28
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / NİKEL RAPORU
ilâvesi gerekir. Sülfürlerde ise, sıklıkla geleneksel zenginleştirmeyi takiben izabe
sürecine geçilir. Ancak neticede, izabe işlemi uygulaması dolayısıyla, her iki tür
cevher için de havaya sürüm (emisyon) meselesi gündeme gelir.
Sülfürlü nikel cevherlerin kavrulması ve ergitilmesi esnasında açığa çıkan
sülfür dioksit (SO
2
) hava kirliliğine yol açan başlıca unsurdur. Konsantredeki
nikel oranı % 6-20 iken, S % 30’lar düzeyine kadar çıkabilir. Buna göre, üretilen
nikelin tonu başına salınan SO
2
’in 4 t’a ulaşabileceği belirtilmektedir (World Bank
Group, 1998). Tabii ki, hem SO
2
, hem de parçacık (partikül) konsantrasyonları
kullanılan pirometalurjik yöntemler arasında değişkenlik arz etmektedir.
Öte yandan, amonyak özütlemesi uygulandığında amonyak ve hidrojen
sülfür, asitle özütlemede ise hidrojen sülfür açığa çıkarak hava kirliliğine neden
olabilir.
Nikel matının rafinasyonunda akışkan yatak kavurması ve klorin-hidrojen
indirgemesi gibi çeşitli süreçlerden yararlanılarak, tenörü % 95’in üzerinde nikel
oksit üretilebilir. Ancak yüksek saflıkta nikel peleti üretmek için buhar, örneğin
karbonil süreci kullanılabilir. Bu durumda ise, hayli zehirleyici olan nikel karbonil
göz ardı edilmemesi gereken bir kirleticidir.
Pirometalurjik işlemler genel olarak kuru olduğundan, su kirliliği açısından
çok da önemli olmamakla beraber, gaz arıtımında yaş elektrostatik presipitatörler
kullanıldığında, ortaya çıkan atık suların metal yükleri yüksektir.
Burada, nikel madenciliği ile ilgili olarak verilen çevresel etkiler potansiyel
tehditler olup, birçok madende görüldüğü üzere, daha işletme öncesi uygulamaya
konulacak çevre yönetim plânlarıyla, büyük ölçüde ortadan kalkacak veya kabul
edilebilir risklere dönüşecektir.
4. DÜNYA’DA NİKEL
4.1. Rezervler
Tüm dünyada, tenörü % 1 veya daha yüksek olan kaynakların en az 130
milyon t kadar nikel içerdiği ifade edilmektedir (Kuck, 2012). Bunun yaklaşık %
60’ı lateritlerde ve % 40’ı da sülfitli yataklarda yer almaktadır. Ayrıca, manganez
tabakalarındaki ve yumrucuklardaki (nodüller) derin deniz nikel kaynakları,
özellikle Pasifik Okyanusu’nda olmak üzere, okyanus tabanında geniş alanlar
kaplamaktadır.
29
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / NİKEL RAPORU
Şekil 3. Lateritik ve sülfitli yatakların yeryüzündeki dağılımı (Sardes Nikel
Madencilik, 2005)
Geleneksel maden bölgelerinde yeni sülfitli yatakların bulunmasındaki uzun
dönemli azalma, maden şirketlerinin, aramaları Arap Yarımadası, merkezi doğu
Afrika ve Güney Kutbu gibi daha fazla ilgi duyulan alanlara kaydırmasına neden
olmaktadır. Ayrıca 2007’de, Kanada’da, Ontario’nun kuzey-batısındaki James
Bay ovalarında, umut vadeden yüksek tenörlü sülfür kaynakları bulunmuştur.
Doğal demir-nikel alaşımı olan, pentlandite kıyasla daha kolay zenginleştirilebilen
ve Kanada’nın diğer bölgelerinde bulunan avaruit (Ni
2
Fe – Ni
3
Fe) yataklarının
geliştirilmesi durumunda, uzun vadedeki Ni konsantresi açığının giderilmesine
katkı yapacağı öne sürülmektedir (Kuck, 2012).
