106
SELMA YEL
heroes who lived in the axis of these ideals in the 20th century. Turkey infor-
mally supported this struggle as a state, too. But the big states should not be
in a dream world, they should make plans that are probable and follow them.
Otherwise, if such schemes fail, the innocent civilians are to pay the price. At
the end of World War I, despite the fact that the Ottoman State had tried to
take the necessary precautions in order to prevent the Muslim people of Azer-
baijan, Dagistan and the Revan Region from being exposed to the Armenian
and Russian persecution, at the end of World War II, Turkey was totally in-
different to Muslim people, especially the Crimean and Ahiska Turks for be-
ing exiled by Stalin.
Key Words: Germany, Soviet Russia, Stalin, Hitler, Ismet Inonu, World
War II, Legion Regiments, A. Fatalibeyli of Nakhchivan, Nuri Killigil, Revan,
Crimea, Meskhetia
II. DÜNYA SAVAŞI’NDA KAFKASYA’DA ALMAN LEJYON
ALAYLARININ TEŞKİLİ TÜRKİYE VE NAHÇIVANLI
ABDURRAHMAN FATALIBEYLİ
107
Giriş
Gerek I. Dünya Savaşı ve gerekse de II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca
can kaybı olmuş maddi ve manevi boyutta telafisi mümkün olmayan kayıplar
yaşanmıştır. Her iki savaşta ve hatta günümüzde en çok acı çeken ve bedel
ödeyenler ise genelde tam bağımsızlığını kazanamamış büyük emperyalist
devletlerin sömürgesi altında yaşamaya çalışan milletler ve devletler olmuştur
ve olmaya da devam etmektedirler. Bu milletlerin başta gelenlerinden birisi
de Azerbaycan Türkleridir. Diyebiliriz ki Rus Çarlığı ile İran arasında 10 Şu-
bat 1828 tarihinde imzalanmış olan Türkmençay Barış Antlaşması’ndan beri
var olma mücadelesi vermektedirler.
1
Bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü kaybetmiş olan Azerbaycan Türk-
leri yaşadıkları birçok sıkıntının yanı sıra savaşlarda taraf olmamalarına rağ-
men I. Dünya Savaşı’nda Çarlık Rusyası ordusunda en alt düzeylerde askeri
olarak hizmet vermeye zorlanmışlardır. Bu durum II. Dünya Savaşı’nda da
devam etmiş ve SSCB Ordusu’nda farklı cephelerde savaşa iştirak etmek mec-
buriyetinde kalmışlardır. Azerbaycan halkı gibi bu durumdan en çok etkile-
nenlerin başında da Sovyet sömürgesi olan Müslüman halk bulunmaktadır. Bu
savaşta Sovyet Ordusu’nda iken en ağır görevlerde ve en riskli cephelerde
mücadele etmek mecburiyetinde kalırlarken, esir düştüklerinde de açlık ve
kötü muamele ile karşılaşmışlardır. Birçoğu bu defa da Alman Lejyon alayla-
rında görev alarak Sovyet Ordusu’na karşı savaşmak mecburiyetinde kalmış-
lardır.
Lejyoner kelimesinin Türkçe karşılığı çarkacı olup, Roma ordusundaki
askerlere verilen isimdir. Ayrıca Fransızların yabancılar lejyonundaki askerler
de bu şekilde isimlendirilmiştir. Ünlü Fransız nişanı Légion d’honneur ifadesi
1
“Türkmençay Antlaşması ve Sonuçları”, http://1905.az/tr/turkmencay-antlasmasi-ve-so-
nuclari/, (09.10.2016’da erişildi). İran’ın yenilgisiyle sonuçlanan 1826-1828 Rus-İran Sa-
vaşı‘ndan sonra imzalanmış olan bu antlaşma uyarınca Revan Hanlığı, Nahçıvan Hanlığı ve
Talış Hanlığı Rusya’ya verilmiş; Aras Nehri‘nin bu iki devlet arasındaki sınırı oluşturmasına
karar verilmiştir. Bununla birlikte İran‘ın imzaladığı en kötü hezimetlerden bir olarak kabul
edilmektedir. Bu anlaşma ile yine bir Türk hükümdarlığı olan İran Kaçar Hanedanlığı ile Rus
Çarlığı Azerbaycan Türklerini ve vatanlarını ikiye bölmüşlerdir. Azerbaycan Devleti’nin “Bü-
töv Azerbaycan veya Vahit Azerbaycan” ülküsü olarak dönem dönem dile getirdiği bu problem
günümüze kadar devam etmiştir. Rusya bu antlaşmayla, daha önce işgal ettiği topraklara Revan
ve Nahçıvan hanlıklarını da katmış ve daha sonra da Revan Hanlığını lağveden Çarlık Rusyası,
burayı Erivan Guberniyası (1850) olarak adlandırmıştır. Müteakiben de Çariçe Katarina’nın
başlatmış olduğu projeyi gerçekleştirerek Ermenistan’ı oluşturmak için ilk adımı atılmıştır.
