165
Hem insan hem de ahlâk, kendi içinde müphemliği barındırır ki bu müphemliği
ortadan kaldırmak (ki mümkün değildir) ve ortaya mutlaklık/kesinlik dayatmak, insanın
taşıyamayacağı bir yüktür. Modern akıl, dini/tanrıyı sınır dışı edip kendi hükümranlığını
ilân etmesiyle, bir anlamda Dostoyevski’nin çok sonraları söyleyeceği bir sözün
kapısını aralamıştır:“Eğer Tanrı yoksa her şey mubahtır.”
436
Esasen modern düzende bir
eylemin dinsel olarak günah-sevap ya da ahlâkî açıdan iyi-kötü olarak
değerlendirilmesi, akıl dışıdır. İnsanın eylemleri, modern kutsal aklın çıkarttığı yasalar
ve iktidarın toplumsal yaşamı düzenlemek için oluşturduğu ‘iyi birey/insan’ prototipi
(çalışan, yasalara uyan vb. gibi özellikler) çerevesinde değerlendirilir. Modernlikle
beraber insan eylemlerini nitelendirmek için iyi, sevap, günah ve kötü kavramları terk
edilerek bunların yerine, münhasıran ‘suç’ ve ‘yasal’ kavramları kulanılmaya
başlanmıştır.
Bu bağlamda modern proje, modernitenin akla vurgusu ile aklın ışığında gelişen
diğer alanlar (sanayi, kapitalizm, bilim vb.), hep birlikte seküler hayatı şekillendirirken,
müphemliği ve onu yaratan durumları, ötekileri, eylemleri ortadan kaldırmak ister.
Bauman’ın deyişiyle modern proje:
Sadece günahkârların değil aynı zamanda günahın da olmadığı, yalnızca
seçim yapan insanların değil aynı zamanda bizzat yanlış seçim olanağının da
olmadığı bir insanî dünyanın mümkün olduğunu koyultuyordu. Modern
proje, nihaî anlamda, ahlâkî müphemliğin olmadığı bir dünyayı ve bu
müphemlik de ahlâkî durumun doğal bir özelliği olduğu için, insanî
seçimleri bu seçimlerin ahlâkî boyutlarından koparmayı koyultuyordu. İşte
özerk ahlâkî seçimin yerine etik yasayı ikame etmenin pratikte vardığı nokta
budur.
437
İnsanın yeni kimliği olan birey, modernitenin bir ürünü olarak akıl sahibi,
mantıklı bir insandır. Bu insandan akla uygun ve mantıklı davranışlar beklenir. Modern
dönemde “akla uygun davranmak, bazı kurallara uymak anlamına gelir. Ahlâkî bir
benliğin alâmetifarikası olan özgürlük, [modern dönemle birlikte] kurallara ne kadar
titizlikle uyulduğuyla ölçülmeye başlan”mıştır.
438
Böylece ahlâkî eylemin olmazsa
olmazı olan özgürlük, akla bağlanır. Bu bağlamda müphem olan duygular, değerler ya
da akıl dışı olan her şey, birey ve modern proje için tehlikeli olarak görülür. Nitekim,
Kant’ın deontolojik ahlâkı ve onun akılsal kesinliğe dayandırarak ulaştığı evrensel ahlâk
436
Bauman,
Dostları ilə paylaş: