77
“Üçüncü sinema” politiktir ve sosyal adalet için mücadele eder. letişim
süreci üründen, politik değerler ürün değerlerinden daha fazla önem taşır. “Üçüncü
sinema” tarihsel olarak analitik, kültürel olarak özgün, sinemasal olarak politik ve
aydınlatıcı filmlerden oluşmaktadır (Gazetas, 2003: 33). Yeni gerçekçilikten
etkilenmiştir ama yeni gerçekçilikten farklı olarak politik bir duruş da sergiler.
Yönetmenlerinin sınıfsal geçmişleri, Batılılaştırılmış bir eğitim almış olmaları ile
halkın çoğunluğundan farklıdırlar ama bağımsızlık ve yükselmeye başlayan Üçüncü
Dünya duyarlılıkları ile entelektüel olarak halka daha yakınlaşırlar. Teorik olarak, üç
kıtalı (Asya, Afrika, Latin Amerika) devrim politikada, estetik ve anlatısal devrim ise
sinemada görülür (Shohat, 2003: 55). Teorileri, genel olarak sadece Latin Amerika
ile sınırlı kalmamış, Asya ve Afrika’yı da kapsayacak şekilde genişlemiştir. “Üçüncü
sinema” ulusal bağımsızlık peşinde olan, mistizm, ırkçılık, burjuva ve popüler
sömürgecilik karşıtı sinemadır (Stollery, 2002: 205).
Üçüncü sinemacıların temel sinemasal prensipleri gerçekçiliktir. Bunun yanı
sıra politiktirler, sinemanın da politika ve propaganda malzemesi olarak
kullanılmasından yanadırlar. Ortak bir Latin Amerika kültürünün oluşmasından yana
olsalar da, ABD kaynaklı kültürel emperyalizme karşı ulusal sinemaların öneminden
bahsederler. Toplumun alt kesimlerini anlatırlar, kitsche varan anlatılardan
çekinmezler.
Üçüncü Dünya kavramsallaştırması, sadece Latin Amerika ile ilgili olmasa
da, Latin Amerika’nın siyasal, ekonomik ve dolayısıyla sosyal hayatını anlamak için
önemli bir kavramdır. Bu kavramdan üretilmiş sinema akımları da, Latin Amerika ve
78
dünya sineması üzerine önemli bir teorik perspektif oluşturmaktadır. Latin
Amerika’da ortaya çıkan sinema hareketleri ve teorileri ile Üçüncü Dünya fikri
arasında ve özellikle “bağımlılık okulu” teorileri arasında bağlantılar vardır. Sinema
akımları da, Batı’dan farklı, kendine özgü ve politik bir sinema dili oluşturmaya
çalışmaktadırlar.
“Üçüncü sinema” fikri sadece Latin Amerika ile sınırlı değildir, tanımı gereği
Asya ve Afrika’yı da içine alır. Üçüncü sinema fikri, temel olarak sadece Solanas ve
Getino’nun değil, aynı zamanda Rocha’nın, Espinosa’nın makalelerinden de yola
çıkan bir yol izlemiştir. Solanas’ın yanı sıra, Jorge Sanjines, Ousmane Sembene,
Yusuf Şahin, Theo Angelopulos, Ritwik Gatak başta olmak üzere birçok yönetmen
“üçüncü sinema” kavramsallaştırmasının içine sokulur. Arjantin’de Solanas ve
Getino’nun yanı sıra Leonardo Favio, Raymundo Glayzer, Felipe Cazals üçüncü
sinemacılar arasında sayılabilir. “Üçüncü sinema”nın teorik altyapısı Latin
Amerika’da atılmıştır, ama Afrikalı ve Asyalı sinemacılarda “üçüncü sinema”
örnekleri ortaya koymuşlardır (Mowitt, 1998: 131). Kahire’de 1969’da, Cezayir’de
1973’de Üçüncü Dünya film festivalleri düzenlenmeye başlanmıştır (Stam, 2000:
95). Bu festivallerin amaçları arasında, Üçüncü Dünya ülkelerindeki sinemacılar
arasında iletişimi artırıp, ortak bir mücadele alanı yaratmak vardır, ancak Latin
Amerika dışında önemli sinema teorileri üretilememiştir.
