85
erkek-kadın” gibi ikiliklerdir ki bu ikiliklerdeki ilk kavramların metafizik sistemin
merkezinde bulunduğunu belirtir.
189
Derrida, bu felsefe ya da metafizik geleneğin nasıl oluştuğunu veya onların
yanlışlığını göstermek için ‘dekonstrüksiyon’-yapısöküm/yapıbozum- yöntemini
geliştirir. Yöntemin sağlayacağı şey, bir bütünün nasıl yapılandığını anlamaya
çalışmaktır. Bir metafizik kavram olan bütün(ve diğer kapsayıcı anlam öncelikleri),
Derrida için ‘bütün’ün tamamen bütünsel olması yani kapsayıcı olması imkânsızdır. Bu
nedenle ‘bütün’den
söz edilemez, gerçekte sadece bir kesit/kesim söz konusudur hep.
190
Anlamsal statiklik/katılığın oluşturduğu bu ‘bütün’lüklü metafiziksel yapı, yapıbozuma
uğratırken gündeme Derrida’nın önemli bir kavramı çıkar: differance/difference( “hem
farklı olmak, hem de ertelemek anlamlarına gelen differer fiilinden Derrida’nın türettiği
bir söz oyunu” olarak görülmektedir.”
191
Differance(farklılık) ile dilsel yapıda
oluşturulan anlamla kesinlik zinciri bozulmaya uğratılır. Derrida, differance ile dilde
oluşan anlamsal farklılıkları, belirsizlikleri ve anlam vermenin ertelenmesi gerektiğini
göstererek mevcudiyet metafiziğinin hatalı olduğunu, dolayısıyla Batı düşüncesinin
baştan beri bu hatayla oluştuğunu
söylemektedir
192
Böylece Derrida’nın temel savı olan “dünya bir metindir, metnin dışında hiçbir
şey yoktur ve bütün metinlerin birden fazla anlamı vardır. Bu yüzden bir metnin tam ve
en son yorumunun yapılması imkansız”dır görüşü elde edilir.
193
Yani sonsuz anlam ve
yorum imkânının olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Derrida’nın kuram olmayan
yapıbozumcu yöntemin, anlamı bulmak, yakalamak için tavrını Megill, “parodik olarak
asla eve dönmeyecek olan Ullysses’i beklerken, sabah ördüğünü gece söken ya da hem
ören hem söken bir Penelope’ye benzetir.”
194
Başka bir analoji yaparsak Derrida bir
elinde kalemle yazarken, diğer eliyle onu silmeye başlayan bir düşünür olarak anlamsal
alanın değişip farklılaştığını göstermeye çalışır. İşte bu aşamada Derrida ile
postmodernizm arasındaki ilişki de açığa çıkmaktadır. Postmodernitenin kültürel
189
Cevizci,
Felsefe Tarihi
, ss.1248-1250.
190
Ragıp Ege, “Jaques Derrida”,
Felsefe Ansiklopedisi
(Cilt 4), Ed: A.Cevizci, Ebabil Yayınları, Ankara
2006,
ss. 181-195.
191
Mukadder Erkan, “Differance”,
Felsefe Ansiklopedisi
(Cilt 4), Ed: A.Cevizci, Ebabil Yayınları,
Ankara 2006,
ss. 316-321.
192
Sim,
Postmodern Düşüncenin Eleştirel Sözlüğü
, s. 245.
193
Meliha Demet Ulusoy, “Post-Yapsalcılık: Michel Foucault ve Jacques Derrida”, ed. Görgün Baran, A.-
Suğur, S.,
Çağdaş Sosyoloji Kuramları
, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir 2011, ss.118-141.
194
Megill, s. 381.
87
anlamanın tek yolu, tekil anlamlar illüzyonunu üreten bilgi sistemlerini ve
kabullerini “
yerinden çıkarmak
”tır.
195
Dostları ilə paylaş: