161
aciz’dir. ‘Halk’, Voltaire için “yırtıcı, vahşî,
öfkeden gözü dönmüş, geri zekalı, çılgın ve
kör hayvanlar”dı.”
420
Dolayısıyla bunların, toplumsal ilerleme ve gelişme için
eğitilmeleri gerekir ki aydınlanma gerçekleşebilsin. Modern eğitim teorisinin oluştuğu
bu sürecin temel motivasyonu, iktidarın kendi düzenini yerleştirmesidir. “Eğitimin
amacı itaati öğretmektir. Uyum gösterme içgüdüsü ve isteği, emirleri yerine getirme,
üstlerin tanımladığı biçimiyle kamusal çıkar neyin yapılmasını gerektiriyorsa onu
yapma, plânlanmış, tasarlanmış, bütünüyle rasyonelleştirilmiş bir toplumun
yurttaşlarının en çok gereksindiği beceriydi. En önemli koşul, öğrencilere aktarılan bilgi
değil, bilgi aktarımının yürütüldüğü talim, rutin ve her şeyin önceden kestirilebilirliği
atmosferiydi.”
421
Modern ideolojinin içindeki bu fikirler, iktidar ve aydınlar tarafından toplumsal
alandaki bozukluğu düzeltecek tasarımlara, uygulamalara, meşruluk kazandırmaktaydı.
Bizatihi yeni modern toplumun “yaratıcısı” olan “entelektüel, papaz atalarının aksine,
Tanrı’nın kulu veya tercümanı olmayıp, bizzat Tanrı’nın yerine” geçmiştir. Böylece
kutsal yasanın belirlediği toplumsal ilişki düzeni kaldırılmış ve yerine seküler dünya-
diğer bir deyişle dünyevi kutsal olan aklın, hukuğun- yasalarının düzenlediği ilişkiler
geçmiştir.
422
Bu bağlamda Bauman açısından değerlendirildiğinde, entelektüellerin,
modern iktidarın ve aydınların/felsefecilerin, özelliği her şeyden önce “
Dostları ilə paylaş: