400
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Selçukluların Anadolu'ya yerleşmeleri ve büyük bir imparatorluk kurmaları ile birlikte minyatür
sanatı da gelişmiş, hükümdarlar ve Mevlana’nın desteği ile dönemin diğer sanatsal faaliyetleri arasında
önemli bir yer edinmiştir (İnal, 1995: 49).
Anadolu Selçukluları’na ait nakışlanmış ender el yazması kitaplardan en önemlisi Varka ve
Gülşah’tır (Tansuğ, 1997: 108). Minyatürün Osmanlı Döneminde önem kazanması ise sanata ve resme
düşkünlüğü ile tanınan Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethinden sonra olmuştur. Gerçek yükselişini de
başta Osmanlı padişahları olmak üzere yüksek rütbeli devlet adamlarının da desteğini alarak 16. yüzyılda
yaşamıştır (Çağman, 1982: 80). Bu yüzyılda Süleymanname, Şemail-i Ali Osman, DerBeya-ı Menazil-i
Seferi-i Irakeyn, Surname-i Muradiye, Siyer-i Nebi gibi ünlü el yazmaları tasvirde etki kaynaklarının
özümsendiği özgün bir senteze yani tipik Osmanlı niteliklerine sahip çıkmıştır. Bu yüzyıldan önemli üç
büyük nakkaş adı, Nigâri, Matrakçı Nasuh ve Osmandır (Tansuğ, 1997: 108).
Osmanlılarda padişah portreciliği, 15. yüzyılda resmi tarih yazımı ile birlikte başlar. Zira padişah
tarafından yazdırılıp resmettirilen, Osmanlı’nın geçmişi, devlet örgütlenmesi ve sosyal yaşamı hakkında
görsel bir belge olma özelliği taşıyan bu tarihi konulu yazmalarda, minyatürler, sadece olayları değil aynı
zamanda padişahların fizyonomilerini de en doğru şekilde yansıtarak, Osmanlı resim sanatında padişah
portreciliğinin ilk adımını oluşturmuşlardır (Renda, 1999: 12).
Osmanlı sarayında ilk padişah portresi albümü Kıyafetü’l-İnsâniyye fî Şemâili’l- Osmâniyye olup
III. Murad döneminde hazırlanmıştır. 1579 yılında yazılmış olan eserin metni, dönemin ünlü şehnâmecisi
Seyyid Lokman Aşurî tarafından yazılmış, eserin içerisinde yer alan padişah portreleri ise dönemin
önemli nakkaşlarından Nakkaş Osman tarafından yapılmıştır. Nakkaş Osman’ın bu portreleri, Osmanlı
padişah portreciliğinde klâsik denilen portre kalıplarını oluşturmuş, bu portreler ile birlikte, ilk kez bir
Osmanlı padişah portre ikonografisi oluşturulmuştur. Bu eserde her padişah için oluşturulmuş ikonografik
kalıp, daha sonraki sanatçılar tarafından da kullanılmıştır (Renda, 1980:417).
Fatih döneminde başlayan padişah portreciliğini Kanuni döneminde sürdüren ünlü nakkaş Nigârî,
yalnızca Kanuni ve Barbaros gibi ünlü Türk büyüklerini portrelemekle kalmamış, dönemin Avrupa'sının
iki büyük kralı 1. François ve V.Karl'ı da (Şarlken) resimlemiştir. Bu yabancıların portrelerini çizerken,
saraya ulaşan Avrupa kökenli oyma baskılardan esinlenmiş olduğu anlaşılan Nigâri, yapıtlarında kökeni
Batı resmine dayanan 3/4 profil ve tam profil kullanırken, Doğu resim geleneğinin daha çizgisel tasvir
biçimini de yaşatmıştır (http://dolusozluk.com/?i=125199).
Nakkaş Osman'ın Osmanlı minyatürünün klasikleşmesinde oynadığı rol, portrecilikte de kendini
gösterir. Osman'ın Seyyid Lokman'la birlikte hazırladığı bir padişah portreleri albümü ilk 12 Osmanlı
padişahının portrelerinin saptanmasını sağlamıştır. "Kıyafet-ül insâniye fi Şemâil-el-Osmâniye"(TSMK)
adı verilen bu 1579 tarihli albümde, o güne değin başa geçmiş padişahların özellikleri anlatılmış ve
resimlenmiştir. Geçmiş dönemlerin padişahlarını resimlemek için çeşitli yabancı kaynaklara da
başvurduğunu belirten Nakkaş Osman'ın, tüm gelenekselliğinin yanında, Batı portreciliğinin Fatih
döneminden beri sızan kimi izlerini de taşıyan portreleri, her padişahı fiziksel ve kişisel özellikleriyle
yansıtmayı amaçlar. 3/4 profilden betimlenen padişahlar, bir yastığa dayanarak otururlar ve ellerinde çoğu
kez bir çiçek ya da mendil tutarlar. Osman'ın bu albümde çizdiği portreler, biçim açısından sonraki
dönemlerde yapılan portrelere şablon oluşturduğu gibi, tüm minyatürlerde padişahlar hangi ortam ya da
olay içinde gösterilirlerse gösterilsinler aynı görünümü, hatta aynı giysiyi korumuşlardır
(http://dolusozluk.com/?i=125199).
