TÜRK DÜNYASINDA ORTAK İLETİŞİM DİLİ VE TOFİK HACIYEV
131
«Türkcǝ otuza qǝdǝr xalqın ana dilidir.
Bu gün qloballaşma dövründǝ siyasi-iqtisadi-
mǝdǝni ǝlaqǝlǝri sıxlaşdırmaq üçün dǝ xalqla-
rın bir ortaq ünsiyyǝt (ilǝtişim) dilinǝ ehtiyacı
var. Bu tǝcrübǝ tarihǝn olub. Zamanında Al-
taydan Dunaya qǝdǝr coğrafiyada yaşayan
türklǝrin yerli tǝzahürlǝri ilə yanaşı, bu gün
Orxon kitabǝlǝrinin dili kimi götürdüyümüz
vahid ǝdǝbi dil ümumi ünsiyyǝt dili olub. Bu
anlaşmanın bu gün dǝ olması imkan verir ki,
türkcǝlǝrdən birini ortaq ünsiyyǝt (ilətişim)
dili kimi işlǝdǝk. Türkcǝlǝrdən hǝr biri öz vǝ-
tǝnindǝ ǝdǝbiyyat, elm, mǝtbuat, ailǝ dili kimi
bütün imkanlarını saxlamaqla uluslararası tǝd-
birlǝrdǝ, siyasi-mǝdǝni toplantılarda ümumi
anlaşma üçün türkcǝlǝrdǝn birini işlǝtmǝk
mümkündür və faydalıdır. Kitab bu mǝsǝlǝyǝ
hǝsr olunub».
Tofik Hacıyev, Türk lehçeleri terimini
kullanmak yerine doğrudan doğruya Türkçeler
sözünü kullanmayı tercih etmektedir. Hacı-
yev’in bu tercihi, Türk soylu halkların dillerini
ifade etmek üzere Türklük biliminde kullanı-
lan Türkiye Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi,
Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi vb. adlandır-
malarla da uygun düşmektedir.
Kitabın ilk bölümleri Türk dünyasında
ortak iletişim dilinin tarihine ayrılmıştır.
İdeyanın Tarihçesi’nde ortak dil düşüncesinin
çıkış nedeni, kaynağı, Gaspıralı İsmail Bey’in
çalışmaları ele alınmaktadır. Bu bölümde Türk
yazı dillerinin oluşum ve gelişim aşamalarına
değinilmekte, Gaspıralı’nın yanı sıra Sabir,
Mehemmed Hadi, Hüseyinzade Ali Bey, Ah-
met Ağaoğlu gibi aydınların dil konusundaki
düşünceleri de işlenmektedir.
İkinci bölüm, «İşdǝ, Fikirdǝ, Dildǝ Bir»
İdeyasının «Ali Bey Hüseyinzade Mertebesi»
başlığını taşımaktadır. Bu bölümde Hacıyev,
Hüseyinzade Ali Bey’in dil anlayışı ve ortak
dil konusundaki yaklaşımları üzerinde dur-
maktadır. Gaspıralı İsmail Bey’in dilde, fikir-
de, işte birlik düşüncesinin Azerbaycan’da uy-
gulayıcısıdır. Hüseyinzade Ali Bey… Azer-
baycan’da önce «Hayat» gazetesini yayımla-
yan Hüseyinzade Ali Bey, daha sonra «Füyu-
zat» dergisini çıkarır ve ilk çıkan nüshayı Kı-
rım’a, Gaspıralı İsmail Bey’e gönderir. Dergi-
yi alır almaz Hüseyinzade Ali Bey’e bir telgraf
gönderen Gaspıralı, dergiyi beğendiğini belir-
tir, ancak dilinin biraz daha sadeleştirilmesi
gerektiğini, böylece halk arasında daha çok
yayılacağı kanaatinde olduğunu yazar. Ha-
cıyev, «Füyuzat»ın halk arasında fazlasıyla ya-
yılamadığını ancak Türklük için dâhiler yetiş-
tirdiğini yazar. Yusuf Akçura, Ziya Gökalp,
Ahmet Ağaoğlu, Üzeyir Hacıbeyli gibi Türk
dünyasının önde gelen şahsiyetleri «Füyu-
zat»taki yazılarıyla yetişmişlerdir. Tofik Hacı-
yev, Yusuf Akçura’nın Hüseyinzade Ali Bey
hakkında şöyle dediğini kaydeder:
Hüseynzadǝ Əli bǝy müsǝlman türklǝr
arasında ilk Turanidir!