108
SELMA YEL
de buradan gelmektedir. Napolyon Savaşlarında Fransa’nın nüfusunun azal-
mış olması ve Cezayir Savaşı’nda kayıpların çoğalmasından dolayı 10 Mart
1831’de Louis-Philippe’in kararıyla kurulmuştur.
2
Almanya’nın 22 Haziran 1941 günü başlatmış olduğu Barborassa Ha-
rekâtı sonucunda Sovyetler Birliği topraklarında hızlı bir işgal süreci başla-
mıştır. Alman orduları karşısında Ruslar her üç cephede de büyük bir bozgun
yaşayarak geri çekilmeye başlamıştır. Bu çekilme esnasında çok fazla mik-
tarda Rus askeri esir alınmıştır. Sayıları milyonlara ulaşan bu esirlerin
3
önemli
bir bölümü, ciddi bir silah talimine tabi tutulmadan cepheye sürülmüş olup,
Rus asıllı olmayan milletlere mensup oldukları görülmüştür. Resmi olmayan
rakamlara göre 5,7 milyondan fazla Sovyet askeri Almanların eline esir düş-
müş ve bunun önemli bir kısmı esir kamplarındaki olumsuz şartlardan dolayı
hayatını kaybetmiştir. Orta ve güney Alman orduları tarafından esir edilen ya
da teslim olan Sovyet askerleri için ilk etapta Ukrayna topraklarında savaş
esiri kampları kurulmuştur.
4
Bu kamplarda kalan ve burada yaşadıklarını ya-
zan Azerbaycan asıllı Sovyet askeri Cebbar Ertürk bu konuda:
“Cephedeki
Sovyet askerlerinin durumu gerçekten çok kötü idi. Önlerinde ateş gücü yük-
sek Alman ordusu, arkalarında ise geri kaçmamaları için Rus silahlarının teh-
didi vardı” demektedir.
5
2
“Lejyoner”,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lejyoner;https://tr.wikipedia.org/wiki/
Frans%C4%B1z_Yaban, (01.10.2016’da erişildi).
3
Geniş bilgi için bkz. Latif Çelik, II. Dünya Savaşında Almanya Saflarında Savaşan
Türkistan Lejyon Ordusu, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Bilim Dalı,
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bilim Dalı, Konya, 2015, Basılmamış Doktora Tezi. Nazi
Almanyası Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Taburu (Operations-Abteilung des Gen StdH)
tarafından düzenlenen kayıtlara göre, Alman Ordusu 22 Haziran 1941–20 Mart 1942 tarihleri
arasında kayıp ve yaralılar dahil toplam 1.122.812 kayıp vermiştir. Bu sayıların içinde komuta
kademesi subay sayısı ise 36.035’tir. Aynı tarihler arasında esir alınan Rus askeri sayısı ise
3.461.338’dir. Bütün savaş boyunca Almanların eline esir olarak düşen Sovyet askerlerinin sa-
yısı ise 5 milyon 162 bindir.
4
Çelik, II. Dünya Savaşında…, s. 119, 120.
5
Cebbar Ertürk Azerbaycan asıllı bir genç asker olarak Kızıl Ordu saflarında savaşa katl-
mış ve daha sonra Almanlara esir düşerek Almanya içlerindeki kamplara getirilmiştir. Türk
asıllı esirlerden oluşan lejyonlarda Azerbeycan Milli Komitesi’nde Kültür Sorumlusu olan Er-
türk, savaşın bitiminde Türkiye’ye gelmiş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmıştır.
Bkz. Cebbar Ertürk, Anayurtta Unutulan Türklük, Kayseri, 1956, s. 142-143’ten naklen; Çe-
lik, II. Dünya Savaşında …, s. 120.