Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, XIV/1, Yaz 2014.
163
Nitekim Aralık 2012'de Hillary Clinton'un AGİT toplantısı sırasında dile getirdiği gibi,
önümüzdeki yıllarda ABD Rusya'nın post sovyet alanında Avrasya üst kimliğiyle başlattığı
entegrasyon hareketlerinin gelişimini önlemeye dayalı eylemlerine daha fazla ağırlık
verecektir
23
ve böyle bir durum Rusya'nın içindeki Batıcılık ile Avrasyacılık tezleri
savunanlar arasında yeni bir anlaşmazlıkları yol açacaktır. Ancak Brzezinski'nin deyimiyle
Putin sonrası bir dönemde ise Rusya'nın Batı dünyasının bir parçası olmaya aday ülkelerden
biri olacağını da gözardı edemeyiz.
24
2. Rusya'nın Orta Asya Politikası: Aşamaları ve Başlıca Özellikleri
Rusya devleti 1991 yılına kadar Orta Asya'yı jeopolitik ve jeoekonomik anlamda
kontrolde tutmuştur ve dünyadaki diğer güçlü aktörlerin bölgeye yönelik politikalarını
Moskova üzerinden yürütmesini sağlayabilmiştir. Aynı zamanda Rusya SSCB döneminde
bölge devlet- lerinin yönetim enstitülerini kendi anlayışı ile çıkar ve güvenliğine dayalı
olarak şekillen- dirmiştir. Rusya açısından bu durum, günümüzde bile bölgeye yönelik
politikasında elini güçlendiren önemli bir kozu oluşturduğunu vurgulamalıyız. Ancak
SSCB'nin dağılmasıyla birlikte, Rusya'nın Orta Asya üzerindeki monopolü kaybolmuştur ve
Rusya siyasal eliti günümüze kadar bu monopolü yeniden tesis etmeye dayalı politikalar
yürütmüştür. Fakat bu politikaların belli dönemlere göre farklılıklar arz ettiğini ve soğuk
savaş dönemi sonrasından bu yana Rusların bölge siyasetini birbirinden farklı dört temel
aşama çerçevesinde inceleyebileceğimizi savunmaktayız.
2.1 1991-1994 Yılları: Bölgeden Uzaklaşma ve Jeopolitik Boşluk
1990'lı yılların başında Rusya Orta Asya'yı bir yük olarak algılamıştır ve bölgeden geri
çekilme ile ekonomik yardımları asgari düzeye indirgemeyi rasyonel karar olduğunu
düşünerek, bir an evvel sadece Rusya'nın kalkınmasına konsantre olmaya dayalı siyaseti
hayata uygulamaya koymuştur. Nitekim tezimizi destekleyici istatistik verilere göz attığımız
zaman, 1991 yılında Rusya'nın bölge ile olan ticaret hacmi 59 milyar 226 milyon dolar
iken, 1994 yılında bu hacim 6 milyar 143 milyon dolara gerilediğine şahit oluruz.
25
1990'lı yılların başında Rusya'nın bölgeye olan ilgisinin azalması ve ekonomik
yardımların kesilmesi Orta Asya ülkelerinin gelişimini olumsuz etkilediğini vurgulamalıyız.
Diğer taraftan bu dönemde bölgenin petrol ve doğalgaz gibi yeraltı kaynakları dünya
23
Fedor Lukyanov, Hillary Klinton Protiv Sovetizasiyi Okolorossiskogo Prostranstva (Hillary
Clinton
Rusya'nın
Yakın
Çevresinin
Sovyetleşmesine
Karşıdır),
10.12.2012,
http://ria.ru/analytics/20121210/ 914133087.html (Son erişim 05.04.2013)
24
Mark Galperin, Bjezinski Vidit Rossiyu Çastyu Zapada (Brzezinski Rusya'yı Batı'nın bir
parçası olarak görmektedir), 08.02.2012,
http://inotv.rt.com/2012-02-08/bzhezinskij-vidit-
rossiyu-chastyu-zapada, (Son erişim 03.09.2013)
25
Vladimir Paramanov, Aleksei Strokov, Etapı Vneşnei Politiki Rossii V Sentralnoi Aziyi
(Rusya'nın Orta Asya'ya Yönelik Dış Politikasının Dönemleri),
Sentralnaya Evraziya
, №08/21
(R), İyun (Haziran) 2008, S. 4.
MEHMET SEYFETTİN EROL-AİDARBEK AMİRBEK
164
pazarına sadece Rusya toprakları üzerinden döşenen boru hatlarıyla taşınıyordu.
