OSMANLI-İRAN VE RUS İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA PENAH ALİ
HAN VE İBRAHİM HALİL HAN DÖNEMİNDE KARABAĞ HANLIĞI
57
hanlara saldırı hazırlığı yaptığı ve Revan’a saldırması hâlinde ona sınır olan
Kars, Bayezid, Erzurum, Van ve civarının büyük zarar göreceği ve halkın
böyle bir saldırı karşısında göçe mecbur olacağını hatırlatmıştır. Buraların ön-
ceden olduğu gibi Osmanlı sınırları içinde himâye olunması ve Devlet-i
Aliye’nin haklarında ne yönde irade buyurursa gereğinin aynen tatbik oluna-
cağını söylemiştir.
40
İran’ın hanlıklar üzerindeki bu baskı ve tazyikleri sürerken, kuzeyden de
1796 yılından itibaren Rus baskı ve yayılmacılığı başlamıştır. Nitekim Azer-
baycan’a Ruslar tarafından bölgeye asker sevki ve hanlıklara ait bu sahaların
işgal edilmesine Türk hanlıkları buna tepki göstermişlerdir. Bu bağlamda
Bakü, Şirvan, Derbent ve diğer Türk hanlıkları birlikte hareket ederek Rus
kuvvetlerini yenilgiye uğratıp, onları geri çekilmeye mecbur bırakmışlardır.
41
Bu sırada Azerbaycan bölgesinde ve Kafkasya’da zaten öteden beri etkili
olan İran, bölge üzerindeki etkisini sürdürmeye devam etmiştir. İzlediği poli-
tikalarıyla İran’a boyun eğmek istemeyen Karabağ Hanlığı’na karşı İran hare-
kete geçmiştir. Rusya’nın himayesini kabulünden dolayı Gürcistan’ı cezalan-
dırmak için sefere çıkan Ağa Muhammed Han Kaçar, 85.000 kişilik ordusuyla
Karabağ’dan geçmiş; ancak, burada Karabağ Hanlığı tarafından şiddetli bir
mukavemetle karşılaşmıştır. Bu nedenle muhasara ettiği Karabağ Hanlığı’nın
merkezi olan Şuşa Kalesi’ni alamadan geri çekilmek zorunda kalmıştır. Ağa
Muhammed Han’ın emriyle Nahçıvan Hanı olan Kelp Ali Han da Kara-
bağ’daki bir kısım köyleri yağmalamıştır.
42
1796 yılında yaşanan bu olaylar
Azerbaycan edebiyatına da yansımıştır.
43
40
Şuşa ve Karabağ Hanı Halil İbrahim Han’ın arizasını getiren Seyit Abdullah Çelebi ve
Revan Eşik Ağası Hacı Zeynel Ağa olmuşlardır.
Osmanlı Devleti ile Azerbaycan Türk Han-
lıkları Arasındaki Münasebetlere Dair Arşiv Belgeleri, (Karabağ-Şuşa, Nahçivan, Bakü,
Gence, S
irvan, S
eki, Revan, Kuba, Hoy), I, (1578-1914), Ankara – 1992 (
BOA. Hatt-ı H
BOA. Hatt-ı Hümâyûn, nr. 6748-A), s. 155-159.
41
Hüseyin Baykara, Azerbaycan’da Yenileşme Hareketleri, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yay., Ankara, 1966, s. 11.
42
“... Ağa Muhammed Han’ın emriyle Hançıvan Hanı Kelp Ali Han külliyetlü süvârî
asâkir ile bâ-ılgâr Şuşa hânının zîr-i hükmünde olan Karabağ kurasını nehb ü gayret eyleyip...”
Osmanlı Devleti ile Azerbaycan Türk Hanlıkları Arasındaki Münâsebetlere Dâir Arşiv
Belgeleri, (Karabağ-Şuşa, Nahçivan, Bakü, Gence, S
irvan, S
eki, Revan, Kuba, Hoy), I,
(1578-1914), Ankara – 1992, (BOA, Hatt-ı Hümâyûn, nr. 7093), s. 155.
43
Baykara, a.g.e., s. 79.
