71
Sarmatlar erken dönemlerde skitler gibi üçgen biçimli savaş
düzeninde savaşıyordu. Arrianos’a göre “Bu düzende ön sıranın sivrilmesi
düşman saflarının kolayca kırılmasını sağlıyordu.”
292
Tacitus
293
Sarmat güçlerinin savaşta squadron (kare) düzeni de
aldıklarını söylüyor. Arrianos “Bu düzen diğer düzenlere göre daha kolay
saldırıp geri çekilmeyi sağlar.” demektedir.
294
Tacitus ayrıca “Sarmatların bu
düzende savaştığında onlara karşı gelebilecek hiçbir millet olmadığını”
eklemektedir.
Daha geç dönemlerde Sarmatların savaş biçimlerinin değiştiği
anlaşılıyor. Ammianus Marcellinus
295
“Alanların silahlarının hafifliği sayesinde
çok hızlı hareket edebildiklerini” yazmaktadır. Öyle görünüyor ki onların
savaş biçimleri ve silahları Hunlarınkiyle benzeşiyordu.
296
Arrianos “Alanlara karşı Savaş Düzeni” adlı eserinde Romalıların
Alanlara karşı alması gereken savaş düzenini anlatmaktadır. Eserin Sarmat
ordusunun savaş alanına yayılma biçimini anlattığı bölümler ne yazık ki
kayıptır. Ancak Romalıların savaş düzeninden Alanların nasıl sıralandığını
çıkarmak mümkündür. Arianos kendisi aynı zamanda Roma’nın Kappadokia
eyalet valisi olduğu için ve ordu komutanı olduğu için verdiği bilgiler
değerlidir. Metinden Arianos’un Alan süvarilerinin cepheden atağa geçmesini
beklediği anlaşılıyor. Arrianos bu atağı uzun mızraklarla donattığı
lejyonerleriyle durdurmayı amaçlıyordu. Ayrıca Sarmatların yanlardan hücum
etmesini ve de geri çekiliyormuş gibi yaparak kendi ordusunun düzenini
bozmaya çalışmasını bekliyordu. Eserinde Sarmatlardan gelecek bu tehditleri
engelleyebilmek için emirler vermektedir.
Arrianos
297
Sarmat saflarının savaş alanında birbirine karışmaması
için sancak kullandıklarını söylemektedir. Arrianos rüzgar darbesine
benzeyen dragon sancağın bir Sarmat icadı olduğunu belirtmektedir; “Sarmat
292
Arrianos, Tekhne Taktike,16.6
293
Tacitus. Historia. I,79
294
Arrianos, Tekhne Taktike,16
295
Ammianus Marcellinus,XXXI,2.21; XVII.12.10
296
Mielczarek, A.g.e., s.88
297
Arrianos, Tekhne Taktike, 35
72
sancakları, uzunluğuyla orantılı sırıklara tutturulmuş ejderhalardır. Bunlar
giysi parçalarından dikilmiştir. Kafadan kuyruğa kadar vücut ejderhaları
hatırlatmaktadır. Kendi atları bu hilelerle ürpermez. Atlıların hücuma
geçmesiyle birlikte bunlar rüzgarla dolarak şişerler böylece özellikle bunlar
vahşi hayvana benzerler ve güçlü bir rüzgarda bunlardan ıslık sesi çıkar. Bu
sancaklar zevk için yada düşmanı şaşırtmak için hazırlanmamıştır. Aksine
hücumun önemli bir parçası olarak hazırlanmıştır ve bu sayede savaşta
safların biri diğerine karışmaz. Gerçekten de bunları taşıyanlar açılma
konusunda ve geri çekilme konusunda en bilgililerden seçilir. Bunlar çember
üstüne çember, hücum üstüne hücum gerçekleştirebilir. Bu sayede her bir atlı
kendi sancağını takip eder. Bu yüzden çok biçimli açılmalarda ve çok yönlü
hücumlarda bile safların düzeni bozulmaz.” Bu sancakların kökeni Orta
Asya’nın atlı okçularıdır ve orijinal amacı muhtemelen okçular için rüzgar
yönünü belirlemektir.