Genellikle % 1-3 civarında nikel içeren sülfitli yatakların büyük rezervli
olanları Kanada, Güney Afrika Cumhuriyeti, Rusya, Finlandiya ve Avustralya’da
bulunurken, daha düşük nikel içerikli lateritik yatakların Küba, Yeni Kaledonya,
Endonezya, Filipinler, Avustralya, Madagaskar, Papua Yeni Gine ve Brezilya’da
olduğu görülmektedir (Şekil 3).
30
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / NİKEL RAPORU
Çizelge 5. Dünya nikel rezerv verilerinin metal eşdeğeri olarak yıllara göre
değişimi (USGS, 2000, 2005, 2010, 2012)
Ülke
Rezervler (t)
2000
Rezervler (t)
2005
Rezervler (t)
2010
Rezervler (t)
2012
Avustralya
Botsvana
Brezilya
Çin
Dominik
Endonezya
Filipinler
Güney Afrika
Kanada
Kolombiya
Küba
Madagaskar
Rusya
Venezuella
Y. Kaledonya
Yunanistan
Zimbabve
Diğer
9.100.000
780.000
670.000
3.700.000
720.000
3.200.000
410.000
2.500.000
6.300.000
560.000
5.500.000
-
6.600.000
-
4.500.000
450.000
240.000
450.000
22.000.000
490.000
4.500.000
1.100.000
720.000
3.200.000
940.000
3.700.000
4.800.000
830.000
5.600.000
-
6.600.000
560.000
4.400.000
490.000
15.000
1.300.000
26.000.000
490.000
4.500.000
1.100.000
840.000
3.200.000
940.000
3.700.000
4.100.000
1.700.000
5.500.000
-
6.600.000
490.000
7.100.000
490.000
-
3.800.000
24.000.000
490.000
8.700.000
3.000.000
1.000.000
3.900.000
1.100.000
3.700.000
3.300.000
720.000
5.500.000
1.600.000
6.000.000
-
12.000.000
-
-
4.600.000
Toplam
46.000.000
62.000.000
71.000 000
80.000.000
Dünya nikel kaynak ve rezervleri verilerine ilişkin ilgi çekici ayrıntı değişen
değerlerdir. Kuşkusuz, yeni bulunan yataklar, önceden kaynak olarak nitelenen
sahaların sonradan ortaya çıkan bulgularla rezerve dönüşmesi ve sürdürülen
üretimler gibi sebeplerle değişmesi doğaldır (Çizelge 5). Ancak ABD Jeolojik
Survey’den (USGS) alınan rakamlarla oluşturulan Çizelge 5 üretim değerlerini
yansıtan Çizelge 5 ile karşılaştırılarak irdelendiğinde, listede yer verilen bazı
ülkelerin, sanki rezervleri tükenmişçesine algılanacak biçimde listeden çıkartılması
dikkate şayandır. Her ne kadar, kimi ülkelerden sağlıklı veri temininde sorunlar
yaşansa da, bu tek başına açıklayıcı olmaktan uzaktır. Örneğin, Madagaskar’ın,
yapılan aramalarla ciddi nikel rezervlerine sahip olduğunun anlaşılması gayet
tabii iken, Yunanistan ve Venezuella’daki durumun üretime bağlanması mümkün
gözükmemektedir. Bu ülkelerin, “diğerleri” altında verilmesini olası kabul etmek
gerekebilir. Bu manada, yalnızca ülkeler özelinde değil, dünya ölçeğinde de
verilen rezerv rakamlarına temkinli yaklaşmak daha doğru görünmektedir.
İlâve edilmesi gereken bir husus da, her yıl artan üretim değerlerine karşın,
rezervlerin hızla büyümesidir.