maktadır (3). Benzer yapılara sahip toksinler
olmakla birlikte başlıca aflatoksinler AFB
1
, AFB
2
,
AFG
1
ve AFG
2
dir. Bu toksinler çeşitli besin ve
tohumlarda değişen miktarlarda bulunmalarına
rağmen; AFB
1
genellikle en etkin olanıdır.
Şekil 1’de başlıca
aflatoksinler olan AFB
1
, AFB
2
,
AFG
1
ve AFG
2
’nin yapıları görülmektedir (1).
AFB
1
ve AFB
2
içeren yemlerle beslenen inek-
lerin sütünde rastlanan, ana moleküle benzer
fakat daha az biyolojik etki gösteren bileşikler ise
AFM
1
ve AFM
2
olarak adlandırılmışlardır. AFM
1
hayvanlarda AFB
1
’in ana matabolitlerindendir ve
genellikle süt ve idrarla itrah edilir (3).
Aflatoksinler kimyasal yapılarına göre
difurokumarosiklopentanon ve difurokumarolak-
ton olmak üzere iki gruba ayrılabilirler. Difuroku-
marosiklopentanon grubunda AFB
1
, AFB
2
,
A F B
2 a
, AFM
1
, AFM
2
, AFM
2 a
ve aflatoksikol;
difurokumarolakton grubunda ise AFG
1
, AFG
2
,
A F G
2 a
, AFGM
1
, AFGM
2
, AFGM
2 a
ve AFB
3
bulunmaktadır.
Yapısal olarak bir çifte bağ içeren dihidrofu-
ran grubu ve kumarin grubuna bağlanan fonk-
siyonel gruplara göre, oluşan biyolojik etkinin
şiddeti değişebilir. AFB
1
’in demetilasyonu toksik
bir türev olan AFP
1
oluşumu ve furan halkalarına
köprü konumunda bulunan karbon atomunun
hidroksilasyonu da AFB
1
ile benzer etkiler
gösteren fakat daha az karsinojenik olan AFM
1
oluşumuyla sonuçlanır (1).
Mikotoksinler üzerindeki çalışmaların çoğu
dihidrofurfuranlar
üzerinde
yoğunlaşmıştır.
Doğada bulunan dört aflatoksin (AFB
1
, AFB
2
,
A F G
1
ve AFG
2
) dihidrofurfuran halkasıyla
sübstitüe kumarin konfigürasyonundadır. Karsino-
jenik potansiyalleri AFB
1
> AFG
1
> AFB
2
> AFG
2
şeklinde azalmaktadır (4). Bu sıra, aflatoksinlerle
ördek yavrularında yapılan çalışmalardan elde
edilen LD
5 0
değerleriyle de gösterilmiştir. Bu
değerler Tablo 3’te gösterilmiştir (1). AFB
1
molekülünde bulunan 8,9 çifte bağının AFB
2
molekülünde doymuş olmasının, AFB
2
'nin daha
az karsinojenik etkili olmasının nedeni olarak
kabul edilmektedir (4).
Aflatoksinler mısır, yerfıstığı, ceviz, Brezilya
fıstığı, keten tohumu, karbonhidrat içeriği yüksek
olan diğer gıdalar ve hatta bitki ve baharatların sık
görülen kontaminantlarındandır (1,5). Yiyecekleri
tarlada ekili oldukları zamandan başlayarak
büyüme, hasat, nakliyat, kötü depolama koşulları,
üretim sırasındaki koşullar ve hatta hazır gıda
olarak kullanılan ürünün raf ömrü esnasında,
kısacası ekimden tüketime kadar her aşamada
kontamine edebilirler (5,6).
Aflatoksinlerle oluşan zehirlenme tablosuna
“aflatoksikoz” adı verilir (6). İnsanlar aflatoksinlere
doğrudan, mesleki maruziyet sonucu veya özellik-
le kontamine yemle beslenmiş hayvanlardan elde
edilen ürünler vasıtasıyla maruz kalabilirler
GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER
VOL 58, NO 3, 2001
99
Şekil 1. Bazı aflatoksinlerin yapıları
Tablo 3. Bazı aflatoksinlerin ördek yavrularındaki LD
50
değerleri
Aflatoksin
LD
50
(µg)
B
1
18
G
1
39
B
2
84
G
2
173
M
1
17
M
2
62
Aflatoksin B
1
Aflatoksin B
2
Aflatoksin G
1
Aflatoksin G
2
(6-8). Zira insanlar tarafından en çok tüketilen
kümes, küçük ve büyükbaş hayvanların et, süt,
yumurta ve bazı organlarında yapılan saptamalar
sonucu elde edilen veriler; çok az miktarda alınan
AFB
1
’in bile başta karaciğer ve diğer dokular ol-
mak üzere süt ve yumurtaya da geçebildiğini
göstermektedir. Kontamine sütten yapılan peynir-
lerde, peynirin daha konsantre bir ürün olması ne-
deniyle yapıldığı sütten 3-3,5 kat daha fazla afla-
toksin taşıdığı saptanmıştır. Yağlara ise yapıldığı
sütün 0,5-0,7 katı kadar aflatoksin geçmektedir.