298
Arianos bu sancakların Roma süvarileri tarafından
adopte edildiğini de eklemektedir.
Sığırlarla ve vahşi hayvanlarla temas eden her göçebe gibi Sarmatlar
da kement kullanmıştır.Yazılı kaynaklar Sarmat kadınlarının özellikle kement
kullanmada çok usta olduğunu söylüyor. Pompenius Mela
299
Sarmatların
düşmanını atından düşürmek için boynuna kement attıklarını söylemektedir.
Pausanias
300
başka bir kement kullanma tekniğini tarif etmektedir; “Sarmatlar
karşılaştıkları bir düşmanın etrafında ipler atarlar sonra ipin arasında onu
sıkıştırmak için atları ile etraflarında dönerler.” Josephus
301
M.S. 73 yılındaki
Parthia seferi sırasında Alanların Armenia kralı Tiridates’i bir kementle
yakaladığını söylemektedir. Fakat kral son anda kement boğazında
sıkılmadan önce kılıcı ile kementi kesmeyi başarmıştır.
298
Brezezinski ,Mielczarek, A.g.e.,_s.38_299__Pompenius_Mela,_I.21.5_300__Pausanias,_I.21.7_301__Josephus,_Bellum_Judicum'>A.g.e., s.38
299
Pompenius Mela, I.21.5
300
Pausanias, I.21.7
301
Josephus, Bellum Judicum, VII.7.4
73
C. SAVAŞ ARAÇ VE GEREÇLER
1. At
Sarmatlar atlı göçebe bir topluluktu. Onların hayatlarının büyük bölümü
at üzerinde geçiyordu. “Sarmatlar bir yere yürüyerek gitmeyi rezilce
görüyorlardı.”
302
Sarmatlar bozkır atı üzerinde çok uzun mesafeleri çok kısa
sürede kat ediyordu, savaş meydanında manevra yapabiliyordu ve saldırılara
karşı koyabiliyordu. Savaş meydanında atı sayesinde çok hızlı hareket
edebildiği için bozkır halkları adam adama savaşlara girmiyordu, uzaktan
savaşıyordu. Atın, zamanının en etkili silahı okla birlikte kullanılması bozkır
insanının hız ve manevra kabiliyetinin yıkıcı etkisinin iki kat artırmıştır.
303
Ovidius “Sarmat atlarının uzun mesafeleri kat etmeye elverişli atlar olduğunu”
belirtiyor.
304
mparator Probus’un hükümdarlığı döneminde (MS. 276 –282)
Romalılar Alanlardan alınan bir attan çok etkilenmişlerdi. Historia Augusta’da
“Sarmat atının özellikle çekici yada büyük olmamasına rağmen arka arkaya
sekiz ila on gün, günde 100 millik bir mesafeyi katedebildiği”
305
söyleniyor.
Böylece Sarmatların uçsuz bucaksız bozkırları nasıl geçtikleri hesap
edilebilmektedir.
Pausanias
306
Sarmatların at yetiştirmesi konusunda bilgi vermektedir.
“Sarmatlarda herkes pek çok kısrak yetiştirir. Bu kısrakları yalnız savaşta
kullanmazlar. Hem kendi tanrılarına kurban ederler hem de etiyle beslenirler.”
Sarmat atları “küçük bedenli, uzunca ince bacaklı, küçük ve mağrur
başlı, sert tırnaklı” “bozkır cinsi” attı. “Sarmat atları hızlı ve itaatkardı.”
307
Bu
atlar yem yemeden su içmeden uzun süre hayatta kalabilen dayanıklı
hayvanlardı. Romalılar Sarmat atının dayanıklılığına hayrandı.
302
Ammianus Marcellinus,XXXI,2.20
303
Hildinger, A.g.e., s. 30
304
Ovidius, Epistulae. Ex Ponto,I,2
305
Historia Augusta, Probus,8.3
306
Pausanias, I.21.6
307
Ammianus Marcellinus,XVII,12.2
Dostları ilə paylaş: |