NOYABR NOVEMBER
MİRAS
|
71
tAnItIm PROMAtiON
Prof.Dr. Vasim Mammadaliyev, Prof. Thierry Zarcone gibi Azer-
baycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dini İşler Komite
Başkanlığı, Unesko komisyonu birinci sekreteri, Milli Bilimler
Akademisi Hukuk, Sosyoloji ve Felsefe Direktörü başkanı, Bilimsel
Araştırmalar Ulusal Merkezi Müdürü gibi görev ve sıfatlarla Sem-
pozyumun düzenleyici kurumlarının önemli temsilcileri tarafından
yapıldı. Çay-kahve arasından sonra Sempozyum’un ilk bölümüne
geçildi. Dr. Zümrüt Guluyeva, Prof. Denis Grille, Dr. Zöhre Ali-
yeva, Prof. Leyla Khalifa ve Prof. Azade Museyeva’nın muhtevalı
konuşmaları yanında Mehmet Rıhtım Hoca’nın resimlerle süslü
görsel ve muhtevalı sunumu göz ve gönülleri dolduruyordu. Öğle
sonrasında Sadık (Yalsızuçanlar) Bey’in kısa ve özlü konuşması
sonrasında Dr. Mehmet Tütüncü, Dr. Marius Lazar, Prof. Rachida
Cih, Dr. Alessandra Marchi, Prof. Sara Kuehn, Dr. Mustafa Tatçı,
Abdülkerim Erdoğan, Dr. Ali Öztürk, Prof. Jean Jacques Thibon,
Dr. İbrahim Işıtan, Dr. Nezaket Mammadova.. gibi bir çok isim
daha konuşma fırsatı buldular. Bu konuşmalarda Halvetiliğin
Türkiye’de ve dünyadaki yayıldığı yerler, dalları ve kolları, önemli
temsilcileri, Seyyid Yahya Şirvani’nin bazı eserleri ve düşünceleri
ile, tarikatın bazı temel özellikleri gibi bir çok konuya yer verdil-
er. Katılımcıların Fransa, İtalya, Hollanda, Arnavutluk, Cezayir,
Ürdün, Türkiye, Romanya, Avusturya ve ev sahibi Azerbaycan gibi
Halvetiliğin yayıldığı geniş bir coğrafyayı
inceledikleri ve temsil et-
tikleri anlaşılıyordu. Son olarak Alaaddin Baba hakkında sunulan
görsel malzemeyle desteklenmiş Tuğçe Tuna hanımın konuşması,
seyirci desteği ile büyük alkış aldı.
Peş peşe yapılan ağır ama dikkat isteyen anlamlı konuşmalardan
bir hayli yorulmuştuk. Toplantı sonrası Pir-i sani Seyyid Yahya
hazretlerinin huzuruna vardık. Müslüman olan iki Fransız ailenin,
Pire olan hürmet ve saygısı bilhassa Dr. Denis Bey ve hanımının
türbedeki ihlaslı tavrı, insanı derinden düşündürüyordu. Tarihi
Külliye, Seyyid Yahya Türbesi, Şirvanşahlar Sarayı ve Murad Kapısı
gibi önemli eserlerden oluşuyor. Çevrede başka bir çok tarihi zi-
yaret yerini daha görüyoruz. Ve geze geze yemek yerine doğru İçeri
şeherdeki tarihi mekanların önünden bir su gibi geçip gidiyoruz.
Yolda bizim en büyük hazinemizin, yaşadığı devirde ve sonrasında
Hz. Peygamberin izinde İslâmiyeti sevgiyle yaşayarak insanlara yol
gösteren, insan madeni olduğunu düşünüyorum. Kutsal kitabımız
Kur’an’da ibret için tarihi yerlerin gezip görülmesi gereğine işaret
ediliyor. Maddece, nispeten zenginleştiğimiz günümüz dünyasında,
insani yanımız yoksullaşırken Seyyid Yahya, Yunus ve Mevlana gi-
biler, bizi kendimizi keşfetmemiz için o insani öze ve asla çağırıyor
diye içimden geçiriyorum. Yahya’nın bu çağrısına yüzyıllar sonra
da olsa dünyanın dört bir yanından kulak verilmiş ve gelinmiş,
onlarca yıl ateizmle idare edilen inançların yok edildiği bir ülkede,
2-4.07.2013 tarihleri arasında, Azerbaycan Kültür ve Turizm
Bakanlığı, UNESCO, Azerbaycan Milli Elmler Akademiyası’nın
işbirliğiyle, vefatının 550. yılı münasebetiyle Azerbaycan’da Seyyid
Yahya Şirvani Bakuvi adına düzenlenen Uluslarası Bilimsel Sempo-
zyum/Konferansa bir bildiri ile katılmak nasip oldu.
Konferans/Sempozyum, bu konuda pek değerli çalışmaları olan
ve Seyyid Yahya’nın Türkçe eseri Şifaü’l- Esrar’ını yayınlayan Kaf-
kas Üniversitesi Kafkas Araştırmaları Enstitüsü müdürü ve aynı
üniversitenin öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Rıhtım’ın Azerbay-
can Kültür Bakanlığı’na yaptığı ve sonra da UNESCO’ya yapılan
teklifler doğrultusunda ve sonucunda kararlaştırılmış. Dolayısıyla
2013 yılı, UNESCO tarafından Seyyid Yahya Şirvani Bakuvi yılı
ilan edilmiş. Netice olarak da öncelikle Azerbaycan’da ve daha
sonra da Türkiye’de onun adına çeşitli sempozyum ve toplantılar
yapılmasına karar verilerek uygulanmasına geçilmiş.
Seyyid Yahya Şirvani (vefatı 1463), Şeyh Ebu Abdullah Siracüd-
din Ömer el Halveti’nin (v.1397-98) kurucusu olduğu tarikatın,
Halvetiliğin pir-i sanisi yani ikinci şeyhidir. Seyyid Yahya Şirvani
ile tarikat Anadolu, Balkanlar, Suriye, Mısır, Afrika, Habeşistan ve
Güney Asya illerine kadar yayılmış, pek çok kişi ona bağlanmak
için Anadolu’dan Bakü’ye gitmişlerdir. 19 tane eseri vardır. En
hacimli eseri olan Şifaü’l- Esrar’ı Türkçe, farklı hacimdeki diğer
eserleri Arapça ve Farsça’dır. Arapça ve Farsça eserlerinin çoğu,
rahmetli Dr. Hasan Almaz tarafından tercüme edilen Şirvani’nin,
Türkçe yazılmış olan tek eseri, “Şifaü’l- Esrar” ise Doç. Dr. Mehmet
Rıhtım tarafından Azerbaycan’da ve Türkiye’de neşredilmiştir.
Sempozyum salonuna girdiğimizde 14 ülkeden 44 araştırmacının
U şeklinde düzenlenmiş bir büyük masanın çevresinde toplandığı,
isimlerimizin ve programın bulunduğu masa ve sandalyemizi bu-
larak yerimize yerleştik. Bir kaç devletlü ve bürokrat dışında sa-
lon, araştırmacı ve Türkiye’den gelen Seyyid Yahya ziyaretçileri-
yle dolmuştu. Ziyaretçiler, türbenin tanıtım, bakım ve tamirinde
büyük emeği geçen aynı yolun yolcusu (Halvetilik) rahmetli Alaad-
din Yayıntaş’ın oğlu Hasan Ş. Yayıntaş ve arkadaşlarıydı. Bakan
cenaplarının özel izniyle toplantıya katılıyorlardı.
Program başladı. İlk konuşmalar genellikle bürokratik ve resmi
olanlardır ve düzenleyicilerin açış konuşmalarıdır. Arkasından
Azərbaycanca, Fransızca ve Rusça konuşmalar birbirini takip etti.
Hoş geldiniz ve açış konuşmaları M. Ebulfez Garayev, Elşad
İskenderov, Günay Efendiyeva, İlham Mammadzade, Hasan Hami,
“Seyyid yahya Bakuvi aşığı: Alaeddin yayıntaş”
Prof. dr. kenan erdoğan
Celal Bayar Üniversitesi türkiye,Manisa