74
1960’ların sinema hareketleri aynı zamanda, teorik olarak da önemli eserler
ortaya çıkarmıştır. Bunların arasından, Fernando Solanas ve Octavio Getino’nun
“Üçüncü Sinema Manifestosu” (Hacia un Tercer Cine - Towards a Third Cinema,
1968), Glauber Rocha’nın “Açlığın Estetiği” (A Estética da Fome - Aesthetics of
Hunger, 1965) ve Julio Garcia Espinosa’nın “Kusurlu Sinema”
8
(Por un Cine
Imperfecto - For an Imperfect Cinema, 1969) adlı çalışmaları önemli bir yer
tutmaktadır. Bu çalışmalar sadece Latin Amerika sineması için değil aynı zamanda
bütün dünya sineması için de önemlidir. Solanas ve Getino, “birinci sinema” olarak
Hollywood ve diğer ülkelerdeki popüler, gişe merkezli ve ticari sinemadan
bahsederken, “ikinci sinema” olarak Avrupa’nın yabancılaşmaya dayalı auteur
sinemasını gösterirler. “Üçüncü sinema” ise Üçüncü Dünya ülkelerinde üretilme
mecburiyeti olmasa da genel olarak bu ülkelerden gelen ve politik bir sinemadır.
Rocha ise, ülkesinin en büyük sorununun açlık olduğunu ve açlığın şiddeti
doğurduğunu, sinemada açlığın ve şiddetin estetiğini vermeye çalıştıklarını söyler.
Espinosa, kusursuz sinema olarak, teknik olanaklarından dolayı Amerikan
sinemasından bahsederken, azgelişmiş ülkelerdeki sinemaların, bu ülkenin teknik
seviyesine ulaşamayacağını ama tekniğin sanatsal ve içerik açısından o kadar önemli
olmadığından bahseder.
Günümüzde, bu sinema hareketlerinin hepsi “üçüncü sinema” olarak
anılmaktadır. Bu üç makale de üçüncü sinemanın manifestolarıdır. Bu makalelerin
benzerlikleri ve birbirleriyle etkileşimleri çok fazladır ve birbirlerini tamamlayıcı
8
Tam karşılığı Mükemmel Olmayan Sinema olmasına rağmen Türkçe metinlerde Kusurlu Sinema
kullanılmaktadır.
75
görünümündedir. Tarihsel olarak “üçüncü sinema”, Fransız yeni dalgasının
başarısından, onun ve yeni gerçekçiliğin yerele ve doğaçlamaya dayanan, düşük
bütçeli sinema pratiklerinden gücünü almıştır. Bu pratikler, Louis Althuser, Bertold
Brecht ve Sovyet biçimcilerden, post-yapısalcı düşünürlerden, Jacques Lacan,
Michel Foucoult ve Jean François Lyotard’a kadar uzanan yeni Marksist kültür
teorilerinin bileşiminden esinlenir (Gazetas, 2003: 33). Bütün “üçüncü sinema”
hareketleri Hollywood sinemasına karşıt olarak ortaya çıkmıştır (Cynthia, 1988: 266)
ve Frantz Fanon, Che Guevara, Ho Chi Minh, Amilcar Cabral gibi teorisyenlerin
görüşlerinden etkilenmiştir. Bu teorisyenlerin emperyalizme karşı görüşlerinden
etkilenen “üçüncü sinema” anti-emperyalist bir yapı içermektedir.
“Üçüncü sinema” fikri oluşmadan önce de bayağı bir Batılı olmayan film
üretimi vardı (Armes, 1987: 2). Üçüncü Dünyalı fikri 1945’lerden sonra ortaya
çıkmaya başlar. “Üçüncü sinema” da Üçüncü Dünya’nın “bağımlılık okulu”
teorilerine benzer şekilde, kültürel yeni sömürgecilik ve emperyalizme karşıtlık ön
plandadır (Armes, 1987; Buchsbaum, 2001: 156). Tarihsel ve politik bir perspektif
oluşturma çabası içindedir ve ideoloji temel amaçtır (Cynthia, 1988: 268). Latin
Amerika fikri ve birliği emperyalizme karşı duruş ve kültür için önemliyken diğer
yandan, “üçüncü sinema”nın üç kıtalı bir biçimi de vardır.
1960’lı yıllar Latin Amerika’da ve dünyada alternatif politik seslerin
yükselmeye başladığı dönemdir. Küba’daki devrim ve 1961’deki Domuzlar Körfezi
çıkarması, Kuzey Afrika ülkelerinin bağımsızlığı (Cezayir) gibi olaylar Üçüncü
Dünya’nın gururunu artırdı. Anti-sömürgeci mücadele, Vietnam savaşına karşıtlık,
76
öğrenci ayaklanmaları, 1968 olayları ve Avrupa’daki politik durum, Latin
Amerika’daki gerilla mücadeleleri, gene 1960’larda meydana geldi. Frantz Fanon,
‘Che’ Guevara, Ho Chi Minh Üçüncü Dünya insanlarının ve dolayısıyla
yönetmenlerinin Batı’ya karşı radikal bir tavır almasını sağlayacak fikirler ileri
sürdüler. Bütün bunların sonucunda 1960’larda Üçüncü Dünya’da egemen olan
düşünce anti-sömürgecilik olarak nitelenebilir. “Üçüncü sinema” hareketlerinin
paylaştığı temel prensip de anti-sömürgeciliktir. Anti-sömürgecilik, militanlık ve
ş
iddetin (Stam, 2003: 31) yanı sıra bu sinema hareketleri, toplumsal adalet, sınıf
farklılığı, etnisite, azgelişmişlik ve ulusal kimliğe de vurgu yaparlar. Ulusal bilinç
içinde sınıf kavgası oluşturmak için çalışırlar (Cynthia, 1988: 269).
“Üçüncü sinema” hareketlerinin 1960’larda ortaya çıkmasında, sinemasal
olarak Avrupa’daki talyan yeni gerçekçiliği ve Fransız yeni dalganın etkisi vardır.
Bu dönemin Latin Amerikalı sinemacıları başta talya olmak üzere Avrupa’da
sinema eğitimi görmüş ya da bulunmuşlardır. Fernando Biri, Nelson Parreira Dos
Santos, Tomas Gutierrez Alea, Ruy Guerra gibi yönetmenler Avrupa’dan döndükten
sonra özellikle yeni gerçekçiliğin etkisiyle ucuza, amatör oyuncularla film çekmeye
çalışmışlardır. Bu yönetmenlerden bazıları 1960’lardan önce film çekmeye başlamış
olsalar da, 1960’lardaki sinema akımlarının içinde yer alırlar. Fernando Birri, Tomas
Gutierrez Alea ve Julio Garcia Espinosa Roma’da sinema okumuşlar ve yeni
gerçekçilikten etkilenmişlerdir. Bu yönetmenler, Nelson Parreira Dos Santos ile
birlikte 1950’lerde sinemaya başlayarak 1960’lara öncü olmuşlardır (Armes, 1987:
80–81).
Dostları ilə paylaş: |