587
o r t a d o ğ u ’ d a y e n i d ü z e n a r a y ı ş l a r ı
protestoculardan ibaret değil. İktidarı boyunca
Salih’le işbirliği yapmış bazı aşiretler, sokaktaki
protestoların şiddetlendiği Mart ayından itiba-
ren hükümete verdikleri desteği çekerek muha-
lefetin yanında yer almaya başlamış durumda.
Bu rakip aşiretlerin lideri konumunda olan
Ahmar Ailesi, Salih’le işbirliğini bozmasının
ardından kendisine bağlı güçleri devreye soka-
rak Salih’in silahlı güçleri ile çatışmaya başladı.
Bunun yanı sıra, Salih’in yakın kurmaylarından
General Ali Muhsin, orduda kendine bağlı bir-
likleri yanına çekerek muhalif kampına katıldı.
Böylelikle Yemen’de rejim ile aynı anda çatış-
makta olan çok parçalı yeni bir muhalif yapı
ortaya çıktı.
Bu yeni muhaliflere, halihazırda rejimle çatış-
ma halinde olan ayrılıkçı yapıların eklenmesi
ile Yemen’deki çatışma daha da içinden çıkıl-
maz bir hal aldı. Kuzeyde Sa’ada eyaleti merkez
olmak üzere, fiili bir yönetim kuran Şii Huti-
ler, sınır komşuları Suudi Arabistan’ın kendi-
lerine Vahhabiliği dayatmasına ve Salih’in bu
konuda Suudi Arabistan’a destek vermesine
karşı çıkmaktaydılar. İsyan rüzgarından aldık-
ları ivmeyle hükümetle ve bölgedeki Selefilerle
çatışmalarını şiddetlendiren Hutiler, ülkenin
bugünkü kaos ortamını kontrolleri altındaki
bölgeleri genişletmek için bir fırsat olarak gö-
rüyorlar. Şii Hutilerin hükümetle girdiği bu
çatışma, bölgesel güçler açısından da önem
taşımakta. Nitekim Suudi Arabistan, İran’ın
güdümünde olduğunu ileri sürerek tehdit algı-
ladığı Hutilere karşı Yemen hükümetini destek-
lerken, İran Hizbullah kadar etkin olmasa da,
bölgedeki Şii yükselişine ivme kazandırmak
için Hutilere destek vermekte.
Yemen’de kökleri isyan öncesine dayanan ayrı-
lıkçı hareketler Hutiler ile sınırlı değil. Bu an-
lamda güneyli ayrılıkçılar diğer önemli grubu
oluşturuyor. Kuzey ve güneyin 1990’da birleş-
mesinin ardından, kuzeyin üstünlüğüne dayalı
rejimi kabul etmek istemeyen güneyli ayrılıkçı
hareket, 1994 iç savaşıyla bastırılmasına rağ-
men 2009’dan itibaren tekrar aktive olmaya
başladı. İsyan dalgası ile birlikte Salih rejiminin
ülke genelinde kontrolü kaybetmesini takiben
manevra kabiliyeti kazanan güneyli hareket,
Hirak grubu liderliğinde federasyon taleplerini
gerçekleştirmek için hükümetle çatışma içerisi-
ne girdi.
Güneyde, güneyli ayrılıkçı hareketin dışında
fakat çatışmaların içinde yer alan bir grup daha
mevcut. Bu da, ABD’nin Afganistan’ı işgalinin
ardından Yemen’e yerleşen el-Kaide’nin böl-
gede oluşturduğu Arap Yarımadası el Kaidesi
(AQAP). ABD başta olmak üzere Batı dünya-
sı tarafından tehdit unsuru olarak görülen el-
Kaide’ye karşı hükümet güçleri ABD ile birlikte
uzun bir süredir operasyonlar düzenliyor. Buna
karşın Salih için el- Kaide’nin varlığı iktidarı-
na destek bulmak ve devamını sağlamak için
ABD’ye karşı önemli bir koz olma niteliği de
taşıyor. El-Kaide’nin Kuzey Afrika ve Afrika
Boynuzu’na yayılmasından endişe eden ABD,
terörizme karşı işbirliği amacıyla Salih rejimi-
ne destek vermeye devam ediyor. Bu nedenle
protestolar ve şiddet olayları artınca ilk başta
ABD tarafından köklü bir değişiklik istenmedi,
bunun yerine Salih yerine oğlu Ahmet’in dev-
let başkanlığına getirilmesi formülü geliştirildi.
Ancak bu ismin de muhalifler tarafından yo-
ğun tepkiyle karşılanması sebebiyle yeni çözüm
önerileri gündeme geldi.
Yetki devri anlaşması: hayal kırıklığı
Yemen’de artan şiddetin komşu Körfez ülkele-
rini tedirgin etmesiyle Nisan ayında ABD hi-
mayesinde Körfez İşbirliği Konseyi’nin uzlaşı
girişimleri başladı. Ancak aylarca süren görüş-
melere ve tüm iç ve dış baskılara rağmen Salih
bir türlü koltuğunu terk etmeye ikna olmadı.
Defalarca istifa sözü vermesine karşın her sefe-
rinde son dakikada vazgeçen Salih, BM arabu-
lucusunun iki hafta süren çalışmaları ve Batılı
güçlerin Salih’in yurt dışındaki mal varlığını
dondurma tehditleri sonucunda anlaşmayı im-
zalamayı kabul etti. Salih’in 23 Kasım’da Suudi
Kralı Abdullah’ın sarayında muhalefetle yaptı-
ğı yetki devri anlaşması, Yemen’deki isyanları
el-Kaide odaklı güvenlik sorununa indirgeyen
Batılı ülkelerce de desteklendi. Ancak anlaşma-
nın imzalanmasının hemen ardından sokakları
dolduran on binlerce Yemenli, aylardır verdik-
leri mücadelenin bir kalemde silinmesinin ha-
yal kırıklığını yaşamakta. Halkın öfkesi, yetki
devri anlaşmasının köklü bir değişimden ziya-
de rejimin ömrünün bir süre daha uzatılması
için başvurulan bir taktik olduğu kanaatini
doğrular nitelikte.
Anlaşma uyarınca Salih, yetkilerini devlet baş-
kan yardımcısı Abdurrabu Mansur Hadi’ye
devredecek. Salih ailesine yakınlığı ile bilinen
Hadi, Salih’in tedavi için Suudi Arabistan’da
bulunduğu dönemde başkanlığa vekalet etmiş,
588
a r a l ı k 1 1
bu süreçte Salih’in oğlu Ahmet başta olmak
üzere kilit kurumların başındaki aile üyelerinin
sözünden çıkmayarak “güvenilirliğini” kanıtla-
mıştır. Hadi, anlaşmaya göre 21 Şubat’ta yapıla-
cak devlet başkanlığı seçimleri için de tek aday
olarak görülüyor. Bununla birlikte, Salih’in
seçimlere kadar onursal başkan sıfatıyla sa-
rayda oturmaya ve lideri olduğu Cumhuriyet-
çi Kongre Partisi’nin başında kalmaya devam
edeceği de hatırlatılmalı. Salih’in akrabalarının
kontrolünde bulunan istihbaratta, ordunun ki-
lit birimlerinde ve diğer stratejik kurumlarda
önemli bir yapısal değişime gidilmemesi de
anlaşmanın, rejimin bekasının garantisi ola-
rak görülmesine neden oluyor. Tüm bunların
ötesinde, aylarca sivillerin üstüne ateş açarak
insanlığa karşı suç işleyen Salih’in anlaşmayla
yargı dokunulmazlığı kazanacak olması protes-
toların şiddetini artıran en büyük etken.
Yeni hükümet yeni umut mu?
Anlaşmaya karşı ülke genelinde protestolar
devam ederken Mansur Hadi, Muhammed
Basindva’yı başbakan olarak atadı. Bir dönem
Salih’in Dışişleri Bakanlığını yapan ancak ça-
tışmaların şiddetlenmesinin ardından muha-
lif safa geçen Basindva, yetki devri anlaşması
doğrultusunda, muhalefet koalisyonu ve ikti-
dardan eşit sayıda bakanın yer aldığı bir Ulu-
sal Birlik Hükümeti kurdu. Kabinedeki görev
paylaşımına göre muhalefete içişleri, maliye ve
enformasyon bakanlıkları verilirken savunma,
dışişleri ve petrol bakanlıkları Salih’in partisi
Cumhuriyetçi Kongre’de kaldı. Muhalefet ko-
alisyonu, Ahmar Ailesi’nin başını çektiği çok
sayıda partiden oluşuyor. Ancak, köklü değişim
hedefleyen protestocular için muhalefet koalis-
yonu, mevcut rejimin pasif unsuru olmaktan
başka bir şey ifade etmiyor. Ayrıca, yetki devri
anlaşmasına en başından beri karşı olan genç-
ler, ayrılıkçı Hutiler ve Güney hareketi yeni
hükümette temsil edilmiyor. Bu nedenle isyan-
cılar, yeni kurulan hükümetin ülkedeki elitler
arasında rol paylaşımı olduğunu öne sürerek
rejimin kurumları ve aktörleriyle birlikte tüm-
den değişimini istiyor.
Devam eden protesto gösterileri ve ayrılıkçı
isyancıların silahlı eylemleri göz önüne alındı-
ğında, yeni kurulan hükümetin ülke genelinde
egemenliği sağlaması güç görünüyor. Bunun
yanı sıra, tükenen petrol ve su kaynakları ve
çöken ekonomisiyle Arap dünyasının en yoksul
ülkesi olan Yemen’de insani kriz yaşanıyor. 25
milyon Yemenlinin yarısı açlık sınırının altın-
da, günlük 2 doların altında gelire sahip halkın
%35’i ise işsiz. Yeni hükümet hem ülkede istik-
rarı sağlamak hem de ekonomiyi düzeltmek
ve alt yapı hizmetlerini yeniden tesis etmek
durumunda. Ancak halkın desteğini alamayan
hükümetin tüm bu sorunlarla başa çıkmasının
uzak bir ihtimal olduğunu iddia etmek müm-
kün.
Arap isyan dalgasının domino taşlarından biri
olmaktan öte görülmeyen Yemen, isyan rüz-
garından önce de rakip aşiretlerin iktidar mü-
cadeleleri, bölgesel aktörlerin güç savaşları ve
ayrılıkçı grupların çatışmalarıyla boğuşuyor-
du. İsyan kıvılcımı ilk yandığında mezhepsel,
kabilesel ve bölgesel tüm ayrılıklara rağmen,
Salih rejimini devirmek amacıyla birleşen halk,
Salih’e perde arkasından ülkeyi yönetme hakkı
veren yetki devri anlaşması ile devrimlerinin
ellerinden çalındığına inanıyor. İktidardan pay
alamayan isyancılar şimdilik kaybederken, Sa-
lih giderken yeniden kazanıyor.
www.setav.org, 12.12.2011
“
Arap Ayaklanması rüzgarına ka-
pılmış küçük bir ülke olarak resmedilen
Yemen, iç ve dış dinamikler hesaba ka-
tıldığında, önemi azımsanmayacak bir
unsur olarak karşımıza çıkıyor.