26
Rusya ise
ilk önce kendi ekonomik sorunlarını çözmek ve bütçesine daha fazla gelir kaynakları
sağlamak amacıyla bölgeden petrol ve doğalgaz almayı sınırlandırmıştır, kendi ülkesindeki
petrol ve doğalgazını satmaya dayalı stratejiyi uygulamıştır. Ek gelir kaynağından mahrum
kalan Orta Asya devletleri ciddi ekonomik sıkıntılarla yüz yüze bırakılmışlardır. Örneğin,
1993 yılında Özbekistan ve Türkmenistan'ın ekonomisi %20 ile 25 arasında gerilemiştir,
buna karşın Kazakistan ile Kırgızistan'ın ekonomisinde %35 ile 45 arasında düşüş
gözlenmiştir. Tacikistan ise iktidar ile muhalif kesim arasında meydana gelen iç savaşla
uğraşır iken, ekonomik alanın %50'si hasara uğramıştır.
27
1990'lı yılların başında Rusya Orta Asya'ya finansal yardım sağlamaktan kaçındıysa
da, güvenliğini sağlamaktan geri kalmamıştır. Rusya'yı güvenlik açısından güney yakın
çevresindeki iki temel konu tedirginliğe sürüklemiştir. Bunlardan biri Tacikistan'da yaşanan
iç savaş, diğeri ise sürekli artmaya başlayan radikal dini örgütlerin mevcudiyetidir. Rusya
ulusal güvenlik endişesini gidermek için üç askeri ve siyasi hedefi uygulamıştır. Bunlar
sırasıyla barış gücünü oluşturma, BDT ülkeleriyle sınırı koruma girişimleri güçlendirme ve
Orta Asya'daki Rus askeri varlığının devamını sağlamadır.
28
Ayrıca, Fergana vadisinde radikal dini grupların faaliyetleri güçlenmiştir ki, bu
özellikle Özbekistan'ı rahatsız etmiştir. Bu bağlamda Özbekistan'ın girişimleriyle 15 Mayıs
1992 yılında Taşkent'te Rusya, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve
Özbekistan tarafından BDT Kolektif Güvenlik Anlaşması
29
imzalanmıştır. Anlaşmanın
imzalanmasıyla birlikte Rusya ve Orta Asya arasında askeri bağlar güçlenmiştir, Tacikistan iç
savaşına müdahalenin yasal zemini oluşmuştur ve dini radikal grupların Tacikistan'da
iktidarı ele geçirerek bölgeye yayılabilme tehdidine karşı önlemler alınmıştır.
23-24 Aralık 1993 yılında yapılan BDT Zirvesi'nde Tacikistan'da istikrarı sağlamak
için 201'nci Rus askeri üssünün güçlendirilmesine ve Kolektif barış gücünün kurulması
kararlaştırılmıştır. Barış gücüne Kazakistan ve Kırgızistan’ın bir taburla katılacağı, Rusya ile
Özbekistan'ın duruma göre askeri taburların artırabilecekleri karara bağlanmıştır.
Diğer taraftan bu dönemde, Rusya güney yakın çevresindeki güvenliğini sağlamak için
Kırgızistan ve Türkmenistan'la daha fazla işbirliğine gittiğine tanık olmaktayız. Nitekim,
Rusya Kırgızistan'ın Çin'le olan sınırını korumayı kendi üzerine alarak, bunun için lazım
26
Utku Yapıcı, Küresel Süreçte Türk Dış Politikasının Yeni Açılımları: Orta Asya Ve Kafkasya,
Otopsi Yayınları, İstanbul 2004, s. 100-107.
27
Mark Hrustalev, Sentralnaya Azia Vo Vneşnei Politike Rossii (Rusya'nın Dış Politikasında
Orta Asya), MGİMO Yayınları, Moskova 1994, s. 38.
28
Vitali Naumkin, Politika Rossi V Sentralnoi Aziyi (Rusya'nın Orta Asya Politikası),
20.01.1999,
http://www.svoboda.org/content/transcript/24203487.html,
(Son
erişim
21.09.2013)
29
Bazı kaynaklarda bu anlaşma "Taşkent anlaşması" olarak geçmektedir. Bu şekilde ifade
etmenin temel nedeni, anlaşmanın Özbekistan'ın ısrarı üzerine ve Taşkent şehrinde
imzalanmış olmasındandır. Daha fazla bilgi için bkz. Murat Laumulin, Sentralnaya Aziya v
zarubejnoi politologiyi i mirovoi geopolitike: Sentralnaya Aziya v XXI stoletiyi, KİSİ
yayınları, Almatı 2009, s. 226.