58
İSMAİL ÖZÇELİK
Karabağ Hanlığı’nın merkezi olan Şuşa şehrine daha sonra girmeyi başa-
ran Ağa Muhammed Han Kaçar, buradaki şehir halkını katletmiştir. Bu es-
nada, Muhammed Han’ın Şuşa’yı ilk kuşatmasında, şehrin teslimi için yazmış
olduğu davet metnindeki beyte aynı tarzda cevap veren şair ve Karabağ Han-
lığı veziri Molla Penah Vakıf, esir alınmış ve ölüme mahkûm edilmiştir. Fakat
Muhammed Han’ın 18 Nisan 1797 gecesi üç hizmetkârı tarafından öldürül-
mesi sonucunda Karabağ Hanlığı veziri Molla Penah Vakıf bu mahkûmiyet
ve cezadan kurtulmuştur. Vezir Vakıf, bu olayı dostu olan şair Vedâdî’ye
manzum olarak hikâye etmiştir.
İran’da şahlık iddiasında bulunan Ağa Muhammed Han 1797 yılında Ka-
rabağ Hanlığı’na ikinci bir sefer düzenlemiştir. Bu sefer sırasında Karabağ
Hanlığı siyasi bakımdan çok uygun olmayan şartlar içinde bulunuyordu. Zira
müttefiki olan bazı Türk hanlıkları, İran hâkimiyetine girmek zorunda kalmış
ve İran ordusunun üst üste yaptığı hücumlara uzun süre direnen İbrahim Halil
Han, Osmanlı Devleti’nden de hiçbir yardım alamamıştı. İbrahim Halil Han,
açlık ve kıtlık dolayısıyla halkın direncinin azalmaya başladığını görünce,
Ağa Muhammed Han’ın baskıları neticesinde Şuşa Kalesi’ni terk etmiş ve
Kafkasya dağlarının eteğindeki Ilısu Hanlığı’na çekilmiştir.
Bu gelişmeler sonucunda, Karabağ Hanı İbrahim Halil Han, kızını İran’da
şahlık iddiasında bulunan Ağa Muhammed Han’ın birader zadesi Baba Han
Serdarına vermiştir. Bu arada Gürcü Tiflis Hanı İraklı Han’ın hastalığı müna-
sebetiyle yerine oğlu Gorgi geçmiş; ancak, bu gelişme diğer kardeşler arasında
bir dizi anlaşmazlık ve huzursuzluğa sebep olmuştur. Bu sırada Tiflis Han-
lığı’nın Osmanlı Devleti’ne tabi olma temayülleri de zuhur etmiş; ancak, Gür-
cistan hanları ve prensleri Rusya’ya bağlı olmakla birlikte zaman zaman iç
anlaşmazlıklar sebebiyle Osmanlı Devleti’ne meyletmişlerdir.
44
44
“...Tiflis Hanı İrakli Han müddet-i vâfireden berü Kâhıt nâm mahalde hasta ve sâhib-i
fîrâş olub hayâtından me’yûs olduğundan oğullarından Görgi nâmında kebîr oğlunu Tiflis’e
hân nasb eylediğinden diğer oğulları babalarının bu tedbîrine razı olmadıklarından nâşî eyâlet-
i muhlisîye kurb u civar oldukları hasebiyle Devlet-i Aliyye-i dâimü’l-karâra arz-ı ubûdiyyet
ve sıdk u istikâmet suretleri rû-nümâ olarak ve fi-mâ-ba’d Rusyalu’dan ferd-i vâhid Tiflis ve
havâlîsine duhûl etdirmemek hâletlerini ta’ahhüd ve niyâz eylemeleriyle bu hılâlde hân-ı
mersûmu sarsar-ı bâd-ı ecel hayât-ı çirk-âlûdunu resîde-i dereke-i bi’se’l-masîr etmekle oğulları
hânlık iddi’âsıyla birbileriyle mu’âraza ve münâza’aya derkâr olacakları bedîdâr olmakla Dev-
let-i Aliyye-i ebediyyü’l-karâra ilticâ ve hulûs-kârlarına istimdâd için oğullarından birisi nezd-
i muhlisîye vürûd eylediği hâlde ta’ahhüd ve niyâzlarına milel-i âhar olduğundan ve cânib-i