Daha sonra Türkiye’ye yerleşecek ve
çalışmalarını, mücadelesini Türkiye’de sürdü-
recek olan Hüseyinzade Ali Bey, Soyadı Ka-
nunu çıktığında Turan soyadını alacaktır.
«Ziya Gökalp – Xalq Türkcesi’ne Doğ-
ru» başlıklı üçüncü bölümde Ziya Gökalp’ın
Türkçülüğ’ü ve Türkçeciliğ’i üzerinde durur
Hacıyev… Gökalp’ın yazılarında, şiirlerinde
dil konusunu ele alır.
Edebî alanda ve düşünce dünyasında or-
tak edebî dil ülküsü, 1926 yılında Bakü’deki
Birinci Türkoloji Kurultayı’nda ciddi bir
biçimde gündeme gelecek ve tartışılacaktır. Bu
görüşmeler ve tartışmalar, kitabın dördüncü
bölümünü oluşturan Bakü Türkoloji Kurultayı
bölümünde ele alınmıştır. Bakü Birinci Tür-
koloji Kurultayı’nda üzerinde durulan ortak
edebî dil konusunu geniş bir biçimde de-
ğerlendiren Hacıyev, «bütün tartışmalardan
sonra Kurultay’ın vardığı nokta Türkler için
umumi edebî dil oluşturmak mümkündür»
sözünü yazar. Ancak Tofik Hacıyev, umumi
ortak Türk edebî dili oluşturmanın asla
mümkün olamayacağı düşüncesindedir. Bugün
var olan Türk edebî dillerini ortadan kaldırarak
9 *
ŞÜKRÜ HALUK AKALIN
132
yeni bir edebî dil meydana getirmek olacak
şey değildir. Üstelik her biri ayrı bağımsız
devlet olan Türk cumhuriyetlerinin edebî dil-
leri aynı zamanda resmî dilleridir de… Hacı-
yev, böyle bir şey için önce bütün Türkler için
tek bir devlet kurulması, bu devletin kendi
edebî dilini hazırlaması gerektiğini, bunun da
yıllar alacağını yazar. Hacıyev’e göre bu ayrı
bir meseledir ve böyle umumi bir devletin
oluşturulması da asla mümkün değildir.
Bütün bunlara karşılık yapılması gereken
tek şey vardır: «Türklǝr üçün ümumi ünsiyyǝt
tǝşkil etmǝk…». Bütün Türkler arasında umu-
mi iletişim için Hacıyev’in önerisi, hiçbir
Türkçe’nin varlığına dokunmadan, dünya dev-
letlerinin yaşamış olduğu tecrübelerden yarar-
lanarak mevcut Türk dillerinden birini alıp onu
bütün Türkler arasında ortak iletişim için kul-
lanmaktır. Tofik Hacıyev bu noktada vaktiyle
Sovyetler Birliği döneminde Rusça’nın ortak
iletişim dili olarak kullanılmasını örnek
göstermektedir: «Mǝsǝlǝn, vaxtilǝ SSRİ ǝrazi-
sindǝ bütün xalqlar rus dilinin vasitǝsilǝ ünsiy-
yǝt saxlayırdılar. Bu gün dünyanın çox dövlǝt-
lǝrindǝ bu mövqǝdǝ ingilis dili işlənir».
