71
Küba’da ki ICAIC, Brezilya’daki Embrafilme, Meksika’da IMCINE ve diğer
ülkelerdeki benzer kuruluşlar devlet tarafından kurulmuş ve belli dönemlerde o
ülkelerin sinema sektörlerine tamamen egemen olmuşlardır. Söz konusu kurumlar
sayesinde bu ülkelerdeki film üretimleri artarken, bu kurumların kapatılması
sinemanın krize girmesine yol açmıştır. Devlet destekli üretilen sinema doğal olarak
devlet politikasına bağımlı olmuştur. Roy Armes’in, “sinemacılar sınıfsal konumları
gereği yöneticilere yakındırlar” (Armes, 1986) değerlendirmesi çoğu zaman
geçerliliğini korumuş ve devletin bu yapısı alternatif sinemaların bu kurumlar
döneminde oluşmasını engellemiştir.
Sinema-devlet ilişkisi Meksika’da hayati önemde ve belirleyici bir
konumdadır. Meksika’da 1930’larda başlayan destek 1970’lerde tamamen devlet
kontrolüne dönüşür ve bütün sinemasal üretim devlet tarafından yapılmaya başlanır
(Armes, 1987: 181). Uluslararası alanda yeni bir Meksika imajı oluşturabilmek için
genç sinemacılar desteklenir. Bunun sonucunda resmi ideolojiyi savunan bir sinema
oluşurken, bu sinema bir hareket, kollektif bir yapı oluşturamaz ve auteur çabalardan
ibaret kalır (Armes, 1987: 181). 1982’de başkan olan Miguel de la Madrid ise
IMCINE’yi (Meksika Sinema Enstitüsü) kurmuştur (Buscombe, 2003: 471).
IMCINE, uzun süre, Meksika’da sinemaya tamamen egemen olmasına rağmen
ekonomik problemlerden dolayı gücü azalmaya başlar. 1992 kanunuyla IMCINE’nin
filmlere sağladığı destek %100’den %60’a düşürülür ve film kotaları azaltılır (Shaw,
2003: 38). 1995’te ise başkan Salinas’ın popülist kültürel ürünler yaratma
politikasının sonucu olan devlet-destekli film yapımı biter (Shaw, 2003: 39).
72
Brezilya’da 1969’da kurulmuş olan Embrafilme (Johnson, 2005: 16) 1975’ten
itibaren film üretimini, ulusal ve uluslararası dağıtımını ve genel olarak bütün film
endüstrisini kontrolü altına alır (Shaw, 2003: 143). Embrafilme resmi milliyetçiliği
savunurken, Cinema Novo devlet programının merkezi olur (Xavier, 1997a: 264). Bu
dönem Brezilya sinemasında yükselişin başladığı bir dönemdir. 1969’dan 1978’e
kadar üretim iki katına çıkmıştır (Armes, 1987: 182) ve artıştaki en önemli etken
sadece 1976’da 29 film üreten Embrafilme’dir (Shaw, 2003: 143). 1972’de 28
milyon olan yerli film izleyicisi 1975’de 52 milyona çıkmıştır (Shaw, 2003: 143).
Embrafilme Brezilya’nın kültürel ve tarihsel geçmişine eğilen ama Cinema Novo gibi
politik olmayan filmleri desteklemiştir (Shaw, 2003: 144). Embrafilme bir yandan
filmlere destek verirken diğer yandan da sansür organı olarak da çalışıyordu
(Chanan, 1985: 387). Embrafilme Cinema Novo’nun tarzına benzer bir tarz
yaratırken, politikliği dışarıda bırakmıştır. Cinema Novo gibi bir politik tavırları
yoktur, yoksul sınıfların hayatlarından kesitler verirler (Shaw, 2003: 160).
1970’lerden itibaren ilk dönem Cinema Novo yönetmenleri film yapımından
uzaklaşırlar. Bu yönetmenlerden Ruy Guerra, “Embrafilme, bir devlet örgütü olarak
devletin ideolojisine ters davranamaz, bütün devlet aygıtları eşitsizliği artırır”
(aktaran, Armes, 1987: 182) diyerek Embrafilme’yi eleştirirken, diğer bir yönetmen
Nelson Perreira Dos Santos’a göre bu dönemin filmleri daha az politik ama daha çok
antropolojiktir (Shaw, 2003: 144). Brezilya tarihinden, Brezilya’ya ait öğeleri
çıkarmaya çalışan filmler bu dönemde yoğunluktadır.
73
2.3-)
ÜÇÜNCÜ S NEMA
Latin Amerika sinemasında, 1960’lı yıllardan itibaren değişimler görülmeye
başlanmıştır. Genç kuşak sinemacılar film üretmeye başlarken, teorik olarak da
üretilen filmleri destekleyen makaleler yazılmıştır. Zaman içinde, bu genç kuşak
sinemacılar çeşitli ülkelerde ve çeşitli isimler altında gruplar oluşturmuştur.
Brezilya’da Cinema Novo ve Marjinal Sinema grupları, Arjantin’de “üçüncü
sinemacılar”, Bolivya’da Ukamau grubu, bu sinema gruplarından birkaçıdır. Bu
sinema gruplarının yanı sıra, Küba devriminin sonrasında oluşan Küba Sineması da
Latin Amerika sinemasında önemli bir yer edinmektedir. 1960’larda Latin
Amerika’da oluşan bu hareketler ve diğer kıtalardaki takipçileri zaman içinde
“üçüncü sinema” olarak anılmaya başlanmıştır. 1960’ların politik içerikli sinema
hareketleri ve teorik manifestoları “üçüncü sinema”nın temelini oluşturmaktadır.
1980’lerde akademik ilgi alanına giren “üçüncü sinema” 2000’lerde halen
güncelliğini devam ettirmektedir. 1960’larda düşük bütçeli filmler ve radikal
manifestolarla ortaya çıkan “üçüncü sinema” fikri, 1980’lerde karşıtlık, diğerlik,
farklılığı tanımlamaya çalışan akademik çalışmaların ilgi alanına girdi (Stollery,
2002: 206). 1980’lerden itibaren “üçüncü sinema” ile ilgili birçok akademik çalışma
yapıldı. “Üçüncü sinema” düşüncesi ateşli 1968 dönemi sona erdikten uzun süre
sonra bile yankılanmaya devam ederek Avrupa ve Kuzey Amerika’daki siyah
diaspora ve Üçüncü Dünya sinemacıları için esin kaynağı olacaktı (Nowel-Smith,
2003: 649). Robert Stam’a göre “üçüncü sinema” yapımda bağımsız, politik olarak
militan ve dil olarak deneysel olmalıdır (Buchsbaum, 2001: 161) ve bu özellikleriyle
halen birçok sinemacıyı etkilemektedir.
Dostları ilə paylaş: |