79
2.4-)
S NEMA HAREKETLER
Latin Amerika’da “üçüncü sinema”nın oluşması ve geçirdiği evrelerin
başlangıcında 1950’lerde Bunuel’in Genç ve Düşmüş gibi kent fakirliği filmleri ve
Torre Nillsson’un Buenos Aires orta sınıf değerlerini veren filmleri yer alır. Onun
ardından, 1950’lerin sonu ve 1960’ların başındaki yoksulluk ve eşitsizlikten yola
çıkıp favelalara, sertaolara giden Cinema Novo ve Küba sineması gelir. Üçüncü
dalga olarak 1960’ların sonunda Arjantin, Bolivya ve Şili’de amaçları sadece
gerçekliği kaydetmek değil, onu açıklamak, değiştirecek yolları bulmak olan
devrimci sinema gelir (Burns, 1973: 570-574).
1950’lerde, Latin Amerika sinemasında değişiklikler olmaya başlamıştır.
Sinema endüstrileşirken, sinemadaki auteurlerin sayısı da artar. Bu endüstrinin
içindeki yetenekli auteurler, gerçekçi stiller kullanarak, Üçüncü Dünya’daki sosyal
ve ev hayatının göstermeye çalışırlar. 1960 ve 1970’lerin ilk dönemindeki önemli
“üçüncü sinema” teorileriyle birlikte politik içerikli sinema (Armes, 1987: 54) bu
auteur
lerin ürünüdür.
1960’larda Latin Amerika sineması radikalleşmeye başlamış ve zamanla
endüstriyel medyaya karşı bir silah olmuştur (Xavier, 2003: 54). Fernando Birri’nin
belgesellerinden başlayarak, Bolivya’da Ukamau grubu ve Jorge Sanjines’in filmleri,
Brezilya’da Cinema Novo ve Marjinal Sinema akımları, Arjantin’de Fernando
Solanas ve Octavio Getino’nun filmleri ve yazıları ve Küba sineması hep bu
dönemin ürünüdür.
80
1960’ların sinema hareketleri ortaya çıkış dönemleri ve varolma süreçleri
açısından politika ile birebir ilişki içerisindedir. Bu birlikteliğin en iyi örneğini Küba
sineması oluşturmaktadır. Devrimden önce neredeyse hiç olmayan Küba sineması
devrimin ürünü olarak ortaya çıkar. Yine Brezilya’da Cinema Novo hareketi, ilerici
bir yönetim döneminde ortaya çıkmış ve 1964’de yaşanan askeri darbenin ardından
duraklamak zorunda kalmıştır. Askeri iktidarın yumuşamasının ardından yeniden
ortaya çıkan Cinema Novo ve ondan türeyen Marjinal Sinema akımları da politik
durum ile ilgilidir. Şili’de de benzer bir şekilde 1969–1973 yılları arasında Salvador
Allende iktidarı döneminde Şili Yeni Dalgası filmleri ve sinemacıları ortaya
çıkmıştır. Politik olarak daha özgür bir dönemde ortaya çıkan sinema hareketleri
askeri darbelerden sonra oluşan baskı dönemlerinde son bulmak zorunda kalmıştır.
Küba sineması hariç diğer sinema hareketlerinin hepsi, askeri darbelerle kesintiye
uğramıştır. Askeri darbeler, sosyal ve sinemasal umut döneminin sonu olmuştur.
Arjantin ve Şili’de askeri darbeler sinema hareketlerinin sonunu getirirken, Brezilya
ve Bolivya gibi ülkelerde, sinema hareketleri iktidarların değişken yapısına paralel
olarak devam edebilmiş, ara vermiş ya da değişmiştir. Küba sineması ise uzun yıllar
aynı karakterini devam ettirebilmiştir.
1967’de Şili’de Vine del Mar Film Festivali yapılmaya başlar. Bu festival
bütün Latin Amerika sinemasını bir araya getirmeye ve birbirlerinden etkileşimlerini
sağlamaya çalışan ilk çalışmalardan birisidir. Bu festival sayesinde Latin Amerikalı
yönetmenler ve sinema hareketleri birbirlerinden etkilenmiş, ortak sinema özellikleri
artmıştır. Sinema hareketlerinin dışında kalan Meksika’da ise yeni popüler türler
Dostları ilə paylaş: |