URARTU KRALLIĞININ KUZEY YAYILIMI VE ORTA ARAS
HAVZASI
5
Giriş
Toros ve Kafkas dağ sıraları arasında kalan dağlık ve engebeli kuşak Ön
Asya Arkeolojisi’nde her zaman özel bir bölge olmuştur. Bu dağlık bölge ço-
ğunlukla Mezopotamya, Anadolu ve İran’daki düz ve alçak kesimlerde geli-
şen kentli kültürler tarafından “marjinal ve uç- kıyı kesim” olarak görülmüştür.
Aynı zamanda bu dağlık kuşakta arkeolojik-kültürel süreç diğer düz alçak ke-
simlere göre daha geç dönemlerde başlar. Özellikle merkezi siyasi yapılanma-
lar için bu tarihler çok daha geçtir. Dağlık engebeli kuşağın ilk merkezi politik
oluşumu Urartu Krallığı’dır. Bu krallık üç yüz yıla yakın bu zorlu coğrafyada
politik ve kültürel anlamda var olmayı başarmıştır. Urartu Krallığı’nın yayılım
alanlarına baktığımızda ana hedeflerin dağlık kuşakta uygun yaşam alanları
(ekolojik nişler) olarak karşımıza çıkan akarsu ve göl havzaları oldukları gö-
rülür.
1
Van Gölü havzası merkezli Urartu Krallığı dört bir yana yönelik yayı-
lım politikası izler. Bu yayılım politikalarında özellikle havzalar, akarsu vadi-
leri ve ovalar gerek sahip oldukları tarımsal ve hayvancılık potansiyeli bakı-
mından, gerekse doğal bağlantı yollarına ev sahipliği yaptıkları için öncelikli
hedef olmuşlardır. Urartu Krallığı’nın özellikle kuzeye yönelik yayılımında
bu sempozyuma da konu olan Aras Nehri Havzası bilhassa Orta Aras Havzası
anahtar role sahip olmuştur.
Coğrafi Özellikleriyle Aras Havzası
Dağlık Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya, Yakındoğu’nun en önemli
akarsularına ev sahipliği yapar. Bu yönüyle bu bölgeler Yakındoğu’nun su
deposu durumundadır. Bu coğrafyanın en önemli akarsularından biri de Aras
Nehri’dir. Bölgenin diğer önemli nehri olan Kura ile birlikte “Kafkasların Me-
zopotamyası”nı oluşturan Aras Nehri, Kura ile birleşerek Hazar Denizi’ne dö-
külür. Erzurum yöresinden kaynak bulan 1072 km uzunluğundaki Aras Nehri,
Erzurum-Kars Platosu’nun güneyindeki çöküntü alanlarından akarak, Tür-
kiye-Azerbaycan, Türkiye-Ermenistan, Azerbaycan-İran sınırlarının bir bölü-
münü oluştur. (Resim.1 ve 2) Erzurum ve Pasinler ovalarını birinden ayıran
“Deveboynu Dağ Geçidi” aynı zamanda Karasu ve Aras drenaj sistemlerini
ve havzalarını da birinden ayırır. Pasinler Ovası ile başlayan Aras Nehri’nin
oluşturduğu havzanın alanı 102.000 kilometre karedir. Bu havzayı Türkiye,
1
Paul Zimansky, Ecology and Empire: The Structure of the Urartian State, Studies
in Ancient Oriental Civilization, Chicago, 1985, s. 41.
6
MEHMET IŞIKLI
Ermenistan, İran Azerbaycan ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti paylaşır. Düz-
lükler, çökelti alanları ve platoluk alanlar havza coğrafyasının temel unsurları
olarak ortaya çıkar. Etrafları genelde yüksek dağlarla çevrili korunaklı düz-
lükler (ovalar, vadiler) dağlık Anadolu coğrafyasında her dönemde insani yer-
leşimlere olanak tanıyan “ekolojik nişler” olarak ortaya çıkar
2
(Resim.1 ve 2).
Aras Havzası coğrafi açıdan Yukarı, Orta ve Aşağı Aras Havzaları olmak
üzere üç temel kısma ayrılır. Sempozyuma konu olan Orta Aras Havzası bü-
yük oranda ülkemiz toprakları içerisinde Iğdır (Sürmeli Çukuru) ve Doğuba-
yazıt (Sarısu Vadisi) düzlüklerini Aras’ın karşı kıyısında ise Ermenistan top-
raklarında kalan Ararat Ovası (Sahat Çukuru) ve Nahçıvan Özerk Cumhuri-
yeti sınırları içerisinde kalan Nahçıvan ovalarını (Alişar Düzü, Şarur Ovası)
kapsamaktadır. Bu alçak düz verimli ovaların etrafı yüksek dağlarla (Ağrı
Dağları ve Aragats Dağı gibi) çevrili korunaklı ovalardır. Dağlık kuşağın en
alçak kesimlerini oluşturan bu ovalar bölgenin bilhassa tarım açısından en
zengin ve verimli alanlarıdır. Havzanın en önemli düzlüğü olan Iğdır Ovası
denizden 800 metrelik yüksekliği ile dağlık alanda çok özel bir alandır. Batı
Iğdır, Doğu Iğdır ve Dilovası olmak üzere üç bölümden oluşan bu geniş ova,
Arpaçay-Aras birleşme noktasından Türkiye-İran-Nahçıvan sınıra değin de-
vam eder. Sulak oluşu ve iklimsel açıdan uygun koşulları ile bölge tarım ve
hayvancılık açısından son derece zengin bir potansiyele sahiptir (Resim.3).
Urartu Krallığı’nın Kuzey Yayılımı ve Aras Havzası
Van Gölü havzası merkezli Urartu Devleti krallık sürecine M.Ö. 9. yüzyıl
ile birlikte girer. Devletin kurucu kralları bu yüzyılın ikinci yarısında hüküm
sürmüş olan Sarduri, İşpuini (M.Ö. 830-810) ve Menua’dır (M.Ö. 810-785).
Bu krallarla birlikte krallığın yayılım politikası da şekillenmeye başlar.
3
Yıllık
yapılan seferlerden elde edilen ganimet ve vergilere dayalı bir ekonomik sis-
teme sahip olan Urartu Krallığı’nda, krallığın dört bir tarafına yönelik seferler
yapılmıştır. Şüphesiz bu seferler içerisinde bizim konumuz açısından en
önemli yayılım, Kuzey yayılımı ve bu yöne yapılan seferlerdir.
2
Aras Havzası’nın coğrafyası için bkz. Sırrı Erinç, Doğu Anadolu Coğrafyası, İstanbul,
1953, s. 70; İbrahim Atalay - Kenan Mortan,
Türkiye Bölgesel Coğrafyası, İstanbul, 1998, s.
475.
3
Mirjo Salvini, Urartu Tarihi ve Kültürü, İstanbul, 2006, s. 28 vd.; Altan Çilingiroğlu,
Urartu Krallığı, Tarihi ve Sanatı, İzmir, 1997, s. 30 vd.