkır
savaş taktiği o zaman ki teknik imkanlara nazaran “uzak mesafe savaşı” nın
vazgeçilmez unsuru olup yüksek medeniyetlere sahip kültürlerin yayalarına
ve böylelikle yakın mesafe savaşlarına dayanan stratejisine nazaran çelişki
oluşturuyordu.
318
Karadeniz’de sürgün olduğu dönem boyunca Sarmatları yakından
tanıma fırsatı bulan ozan Ovidius, Sarmatların “zehirli oklarından”
bahsetmektedir; “Sarmatlar arasından sadak ile yay taşımayan ve engerek
yılanının ödüne bulanmış küçük sarı ok taşımayan tek bir kimse bile
yoktur.”
319
Yine Ovidius bu okların ölüm sebebini iki kez artırdığını
belirtiyor.
320
Sarmatlar farklı tiplerde ok ucu kullanmışlardır. Sarmat ok uçları skit
ok uçlarına benziyordu. Fakat uzun kancalı ok uçları daha yaygındı.
321
Sarmatlar bu kancaları düşmanlarının yaralarını ağırlaştırmak için ve okun
battığı yerden çıkarılmasını zorlaştırmak için ok ucuna ekliyorlardı. En erken
dönemlerden itibaren ok uçları bronzdan yapılıyordu. Sarmat döneminde ok
uçlarının neredeyse tamamı demirdendi.
322
Pausanias
323
Sarmatların kemik
ok ucu kullandıklarını da söylemektedir.
En erken dönem Sarmat yayları skit yaylarına benziyordu. Bunlar yapı
olarak komposit (çok bileşenli), şekil olarak recurve (uç bükümlü) yaylardı.
Komposit yayın yapımında sinir, boynuz ve tahta kullanılıyordu. Bu yaylar üç
bölümden oluşuyordu. nce tahtadan ana kısım sırttan hayvan siniriyle, karın
kısmında boynuzla sağlamlaştırılırdı. Ovidius “Yayın ipinin at kılından”
yapıldığını belirtmektedir.
324
Bu yaylar 80cm’den daha uzun değildi. Kısa skit
yayı genellikle bir gorytos içinde tutulurdu. Bu gorytos yay kutusu ve sadağın
317
Hildinger, A.g.e. ,s.30
318
Durmuş, A.g.e., s.95
319
Ovidius, Tristia, V.7
320
Ovidius,Epistulae Ex Ponto,I.2
321
Brezezinski , Mielczarek, A.g.e., s.34
322
Brezezinski , Mielczarek, A.g.e. s.34
323
Pausanias,I,XXI,5.
324
Ovidius,Epistulae Ex Ponto,I.2
Dostları ilə paylaş: |