Bir salgında neden tanımlanamaması, duru-
mun gözden kaçırılamayacak kadar belirgin ve
sendromların belirli tipte yiyeceklerle ilişkili ol-
ması, antibiyotik veya diğer ilaçlarla tedaviye
cevabın düşüklüğü ve salgının mevsimsel olması
durumunda aflatoksikozdan şüphelenilmelidir (6).
Aflatoksinler tüm canlı organizmalarda karsi-
nojenite, teratojenite ve mutajeniteye neden
olmaktadırlar. DNA, RNA ve protein sentezi
inhibisyonu; çeşitli enzim aktivitelerinde azalma;
glukoz metabolizması depresyonu; fosfolipidler,
serbest yağ asitleri, trigliseritler ve kolesterol ve
esterleri dahil olmak üzere lipid sentezi inhibis-
yonu ve pıhtılaşma faktörü inhibisyonu gibi
metabolik etkileri vardır (3). Bazı hayvan tür-
lerinde akut nekroz, siroz ve karaciğer kanserine
yol açarlar. AFB
1
, Uluslarası Kanser Araştırma
Vakfı (IARC) tarafından Grup I karsinojen olarak
sınıflandırılmıştır. AFB
1
’e maruziyet ile dünyada
görülme sıklığında yedinci sırada bulunan primer
hepatoselüler karsinoma arasında ilişki olduğu
sanılmaktadır (5). Toksik etkilerini göstermek için
metabolik aktivasyona gereksinim duyan dolaylı
etkili bir mikotoksindir (9). Primer karaciğer
kanserinin çok orijinli olduğuna inanılsa da afla-
toksin B
1
yiyecek kontaminantı olarak yaygın bu-
lunması nedeniyle en güçlü faktördür (4). He-
patoma ve karaciğer hasarı oluşumuna ilişkin
yapılan çalışmalarla AFB
1
’in
K1 ras protoonko-
geninin aktivasyonunu sağladığı ve p53 tümör
supresör genini farklılaştırdığı saptanmıştır.
Hepatoselüler Karsinoma (HCC) hastalarında,
p53 geninde önemli bir nokta olan 249.
kodonun üçüncü bazında guanin→timin (G→T)
transversiyonu gözlenmiştir (1,4).
Aflatoksinlerin akut ve kronik toksisitelerinde
türlerarası, bireylerarası ve cinsiyete göre önemli
farklılıklar vardır. Şimdiye kadar toksisitelerine
tamamen dirençli bir hayvan türü bulunmamıştır.
(1). Aflatoksinlere olan duyarlılığın cinsiyete bağlı
olup olmadığını araştırmak üzere yapılan
deneylerde dişi farelerin erkek farelere göre daha
az duyarlı olduğu; bu durumun da östrojenik
hormonların koruyucu etkisinden kaynaklandığı
saptanmıştır. Toksisite; çevresel faktörler,
maruziyet doz ve süresi, yaş, sağlık ve beslenme
alışkanlığına göre farklılık gösterebilir (6).
Amerikan Gıda İlaç Kurulu (FDA) tarafından
bazı yiyeceklerdeki aflatoksin kontaminasyonu
için izin verilen maksimum düzeyler Tablo 4’te
gösterilmiştir (1). Ülkemizde 16 Kasım 1997 tari-
hinde yayımlanan 23172 no’lu Resmi Gazete’nin
Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Bölümü Ek-14’te
aflatoksinler için belirtilen ‘müsaade edilen en
yüksek değerler’ ise Tablo 5’te verilmektedir.
A F B
1
’in mutajenik ve karsinojenik etkileri
detaylı bir şekilde çalışılmıştır ve elektronca
zengin dihidrobisfuranın, karaciğer sitokrom P450
(CYP 450) izoenzimleri CYP 2C ve daha az olmak
üzere farelerde CYP 1A2 ve insanda CYP 3A4 ile
AFB1 8,9-epoksite dönüşmesinden kaynaklan-
maktadır (1,9). CYP 3A4 hepatosit ve entero-
sitlerde bulunduğundan dolayı aflatoksinler için
ekstrahepatik metabolizmalarından söz etmek de
mümkündür. Daha karaciğere ulaşmadan bileşik
biyoaktivasyona uğrayabilmektedir. Bu da afla-
GİRGİN, BAŞARAN, ŞAHİN. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN MİKOTOKSİNLER
TÜRK HİJ DEN BİYOL DERGİSİ
100
Tablo 4. Amerikan Gıda İlaç Kurulu (FDA) tarafından
aflatoksin kontaminasyonu için kabul edilen maksimum
düzeyler (ppb)
Substrat
Maksimum Miktar
(ppb)
İnsan yiyeceği ve bazı tür
20
hayvan yemleri
Süt
0.5
Besi Hayvanı Yemi
300
Domuz yemi (et için)
200
Süt veren inek, domuz ve kümes
100
hayvanı yemi