Hiç kuşkusuz konunun en can alıcı so-
rusu bütün Türkler arasında ortak iletişim dili
hangi Türkçe olacaktır? Bu soruya cevabı şöy-
le veriyor Tofik Hacıyev: «Böyle umumi
iletişim dili vazifesini bugünkü müstakil Türk
devletlerinden her biri edebî dili yerine getir-
meye kabildir. Ancak o dili seçmelidir ki, o
dilin sahibi devlet hepsinden çok iktisadi güce,
medeni imkânlara, uluslararası siyasi nüfuza
sahip olmalıdır. Bugün bu imkânlara sahip
Türkiye Türkçesi’dir. Aslında Türkiye Türk-
çesi bizimle iletişime başlamıştır ve bu iletişim
yirmi yıldır sınavdan başarıyla geçiyor, çocuk-
larımız Türkiye’nin çizgi filmlerini, yaşlıla-
rımız dizilerini hevesle seyrediyorlar. Bu işin
süratlenmesinde ve genişlemesinde devletleri-
mizin ve devlet başkanlarımızın faal münase-
betlerine ihtiyaç var. Helva helva demekle ağız
tatlanmaz…»
Türkiye Türkçesi’nin bütün Türk dün-
yasının ortak iletişim dili olması konusundaki
düşüncesini bu kadar açık bir biçimde yazan
Prof. Dr. Tofik Hacıyev, kitabının diğer bö-
lümlerine «Yüzümü Türkiye’ye ve Türkiye
Türkçesi’ne» Tutuyorum, «Türkiye Türkçesi
Yalnız Türkiyelileri’in Değil», «Türk Dilinin
Gücü Yahut Türkçe İlim Dilidir» gibi başlıklar
vermiş ve bu bölümlerde Türkiye Türkçesi’nin
anlatım gücünü, söz varlığının zenginliğini ele
almıştır.
Kitabın son bölümünde iletişim dilinin
alfabe ve imla konusunu da ele alan Hacıyev,
sonuç bölümünde Türkiye Türkçesi’nin ortak
iletişim dili olarak yaygınlaştırılabilmesi için
yapılması gereken işleri on iki maddede top-
lamış ve ayrıntılı bir biçimde açıklamıştır. Bu
maddeleri kısaca şöyle sıralayabiliriz:
Ortak bir alfabeye sahip olmalıyız. Aynı
sesin aynı harfle gösterilmesi en önemli şarttır.
Bütün Türkler’in imlası uygun ilkeler
esasında kurulmalıdır. Yabancı sözler Türkçe
nasıl telaffuz edilirse, öyle yazılmalıdır.
Bütün Türkçeler’de ortak terimler ha-
zırlanmalıdır. Bunun için muhtelif Türkçeler’i
temsilen dil bilginlerinden oluşan genel ve
ortak komisyon kurulmalıdır. Yeni türetilen
Türkçe veya yabancı dillerden alınan terimleri
bu komisyon inceleyip onayladıktan sonra her
Türkçe bu terimleri kendi ses bilgisi özellik-
lerine göre kullanmalıdır.
Bütün Türk Cumhuriyetleri’nde orta-
okullarda Türkiye Türkçesi az sayıda da olsa
öğretilmelidir.
Türkiye’nin televizyon yayınlarında su-
nucu konusuna dikkat edilmeli, açık ve an-
laşılır bir biçimde konuşan kişiler seçilmelidir.
Türkiye Türkçesi de diğer Türkçeler’e
doğru bir adım atmalıdır. Bugün Azerbaycan
Türkçesi’nde kullanılan bilgisayar, önder, des-
teklemek, bakım gibi sözler Türkiye Türk-
çesi’nden alınmıştır. Türkiye Türkçesi de diğer
Türkçeler’den gerekli sözleri alıp kullanmalıdır.
Uydurma söz yapımı durdurulmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |