172
ermesiyle bu profesyonel askerlerin de askerlikleri bitmek zorunda kalmıştır.
Hayatlarında askerlikten başka bir şey yapmamış olan ve son birkaç senelerini
dağlarda geçiren bu insanların Lima hayatına alışmaları zordur.
Maria, Merhamet Dolu
(Maria Full of Grace Joshua Marston, Kolombiya,
2004) ve Bu Hileli Hayatta (En la Puta Vida, Beatriz Flores Silva, Uruguay, 2001)
modern köleliği eleştiren filmlerdir. Kolombiya ve ABD ortak yapımı olan Maria,
Merhamet Dolu
’da ABD Kolombiya arasında uyuşturucu kuryesi olarak çalıştırılan
kızların hikayeleri anlatılır. Uruguay filmi Bu Hileli Hayatta’da ise Uruguay ile
spanya arasında seks kölesi olarak çalıştırılan genç kızların dramı perdeye getirilir.
Miras
(Herencia, Paula Hernandez, Arjantin, 2001) ve Yabacı Toprak Latin
Amerika’da yaşanan kimlik problemleriyle ilgili filmlerdir. Bu filmler, Latin
Amerika kimliğinin Avrupa ile bağlantısı üzerinedir. Yabacı Toprak’da spanya’ya
gidip annesinin doğduğu yerleri görmeye çalışan birisi varken, Miras’da Avrupalı
birisine iş vermek zorunda kalan kadının kendi Avrupalı geçmişiyle yüzleşmesi
gözükmektedir. Köpek Bombon Arjantin’de yaşayan yerlilerden, beyazlara ve
Araplara kadar birçok farklı grubu perdeye getirir. Bu insanlar, Arjantin toplumunun
üyeleri olmalarına rağmen, halen anavatanlarından getirdikleri geleneklerini de
devam ettirmektedirler. Arjantinlilik nedir anlamak için, birçok göçmen unsura
bakmak gerekir (Rangil, 2001), Miras ve Köpek Bombon Arjantinliliğin ne olduğunu
anlayabileceğimiz filmler arsındadırlar.
173
Kimlik problemi Latin Amerika’nın en büyük problemlerinden biri olmaya
devam etmektedir. Bir yandan da Latin Amerika’nın ortak bir kültüre sahip olduğunu
ve ortak bir kimliğinin olması gerektiğini savunanlar vardır. Jorge Sanjines,
Fernando Solanas gibi yönetmenler, Simon Bolivar ve ‘Che’ Guevara gibi ortak bir
Latin Amerika kimliğinin oluşturulmasından yanadırlar. Latin Amerika ülkelerinin
aslında birbirinden hiç de farklı olmadığını savunurlar. Solanas’ın Yolculuk filminde
Latin Amerika’nın içinde seyahate çıkılır ve benzerlikler göz önüne getirilir. Yeni
sinemadan benzer bir seyahati anlatan, Che Guevara’nın gerçek öyküsünden yola
çıkan Motosiklet Günlükleri filminde de ortak bir Latin Amerika kültürü vardır. Latin
Amerika içinde seyahat edilirken, bütün Latin Amerikanın, sorunları, yoklukları ve
güzellikleriyle bir bütün olduğu vurgulanır. Walter Salles “Avrupa’dan farklı olarak
kimlik sorusu kristalleşmemiş toplumlarız. Bu yüzden bizi, birbirleriyle çelişen
biçimde gösterebilen sinemaya ihtiyacımız var’’ (Salles, 2003) derken Latin Amerika
kimliğinin değişkenliğinden söz etmektedir.
Bazı yönetmenlerse, etnik kimlikler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Jorge
Sanjines 1970’lerde And bölgesindeki yerliler üzerine yoğunlaşıp bir yandan da bu
bölgeyi bütün Latin Amerika’nın temsilcisi olarak gösterirken, Daniel Burman,
Buenos Aires’teki Yahudi azınlık üzerine odaklanır. Burman’ın filmlerindeki Yahudi
azınlık kendi mahallelerinde kapalı bir biçimde yaşamakta, toplumun diğer
kesimlerine entegre olmaya çalışmamaktadır. Burman’ın, Mesihi Beklemek ve Kayıp
Kucak
filmlerindeki Yahudiler, kendilerini tanımlarken, Arjantinli ya da Latin
Amerikalı olmaktan önce dinsel kökenlerine ve anavatanlarına gönderme yaparlar ve
bir gün geri döneceklerine dair inançları vardır. Latin Amerika’da, özellikle, 20.
174
yüzyıl göçmenleri yeni hayatlarına eklemlenme sorunu yaşamaktadır ve Burman
filmlerinde bu sorunla ilgilenmektedir. Arjantin filmlerinde Avrupa bağlantısı
kimliğin bir parçası gibi görünmektedir. Filmlerdeki karakterler, kıtanın hiçbir
yerinde olmadığı kadar, Avrupa’yla bağlantılıdır ya da Avrupa’ya gitme arzusu
içindedir.
Sinemada etnik kimliklerin vurgulanması, kimlik politikalarına çözüm olarak
görülmektedir (Xavier, 2003: 49). Latin Amerika’daki olası etnik problemlerin
azalması ve etnik farklılıklardan çıkan sorunlar yerine etnik çeşitliliklerin
zenginliklerinin vurgulanması için sinema araçsal bir rol oynamaktadır.
175
SONUÇ
Latin Amerikan sineması içinden çıktığı toplumla karşılıklı ilişki içindedir.
Öncelikle toplumsal gelişmeler sinemayı çok yakından etkilemektedir. Sinema
üretimi toplumsal ve politik gelişmelere paralel seyretmek zorunda kalmaktadır.
Ekonomik, politik ve ideolojik olarak sinema üretimi içinden çıktığı toplumla
paralellikler barındırmaktadır. Diğer yandan, tematik olarak Latin Amerika sineması
içinden çıktığı toplumu yansıtmaktadır. Latin Amerika sineması ana hatlarıyla
toplumsal bir sinemadır.
Latin Amerika devletleri, özellikle 20. yüzyılda, toplumsal yaşamı belirleyen
bir konumdadır. Devletler, uzun yıllar baskı rejimleriyle, son 25 yılda ise ekonomik
sorunlar nedeniyle toplum üzerinde belirleyici olmaktadır. Sinema da toplumun
yansıması olarak devlete bağımlı hale gelmiştir. Devlet sinema üretiminin temel
bileşeni konumundadır. Sinemacılar, film çekebilmek için devlet yardımına ve
desteğine muhtaç duruma getirilmiştir. Devlet ekonomik belirleyici rolüyle sınırlı
kalmamış, zamanla filmlerin içeriğini de etkilemeye çalışmıştır. Bazen programlı bir
ş
ekilde ama genellikle sansür yoluyla filmlerin öyküsüne devlet eli uzanmaktadır.
Ancak, devletin sinema üzerindeki varlığı her zaman olumsuz yönde olmamakta,
bunun yanı sıra ulusal sinemaların yaratılması için destek olduğu dönemler de
olmaktadır.
Sinema devlet ilişkisinin yanı sıra diğer toplumsal gelişmeler de sinemayı
etkilemektedir. Latin Amerika toplumları dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir melez
Dostları ilə paylaş: |