80
NEDİM İPEK
they abandoned. In 1918, the governments of Azerbaijan, Ahiska, Aras and
Kars were founded. Ahiska, Aras and Kars governments joined under the
name of Cenubi Garbi Caucasus Government in March 1919.
These undertakings were not successful as a result. However, the attempt
in Anatolia was successful and the Republic of Turkey was declared in 1923.
The Hatay Republic was established in 1939 and the Turkish Republic of
Northern Cyprus was established in 1983.
In this paper, the method of establishing of Turkish Government of Aras
will be determined and evaluated their similarities and differences with com-
paring others regarding to reference sources.
Key Words: Nation State, Republic of Aras, Government of Ahıska, Go-
vernment of Kars
ULUS DEVLET ANLAYIŞI VE ARAS TÜRK HÜKÜMETİ
81
Giriş
İnsan, yardımlaşmak ve korunmak amacıyla toplu yaşama ihtiyaç duy-
muştur. Bu nedenle sınırları belirli bir bölgede bir araya gelenler düzenli ya-
şamak için devlet terimiyle tanımlanan siyasî bir teşkilatlanmaya gitmiştir.
Tarihî süreç içerisinde devletler birbirinden farklı tarzda kurulmuş ve işlemiş-
tir. Farklılaşmayı sağlayan temel unsurları coğrafya, toplumsal anlayış ve za-
man olarak sıralamak mümkündür.
İlk devletlerin oluşumu ve şekillenmesinde coğrafya etkili olmuştur. Coğ-
rafi farklılıklar toplumların yaşam tarzları ile devletlerin şekillenmesinde et-
kili olacaktır. Aynı dönemde Orta Asya’da bozkır imparatorlukları kurulur-
ken, Mezopotamya’da tarım imparatorlukları, sahillerde oligarşik cumhuri-
yetler ortaya çıkmıştır. Teknolojik gelişim ve değişim ile ilahi dinlerin yay-
gınlaşması devlet şekillerinin de aynileşmesine vesile olacaktır. Nitekim
Batı’da Roma sonrasında feodalite ve müteakiben modern dönem başlayacak-
tır. Modern dönemin devlet anlayışı ulus devlettir. Ulus devletleri kuruluş sü-
reci ve yöntemi açısından kabaca üç grupta incelemek mümkündür. Birincisi
burjuvanın önderliğinde sanayileşmiş toplumların oluşturduğu devletlerdir.
Örneğin Fransa, İngiltere, Almanya. Bilindiği üzere bu ülkelerde burjuva aris-
tokrat ve ancien rejim mensupları ile çatışarak burjuva veya ulus devlet adı
verilen siyasi yapıları üretmiştir. İkinci grubu söz konusu devletlerin emper-
yalist amaçlı yayılabilmek için kurdukları yapay ulus devletler oluşturur. Bal-
kanlardaki Osmanlı topraklarında kurulan Yunanistan, Romanya, Bulgaristan,
Sırbistan ve Karadağ bu özellikleri haiz devletlerdir. Keza Birinci Dünya Sa-
vaşı sonrasında Ortadoğu’da inşa edilen devletler de bu özellikleri haizdir.
Üçüncü grubu emperyalizme karşı direnerek imparatorluğu milli devlete dö-
nüştüren toplumların kurduğu devletler oluşturur. Örneğin, Türkiye.
Batı’da ortaya çıkan ve gelişen ulus devletler dış politika adına mevcut
askerî imparatorlukları parçalayıp yerine sözde ulus devletlerin kurulmasını
plânlamışlardı. Bu plânların gerçekleşmesi adına geliştirdikleri projelerden
belki de en önemlisi şark politikasıdır. Şark meselesi olarak tanımlanan bu
politikanın temel ilgi alanı Osmanlı coğrafyasıdır. Projenin gerçekleşmesi ha-
linde Balkanlardaki Hristiyan toplulukları ayrı devletler şeklinde ortaya çıkar-
larsa, bölgede Osmanlı siyasî otoritesi sona erer, Batı’nın siyasî ve ekonomik
desteğine muhtaç yeni pazarlar oluşur, belki de Katolik ve Protestan dünyası
82
NEDİM İPEK
karşısında Ortodoks kilisesi milliyet esasında parçalanmış olurdu. Bu politi-
kanın uygulanması sonucu 1870’te on dört olan ulus devlet sayısı Berlin Ant-
laşması sonrası kurulan Balkan devletleri ile on sekize çıktı. Doksanüç Harbi
sonrası müstakil devletlerin kurulması ile neticelenen süreç imparatorlukların
parçalanması anlamına gelen Balkanlaşma teriminin ortaya çıkmasına vesile
oldu. Balkanlarda Hristiyan etnik unsurların müstakil devlet kurmaları destek-
lenirken, Müslümanlara aynı destek verilmemiş, hatta Bosna örneğinde ol-
duğu gibi siyasî millî bir teşekkül olarak ortaya çıkmalarına belki de engel
olmak düşüncesiyle işgal edilmiştir.
Osmanlı coğrafyasında kurulması planlanan yapay ulus devletlerin sınır-
ları hami veya senarist olarak tanımlanabilecek olan devlet veya devletlerin
kendi dengelerini gözeterek gerçekleştirdikleri çizime göre belirlenir. Bu be-
lirleme esnasında toprak üzerinde yaşayan topluluğun etnik veya kültürel ya-
pısı, bundan daha önemlisi iradesi dikkate alınmaz. Devletlerin sınırları çizi-
lirken etnik ve kültürel coğrafya dikkate alınmayarak milletler parçalanmış,
topluluklar birbirine karşı ötekileştirilmiştir. Ülkenin bir bölgesinde yoğun bir
şekilde yaşayan bir azınlık nüfus bırakılmıştır. Aslında siyasî haritaların çizil-
diği kongre ve konferansların düzenlenme amacı büyük devletlerin aralarında
bozulan dengeleri yeni bir genel savaşa yer vermeden yeniden sağlamaktı.
İkinci aşamada sınırları belirlenen topraklar üzerinde yaşayan topluluk
içerisinde devlete adını verecek etnik çekirdek seçilir. Sonraki aşamada hedef
toplum diğer unsurlardan uzaklaştırılmaya çalışılır. Bunun için de ötekileş-
tirme yöntemine başvurulur. Farklılaştırmada ilk etapta dini ve eğitim kurum-
ları kullanılır. İkinci aşamada tedhiş örgütleri devreye sokulur. Son aşamada
ise yabancı ordunun askerî harekâtı ve işgali devreye girer. Bazen sınırları be-
lirlenen topraklar üzerinde göçmen unsura istinaden ulus devletler kurdurul-
muştur. Örnek: İsrail, Ermenistan, ABD, Kanada.
Osmanlı Devleti, Batı’nın şark siyasetine iki farklı şekilde karşı koymuş-
tur. Bu siyasete karşı geliştirdiği birincil politikası mevcut sınırlarını ve nüfus
yapısını koruyarak ulus devlete dönüşmektir. İkincisi Balkanlarda, Kafkas-
larda, Güney Anadolu’da ve Kıbrıs’ta sınırları dışında kalan halkının çoğun-
luğunu Türklerin oluşturduğu yerlerde yerli halka verdiği maddi destekle dev-
let yapılanmasına girmesini sağlamaktı.