İncelenen örneklerde padişah portrelerinde mekân genellikle aynı düzende yerleştirilmiş, padişahlar
yastığa dayanarak resmedilmiştir. Yastık formları sadece portrelerde değil padişahların tahta çıkış
sahnelerinde, av sahnelerinde, sünnet düğünlerinde, bayram kutlamalarında, şenliklerde, elçi, kral ve
prenslerin kabullerini gösteren minyatürlerde de görülmüştür (Fot. 2, 3, 4). Araştırma padişah
portrelerinde görülen yastıklarla sınırlandırılmıştır.
Özellikle Şiblizâde’nin, Timurlu ve Avrupa portre geleneklerini bir arada harmanladığı, gül
koklayan Fatih portresi, sonraki dönem portrelerine bir ön kalıp oluşturması açısından oldukça önemlidir.
Zira bu portrede kullanılan Timurlu ikonografisi, klâsik dönem portreciliğinde de etkisini sürdürmeye
devam ettirmiştir (Necipoğlu, 2000: 30).
401
Yrd. Doç. Dr. Zeynep BALKANAL / Osmanlı Dönemi Padişah Portrelerini Resmeden Minyatürlerde
Padişah portrelerini konu alan minyatürler incelendiğinde kalıplaşmış bir mekân olgusu
gözlemlenmektedir. Nakkaş Osman, Fatih Sultan Mehmed’in portresinde geleneksel kalıplar dahilinde
yastık kullanmıştır. Fatih Sultan Mehmed’in yaslandığı yastığın zemini kırmızı renkte ve üzerindeki
motifler sarı yaldızla boyanmıştır. Yuvarlak formlu motiflerin aralarına yaprak şeklinde küçük motifler
konularak kompozisyon oluşturulmuştur (Fot.1).
Osman Gazi’nin Kıyâfetü’l-İnsâniye fî Şemâ’il ü’l-Osmâniye albümünde yer alan portresinde
yaslandığı yastığın zemini turuncu renkte ve üzerindeki motifler sarı yaldızla boyanmıştır. Yastığın deseni
simetrik biçimde yerleştirilmiş yaprak motiflerinden oluşturulmuştur (Fot. 5). Fatih Sultan Mehmet’in
aynı albümde yer alan portresinde yaslandığı yastığın zemini turuncu renkte ve üzerindeki motifler sarı
yaldızla boyanmıştır. Yastığın deseni hançer yaprağı motiflerinden oluşturulmuştur. Hançer yaprakları
zemine karışık bir şekilde yerleştirilerek kompozisyon tamamlanmıştır (Fot. 6).
II. Selim’in Kıyâfetü’l-İnsâniye fî Şemâ’il ü’l-Osmâniye albümünde yer alan portresinde yaslandığı
yastığın zemini turuncu renkte ve üzerindeki motifler sarı yaldızla boyanmıştır. Yastığın deseni dört
yapraklı yoncaya benzer stilize edilmiş çiçek motiflerinden oluşturulmuştur. Çiçek motifleri zemine
karışık bir şekilde yerleştirilerek kompozisyon tamamlanmıştır (Fot. 7). I. Ahmet’in portresinde
yaslandığı yastığın zemini turuncu renkte ve üzerindeki motifler sarı yaldızla boyanmıştır. Yastığın iki
ucu birbirine sıralı bir şekilde dizilmiş stilize yaprak ve çiçekler, önünde kontur içerisinde irili ufaklı
yaprak motifleri ile oluşturulmuştur. Ortada ise, dört kenarında köşebentler bitkisel bezemelerle
oluşturulmuş, minyatürde çiçek motifinin bir kısmı görünmektedir (Fot. 8).
Fot. 1. Fatih Sultan
Mehmed Portresi Kıyâfetü’l-
İnsâniye fî Şemâ’il ü’l-
Osmâniye Nakkaş Osman
(Mahir, 2004).
Fot. 2. Mustafa Âli'nin
Nusretnamesi'nde Lala Mustafa
Paşa'nın
sefer
sırasında
yeniçerilere
verdiği
ziyafet
(İslam
Ansiklopedisi,
2005:
415).
Fot. 3. Çelebi Sultan
Mehmed’in ölümünün askerden
gizlenmesi-Hünername
(Adım
Adım Osmanlı Tarihi Padişahlar
Albümü 1999: 84).
Fot. 4. Orhan Bey’in
Tahta
Çıkışı-Hünername
(Adım Adım Osmanlı Tarihi
Padişahlar Albümü, 1999:
35).
Fot.
5.
Osman
Gazi,
Kıyâfetü’l-İnsâniye fî Şemâ’il
ü’l-Osmâniye
(Adım
Adım
Osmanlı
Tarihi
Padişahlar
Albümü, 1999: 33).
Fot.
6.
Fatih
Sultan
Mehmet, Kıyâfetü’l-İnsâniye fî
Şemâ’il ü’l-Osmâniye (Adım
Adım Osmanlı Tarihi Padişahlar
Albümü, 1999: 121).